Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/615 E. 2022/295 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/615 Esas – 2022/295
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/615 Esas
KARAR NO : 2022/295
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
K.YAZIM TARİHİ: 25/04/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili şirketin imzaladığı taşıma sözleşmesinin ihlalinden doğan borç nedeniyle davalı borçlu aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden başlatılan 38.963,96 TL tutarlı icra takibine, davalı borçlu tarafından 12.07.2019 tarihinde itiraz edildiğini ve aynı tarihte takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında 21.03.2016 tarihinde Taşıma Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin tüm gönderimlerini bu sözleşmeye isnaden davalı borçlu vasıtasıyla gerçekleştirildiğini, 05.04.2019 tarihinde müvekkili şirket tarafından dava dışı …. Ltd. Şti.’ne gönderilmek üzere davalı borçlunun … şubesi yetkilisine barkod numarası … olan 3 adet paketli kargonun teslim edildiğini, söz konusu paketlerin ambalajlanmasını müvekkili şirket yetkilileri tarafından sağlam bir şekilde yapıldığını, paketlerde veya ambalajlarda hiçbir hasar, yırtık, ezik ya da herhangi bir kusur bulunmadığını, ayrıca açık veya hasarlı olan kargo paketlerini kargo şirketleri tarafından teslim alınmadığını, 10.04.2019 tarihinde, dava dışı şirkete teslim edilmek için götürülen kargo paketlerinden bir tanesinin aşırı derecede ve telafisi imkânsız biçimde zarara uğradığını, teslime getirilen paketin, tamamen ıslanmış, üst katmanının parçalanmış, yer yer ezildiğini, hatta delindiğinin görüldüğünü, paket içinde gönderilen cihazların önemli derecede darbe almış söz konusu koliden zarara uğramadan çıkmasının imkânsız olduğunu, bunun üzerine alıcı dava dışı şirketin yetkilisinin kullanılamaz hale gelen kargoları bu haliyle teslim alamayacağını belirttiği ve kargo teslim görevlisi ile beraber bir şahit huzurunda söz konusu paketin hasarlı hale gelmesi nedeniyle teslim alınmasından imtina edildiğine dair bir tutanak tutulduğunu, hasara uğramış paket ve içindeki kullanılamaz hale gelmiş ürünler müvekkili şirket tarafından iade edildiğini, davalı kargo şirketinin taşıma sırasında gerekli önlemleri almamış olması nedeniyle telafi edilmesi mümkün olmayan bir zararın doğduğunu, söz konusu paketlerin davalı kargo şirketine sağlam halleriyle verildiğini, zaten hasarlı olan kargo paketlerini kargo şirketinin kabul etme olasılığının olmadığını, bu doğrultuda kargodaki hasarın ya davalı borçlu tarafından taşıma sırasında ya da davalı borçlunun ihmali sonucunda meydana geldiğini, 19.04.2019 tarihinde davalı firmanın … şubesine gönderilen ihtarda yukarıda açıklanan durumun açıklandığını ve taşımadan kaynaklı hasar nedeniyle müvekkili şirket nezdinde doğan zararın, hasar tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte ödenmesinin talep edildiğini, ancak ilgili şube tarafından genel müdürlüğe yapılan bildirimde bu olayların hiçbirine değinilmediğini, sadece kargonun ıslak gittiği için teslim alınmadığını belirterek “ıslak ve nemli olduğu için” şeklinde mevcut durumun küçük ve önemsiz gösterildiğini, 16.05.2019 tarihinde mail(…mail adresinden gönderilen “bildirim sonucu” ile hasarlı veya kayıp kargo tazmin başvurunun reddine karar verildiğini, red sebebinin mevcut durumun yanlış aktarılmasından kaynaklandığı düşünüldüğünden, müvekkili şirket tarafından genel müdürlüğe 22.05.2019 tarihinde daha açıklayıcı mahiyette Ankara …. Noterliği aracılığıyla … yevmiye numaralı bir ihtarname daha gönderildiğini, ancak bu ihtara da herhangi bir geri dönüş yapılmadığını, kargo içerisindeki ürünlerin adet ve fiyat hesaplamasına göre müvekkili şirketin tanzim etmesi gereken zararın, ürünlerin KDV dâhil bedeli olan 36.462,96 TL ve hasar tespit tarihi olan 10.04.2019 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi bedeli 2.501,00 TL olmak üzere toplam 38.963,96 TL olduğunu, bu tutarın alıcı tarafa gönderilen faturalarla sabit olduğunu, davalı borçlunun, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluğunu, kasti eylem ve ihmali neticesinde tamamen kendi kusuru ile yerine getirmiş olması nedeniyle, müvekkili şirket nezdinde yol açtığı bu maddi zarardan açıkça ve doğrudan sorumlu olduğunu, ancak davalı şirketin kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu beyan ederek, davalı tarafından Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ile başlatılan takibe davalı tarafından yapılan haksız, dayanaksız ve mesnetsiz itirazın iptalini, davalı tarafından kötü niyetli olarak yapılan itiraz sebebiyle %20’den az olmamakla kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davaya konu etmiş olduğu kargolara ilişkin bilgi verilmediğinden davaya konu kargoların tespiti tam olarak sağlanamadığını, ancak davacının adı geçen birtakım faturalar tespit edilerek işbu dilekçenin ekinde sunulduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde dayandığı delillerin tamamının müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, yasa gereğince tebliğe muhtaç olan tüm delillerin içeriklerine dair cevap verme haklarının saklı olduğunu, mezkür taşımada müvekkili şirkete izafe edilebilecek hiçbir bir kusurunun olmadığını, ayrıca davacı şirkete karşı herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, müvekkili şirketin davacı ile iş ilişkisi içerisinde olduğu süre müddetçe aralarındaki akdedilmiş olan ilgili kargo sözleşmesinin gereklerine uygun olarak hareket ettiğini ve üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, tespit edilen kargoların içerisinde yer alan eşyaların niteliği ve değeri taşıyana teslim anında beyan edilmediğini, kaldı ki ilgili kanun maddeleri gereği bu kargonun içeriğini bildirme yükümlülüğü göndericiye ait olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirkete teslimi anında kargolara ilişkin olarak herhangi bir değer göstermediğini, müvekkili şirkete bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadığından taşıma senedinde emtianın içerik ve değerine ilişkin bir bilginin yer almadığını, dolayısıyla kanunun açık hükmü karşısında yanlış ve eksik bildirimlerden doğacak her türlü sorumluluğun gönderene ait olduğunu, müvekkili şirketin kendisine taşımak üzere teslim edilen kargonun içeriğini araştırma hak ve yetkisi bulunmadığını, içerik konusunda teslim edenin beyanına itibar edileceğinin açık ve tartışmasız olduğunu, davacının tüm iddialarının ispata muhtaç olduğunu, kargonun içeriğinde bulunduğu iddia edilen ürünlerin ispat edilmesi, hasar iddialarının doğruluğunun ve işbu hasarın ne denli zarara sebebiyet verdiğinin tespit edilmesi gerektiğini, söz konusu ürünlerin ikinci el veya arızalı olma ihtimali bile olabileceğini, işbu nedenle davacının beyanlarının ispata muhtaç olduğunu, ürünün arızalı veya ikinci el olma durumu da değerlendirilmesi gerektiğini, zira müvekkili şirketin kargo içeriğini bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunu kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşullar bulunmadığını, zararın meydana gelmesinde taşıyıcınin kast ve pervasız davranış kusuru varlığının ispat edilmesi gerektiğini, zarar meydana gelmiş ise bu zararın ambalajlamadan mı yoksa taşımadan mı kaynaklandığının uzman bilirkişilerce tespitinin gerektiğini, müvekkili şirketin davacı tarafın iddialarını kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin tazmin yükümlülüğü düşünülse dahi TTK madde 882 uyarınca taşıyıcının sorumluluğunun üst sınırının bulunduğunu, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olmadığından ve söz konusu alacak iddiasının yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra takibine itiraz edildiğini beyan ederek, davanın esastan reddine, haksız davanın külliyen reddine, haksız ve kötü niyetli davacı şirketten %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kaydı, davalı kargo şirketi kayıtları, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, tanık beyanları, 25/06/2021 tarihli bilirkişi raporu, 21/12/2021 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı şirkette sevkiyat departman sorumlusu olarak çalışıyorum, dava konusu edilen taşımaya konu üç adet koli ameliyat malzemelerini bizzat ben kargoladım, paketli ürünleri ayrıca kolilere koyup bantladım, çalışma usulümüz kargo görevlisinin paketleri gelip kontrol etmesi ve sağlam ise teslim alması ve bu şekilde teslim edilmesine ilişkindir somut olayda da sağlam paketleri kargo görevlisi aldı götürdü, süreyi tam hatırlamıyorum ancak bir hafta kadar sonra bayi bizi arayıp ürünlerin sağlam olmadığını söyledi, bizim göndermemizden itibaren yaklaşık bir ay sonra da ürünler bize iade geldi, üç kutu ürünün kolileri parçalanmış, ıslanmış ve içindeki ürünler tamamen kullanılamaz hale gelmişti, küflenmişti, bu tür ürünler steril halde paketlenip teslim edilir, biz bu şekilde gönderdik ancak taşıma nedeniyle ürünler bozuk olarak bize tekrar iade edildi. Dava dışı … Gönderdiğimiz üç kolinin üçü de iade geldi koliler ve ürünler halen firmamızdadır. Kolilerin kargo görevlisine teslimi sırasında sevk irsaliyesini görevliye veririz irsaliyede kolinin içinde ne olduğu yazar, kargo görevlisi irsaliyeyi kontrol edip teslim alır ayrıca kargo şirketinin bizim şirketimizle çalışan sabit bir elemanı vardır, genellikle o kişi bizden kolileri teslim alır, ne gönderdiğimizi de bilir, hassas ürün olduğu için … Kargonun … şubesinin müdürü gelip ürünleri teslim alır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … talimat mahkemesi aracılığıyla alınan beyanında; “Ben … ‘ın … ‘de bölge bayisinde çalışmaktayım, benim çalıştığım firmanın ismi… firmasıdır. Ben bu şirketin hem yetkili müdürüyüm hemde ürün sorumlusuyum . Bize ana firmadan ürünler … kargo aracılığı ile gelmektedir. Yine aynı şekilde bize üç koli ürün … kargo aracılığı ile geldi . İki koli sağlam idi bir koli kenarından yırtıktı ve ayrıca ıslanmıştı o gün yağmur yağıyordu . Ben iki koliyi teslim aldım. Fakat yırtık ve ıslanmış olan koliyi teslim almadım … kargonun bizim oraya bakan şube sorumlusu … beyi aradım hemen geldi kargo çalışanı ben ve … bey tutanak tuttuk. Ben kargoyu teslim almadım çünkü kargo ve içerisindeki ürünler ıslanmıştı ben bu durumu yetkili ve ilgili kişilere bildirdim belirttiğim gibi tutanak da tuttum kargoyu teslim almadığım için içerisindeki ürünlerin sağlam kalıp kalmadığı hakkında bir bilgim yoktur. Biz medikal işi yaptığımız için ve gelen üründe medikal ürün olduğundan dolayı ürünlerin bozulmuş olacağını düşünerek teslim almadım. Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi kök raporunda, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacı …. A.Ş.’nin Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … A.Ş. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 01.07.2019 tarihi itibariyle davalı şirketten (30.630,60 TL + 2.450,45 TL KDV) 33.081,05 TL’si asıl alacak, 597,04 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplama (33.081,05 TL + 597,04 TL) 33.678,09 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacı …. Tic. A.Ş.’nin Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … A.Ş. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 01.07.2019 tarihi itibariyle davalı şirketten (30.630,60 TL + 2.450,45 TL KDV) 33.081,05 TL’si asıl alacak, 885,93 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplama (33.081,05 TL + 885,93 TL) 33.966,98 TL alacaklı olduğu, bilirkişi kurulumuz tarafından uyuşmazlık konusu emtiada meydana gelen hasarın sebebi, tespiti, göndericinin ve taşıyıcının kusurunun bulunup bulunmadığı, ambalajlamanın yeterli olup olmadığı hususlarında herhangi bir tespit yapılamadığı belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; Taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan malın ağır zarar görmesi iddiasıyla bedelinin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasında düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 08/07/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 12/07/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarında 21/03/2016 tarihinde taşıma sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden tüm gönderimlerini davalı aracılığıyla gerçekleştirdiğini, 05/04/2019 tarihinde dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ne gönderilmek üzere davalının … – … Şubesine üç adet kargo teslim edildiğini, gönderilen kargolardan bir tanesinin hasarlı teslim edildiği ve alıcı tarafından teslim alınmadığını, kargo içerisindeki ürünlerin hasar sebebiyle kullanılamaz hale geldiğini iddia ederek hasarlanan ürünlerin faizi ile birlikte tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise mezkur taşımada taraflarına izafe edilebilecek hiçbir kusurun bulunmadığını, davacı tarafça taşınan ürünlerin niteliği ve değerinin davalıya bildirilmediğini, bu nedenle davacının iddialarının ispata muhtaç olduğunu, olayda tam tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, ambalajlamanın yeterli olmadığını, taşıyanın sorumluluğunun TTK hükümleri uyarınca sınırlı olduğunu, alacağın yargılamayı gerektirdiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
TTK’nın 875. Maddesi uyarınca davalı taşıyıcının emtianın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğu, TTK’nın 876. vd Maddelerinde sorumluluktan kurtulma hallerinin düzenlendiği, TTK’nın 880. Vd maddelerinde ödenecek tazminatın ne şekilde belirleneceğinin düzenlendiği somut uyuşmazlığa uygulanacak yasal düzenlemelerin bu maddeler olduğu tespit edilmiştir.
İddia ve savunma, dosya arasına alınan bilgi ve belgeler, toplanan deliller, dinlenen davacı tanıklarının beyanları ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında akdedilen taşıma sözleşmesi uyarınca davacının dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ne gönderilmek üzere davalıya 3 adet kargo teslim ettiği, kargonun davalı tarafça taşınarak alıcıya teslim edildiği sırada, alıcı tarafından bir adet kargonun ıslak olması sebebiyle teslim alınmadığı, buna ilişkin kargo görevlisi, alıcı şirket yetkilisi ve bir tanık huzurunda imza altına alınan 10/04/2019 tarihli tutanağın düzenlendiği, dosya arasında bulunan hasarlı koliye ilişkin fotoğraflardan taşınan kolinin yırtılarak hasar gördüğü, tutulan tutanaktan kolideki hasarın ıslanma sonucu meydana geldiği, tespit edilen tanık beyanlarına göre alıcı tarafından teslim alınmayan bir adet kolinin davacı tarafından teslim alındığı, her ne kadar davacı tarafça hasar ve ödeme konusunda inceleme yapılması için hasarlı kargonun davalıya teslim edildiği iddia edilmişse de davacı tanığı …’nın beyanından hasarlı kargonun davacı tarafta bulunduğu, aksinin ise davacı tarafça ispat edilemediği, tüm yazışma ve araştırmalara rağmen hasarlı kargonun bulunduğu yerin tespit edilemediği, bu itibarla oluşan hasarın sebebi ve tarafların kusur durumunun tespit edilemediği, tazmini gereken tazminatın hesaplanamadığı, zira hasarlı koli içindeki taşımaya konu emtianın tamamen mi yoksa kısmen mi zarar gördüğünün ispata muhtaç olduğu, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere hasarlı koli üzerinde inceleme yapılamadığından emtiada meydana gelen hasarın sebebi, hasarın boyutunun tespiti, göndericinin ve taşıyıcının kusurunun bulunup bulunmadığı, ambalajlamanın yeterli olup olmadığının tespit edilemediği, bu hususlardaki ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, ancak davacı yan hasarlı kolinin taraflarında olmadığını beyan ettiğinden davacı tarafça hasarlı kolinin incelemeye esas olmak üzere mahkememize sunulamadığı, bu itibarla da davacının davasının ispat edemediği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 470,59TL harçtan mahsubu ile artan 389,89TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında, Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.844,59TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.29/03/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı