Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/522 E. 2019/573 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/522 Esas – 2019/573
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/522 Esas
KARAR NO : 2019/573

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 04/10/2019
K.YAZIM TARİHİ : 04/10/2019

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının incelenmesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.09.2018 tarih ve 10:10 saatinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetiyle Ankara ili … ilçesi … Mahallesi …. Cd. 3 numara önünde yaya kaldırımına bağlı iniş rampasını kullanarak geri manevra yaptığı esnada müvekkili …’a çarpmak suretiyle yaraladığını, meydana gelen olay sebebiyle müvekkilinin şikayetçi olduğunu ve bu şikayet üzerine Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesi’nce görülen davada (… esas), davalı … hakkında TCK’nun 89/1 maddesi kapsamında 3.000,00 TL Adli Para Cezası’na, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına karar verildiğini, davalı …’ın %100 kusurlu olduğunu, olay neticesinde müvekkilinin; yaralanmasına bağlı olarak sol kolundan ameliyat geçirdiğini, bu ameliyatta koluna 9 vida ve 1 plak takıldığını, ailesinin yardımı olmadan işlerini göremediğini, reçetelerin bedellerini karşılamakla madden ciddi kayıplar yaşadığını ve ayrıca kaza sebebiyle psikolojik travmaya ilişkin tedavi de gördüğünü, diğer davalı olan sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını, sigorta şirketinden eksik evrakların tamamlanması yönünde alınan cevaba karşılık tamamlanan evraklar ile yeniden başvurmuş iseler de taraflarına yasal süre içerisinde olumlu bir cevabın verilmediğini beyan ederek, öncelikle davalarının kabulü ile davalı … adına kayıtlı … plakalı araç üzerine 3. kişilere devrinin önlenmesi ve davada haksız çıkmalarına karşın tahsilin imkansızlaşmaması için tedbir konulmasını, müvekkil adına geçici iş göremezlik için 1.000,00 TL ile kalıcı iş göremezlik için şimdilik 1.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte olmak üzere fazlaya ilişkin dava ve talep haklarını saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte, müvekkilin yaşamış olduğu manevi zararlar nedeniyle 30.000,00 TL’nin de kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraflardan alınmasına karar verilmesini, vekalet ücret ve yargılama giderlerinin davalı taraflar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesiyle eklenen ve yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 5/A maddesine göre, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
24/09/2019 tarihine açılan eldeki dava, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat talebini içeren ticari davadır. Dolayısıyla dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır.
26/09/2019 tarihli tensip tutanağının 1. maddesi ile davacı vekiline, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içerir davetiye çıkartılmış, davacı vekilince dava tarihinden (24.09.2019) sonra 04/10/2019 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair “Arabuluculuk Başvuru Formu” nun ibraz edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası birlikte değerlendirildiğinde, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dahi tek başına yeterli olmayıp, arabuluculuk faaliyetinin sonuçlanması ve anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekmektedir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince davacı vekiline verilen bir haftalık kesin süre, arabuluculuğa başvuru için değil, dava öncesi olumsuz neticelenmiş arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemeye sunumu için öngörülmüş bir süredir. Somut olayda arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması nedeniyle herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL peşin karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davanın adli yardım talepli olarak açıldığı anlaşılmakla, suç üstü ödeneğinden karşılanan 4,50 TL tebligat ve posta giderinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/10/2019

Katip Hakim