Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/584 E. 2019/652 K. 25.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/584 Esas – 2019/652

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/584 Esas
KARAR NO : 2019/652

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 25/10/2019
K.YAZIM TARİHİ : 31/10/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin babası …’in 26/10/2017 tarihinde davalı sigorta şirketinin sağladığı özel sağlık sigortası kapsamında … Bankasından 30.000,00 TL değerinde kredi çektiğini, davalı ile imzalanan özel hayat sigortası sözleşmesinin güvence miktarının 30.000,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin babasının 22/06/2019 tarihinde vefat ettiğini, özel hayat sigortası kapsamında kredinin karşılanması gerekirken davalı şirketin bankaya olan sigortalanmış borcu ödemekten imtina ettiğini, müvekkilinin özel hayat sigortası kapsamında kredinin karşılanması gerektiğini Ankara … Noterliğinin 20/08/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile davalı şirkete bildirildiğini, ancak davalı şirketin cevabında müvekkilinin murisini kusurlu göstererek ödeme yapmayacaklarının belirtildiğini, müvekkilinin babasının sigorta sözleşmesi imzalanırken sağlık durumu ile ilgili bilgileri sözlü olarak sigortacıya bildirdiğini, sözleşme imzalanırken müvekkilinin de beyanlarını duyduğunu, ancak sigortacının bilgisayar çıktısı olarak maktu formu imzalattığını, müvekkilinin babasının kalp rahatsızlığı olduğunu bildirmesine rağmen, ısrarla sigorta eden tarafından sözleşmede işaretlenmediğini, müvekkili tarafından sigorta şirketine gönderilen ihtarnamede de dürüstlük kurallarına uygun şekilde müvekkilinin babasının rahatsızlığının açıklandığını, davalı şirket yetkilisi daha yüksek prim üzerinden işlem yapabilmek ve müvekkilinin babasının daha fazla kredi almasını sağlamak amacıyla müvekkilinin beyanını yazıya dökmediğini, müvekkilinin beyanını yazıya dökmeyrek kusurlu olanın davalı şirket yetkilisi olduğunu, taraflar arasındaki dengenin kusur yönünden sağlanması gerektiğinden, yine araştırma yapmadan ve sağlık durumu bildirir rapor istemeyerek poliçe hazırlayan yetkilinin kusurlu olduğunu, müvekkilinin babasının yaşı gereği sigortacının araştırma yapması gerektiğini beyan ederek, davanın kabulü ile, müvekkilinin şimdilik 19.974,97 TL ‘lik zararının mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
30.06.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesinin (k) ve (l) bentlerinde tüketici ve tüketici işleminin tarifi yapılmıştır. Buna göre; tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; tüketici işleminin ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade etmektedir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Yine aynı Kanunun 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut dava, davalı ile davacının miras bırakanı arasında düzenlenen hayat sigortası poliçesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taraf poliçe ile teminat altına alınan rizikonun gerçekleştiğini ileri sürerek sigorta şirketinden zararın tazmin edilmesini talep etmektedir. Bu olayda davacı taraf ve miras bırakan … “tüketici” sıfatını ve düzenlenen poliçe de “tüketici işlemi” niteliğini taşımaktadır. Bu nedenle somut davayı yargılama görevi 6502 sayılı yasanın 73. maddesi uyarınca Tüketici Mahkemelerine aittir. Görev dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.25/10/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı