Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/588 E. 2022/37 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/588 Esas – 2022/37
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/588 Esas
KARAR NO : 2022/37
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/10/2019
KARAR TARİHİ: 11/01/2022
K. YAZIM TARİHİ: 27/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; davacı …’nın 09.09.2017 tarihinde … İlçesi … mahallesi … numaralı evinin önünde … yapılırken kaza geçirdiğini, … plakalı traktöre bağlı patoz makinesinin müvekkilinin saçını kapması neticesinde gerçekleşmiş kaza sonucunda müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, söz konusu kazanın meydana geldiği yer karayolu bağlantısı bulunan, tarım faaliyeti nedeniyle araçların girip çıktığı bir yer olması sebebi ile kazanın karayolu sayılan yerlerden birinde gerçekleştiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, işbu kazaya ilişkin … Cumhuriyet Başsavcılığınca … numaralı soruşturma yürütülmüş ve … Karar Numarası ile görülerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, kazaya yol açan … plaka sayılı aracın … A.Ş. tarafından … Poliçe Numarası ile Karayolları Zorunlu Mali sorumluluk sigortası ile sigortalandığını, bu nedenle müvekkilinin uğramış olduğu bedensel zararlar neticesinde, geçici, sürekli iş göremezliğine ilişkin maddi zararların sigorta şirketlerince müşterek müteselsil sorumluluk esasları çerçevesinde karşılanması gerektiğini, trafik kazalarından doğan sorumluluğun kusursuz sorumluluk hali olup 2918 K.T.K. ve T.T.K. göre sigorta şirketinin maddi zararlar yönünden kusursuz sorumlu olduğunu, bu nedenle müvekkilinin uğramış olduğu bedensel zararlar neticesinde geçici, sürekli iş göremezliği nedeniyle uğramış olduğu maddi zararların sigorta şirketleri tarafından karşılanmasının yasa gereği olduğunu, müvekkilinin bu nedenle uğradığı maddi zararın davalı sigorta şirketince kaza tarihinde geçerli olan poliçe teminat limitleri dâhilinde karşılanması gerektiğini, kazanın meydana geldiği tarihteki kişi başına ölüm ve sakatlanma ile tedavi gideri teminatının 330.000,00-TL olduğunu, kaza sonucu müvekkili … ağır şekilde yaralandığını ve uzun süren bir tedavi süreci atlattığını, sürekli iş göremezliğinin meydana geldiğini, kazadan sonra müvekkilinin psikolojisinin de bozulduğunu ve bu süreçte aşırı derecede yıprandığını, davacının sürekli iş göremezliği ilişkin maddi zararlarının karşılanması için … A.Ş.’ye 19.08.2019 tarihinde başvuruda bulunulduğunu ancak sigorta şirketi kazanın karayolu dışında olduğu iddiası ile herhangi bir ödeme yapmayacağından başvurularını reddettiğini, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle 09.09.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi zararlar için, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, …’ nın sürekli iş göremezliği dolayısıyla 100,00-TL maddi tazminatın sigorta şirketinin temerrüte düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı tarafından tahsilde tekerrüre yer olmamak kaydıyla müşterek ve müteselsilen tazmin edilmesi ve yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin müşterek ve müteselsilen üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … A.Ş. cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti dâhilinde olduğunu, … plakalı aracın müvekkili şirkete, 25.11.2016–2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … poliçe numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, ölüm halinde azami 330.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmenin davayı kabul anlamında olmadığını, sigortalının kusuru oranında sorumlu olduklarını, sigortacının sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, davaya konu kazanın karayolu dışında meydana geldiğini, kolluk kuvvetlerince olay yeri inceleme raporu, kolluk ifadeleri ve dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere kazanın meydana geldiği yerin tarla, yani özel mülk olduğunu ve karayolu olmadığını, müvekkili şirketin de 2918 sayılı KTK madde 2’de tahdidi olarak sayılan yerlerde meydana gelen kazalarda zarar gören üçüncü kişilerin zararını poliçe ile teminat altına aldığını, işbu davaya konu kazanın 2918 sayılı Karayolu Trafik Kanunu’nun ikinci maddesinde sayılan karayolu tanımı içine girmeyen iş yeri sahasında meydana gelmiş olup, KTK madde 85 gereğince müvekkili şirketin davacıların zararlarından dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, meydana gelen kazanın iş kazası olduğundan sgk tarafından davacı yana ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini, tazminat belirlenirken asgari ücretin baz alınması gerektiğini, davacı kaza tarihinde asgari ücretle çalıştığını, davacının kalıcı malul olduğunu kabul etmediklerini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER :Sigorta poliçesi, … Cumhuriyet Başsavcılığı … Esas numaralı soruşturma dosyası, SGK kayıtları, tedavi evrakları, bilirkişi raporu, keşif ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizce aldırılan 02/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu kazanın dosya içeriğinde sunulan ifadeler ve olay yeri inceleme raporu dikkate alındığında … ilçesi … mahallesi No:… yanında bulunan tarla arazisi üzerinde … yapılırken meydana geldiği, dava konusu olayın gerçekleştiği yerin 2918 sayılı KTK’nun 2. Maddesinde belirlenen karayolu ve karayolu dışındaki alanlar içerisinde olmadığı için Trafik kazası olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu kaza Kendi nam ve hesabına çalışan …’nın tarlasında patoz yaptığı esnada meydana gelmiş olması nedeni ile 5510 sayılı kanunun 13. Maddesinin b bendine göre iş kazası olduğu, …’nin iş esnasında gerekli tedbirleri almaması ve ebeveyn olarak koruma kollama görevini yapmamasından dolayı dava konusu iş kazasında %75 oranında kusurlu olduğu, … eşi ile beraber kendilerine ait tarlada patoz yaptığı esnada ebeveyn olarak koruma ve kollama görevini yapmayarak kızlarının iş sahası içinde tehlikeli ortamda bulunmasından dolayı dava konusu iş kazaşında % 15 oranında kusurlu olduğu, …’nın olay tarihinde 14 yaşında olması karşılaşabileceği riskleri anlayabilecek, kendisini koruyabilecek ve tedbir alabilecek yaşta olması ancak tedbirsiz davranarak yaralanmasından dolayı dava konusu iş kazasında %10 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş, 20/07/2020 tarihli ek raporunda ise kök raporunda bir değişiklik olmadığını bildirmiştir.
Makine Mühendisi-A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı bilirkişi 28/12/2020 tarihli raporu ile özetle; dava konusu patoz kazasına ilişkin dosya içeriğinde mevcut bilgi, belgelerin tarafınca incelenerek değerlendirilmesi sonucunda; bilirkişi …’un 02.06.2020 tarihli kök ve 20.07.2020 tarihli Ek raporunda belirtilen hususlardan; 2918 Sayılı KTK’ nın 2. Maddesinde belirlenen karayolu ve karayolu dışındaki alanlar içerisinde olmadığı için trafik kazası olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu kaza kendi nam ve hesabına çalışan …’nın tarlasında patoz yaptığı esnada meydana gelmiş olması nedeni ile 5510 sayılı kanunun 13. Maddesi b bendine göre kazazedenin babası … açısından iş kazası olduğu, normal kaza olarak … için %75, … için %15 ve kazazede … için %10 olarak belirttiği kusur oranları ve görüş ve kanaatlerine iştirak edildiğini, raporun (4.1) maddesinde belirtilen gerekçelerle kazanın meydana geldiği patoz yapılan mahallin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında karayolu olarak değerlendirilmeyeceği, bu hususa ait takdirin yüce mahkemeye ait olduğu, raporun (4. 2) maddesinde belirtilen gerekçelerle dava konusu kaza olayın kazazede açısından, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel sağlık Sigortası hükümleri ile 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda yer alan iş kazası tanımlarına göre değerlendirilmesi sonucu kazazedenin sigortalı olmaması, olayın iş yeri sayılan bir yerde gerçekleşmemesi nedeniyle kazazede açısından iş kazası olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu kaza mevzuat açısından trafik kazası ve iş kazası olarak değerlendirilmemiş ancak normal bir kaza olduğunu, normal kazanın meydana gelmesinde; Bilirkişi …’ un 02.06.2020 tarihli kök ve 20.07.2020 tarihli Ek raporunda belirtilen kusur oranlarına tarafınca iştirak edildiği bildirilmiştir.
Talimat yolu ile keşif yapılmış olup, 03/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … plakalı traktör sürücüsü …’nın bu kazanın oluşumunun karayolu üzerinde ve hareket halinde bir araç ile olmaması nedeniyle olayın Trafik Kazası olmadığı, dolayısıyla kazanın irdelenmesinde kazanın kusur oranları ile ilgili iş güvenliği uzmanlarının görüşü alınması gerektiği bildirilmiştir.
GEREKÇE :Dava, haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davaya konu olay davacı …’nın 09/09/2017 günü … İlçesi … Mahallesi … numara önündeki tarlada babası …’nın … plakada bağlı bulunan patoz makinesi ile iş yaparken saçını kaptırarak yaralanması sonucu meydana gelmiştir. Bu kapsamda davalının sorumluluğunun tartışılması için yaralanmanın 2918 sayılı KTK 2. Maddesi kapsamında kazanın kara yolu sayılan yerlerden olup olmadığı yani bağlantısı olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerekmektedir.
Hukuk Genel Kurulu, 2011/17-499 esas- 2011/557 karar sayılı içtihatında; ” 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2.maddesinde hiçbir ayrık durum gösterilmeden kural olarak; bu Kanunun, karayollarında meydana gelen trafik olaylarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Karayolunun sınırı, kamulaştırılmış, kamuya terk ve tahsis edilmiş karayolunda özel mülkle olan sınır çizgisine kadardır. Karayolu dışındaki alanların yalnız trafik için faydalanılan yerlerden olması gerekmez; kamuya açık olması yeterlidir. Trafiğe kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmamalı, karayolunda olduğu gibi, gelip gitme amacıyla kullanılmış olması yeterli sayılmalıdır. Karayolları Trafik Kanunu, kural olarak, karayollarında ve Kanunun ikinci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen yerlerde uygulanacaktır. Örneğin, deniz ve göllerdeki araba vapurlarında, gerek kontrollü, gerek kontrolsüz hemzemin geçitlerde, bir kamu kurumunun araçlara ayrılan park yeri veya bahçesinde, iki kara parçasını birbirine bağlayan köprülerde, bir işyerinin, otelin veya okulun park yerlerinde, hava alanlarının uçak pistleri dışında kalan ve motorlu araçların kullanılması için ayrılan yerlerde, otobanlarla, otobanların gişelerinde, otobüs terminalleri gibi yerlerde meydana gelen kazalarda, Karayolları Trafik Kanunu uygulanacaktır. Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmemekte; karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir.
Somut olayda,Makine Mühendisi-A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı bilirkişi 28/12/2020 tarihli raporu ve 02/06/2020 tarihli rapor ile kazanın 2918 Sayılı KTK’ nın 2. Maddesinde belirlenen karayolu ve karayolu dışındaki alanlar içerisinde olmadığı için trafik kazası olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu kaza kendi nam ve hesabına çalışan …’nın tarlasında patoz yaptığı esnada meydana gelmiş olması nedeni ile 5510 sayılı kanunun 13. Maddesi b bendine göre kazazedenin babası … açısından iş kazası olduğu nitekim Talimat yolu ile keşif yapılmış olup, 03/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi heyetince düzenlenen krokiden, kazanın meydana geldiği alanın 2918 sayılı Yasanın 1,2 maddesi kapsamında karayolu ya da karayolu sayılan yerlerden olmadığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden ve özelikle hazırlık soruşturması içeriğinden anlaşılmaktadır. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının,motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan bir zarar sigortası türü olduğu, davacının maluliyetine neden olan kazanın kara yolu dışında tarım arazisinde meydana geldiği, böylelikle davacının maluliyetine ilişkin ileri sürebileceği maddi zararının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamı dışında kaldığı sonuç ve kanaatine varılmış, sigorta şirketine karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/01/2022

Katip Hakim
e-imzalıdır. e-imzalıdır.