Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/653 E. 2020/135 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2019/653 Esas – 2020/135
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/653
KARAR NO : 2020/135

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR :1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Olağanüstü Genel Kurulun Toplantıya Çağrılması
DAVA TARİHİ : 26/11/2019
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
K.YAZIM TARİHİ: 28/02/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 30 Temmuz 2019 tarihli Genel Kurul tarihine kadar müvekkillerinden …’un %29, …’un %1 pay sahibi olduklarını, davalı şirketi tek imzayla temsile yetkili Yönetim Kurulu Başkanı …un diğer ortakları saf dışı bırakarak %100’ü kendisine ait “…TİCARET A.Ş.” isimli tek kişilik bir şirket kurarak, … A.Ş. nin daha önce yaptığı pazarlama işlerini bu firma üzerinden yaptığını, 14. yıllık kar karşılığı müvekkillerime ödenen kar payının komik denecek bir meblağ olduğunu, 2005 yılından itibaren tüm genel kurullarda şirketin ibra edilmesine ilişkin kararların mahkeme kararlarıyla iptal edildiğini ve anılan kararlar kesinleştiğini, …a karşı sorumluluk davası açmaları için davalı şirket yönetim kurulu üyelerine ihtarname gönderdiklerini, aksi halde kendilerinin de sorumlu olacağı bildirildiği, verilen 31.10.2019 tarihli cevapta, yapılan işlemde yasaya aykırılık olmadığı aksine vergi avantajı sağladığı ileri sürülerek taleplerinin reddedildiği, sorumluluk davasının taraflarından açılması gerektiğinin ileri sürülerek, Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı taleplerinin kabul edilmediğini belirterek, Yönetim Kurulu Başkanı …un TTK 395 ve 396 madde ile sadakat borcuna, özen borcuna ve kuruluştaki ortaklık iradesine aykırı eylem ve fiillerde bulunup bulunmadığı, bu yolla kişisel olarak haksız menfaat edinip edinmediği, edinilen…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…kişisel menfaatler karşılığı şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığı, bu duruma göz yumdukları, ihtara rağmen, sorumluluk davası açmadıkları için … ile birlikte diğer yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açılıp açılmaması konusunun görüşüleceği özel gündemle Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı yapılmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu gerektiren sebep veya sebepler olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla yasa, öğreti ve yargı kararları ile sabit olduğu üzere, yönetim kurulu üyesi aleyhine sorumluluk davası açabilme hakkı, bireysel olarak şirket ortaklarına da tanınmış olup, bu yönde şirket genel kurulu kararı alınması şartı bulunmadığını, dolayısıyla, huzurdaki dava yönünden davacıların hukuki yararı bulunmadığından davanın, dava şartı noksanlığından ötürü usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, şirket olağanüstü genel kurulunun toplantıya çağrılması istemine ilişkindir.
Davalı … Şirketinin 30 Temmuz 2019 tarihli genel kurul tarihine kadar davacı …’un %29, davacı … %1 pay sahibi olduğu, 30 Temmuz 2019 tarihli genel kurulda sermayenin 13.800.000,00TL’ye çıkartılmasına karar verildiği, bu genel kurul kararının iptali istemi ile … esas sayılı dosyasında dava açıldığı tartışmasızdır.
Davacılar, davalı şirket yönetim kurulu başkanı … ve diğer yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açılıp açılmamasının görüşülüp karara bağlanması için olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına, olağanüstü genel kurul toplantısı düzenlenmek, yönetmek ve toplantıda alınacak kararların tesciline kadar gerekli yetkiler verilmek üzere kayyım tayinine karar verilmesi talebiyle dava açmıştır.
Davacıların işbu dava özelindeki taleplerinin konusu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 411 ve 412. maddeleri uyarınca azlık pay sahiplerine tanınan hak doğrultusunda, Şirket Yönetim Kurulu Başkanı … ve diğer Yönetim Kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açılması gündemi ile Şirket Genel Kurulu Toplantısı çağrısı yapılması ve bu bağlamda gerçekleştirilmesi gereken işlemleri yürütmek adına davalı şirkete kayyım atanması hususları oluşturmaktadır. Davacılar dava dilekçelerinde özetle; normalde Şirket’e girmesi gereken satış gelirlerinin, Şirket Yönetim Kurulu Başkanı …un TTK’nın 395 ve 396. maddelerine aykırı olarak kurup hisselerinin tamamının sahibi olduğu …Ticaret A.Ş.’ye ve daha önce de eşi adına kurmuş olduğu iddia edilen … şahıs şirketine gittiği, buna rağmen tüm pazarlama giderlerinin Şirket üzerinde bırakıldığı, dolayısıyla diğer ortakları saf dışı bırakarak …un Şirket’i zarara uğrattığı ve bu nedenle, dava dilekçesinde ek-3 olarak yer alan ve sorumluluk davasının ilgili şirket tarafından açılması gerektiğine ilişkin olduğu belirtilen Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 30.09.2014 tarih … E. … K. sayılı ilamı uyarınca, hem … hem de bu duruma göz yuman diğer Şirket Yönetim Kurulu Üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılması gündemi ile Şirket Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı yapılması ve bu doğrultuda Şirket’e kayyım atanması gerektiği iddia etmişlerdir.
TTK’nın 553/1 maddesi; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleş̧meden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem sirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşıı verdikleri zarardan sorumludurlar” hükmünü içermektedir. Bu şekilde Kanun Koyucu, yasa ve esas sözleşmeye aykırı hareket edip, şirketin, pay sahiplerinin ve alacaklıların zararına sebebiyet veren yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebileceğini ve söz konusu zararın giderilebilmesi için ilgili yönetim kurulu üyeleri aleyhine tazminata hükmedilebileceğini öngörmüştür. Her ne kadar sorumluluk davası açma hakkı hususunda../…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…TTK’da kesin ve açık bir hüküm yer almasa da, yukarıda anılan hüküm kapsamında yönetim kurulu üyeleri, yasa ve esas sözleşmeye aykırı ve pay sahiplerinin zararını doğuran eylemleri nedeniyle, pay sahiplerine karşı doğrudan sorumlu tutulmuşlardır. Bununla beraber, yine TTK’nın 555/1 maddesinde de; “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler” denilmek suretiyle, yönetim kurulu üyelerinin eylemleri nedeniyle şirketin uğradığı zararın, dolayısıyla esasen pay sahibinin dolaylı zararının da her bir ilgili pay sahibi tarafından dava yoluyla talep edilebileceği hükme bağlanmıştır. Bu doğrultuda; TTK’nın anılan hükümlerinin lafzından ve Kanun Koyucunun iradesinden yola çıkarak, yönetim kurulu üyelerinin yasa ve esas sözleşmeye aykırı, zarara sebebiyet veren davranışlarından ötürü zararı gören tarafın sorumluluk davası açma hakkının bulunduğu ve yine anılan düzenlemeler gereği, pay sahibine hem uğradığı doğrudan zararlar, hem de şirketin uğradığı, bir başka deyişle kendi dolaylı zararları bakımından, şirket genel kurulu kararı alınmasına ihtiyaç duymadan, sorumluluk davası açma hakkı tanındığı anlaşılmaktadır.
Yönetim kurulu üyelerinin yasa ve esas sözleşmeye aykırı eylemlerinden ötürü zarar gören pay sahibi veya pay sahiplerinin, ön şart olarak şirket genel kurul kararına gerek duymadan, bireysel olarak anılan yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açma hakkını haiz oldukları öğretide de kabul edilmektedir. Pay sahibinin uğradığı zararın doğrudan veya dolaylı olmasına göre, zararın kendisine veya şirkete ödenmesini talep etmesi hususunda farklılıklar söz konusu olabilecek olup, işbu husus temelde pay sahibinin bireysel olarak yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açma hakkını etkilememektedir.
6102 sayılı TTK hükümlerine bakıldığında bir pay sahibi TTK m.553 hükmü gereğince doğrudan uğradığı zarar için yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açabileceği gibi, “Şirketin zararı” başlığını taşıyan TTK m.555 hükmü bakımından da, doğrudan zarar gören şirketin bu zararı için, kendisinin de uğradığı kabul edilen dolayısıyla zarar (dolaylı zarar / yansıma zarar / Reflexschaden) nedeniyle davacı olabilecektir. Kanun 556. maddesinde zarara uğrayan şirketin iflası halinde dolayısıyla zarar nedeniyle şirket alacaklılarının da dava açabilmesini kabul etmiştir. Ancak bu hallerin hiçbirinde ne mülga TTK ne de 6102 sayılı TTK döneminde pay sahibinin ya da şirket alacaklısının kendi uğradığı doğrudan zarar ne de dolayısıyla zarar nedeniyle dava açabilmesi için genel kurulun toplanması ve dava açılması yönünde bir karar alınması öngörülmüş değildir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin son yıllarda vermiş olduğu emsal kararlara bakıldığında da, pay sahibinin yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açabilmesi için şirket genel kurulunun karar alması şartını koşmadığı; pay sahiplerinin bireysel olarak sorumluluk davası açma hakkını haiz olduklarının belirtildiği açıkça görülmektedir. Bu itibarla, davacıların doğrudan yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açabileceğinden, davalı şirket yönetim kurulu başkanı … ve diğer yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açılıp açılmamasının görüşülüp karara bağlanması için olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına, olağanüstü genel kurul toplantısı düzenlenmek, yönetmek ve toplantıda alınacak kararların tesciline kadar gerekli yetkiler verilmek üzere kayyım tayinine karar verilmesi talebiyle açmış oldukları davada HMK’nun 114/1-h maddesi gereğince hukuki yarar bulunmadığından, davacıların davasının reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılarının davasının HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
e-imza e-imza e-imza e-imza

3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince, hesap ve takdir olanan 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/02/2020

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza