Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/555 E. 2020/48 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/555 Esas – 2020/48
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/555 Esas
KARAR NO : 2020/48

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2020
K. YAZIM TARİHİ: 07/02/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında araç tanıma sistemine dayalı akaryakıt anlaşması olduğunu, müvekkilinin bu sisteme kayıtlı … plakalı araç ile 2018 yılının Şubat ayında kaza yapması nedeniyle bu aracın perte ayrıldığını, taraflar arasında ilk sözleşmeden itibaren araç tanıma sistemine dahil edilecek veyahut sistemden çıkarılacak tüm araçların bildirimini yaptıklarını, davalı şirkete ait 0 … numaralı hattına bağlı WhatsApp üzerinden davalı şirket çalışanı ve müşteri temsilcisi olan …’la yapılan yazışmalar ile müvekkilinin araç tanıma sisteminde kayıtlı bulunan … plakalı aracın tanıma sisteminden çıkartılması yönünde bilgi verildiğini, müvekkili ile davalı tarafın 2018 yılının Aralık ayında yeni bir sözleşme yaptıklarını, davalı şirketin yeni anlaşma için sözleşmeyi ve sözleşmenin eki olan araç tanıma sistemine kayıtlı olacak araç listesini müvekkiline mail attığını ve bu mailde bulunan araç listesinde … plakalı aracın bulunmadığını, yapılan sözleşme gereği 10.000,00 TL’lik limitin çok kısa sürede bitmesinden şüphelenen müvekkilinin 03/08/2019 tarihinde davalı akaryakıt şirketinden akaryakıt alım dökümlerini talep ettiğini, dökümlerde perte ayrıldığı bildirilen … plakalı aracın Van, Erzurum, Hakkari ve Artvin illerinde ayaryakıt aldığını, hatta birkaç saat arayla aynı gün içerisinde araç deposunun 3 defa tam doldurulduğunun belirtildiğini, bu şekilde 1 hafta içerisinde alınan akaryakıta karşılık gelen 7.991,89 TL’den anlaşma gereği yapılan iskonto sonucu 7.572,31 TL’nin ödendiğini, bu durumdan sonra davalı şirketçe 08/08/2019 tarihinde söz konusu aracın araç tanıma sisteminden çıkartıldığını, müvekkilinin yapılan ödemeleri haksız görerek Ankara … Noterliği’nden 09/08/2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnameyi zararın karşılanması amacıyla davalı tarafa gönderdiğini, davalı şirketin ise söz konusu bedeli fatura ederek müvekkiline gönderdiğini, müvekkilinin ise hazırlanan sözleşmede sisteme kayıtlı görünmeyen … plakalı aracın almış olduğu yakıtın tutarından sorumlu olmadığını bildirerek iade faturasıyla birlikte Ankara … Noterliği’nden 16/08/2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, müvekkilinin gerek davalı tarafla güncellenen 19/12/2018 tarihli sözleşme ve eki araç tanıma sistemine kayıtlı güncel araç listesinde gerekse de WhatsApp üzerinden yapılan yazışmalar üzerine yapılan bildirim ile … plakalı aracın araç tanıma sisteminde kayıtlı olmadığını ve gerekli bildirimin yapıldığını, müvekkilinin … Bankasıyla yaptığı DBS anlaşması gereği davalı tarafça ödemenin alınarak haksız yere menfaat temininde bulunulduğunu, davalı firmanın iyi niyet ve ahde vefa ilkelerine aykırı davrandığını beyan ederek, müvekkili tarafından davalı şirkete ödenmek zorunda kalınan tutar ile avukatlık ücreti ve ihtar masrafından oluşan bedellere istinaden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, taraflar arasında ekli sözleşmenin 18. maddesi gereği yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olarak tayin edildiğini, davacının 5.000,00 TL olarak açtığı davanın ne kadar kısmının ihtarname masrafı, avukatlık masrafı ve haksız tahsil edilen tutar olduğunun kuruşlandırarak ortaya koyması gerektiğini, müvekkil firma kayıtlarında bu konuyla ilgili bir yazışma bulunmadığını, dava dilekçesinde adı geçen …’in işten ayrıldığını, kendisinin sözleşme, imza, şartlarını tartışma muhakeme etme gibi bir yetkisinin bulunmadığını, sözleşme ile ilgili talimat ve taleplerin müvekkil firma yetkililerine iletilmesi gerektiğini, davacı ihtarnamesine karşılık keşide ettikleri Yenimahalle … Noterliği’nin 2019/… yevmiye nolu 22/08/2019 tarihli ihtarnamesi ile davacı iddialarına cevap verdiklerini, ihtarnamede de atıf yaptıkları üzere taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4. ve 12. maddelerinin taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyeceğini, taraf sorumluluklarını ve kusurlu tarafın kim olduğunu gereği gibi ortaya koyacağını, 22/02/2018 tarihinde, öncesinde veya sonrasında müvekkile ulaşmış bir iptal talebi bulunmadığını, aracın çalınması gibi bir durumun olmadığını, aracın perte ayrıldığı ihtarname ile beyan edilmekle araca monte edilmiş cihaz ve çipin de müvekkiline teslim edilmesi gerektiğini, bu külfeti ifa etmeyen davacının 7.572,31 TL’lik akaryakıtı almadığını savunmasının ahde vefa ve iyi niyet prensiplerine aykırı olduğunu, müvekkilinin bu akaryakıtı sattığına dair herhangi bir tartışmanın bulunmadığını, bu nedenle de haksız menfaat elde edilmediğini, davacı tarafça keşide edilerek gönderilen iade faturanın usulden ve esastan gerçeğe, mevzuata aykırı tanzim edildiğini ve Yenimahalle … Noterliği’nin 29/08/2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile taraflarınca davacıya iade edildiğini, aralarında kurulan sözleşmenin 12. maddesinin kullanımın müşteri sorumluluğunda olduğu düzenlenmesine uygun olarak davacıdan yapılan tahsilatın haklı ve hukuki olduğunu ve davacının tahsil edilmiş fatura meblağını ve sair zararlarını bu usulsüz kullanımı gerçekleştiren şahıs ya da şahıslardan talep etme hakkının saklı olduğunu, taşıt tanıma sözleşmelerinin kanunen herhangi bir şekle bağlı olmadığını, sözleşme konusu araçlar için yazılı bir sözleşme olmaksızın zımnen ve taraflar arasındaki uygulama ile de hizmet verilebileceğini, ortada gerçekten bir yanlışlık varsa bu yanlışlığın sorumluluğunun “kimse kendi kusurundan faydalanamaz” ilkesi gereği aracı ile kazaya karışan, sözleşme hükümlerine aykırı olarak bu kazayı bildirmeyen, ekipman ve teçhizat pert olmadığı halde bu ekipmanları müvekkiline teslim etmeyerek kullanımına sebebiyet veren davacı üzerinde bırakılması kanaatinde olduklarını, davacının basiretli bir tacir olduğunu, müvekkiline usulüne uygun bir bildirim yapılmadığını, kim tarafından kime, ne amaçla gönderildiğini, gönderen ve gönderilen kişinin yetkili olup olmadığını, mesajın iletilip iletilmediğinin belli olmadığını, WhatsApp veya e-posta yoluyla sözleşmedeki külfetin ifa edildiğinin iddia edilmesinin hukuken dinlenemez olduğunu, davacının ihtarname masrafı ve avukatlık masrafı taleplerinin de fahiş ve yersiz olduğunu, davacının uyşuşmazlık konusu olayda kusurlu olduğunu, Türk hukukunda vekil eliyle dava takip etme gibi bir mecburiyet bulunmadığını, tarafların davalarını bizzat takip edebildiklerini, bu nedenle keyfi olarak vekil görevlendirmek ve 11.000,00 TL’lik bir dava için asgari vekalet ücreti üzerinde bir ücret takdir ederek bunun bedelini müvekkilden talep etmelerinin hukuken dinlenemez olduğunu beyan ederek davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, maddi tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dayanağı dava dilekçesi ve cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuş olan 19/12/2018 tarihli AUTOMATIC SÖZLEŞMESİ’dir. Bu sözleşmenin 18. maddesiyle “yetki şartı” konulduğu ve “İşbu sözleşmenin tatbik ve tefsirinden doğan ihtilafların hallinde, ANKARA Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” şeklinde düzenleme yapıldığı görülmüştür. Davalı yan dosyaya süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 17. maddesinde “Tacirler, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeleriyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yetki sözleşmesinin (şartının) bulunması halinde bu durumun nazara alınması (süresinde sunulacak cevap dilekçesiyle itirazda bulunmak koşuluyla) ve kesin yetki kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu halde davanın HMK. 17. maddesi uyarınca yetki şartında belirlenen yer mahkemesinde görülmesi gerekir. (Y…HD. T. 28.01.2016; E.2015/9554;K.2016/1043) Somut uyuşmazlıkta davaya bakmaya, yetki şartında bildirilen Ankara (Nöbetçi) Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili olması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-ç maddesine göre dava şartlarından olup, aynı Kanunun 115/2. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar vermek gerekir. Bu nedenle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı HMK’nun 114/1-ç maddesi uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle aynı kanunun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/01/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza