Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/655 E. 2021/804 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/655 Esas – 2021/804
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/655
KARAR NO : 2021/804
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/11/2019
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 25/10/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacılar vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; 11/10/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kızlarını kaybettiklerini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplanacak delillere göre belirlenecek destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının … ve … için şimdilik kişi başı 3.000,00TL olmak üzere toplam 6.000,00TL’nin davalılardan olay tarihinden itibaren (sigorta şirketi yönünden sigorta limiti aşılmamak üzere) işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacılar .. ve … için kişi başı 50.000,00TL, … ve … için kişi başı 25.000,00TL manevi tazminatın davalı sürücü ve taşıt maliki yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

CEVAP :Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı taşıt sürücüsünün sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde ve kusuru oranında olduğu, sürücünün kazada kusuru bulunmadığını, başvurucunun %100 kusurlu olduğu bir kazada 3. kişilerin destekten yoksun kalma tazminatı alabilmesinin söz konusu olmadığını, avans faizi talebinin uygun olmadığını, ancak dava açıldığı tarihten itibaren yasal faize hükmedilebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin orta şeritte seyir halinde iken başka bir taşıtın önünden 2 adet yayanın önüne çıktığını, trafik yoğun olduğundan ve sağ şerit dolu olduğundan sağa kaçma imkanı olmayan müvekkilinin kaçabildiği kadar sola kaçtığını, aynı zamanda frene bastığını, sağ farın olduğu yerden yayayla çarpıştığını, kendi canını hiçe sayarak taşıtı refüje çarptığını, seyir halinde olan diğer 2 taşıtın şoförleri … ve …’nin polisi bekleyerek görgü tanığı olarak ifade verdiklerini, müvekkilin gözaltına alındığını, kovuşturmaya gerek olmadığına karar verildiğini, maddi ve manevi tazminat isteminin reddi gerektiği, avans faizi talebinin uygun olmadığını, davacı tarafın kazanın tünelin dışında olduğunu iddia ettiğini, kazanın meydana geldiği yerin köprünün altı yani tünel alt geçidi olduğunu, müvekkilinin 25m fren izi olmasının da kazanın köprünün altında olduğuna işaret ettiğini, tanık ifadelerinin de bu doğrultuda olduğunu, destekten yoksun kalma tazminat için var olan destek olması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Hasar dosyası, SGK kayıtları, tarafların ekonomik sosyal durum araştırmaları, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, tanık beyanları, mahallinde yapılan keşif, 20/04/2021 tarihli bilirkişi raporu, 01/09/2021 tarihli bilirkişi raporu, 06/12/2018 tarihli kusur raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
11.10.2018 günü saat 16:00 sıralarında … İlçesi … Mahallesi … Yolu üzerinde sürücü … yönetimindeki … plakalı aracı ile … istikametinden gelerek … istikametine doğru seyri sırasında … Mahallesindeki alt geçit tünel girişine gelip sol şerit üzerinde 122 metre ilerlerken istikametine göre yolun sağından hareketle yolun soluna doğru karşıya geçmek isteyen davacılar yakını 16 yaşında yaya …’e sol şerit üzerinde aracının sol ön ve yan kısımları ile çarpması neticesi adı geçen yayanın yaralanması ve akabinde ölümü ile sonuçlanan trafik kazası meydana geldiği hususları tartışmasızdır.
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 06/12/2018 tarihli kusur raporuna göre; sürücü …, yönetimindeki araçla seyrederek olay yerine geldiğinde, sağ ön ilerisinde seyir halinde olan aracın önünden kaplamaya girip karşıya geçmek isteyen yayaya aracının sağ ön kısmı ile çarptığı olayda, bu oluş şartlarında herhangi bir kural ihlali görülmediğinden sonuçta atfı kabil kusuru olmadığı, yaya …, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde yayaların geçişi için hiç de uygun olmayan mahalde, taşıt yolu üzerinde seyir halinde olan araçlara rağmen kaplamanın sağından kontrolsüz biçimde yola girmiş, bu haliyle karşıya geçmek istediği sırada sol şerit üzerinde ilk geçiş hakkına sahip biçimde gelen sürücü … yönetimindeki otomobilin seyir yoluna girip, söz konusu otomobilin sadmesine maruz kaldığı olayda; dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce kusur oranının tespitine yönelik yapılan keşif sonrası bilirkişi …’nın mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporuna göre; davacılar yakını müteveffa yaya …’in yaya geçidinin bulunmadığı bir kesimden bölünmüş yolu karşıya geçerken taşıt yoluna girmeden önce yolda trafik akımının kendisine yeteri zamanı bırakacak şekilde kesilmesini beklememekle, yaya geçidi bulunmayan bir kesimden…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…karşıya geçerken İlk geçiş hakkının taşıtlarda olduğunu düşünerek, yaklaşmakta olan taşıtların uzaklık ve hızlarını yeterince dikkatle kontrol etmesi gerekirken, davalı sürücünün sevk ve idaresindeki aracın uzaklık ve hızını kontrol etmeden taşıt yoluna girerek kendi can emniyetini tehlikeye düşürecek şekilde davranmakla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68. Maddesi hükümlerine aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizliği ile meydana gelen olayda birinci derecede yüksek oranda (%85) kusurlu olduğu, davalı sürücü …’in yerleşim yeri içerisinde sevk ve idaresindeki araç ile seyri sırasında, önüne her an bir engelin çıkabileceğini düşünerek dikkatli ve tedbirli bir şekilde seyretmesi, yola gereken dikkatini vermesi, görüşün açık olduğu tek yönlü yolda, sağında ilk hareketini gördüğü yayaların her an yola girebileceğini düşünerek hızını azaltması ve yoldaki mevcudiyetini gösterecek şekilde zamanında sesli ikazda bulunması, aracının sağ kenarına kadar yolu kat eden yayaya karşı gerekli fren tedbirini zamanında alması gerekirken aksine davranışı ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52. Maddesi hükümlerine aykırı davranmakla, meydana gelen olayda ikinci derecede düşük oranda (%15) kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsünden rapor alınmasına karar verilmiş, bu hususta İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi istenilmiştir.
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişiler …, … ve ….’in sunmuş oldukları rapora göre; kazanın meydana gelmesinde: yaya …’in 2918 sayılı K.T.K.’nun 68/b maddesinde belirtilen “taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır, yayalar, bu yerlerden geçerken; yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak, geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek, ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorundadırlar” kurallarını ihlal etmesinin %100 oranında ana etken olduğu, kazada: … plaka numaralı taşıt sürücüsü …’in yoğun ve hızlı akan trafik şartlarında, ani ve beklenmeyen şekilde önüne çıkan yayalara çarpmamak için fren ve direksiyon tedbirine başvurmuş olsa da şartlar nedeni ile yeterli olmadığı, kural ihlali tespit edilemediğinden kusurunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Bu itibarla; alınan bilirkişi raporları, kaza öncesinde tanık ifadeleri ve olay sonrası mahal şartlarından anlaşıldığı üzere; yoğun trafik şartlarında seyredildiği, yayaların orta şeritte bulunan tanık …’ın sevk ve idaresindeki … plaka numaralı taşıtın önünde bulundukları, … plaka numaralı taşıtın sol şeritten, yayaların yanından geçtiği, tanık ifadesine göre bir taşıtın daha geçmesi sonrasında yayaların sol şeride girdikleri ve … plaka numaralı taşıtın sağ kısmından çarpışmanın gerçekleştiği, dolayısı ile sürücü …in yayaları görme ihtimalinin bulunmadığı ve orta şeritten yaklaşan taşıt nedeni ile de ani olarak yayaların taşıtın önüne çıktıkları kazanın kaçınılmaz hale geldiği kanaatine varıldığından davacıların davasının reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 324,02TL posta ve tebligat ücreti ile 2.950,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.274,02TL’den oluşan yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
6-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin suç üstü ödeneğinden karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi.20/10/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza