Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/531 E. 2023/125 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/531 Esas – 2023/125
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/531 Esas
KARAR NO : 2023/125

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN:

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ: 01/02/2023
K.YAZIM TARİHİ: 02/02/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili şirketin kiracısı olduğu … adresinde 30/03/2019 tarihinde çıkan yangın sonucunda müvekkiline ait fabrikanın kullanılamaz hale geldiğini, dava konusu yangının çıkmasından dolayı müvekkili firmanın herhangi bir kusuru ya da ihmalini gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, kusur durumunun tespiti için yapılan … SHM’sinin … değişik iş sayılı dosyasında alınan Bilirkişi Raporunda davalı şirketin olayın meydana gelmesined %75 oranında kusurlu olduğunun belirlendiğini beyan ederek, davalıların dava devam ederken yangının meydana geldiği taşınmazları satması ve şirketleri devretmesi, şirketin aktifini boşaltması halinde müvekkili şirketin alacağını tahsil etme imkanı ortadan kalkabileceğinden öncelikle davalılar adına kayıtlı taşınır taşınmaz mal varlıklarının 3. Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati haciz konulması ile artırım hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00TL lik maddi tazminat ile şimdilik 5.000,00TL kar kaybı ve iş durması zararının davalılardan yangın tarihi olan 30/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 31/01/2023 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve maddi tazminat talebini 2.784.448,65TL’ye, kar kaybı talebini 9.581.633,78TL’ye artırmıştır.
CEVAP :
Davalı … Şti. ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin işçileri yangının çıktığı saatte fabrikanın arka kısmında kalan, yangının çıkış noktası olan ve aynı zamanda davacının sorumluluğunda karton ambalaj kutularını istiflediği konteynırın bulunduğu alana hiçbir şekilde gitmediklerini, ilaveren söz konusu kağıt yığınlarının yangının çıktığı alana davacı şirket tarafından bırakıldığını, yapılan incelemede fabrikanın arka kısmındaki alan … İşçileri, tarafından molada kullanılmadığı için yangının sigorta şirketine hazırlanan 23.04.2019 tarihli uzman görüşünde ve … Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş dosyasına sunulan 30.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtiği şekilde çıkmadığı görüş ve kanaatine varıldığını, … fabrikası iç kasmım gösteren güvenlik kamerası görüntüleri izlendiğinde yangın başlayana kadar işçilerin hiçbirinin fabrika arka kısmından dışarı çıkmadığını, zira yangının çıktığı bu alan davacının depo alanı olduğunu, davacı tarafından karton ve benzeri yanıcı maddeler tedbir alınmaksızın istiflenmekte olduğunu, bu alanın tüm sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, raporun devamında “Sigorta şirketine hazırlanan 23.04.2019 tarihli uzman görüşünde ve … Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş. Dosyasına sunulan 30.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda … işçilerinin 10:00 ila 10:30 arasında mola verdikleri ve molada fabrikanın arka kısmında bulunan prefabrik alanda çay ve sigara içtikleri savından yola çıkarak buradan atılan sigara izmariti ile yangının çıkmış olduğu görüşünün taraflarınca uygun bulunmadığını, çünkü görüntülerden işçilerin molada fabrika içerisindeki alanı kullandıkları ve yangın başlayana kadar hiç dışarı çıkmadıklarını, dolayısıyla davacının yangını çıkaran sigara izmaritinin müvekkili şirket çalışanları tarafından atıldığına ilişkin beyanı açıkça somut gerçekliğe aykırı olduğunu ve fiili olarak imkânsız olduğunu, zira söz konusu saat diliminde müvekkili şirketin çalışanlarının fabrika içerisinde olduğu teknik inceleme raporu ile sabit hale geldiğini, davacı firmanın üretimi yaptığı maddeler niteliği nedeniyle yamalığı yüksek olan çoğunluklu PE, PS, PP içeren ürünler olduğunu, ayrıca yine davacı şirkette yangın esnasında bulunan enjektör, şırınga, kimyasal madde ve kimyasal gaz tüplerinin söz konusu yangının büyümesine neden olduğunu, içerisinde %21’den fazla oksijen bulunduran ortamlarda yanan maddeler yanıcı maddeler grubuna girdiğini, bu nedenle de PE, PS, PP yanıcı ürünler grubunda olduğunu, PE’nin Oksijen İndexi %17, bir ortamda %17’den fazla oksijen varsa, o ortamda PE, PS ve PP hammaddesi yanar. PE yangınları su, köpük, karbondioksit veya toz ile söndürülür ve söndürülmesi normal karton ve benzeri ürünlere göre daha zor olduğunu, bahsi geçen ürünlerin nerdeyse tamamının içerisinde polietilen, polipropilen bulunduğunu, dolayısıyla olası bir yangına karşı davacının normal şartlar altında faaliyet gösteren bir fabrikaya oranla çok daha fazla tedbir alması gerektiği her türlü izahtan vareste olduğunu, nitekim bu husus yasal mevzuatta da bir gereklilik olduğunu, … Üniversitesi Öğretim Üyesi … tarafından hazırlanmış olan bilirkişi raporundaki aleyhe hususları kabul etmemekte birlikte belirtmek isteriz ki raporda “yangının … A.Ş.ne ait fabrikanın arka tarafındaki açık alanda bu firma tarafından atılmış/stoklanmış ambalaj kartonlarımın tutuşması/yanması sonucunda meydana gelmiştir.” şeklinde tespitte bulunduğunu, ardından tamamı ile farazi olan buradaki sigara izmaritinin müvekkili şirket çalışanlarınca atılmış olabilme ihtimaline bir kesinlik addedildiğini, bu ihtimale dayalı olarak da müvekkili şirkete %75 oranında bir kusur yükletildiğini, 30.03.2019 tarihinde … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Bulvarı … Ada, … Parsel de kâin … ve … numaralı taşınmazlarda meydana gelen yangının çıkışına ve büyümesine dilekçe ekinde sunulu mütalaa, mütalaa dayanağı olan CD ve diğer delillerden de anlaşılacağı üzere davacı şirketin ve çalışanlarının sebep olduğu kanaatinde olduklarını beyan ederek, huzurdaki davanın öncelikle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise yapılacak yargılama neticesinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı her ne kadar müvekkiline karşı husumet yöneltmiş olsa da davacının müvekkiline karşı yöneltmiş olduğu huzurdaki davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, somut durumda müvekkiline ait bir tesis söz konusu olmadığını, müvekkilinin ekte sunulu kira sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere söz konusu taşınmazı … firmasına kiraladığını, … tarafından hazırlanan 23.04.2019 tarihli raporda yangının … A.Ş.ne ait fabrikonm arka tarafındaki açık alanda bu firma tarafından atılmış/stoklanmış ambalaj kartonlarının tutuşması/yanması sonucunda meydana geldiği şeklinde tespitte bulunulduğunu, bir tarafta bir kesinlik (kartonların … firması tarafından atıldığı), diğer tarafta ise bir ihtimal (sigara izmaritinin davalı şirket çalışanı tarafından atıldığına ilişkin) varken: davalı şirkete %75, davacı şirkete %25 kusur atfedilmesinin hakkaniyet aykırı olduğunu ve raporun tarafsızlığına açıkça gölge düşürdüğünü, bu sebeple de hükme esas alınamayacağını, yangına sebep olan izmaritin tutuşmasına neden olan kartonları gelişi güzel bir şekilde istifleyen … firmasının elemanlarının/çalışanlarının yangının çıkmasına neden olduğunu ve yine kullandığı kimyasallar maddeler ve gazlar nedeni ile de … firmasının yangının büyümesine ve zararın artmasına neden olduğunu, davacı firmanın üretimi yaptığı maddeler niteliği nedeniyle yamalığı yüksek olan çoğunlukla PE, PS, PP içeren ürünler olduğunu, ayrıca yine davacı şirkette yangın esnasında bulunan enjektör, şırınga, kimyasal madde ve kimyasal gaz tüplerinin söz konusu yangının büyümesine neden olduğunu, içerisinde 21 den fazla oksijen bulunduran ortamlarda yanan maddeler yanıcı maddeler grubuna girdiğini, bu nedenle de PE, PS, PP yanıcı ürünler grubunda olduğunu, PE’nin Oksijen İndexi %17 olduğunu, bir ortamda %17 den fazla oksijen varsa, o ortamda PE, PS ve PP hammaddesi yanacağını, PE yangınları su, köpük, karbondioksit veya toz ile söndürülür ve söndürülmesi normal karton ve benzeri ürünlere göre daha zor olduğunu, bahsi geçen ürünlerin nerdeyse tamamının içerisinde polietilen, polipropilen bulunduğunu, dolayısıyla olası bir yangına karşı davacının normal şartlar altında faaliyet gösteren bir fabrikaya oranla çok daha fazla tedbir alması gerektiğini, nitekim bu hususun yasal mevzuatta da bir gereklilik olduğunu, dolayısıyla davacının gerekli tedbirleri almış olduğu yönündeki beyanlarına da itiraz ettiklerini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Davacı şirketin ticaret sicil kaydı, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası ile … değişik iş sayılı dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas ve … esas sayılı dava dosyaları, sigorta poliçeleri, hasar dosyaları, mahkememizin 2019/689 esas sayılı dava dosyası, 17/03/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporu, 22/02/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu, 10/12/2022 tarihli bilirkişi heyeti ikinci ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, davacının faaliyet gösterdiği binanın yan tarafında bulunan binada çıkan yangının sıçraması nedeniyle meydana gelen zararın, kar kaybının tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 166. maddesinin 1. fıkrasında “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” hükmüne yer verilmiş, 4. fıkrasında ise davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının var sayılacağı düzenlenmiştir.
Mahkememizin 2019/689 esas sayılı dosyası incelendiğinde; iş bu dosyanın davalıları ile dava konusunun aynı olduğu, delillerin usul ekonomisi açısından birlikte değerlendirilmesi gerektiği, her iki dosya arasında HMK’nun 166. maddesi kapsamında bağlantı bulunduğu, her ne kadar mahkememiz dosyası daha önce açılmışsa da gerek işbu dosyanın tek hakim tarafından, 2019/689 Esas sayılı dosyanın heyet tarafından görülüyor olması, gerekse davacı yanın dava değerini artırması sebebiyle artırılan tutar gözetilerek dosyanın heyete tevdinin gerekiyor olması sebebiyle usul ekonomisi ilkesi gereğince işbu dosyanın 2019/689 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesi gerektiği ve delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında dava dosyasının 6100 Sayılı HMK’nun 166/1 maddesi gereğince Mahkememizin 2019/689 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Aradaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle dava dosyasının mahkememizin 2019/689 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, müteakip işlemlerin üzerinde birleştirme kararı verilen mahkememizin 2019/689 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine, dosyamızın esasının da bu suretle kapatılmasına,
2-Harç, masraf ve vekalet ücreti hususlarının 2019/689 esas sayılı dosyasında takdir edilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.01/02/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı