Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/56 E. 2021/135 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/56 Esas – 2021/135
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/56 Esas
KARAR NO : 2021/135

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
K. YAZIM TARİHİ: 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kooperatif üyesi olan davalının üzerine düşen yükümlülüklerini tüm uyarılara ve ihtarlara rağmen yerine getirmediğinden, davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibinde borcun kaynağının detaylı olarak gösterildiğini ve faiz dökümünün ayrıntılı olarak yapıldığını, icra takibine davalının, davacı kooperatife herhangi bir borcu bulunmadığı iddiasıyla itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, borçlu hakkında başlatılan icra takibinde 61.419,19 TL “Geç ödenen anapara borçlarının işlemiş faizi”, icra harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin tahsilinin talep edildiğini ileri sürerek; arz edilen ve resen göz önüne alınacak nedenlerle; anılan dosyaya yapılan itirazın iptaline, takibin fer’ileri ile 61.419,19 TL üzerinden devamına, davalı taraf aleyhine % 20‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Banka bloğu olarak adlandırılan ve kendisine tapu verilmeyen üyelerin tamamının esasen daire maliyet ödeme borcunun henüz olmadığını, kooperatifte, … kredisi kullanarak üye olanlar, peşin ödeme yapıp indirim uygulamasından yararlanan üyeler, kooperatife üyelik giriş bedeli, sonrasında talep edilen çevre, şerefiye, tapu-iskan ve diğer ek ödemeleri istenen sürede ödemeyi kabulle inşaat yapım seviyesinin % 70 seviyesine geldiğinde banka konut kredisi kullanarak 110.000,00 TL ana parayı ödemeyi kabul edenler olmak üzere, üç grupta üyelik kabulü yapıldığını, banka kredisi çekecek üyelere ayrılan bloğun kredi çekilebilir seviyeye ulaşmaması ve dairelere ait kat irtifakı tapularının teslim edilmemesi nedeniyle, konut kredisi kullanamadıklarından ana parayı ödeyemediklerini, banka kredisi çekerek kooperatife ödeme yapmayı taahhüt eden üyelere bu kredi çekebilme imkanı sağlayacak konut teslimleri yapılamadığı ve bundan kaynaklanan durumun bugüne kadar kooperatifin resmi web sitesinde duyurulara konu olduğunu, yönetimce kat irtifakı tapusu teslim edilmeyen üyelerin bu sıkıntılarının giderilebilmesi ve kredi çekebilmelerinin önünün açılabilmesi maksadıyla çaba sarf edildiğinin defaten ilan edildiğini, (Buna ilişkin 9 nolu. 26 01.2014 tarihli 27 nolu, 17 03 2015 tarihli 58 nolu, 21 03.2015 günlü 59 nolu duyurulardan bahsetmiştir), anılan duyurularla yönetim kurulu banka kredisi kullanacak üyelerinin ödeme yapabilmeleri maksadıyla tapularını almaları gerektiğini ve bu doğrultuda çalışma yaptığını kabul ve ikrar ettiğini, ancak gelinen noktada itibariyle arsa sahibinden tapuların elde edilebilmesine yönelik çalışmaların sonuçsuz kaldığını ya da istenilen hedefe ulaşılamadığını, diğer üyelere kredi çekmek için daire teslimi yapan kooperatifin, müvekkilinin de aralarında bulunduğu ve banka bloğu şeklinde isimlendirilen blok üyelerine bu imkanı tanımadığı için ANA MALİYET BEDELİNİN de kendilerinden olması gerektiği şekilde istenilmediğini, tüm bu nedenlerle, müvekkilinin ANA PARA konusu olabilecek şekilde kooperatife bir borcu olmadığını, müvekkilinin iyi niyeti ile ödemeler yapmış olmasının borçlu olduğu veya borcu kabul ettiği anlamına da gelmeyeceğini, davacının asıl alacağı olmadığından, faiz talebinin de kabul edilebilir olmadığını, üyelerin henüz borcu olmayan rakamı erken ödemesinin kendisi aleyhine bir sonuç doğurmayacağını, müvekkilinin bir süre daire maliyet bedelini ödememesinin yasal ve haklı olduğunu, çünkü kooperatifin bu bedeli ödeyen üyelere bağımsız bölüm verdiğini, onların da bunu teminat göstererek kredi çektiğini ve ödeme yaptığını, banka bloğu üyelerini kapsar şekilde 05.04.2014 tarihli genel kurul gündeminin 13. maddesinde, gecikme faizinin daire maliyetlerine uygulanmaması konusunda karar alındığını, bir yıl sonra 25.04.2015 günlü genel kurulda geçmişe yönelik faiz uygulama kararı ile kaldırılmaya çalışılmış ise de, bu karara karşı açtıkları davada, mahkemenin 2015/340 E. sayılı dosyasında iptaline karar verildiğini, istinaf mahkemesince de onandığını, müvekkiline kredi çekebilmesi için tapu devri yapmayan davacının, bu aşamada müvekkilinden daire maliyet bedelini ve buna dair ferileri istemesinin hukuken doğru olmadığını beyan ederek, davanın zamanaşımı ve esasa dair nedenlerle reddine, kötü niyetli davacının takip tutarının % 20‘si oranında icra kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Mahkememizin 2015/340 Esas sayılı dosyası, Kooperatife ait ticari defter ve kayıtlar, genel kurul toplantı tutanakları, ödeme dekontları, banka kayıtları, 22/07/2019 tarihli bilirkişi raporu, 15/02/2021 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kooperatif aidat yükümlülüklerinin geç ifası nedeniyle gecikme faizinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmıştır.
Davacı (alacaklı) kooperatif vekili tarafından davalı (borçlu) aleyhine 24/01/2018 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla 61.419,19 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliğ edilemediği ancak davalı tarafça 29/01/2018 tarihinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, davalının, davacı kooperatife üyeliğinin niteliğinin tartışılması, aidat ödemelerinin süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti, geç yapılan ödemeler nedeniyle varsa gecikme faizlerinin hesaplanması bakımından dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, düzenlenen 22/07/2019 tarihli raporda özetle; Davacının, inşaatın belirli seviyesine gelmesi halinde normal konut kredisi kullanmak isteyen ya/yada … konut kredisi kullanacak ortakların kredi limitlerinin kooperatif hesabına aktarıldığı tarihlerdeki kredi dilimleri kadar bir bedeli bir ay içinde kooperatife ödeyecek ortak grubundan olduğu, daire maliyet bedellerinin geç ödenmesinden kaynaklı olarak, borcun tahakkuk ettirildiği 10.01.2012 tarihinden ödeme tarihlerine göre yapılan hesaplamalara göre; şerefiye, çevre düzenleme, tapu ve iskan taksitlerinin geç ödenmesinden kaynaklı faizler ile genel kurul kararları gereği ödenmesi gerekip de geç ödenen ek/ara ödemelerden kaynaklı faizler de dahil edilip, davalının yapmış olduğu faiz ödemesinin de mahsubu sonucu, davacı tarafın davalı taraftan 44.137,00 TL tutarında işlemiş faiz alacağının bulunduğu ; Sayın Mahkemece, daire maliyetlerine ilişkin borcun tahakkuk ettirildiği 10.01.2012 tarihinden ödeme tarihlerine göre hesaplanan tespite itibar edilmeyerek, davacı kooperatifin de hesapladığı gibi 10.01.2012 tarihi ve öncesine ilişkin daire maliyetlerinden kaynaklanan faiz hesabının da yapılması gerektiğinin kabulü halinde, söz konusu döneme ilişkin hesaplanan 16.440,66 TL’lik faizin de ilave edilmesiyle davacının davalı taraftan talep edebileceği işlemiş faiz alacağının 60.577,66 TL olması gerektiği bildirilmiştir.
Davacı kooperatifin 25/04/2015 tarihli genel kurulunda gündemin 8 ve 10.maddelerinin görüşülmesi neticesinde alınan 8 ve 10 nolu kararların iptali için mahkememizin 2015/340 esasına kayden açılan davada yapılan yargılama sonucunda 8 ve 10 nolu kararların iptaline karar verildiği, verilen kararın bu dosyadaki alacak ve faiz hesabına etki edeceği anlaşıldığından bekletici mesele yapılmasına karar verildiği, mahkememizin 2015/340 esas sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 22/10/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine, taraf vekillerinin itirazları ile Mahkememizin 2015/340 esas 2016/654 karar sayılı ilamı değerlendirilmek suretiyle aldırılan 15/02/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı kooperatif vekilinin itirazına katılmadığını, davacı kooperatifin daire maliyet bedellerinden kaynaklı olarak, borcun tahakkuk ettirildiği 10.01.2012 tarihinden ödeme tarihlerine göre talep edebileceği işlemiş faiz miktarının 35.066,04 TL olması gerektiği, sayın Mahkemece bu görüşe itibar edilmeyerek, davacı kooperatifin de hesapladığı gibi 10.01.2012 tarihi ve öncesine ilişkin faiz hesaplarının da yapılması gerektiğinin kabulü halinde, anılan faiz alacağına 16.440,66 TL’nin de ilave edilmesiyle davacının daire maliyetlerinden kaynaklı işlemiş faiz alacağının 51.506,70 TL olacağı, Sayın Mahkemece bu tespit ve görüşe itibar edilmeyerek, 05/04/2014 tarihli genel kurulda alınan karar gereği, bu tarih ve öncesine ilişkin faiz tahakkuk ettirilemeyeceği görüşünün hasıl olması halinde ise, iptal edilmeyen 14/05/2016 tarihli genel kurulda alınan faiz kararı uyarınca davalının ödemesi gereken işlemiş faiz borcunun 4.464,39 TL olarak hesaplandığı, ancak iptal edildikleri ya da mutlak butlan ile sakat oldukları yönünde kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan 25/04/2015 tarihli genel kurul sonrasında alınan faiz kararlarında davalı vekilinin beyanlarında belirttiği üzere sayın mahkemece geçerli olmadığı görüşüne varılması halinde bu faiz borcundan da davalının sorumlu olmayabileceğinin düşünülebileceğini, itiraza uğramayan diğer faiz alacağı kalemlerine ilişkin tespitlerin kök rapordaki gibi olduunu, davalı vekilinin daire maliyetlerinden kaynaklı yukarıdaki faiz hesabı dışındaki diğer itirazlarının, kök rapordaki tespit ve değerlendirmeleri değiştirecek nitelikte olmadığı bildirilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık geciken aidatlara, belli bir oran belirlenmek suretiyle aidat alınması ve/veya konut maliyetlerine gecikmez cezası uygulanmaması yönünde alınan kararın geriye uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek; yerleşik yargıtay içtihatları uyarınca aidat ödemelerini geciktiren ortaklardan gecikme faizi alınabileceği, talep edilen aidatlar için genel kurul kararı ihdas edilmesi gerektiği, genel kurulca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece tüm üyeleri bağlayacağı, genel kurulda gecikme faizi alınmasına karar verildiği takdirde bu karar, daha sonraki genel kurullarda aksi yönde bir karar alınıncaya kadar geçerliliğini sürdüreceği açıktır. Somut olayımızda 16.06.2012 tarihli genel kurul toplantısında aylık %1 oranında faiz kararı alınmış, 05.04.2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan bu faizin daire maliyetlerine uygulanmamasına yönelik yeni bir karar alınmıştır. Bu durumda faiz uygulanmama kararı Yargıtay 23.HD 2012/2999 esas, 2012/4927 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere geriye doğru değil toplantı tarihi olan 05.04.2014 tarihinden itibaren ödemelerini geç yapan tüm ortaklar için uygulanması gerekecektir. Bir başka deyişle daha önceki alınan faiz kararının ortadan kaldıran, silen veya daire maliyetleri gecikme faizlerinin iade edilmesi veya en başından beri daire maliyetlerine uygulanmaması yönünde bir karar alınmadığından 05.04.2014 tarihinden sonra daire maliyetlerine aylık %1 veya başka bir oranda gecikme faizi uygulanmayacaktır. 25.04.2015 tarihli genel kurulun 10. maddesi ile 110.000,00 TL daire maliyet bedeline ödeme tarihine kadar aylık 0.69 faiz alınmasının kararlaştırıldığı ve bu kararın mahkememizin 2015/340 esas 2016/654 karar sayılı kararıyla iptal edilerek temyiz incelemesi sonucu kesinleştiği görülmüştür. Bu iptal kararı gözetildiğinde, 05.04.2014 tarihli genel kurulda alınan yukarıda açıklandığı üzere bu tarihten sonra daire maliyetlerine aylık %1 gecikme faizi uygulanmaması yönündeki karar daha sonrasında daire ana maliyetleri için aylık %0,69 gecikme faizi alınması yönünde 14.05.2016 günü yapılan genel kurul toplantısında alınan karara kadar ödemesi geciken tüm ortaklar için geçerliliğini sürdürmüş olacaktır. 14.05.2016 tarihli genel kurulun yanında 27.05.2017 günü yapılan genel kurul toplantısında da daire maliyetleri için gecikme faizi kararı alınmış olup, bu kararların 05.04.2014 günü alınan karar aykırı olduğu, kazanılmış bir hakkı ortadan kaldırdığı gerekçesiyle herhangi bir dava açıldığı yönünde de dosyada herhangi bir bilgi veya beyan mevcut değildir.
Açıklanan bu gerekçelerle davalının geç ödenen ana borçlarının işlemiş faizinin hesaplanması için davacı kooperatifin 16.06.2012 günü alınan faize ilişkin genel kurul kararı gereği daire maliyetlerine faiz uygulanmaması yönündeki kararın alındığı 05.04.2014 tarihli genel kurula kadar gecikme faizi hesaplanması gerekeceği, yeni bir faiz kararı alınıp da bu kararın alındığı mahkememce iptal edilmesi sebebiyle 25.04.2015 tarihli genel kuruldan yeniden faiz kararının alındığı 14.05.2016 tarihli genel kurula kadar daire maliyetleri için faiz hesaplanmaması gerektiği, 14.05.2016, 27.05.2017, 29.04.2018 tarihli genel kurullarda alınan faiz kararları gereği icra takip talebi tarihine kadar ise yeniden faiz hesabı yapılması gerektiği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili 19.07.2011 tarihli taahhütname gereğince bu tarihten itibaren faiz işletilmesini talep etmişse de, taahhütname gereğince davalı adına geriye dönük olarak gecikme faizi tahakkuk ettirilmesi nedeniyle bu talebi hükme esas alınmamıştır.
Hükme esas alınan ayrıntılı, gerekçeli, mahkememiz ve kanunyolu denetimine elverişli ek bilirkişi raporunda seçenekli olarak hesaplama yapılmış, mahkememizce yukarıda ayrıntılı açıklandığı ve kabul edildiği üzere yapılan hesaplama kabul edilmiş ve davacı kooperatifin davalıdan daire maliyet bedellerinden kaynaklı talep edebileceği işlemiş faiz miktarının 35.066,64 TL olduğu anlaşılmış, alacağın konusunun işlemiş faiz olduğu ve alacak miktarı hesaplamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE ; Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 35.066,64 TL toplam alacak üzerinden devamına,
2-Alacak miktarı hesaplamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.395,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.048,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.346,51 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.048,89 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı, 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.099,69 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 900,00 TL bilirkişi ücreti, 64,75 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 964,75 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 550,81 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yatılan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 5.260,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/03/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza