Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/556 Esas – 2020/460
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/556 Esas
KARAR NO : 2020/460
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/10/2019
KARAR TARİHİ: 29/09/2020
K.YAZIM TARİHİ : 26/10/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalıya ürünler teslim ettiğini, teslim edilen ürünler kapsamında faturalar düzenlenerek davalıya iletildiğini, ancak davalının müvekkiline alacaklarının tamamını ödemediğini, tarafların 2014-2017 yıllarına ait ticari kayıtları incelendiğinde müvekkilinin alacağının görüleceğini, alacağın tahsil edilememesi üzerine arabuluculuk görüşmelerinin davalının katılmaması nedeniyle 12.06.2019 tarihinde anlaşmazlıkla sona erdiğini beyan ederek, Haklı davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 28.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans (ticari) faizi ile birlikte davalı borçlu şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 13/07/2020 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve talebini 103.568,00 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalı vekili; yetki itirazında bulunduklarını, davacının taraflar arasındaki 2014-2017 yılları arasındaki ticari ilişki çerçevesinde faturaya dayalı alacak iddiasında bulunduğunu, aynı alacağa dayalı olarak Malatya İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, yapılan itiraz ile takibin durduğunu, bu nedenle davacının aynı alacağa dayanarak bağımsız yeni bir alacak davası ikame etmesinde korunmaya değer güncel, hukuksal bir yarar bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını beyan ederek, haksız, mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil kayıtları, Malatya İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalının 2014 ila 2017 tarihleri arasına ait BA formları, davacının ticari defter ve kayıtları, 10/04/2020 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ticari satım sözleşmesi kapsamında davacının 2014 ila 2017 yılları arasına ilişkin alacak istemine ilişkindir.
Davacı tarafından ayrıca davalı hakkında Malatya İcra Müdürlüğü nün … E sayılı takip dosyasında, 28/06/2018 tarihinde, 5 adet faturaya ilişkin 103.568,00 TL nin tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz üzerine takibin durdurulduğu, itirazın iptaline yönelik bir dava açıldığına dair taraflarca beyanda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacının alacak istemli bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu ve davayı açmaya engel bir husus bulunmadığı kabul edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı tarafından mahkememizin yetkisine itirazda bulunulmuşsa da, TBK 89. Madde kapsamında , taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında faturalara dayalı para alacağı talep edildiğinden alacaklı davacının ikametgahı mahallindeki mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla, ön inceleme duruşmasında yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
HMK nın 221.maddesi kapsamında mahkememizce resen tarafların BA-BS formları celp edilmiştir.
Davalı tarafından, defter ve kayıtların zayi olduğunun tespitine yönelik mahkeme kararının ibraz edildiği görüldü.
Davacının defter ve kayıtları ile dosyaya kazandırılan BA-BS formlarının incelenmesi yönünden alınan bilirkişi raporunda; davacının işbu davada talep ettiği alacağın dayanağı faturaları 2014-2017 yıllarına ilişkin BS formları ile ilgili vergi dairesine beyan ettiği, 2014-2019 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu ve davacı kayıtlarında davacının davalıdan 31.12.2017 tarihi itibariyle 284.128,53 TL alacaklı gözüktüğü, davalının dosya kapsamına ticari defterlerini sunmadığı gibi, incelenmesi için bulunduğu adresi de beyan etmediği, ancak, davalının dosya kapsamındaki 2014-2017 yıllarına ilişkin BA formlarında beyan ettiği davacı faturalarının ve tutarlarının davacının BS formlarındaki tutarlarla uyuştuğu, diğer bir ifadeyle BS ve BA formları dikkate alındığında davacı faturaları üzerinde bir çekişmenin bulunmadığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında süregelen ticari satım ilişkisinin bulunduğu, her ne kadar davalı yanın kayıtları incelenememiş ise de, vergi dairesince gönderilen kayıtlardan mal alımının davalı tarafından vergi dairesine beyan edildiğinin anlaşıldığı, fatura konusu malların teslim alınmadığına dair savunma bulunmadığı, davalı tarafından TTK 23.maddesi kapsamında usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunulduğuna dair de delil sunulmadığı gözetildiğinde, davacının satım bedeline ilişkin bakiye alacağının tahsili haklı görüldüğünden davanın kabulüne, daha önce alacağın icra takibi ile talep edildiği görüldüğünden temerrüdün bu tarih itibariyle oluştuğu anlaşılmakla, alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 103.568,00 TL nin 28/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 7.074,73 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 426,94 TL harç ile ıslah ile alınan 1.341,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.306,04 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 426,94 TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı, 6,40TL vekalet harcı ile 1.341,75 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.819,49 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 159,45TL tebligat ve posta gideri ile 600,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 759,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 13.788,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Zorunlu arabuluculuk görüşmesi sırasında davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2019 yılı AAÜT nin 16/1-c maddesi uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.29/09/2020
Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı