Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/558 E. 2020/245 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/558 Esas – 2020/245

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/558 Esas
KARAR NO : 2020/245

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR: 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tasarrufun İptali (İpoteğin Kaldırılması suretiyle)
DAVA TARİHİ: 14/10/2019
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
K.YAZIM TARİHİ : 03/07/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; dava dışı ipotek borçlusu …’ın borcundan dolayı Ankara Batı İcra Müdürlüğünün…esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiklerini ve takibin kesinleştiğini, borçlunun işbu dosya borcundan dolayı Ankara İli… İlçesi …Mah. … ada …parselde kayıtlı 2. Blok 3 nolu bağımsız bölüm üzerine haciz konulduğunu, mülkiyeti ipotek borçlusu …’a ait Ankara İli … İlçesi … Mah. …ada… parselde kayıtlı 2. Blok 3 nolu bağımsız bölüm üzerine 29/08/2016 tarih … yevmiye nolu Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. … şubesinin ipoteği bulunduğunu, söz konusu gayrimenkulün icra dosyasına borcu için kıymet takdiri yapıldığını ve ipotek alacaklısı bankaya tebliğ edildiğini, satışa esas olmak üzere borç miktarının icra dosyasına bildirilmesinin talep edildiğini, Yapı ve Kredi Bankası …Şubesinin 23/07/2019 tarihi itibariyle 232.608,60 TL ipotek alacağının olduğunun bildirildiğini, borçlunun kullanmış olduğu ipotek borcunun 232.608,60 TL olmadığı kanaatinde olduklarını, aynı ipotek üzerinden ilgili bankanın kaydına konulan 11/07/2018 tarihinden sonra yeniden ilgili bankaca işlem yapıldığı, haciz tarihinden sonra borçluya yeniden ipotek ve kredi tahsis edildiğini bu doğrultuda alacaklının zarar görmesinin kaçınılmaz hale geldiğini beyan ederek, Ankara İli… İlçesi … Mah. … ada …parselde kayıtlı 2. Blok 3 nolu bağımsız bölüm üzerine 11/07/2018 tarihinden sonra ilgili bankaca yapılan ipotek/kredi tesis ve diğer borçlanmaların iptaline, 11/07/2018 haciz tarihine kadar olan ipotek borçlusu …’ın borç miktarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; dava dışı …San.ve Tic.Ltd.Şti’nin müvekkili bankanın … Şubesi’nden ticari krediler kullanması nedeniyle söz konusu kredi kullanan …San.ve Tic.Ltd.Şti. lehine dava dışı …’ın kendisine ait olan Ankara İli, …İlçesi, …Mahallesinde kain … Ada,… parselde kayıtlı 2.Blok 3.No’lu bağımsız bölüm üzerine teminaten müvekkili banka tarafından 420.000,00-TL Limitli ve 1.dereceden ve fekki banka tarafından kaldırılması kaydıyla ipotek tesis edildiğini, bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğunu, bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine ait olduğunu, bu davada davayı ikame eden davacıların ne ipotekli taşınmazın maliki ne de bankanın kredi borçlusu olduğunu, bu hususta müvekkili bankanın yasa ve mevzuat çerçevesinde kredi teminatı olarak tesis etmiş olduğu ve bir ayni hak olan ipotek hakkının bertaraf edilebilmesi için işbu davanın ikame edilmesinin yasaya ve kabul görmüş bankacılık kurallarına tamamen aykırı olduğunu, böyle bir yetkileri olmadığını, icra dairesi tarafından da kendilerine bu hususta verilmiş bir yetki bulunmadığını, hal böyle iken söz konusu taşınmazın maliki ve de kredinin borçlusu dahi olmayan davacılar tarafından işbu davanın açılması hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, davacının taraf sıfatı olmadığını, dava dışı …Şti’nin müvekkili banka nezdindeki borç ve kredi risklerinin halen devam etmekte olduğunu, bu nedenle teminat teşkil eden ipoteğin kaldırılmasının mümkün bulunmadığını, banka kredi borçlusunun menfaatine aykırı olabilecek bir şekilde teminat eksiltmesi yoluna gidilemeyeceğini, tarafların müvekkili bankanın muvafakati olmadan da ipoteğin kaldırılmayacağını yine açıkça Resmi Senedin 4.maddesi gereğince kabul ettiklerini, söz konusu dava dışı …Şti ile müvekkili bankanın aktif olarak çalışmakta olup halihazırda bu firmanın kredi riskleri mevcut olduğunu bu nedenle banka nezdindeki tüm riskler sona ermeden davacı tarafa söz konusu ipoteğin fekkini isteme hakkı verilemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Dava konusu edilen taşınmaza ait tapu kayıtları, davacıların vergi dairesi kayıtları, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalı banka kayıtları, ilgili kredi ve ipotek sözleşmesi örneği ve alacak borç bakiyesi ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, dava dışı borçlu ile davalı arasında düzenlenen ipotek sözleşmesinin davalının alacağın fazla gösterilmesi nedeniyle kısmen iptali ve ipoteğin kaldırılması suretiyle İİK’nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Davacılar, dava dışı… alacaklı olduklarını iddia ederek, borçlunun diğer alacaklısına karşı dava açmışlardır. Yapılan araştırma ve taraf beyanlarına göre dava konusu taşınmazın satışı ve icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenmesi söz konusu olmadığından ve öte yandan talep İİK nın 94/2 maddesinde düzenlenen dava niteliğine de uymadığından, borçlu ile banka arasındaki borç ilişkisi kapsamında yapılan tasarrufun (ipotek ve kredi işlemleri) iptalinin talep edilmesi nedeniyle dava İİK nın 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiştir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Somut dava 24/10/2019 tarihinde İİK.’nin 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olduğundan görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir (HGK 2014/17-2389 E- 2016/129 K). Uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan, HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerinin gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.30/06/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı