Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/650 E. 2019/732 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/650 Esas – 2019/732
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/650 Esas
KARAR NO : 2019/732

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 17/03/2017
KARAR TARİHİ : 22/11/2019
K. YAZIM TARİHİ: 28/11/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin davalıdan 1 adet Kule Vinç kiraladığını, taraflar arasında kule vincin aylık 10.000,00 TL bedel ile 01.01.2016 ile 01.06.2016 tarihleri arasında kiralanması için sözleşme yapıldığını, bu sözleşmenin daha sonra aylık 9.000,00 TL bedel karşılığı uzatıldığını, müvekkili davacı şirketin kiralık vinci şantiyesinde kullandığını ve 27.02.2017 tarihinde davalıya teslim ettiğini, böylelikle kule vincin aylık kirası 10.000,00 TL’den 5 Ay ve aylık kirası 9.000,00 TL’den 9 Ay olmak üzere kullanıldığını, buna göre toplam 14 aylık kullanım için 131.000,00 TL kira bedeli tahakkuk ettiğini, davalının bu kira bedellerine ilişkin olarak herhangi bir fatura kesmediği için herhangi bir KDV tahakkuk etmediğini, müvekkili davacı şirketin kule vinç için davalıya;
01.01.2016’da 5.000,00 TL (nakden)
15.02.2016’da 19.000,00 TL (çek ile)
05.01.2016’da 19.000,00 TL (çek ile)
30.06.2016’da 33.000,00 TL (çek ile)
08.03.2016’da 10.000,00 TL (EFT ile)
14.03.2016’da 9.000,00 TL (EFT ile)
07.04.2016’da 25.000,00 TL (EFT ile)
21.10.2016’da 20.000,00 TL (Keşideci …’a ait müşteri senedinin devri yolu ile) olmak üzere toplam 140.000,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca 20.03.2017 vade tarihli 07.12.2016 tanzim tarihli 43.000,00 TL bedeli havi bir adet bono verdiğini, böylece toplamda 131.000,00 TL tutan kira bedeli için 140.000,00 TL nakit ödeme yapıldığını, 43.000,00 TL tutarında senedin davalıya verildiğini, davalının hak ettiği kira bedelinden daha fazla nakit ödeme yapıldığından davalıya verilen 43.000,00 TL’lik senedin bedelsiz kaldığını, davalıdan bu senedin defalarca geri istenmesine rağmen davalının bu senedi iade etmeye yanaşmadığını, senedin vade gününün yakın olduğunu ve bedelsiz senedin icraya konu edilerek haksız yere müvekkili şirketten tahsil edilmesi ihtimali olduğunu, davalıya bu konuda gönderilen ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığını beyan ederek; öncelikle ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davaya konu senedin icra takibine konu edilmesi durumunda uygun görülecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulmasını, yapılacak yargılamayı müteakiben davanın kabulüne, dava konusu 20.03.2017 vadeli 07.12.2016 tanzim tarihli 43.000,00 TL’lik bono ile borçlu olunmadığının tespitini, bononun davalıdan istirdatını, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını ve bu dava kapsamında ileri sürülmeyen hususlara ilişkin haklarının saklı tutulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 10.04.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkili arasında başlangıç tarihi 01.01.2016 olan bir “Makine Kira Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme ile … model bir kule-vincin davacı şirkete kiralandığını, sözleşmede kiracı olarak … Ltd. Şti. gösterildiğini, davaya konu senedin borçlusunun da yine aynı şirket olduğunu, ancak davacı olarak … İnşaat Sanayi Tic. Ltd. Şti. gözüktüğünü, ortada iki farklı şirket gözüktüğü için mahkemenin bu durumu davacıya açıklattırması gerektiğini, sözleşme hükümlerine göre kira süresinin 01.06.2016 tarihinde biteceğini, ancak davacı şirketin bu tarihten sonra da kule vinci kullanmaya devam ettiğini, kiralanan kule vincin davacı tarafından kullanımı devam ederken taraflar arasında kira sözleşmesine ek bir sözleşme imza edildiğini, 04.10.2016 başlangıç tarihli bu ek sözleşmeye göre kira süresinin 01.01.2017 tarihine kadar uzatıldığını, davacı şirketin ek sözleşme ile yapılan süre uzatımına rağmen makineyi 01.01.2017 tarihinde de teslim etmediğini, makineyi kullanmaya devam ettiğini, nihayetinde 27.02.2017 tarihinde makinenin müvekkili tarafından teslim alındığını, davacı şirketin bu tarihe kadar kule-vinci kullanmaya devam ettiğini, davacının dilekçesinde yapmış olduğu hesabın hatalı ve eksik olduğunu, ana kira sözleşmesi ile belirlenen kira bedelinin KDV hariç aylık 10.000,00 TL, KDV dahil kira bedelinin aylık 11.800,00 TL olduğunu, 5 aylık kira süresi boyunca işlemiş kira borcunun 11.800,00 x 5 = 59.000,00 TL olduğunu, davacı şirketin dava dilekçesinde ek sözleşme ile kararlaştırılan aylık 9.000,00 TL kira bedelini 9 ay ile çarptığını, bu hesabın hatalı olduğunu, ek sözleşmenin başlangıç tarihinin sözleşme metninden de görüleceği üzere 04.10.2016 olduğunu, davacı şirketin aylık 9.000,00 TL kira ödeme mükellefiyetinin bu tarihten itibaren başladığını, davacı şirketin ise 2016 yılı 6. ayından itibaren tahakkuk eden kira bedellerini 9.000,00 TL üzerinden hesapladığını, hukuken böyle düşünülmesini gerektirecek hiçbir sebebin bulunmadığını, 2016 yılı 10. ayına kadar da aylık KDV dahil 11.800,00 TL üzerinden kira bedeli işlemeye devam ettiğini, bu nedenle 2016/6,7,8, 9. aylar kira borcunun da 11.800,00 x 4 = 47.200,00 TL olarak tahakkuk ettiğini, ek sözleşmenin yürürlükte olduğu 04.10.2016 ile kule vincin teslim edildiği tarih olan 27.02.2017 arasındaki 5 aylık dönemin kira borcunun ise 9.000,00 x % 18 KDV= 10.620,00 TL x 5 = 53.100,00 TL olduğunu, müvekkilinin toplam kira alacağının 59.000,00 TL + 47.200,00 TL + 53.100,00 TL = 159.300,00 TL olduğunu, ancak davacı şirketin borcunun kira bedelleri ile bitmediğini, taraflar arasında imza edilen ana sözleşmenin 7. maddesine göre arıza ve çalışması ile ilgili masrafların kiracı tarafından karşılanacağını, sözleşmenin 15. maddesinde de bu işlerin … isimli kuruluş tarafından yapılacağının kararlaştırıldığını, davacı şirketin kiraladığı kule vinçlerin bakım işlerini bu firmaya yaptırdığını ancak buradan kaynaklı 3.400,00 TL borcunu ödemediğini, bu bedelin firma tarafından müvekkilinden talep edildiğini, 2016 yılı Ağustos ayında davacı şirketin şantiyesinde … adlı işletme tarafından kule vincin şantiye içerisinde deplasman adı verilen yer değiştirme işlemi yapıldığını, ana sözleşmenin 7. maddesine göre bedeli kiracı tarafından karşılanacak bu işlemin KDV dahil 10.620,00 TL tutarındaki bu bedelinin davacı şirket tarafından ödenmediğini, kiralanan kule vincin davacı şirketin şantiye alanında çalışırken bir kaza gerçekleştiğini ve kule-vinçte hasar meydana geldiğini, müvekkilinin hasarlı makineyi tamir ettirdiğini, tamir bedelinin KDV dahil 6.999,00 Tl. olduğunu, davacı şirketin kira sözleşmesi gereği bu bedeli ödemekle yükümlü olmasına rağmen ödemediğini, müvekkilin buradan da alacağı bulunduğunu, işi bittikten sonra makinenin geri taşınması masraflarını davacı şirketin kira sözleşmesi gereği ödemesi gerekirken ödemediğini, kule vincin geri taşınması masraflarını müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, Müvekkilinin davacı şirketten toplam alacağının;
1) 159.300,00 TL (Toplam Kira Alacağı)
2) 3.400,00 TL (Servis-Tamir İşlemleri Karşılığı Ödenmesi Gereken Bedel)
3) 10.620,00 TL (Deplasman Bedeli)
4) 6.999,00 TL (Kule-Vincteki Hasar Sebebi ile Yapılan Ödeme)
5) 2.360,00 TL (Hıyap-Boşaltma-Masrafı)
6) 5.900,00 TL (Demontaj, boşaltma ve yükleme masrafı)
7) 4.425,00 TL (Nakliye)
8) 7.965,00 TL (Söküm İçin Kira Bedeli Masrafı)
Olmak üzere toplam 200.969,00 TL olduğunu, Davacı şirketin dava dilekçesinde belirttiği toplam 140.000,00 TL’lik ödeme düşüldüğünde davacı şirketin kalan borcunun 60.969.00 TL olduğunu, senedin bu nedenle iade edilmediğini ve takibe konulduğunu, senet bedelinin kapsamadığı alacak için de ayrıca yasal işlem başlatılacağını beyan ederek; açılan davanın reddini, davacı şirketin takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde, Mahkememizin 07/06/2018 tarih 2017/161 E. 2018/392 K. sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara BAM … Hukuk Dairesinin 23/10/2019 tarih 2018/3038 E. 2019/1993 K. sayılı ilamıyla ve 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesi gereğince kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklara bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esasa ilişkin karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere Mahkememize gönderilmesine karar verilmiş, gönderilen dosya mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilmiştir.
Eldeki dava, taraflar arasında imzalanan 01.01.2016 başlangıç tarihli Makina Kira Sözleşmesi ve bu sözleşmenin süresinin uzatılmasına ilişkin 04.10.2016 başlangıç tarihli Ek Sözleşme gereğince davacı tarafça davalı tarafa verildiği bildirilen 07.12.2016 tanzim, 20.03.2017 vade tarihli, 43.000,00 TL bedelli senetten (bono) dolayı davacının davalıya borçlu olunmadığının tespiti ve bononun davalıdan istirdadı talebine ilişkindir.Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki makina kira sözleşmesi kapsamında borç/alacak ilişkisinin tartışılması ve davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
Bu açıklamalara göre, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerinin gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/11/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza