Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/503 E. 2020/333 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: …/503 Esas – 2020/333
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/503
KARAR NO : 2020/333

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR :1-
2-
VEKİLRİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ: 17/07/2020
K.YAZIM TARİHİ : 17/07/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :Davacılar vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 18.06…. tarihli genel kurul toplantısının, sermayenin onda birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, toplantı başkanı tarafından, finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesi amacıyla 18.07…. tarihine ertelendiğini, ertelenen genel kurulun, ertelenen gündemi görüşmek üzere yeniden toplanacağı yerde, yönetim kurulunun 27.06…. tarihli kararı ile yeniden belirlediği gündem ile toplantıya çarıldığını, bu hususun yasa hükümlerine aykırı olduğunu, TTSG’nin 3 Haziran … tarih 9842 sayılı nüshasında yayımlanan olağan genel kurul gündeminin 2. Ve 4. Maddeleri, TTSG’nin 2 Temmuz … tarih 9860 sayılı nüshasında yayımlanan gündemin 2. Maddesinde tek bir gündem maddesi olarak yer aldığını, iki gündem maddesinin tek bir gündem maddesinde birleştirilmesinin yasa ve esas sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, kaldı ki, yasa ve esas sözleşme hükümlerine göre, 2018 yılı Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun okunması ve müzakeresi mümkün ise de, 2018 yılı Yönetim Kurulu Faaliyet Raparunun oylanması ve tasdikinin gündem maddesinde yer alamayacağını, 18.07…. tarihli ikinci toplantıda, daha önce seçilmiş başkan taralından açılmadığım, sanki ilk toplantıda böyle bir karar alınmamış gibi yönetim kurulu başkan yardımcısı … tarafından açıldığını ve verilen önerge…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…sonucu ikinci toplantıda toplantı başkanlığı seçiminin tekrar yapıldığını, müvekkillerinin bu konuda itiraz etliğini ve itirazların tutanağa geçirtmişse de, bu itirazların dikkate alınmadan önergenin oya sunulduğunu, bu kararın kanuna aykırı olup iptalinin gerektiğini, ikinci genel kurulda, 2018 yılı faaliyet raporunun ortaklara ulaştırılmadığını, incelemesine sunulmadığı gibi 2018 yılı faaliyet raporunun genel kurulda okunmadığını, yönetim kurulu başkan yardımcısı … tarafından sadece kısa bilgi notunun okunduğunu, yönetim Kurulu faaliyet raporunun finansal analiz başlıklı maddesinde verilen 2017 yılına ilişkin oranlar ve değerlerin doğru olmadığını, aynı oranların 2017 yılı Yönelim Kurulu Faaliyet Raporlarında farklı olduğu gibi kurumlar vergisi beyannamesine esas bilanço rakamları ile hiç uyuşmadığını, yönetim kurulu faaliyet raporunun dayanak tutulduğu bağımsız denetim raporunda yer alan bilgi ve hesaplar çelişkili olup nasıl yapıldıklarının anlaşılamadığını, gündemin “Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimi” şeklindeki 6. maddesinin. 2 Temmuz … tarih 9860 sayılı nüshasında yayımlanan yeni gündemin 4. maddesi ile Yönetim Kurulu üye sayısının 5 olarak tespiti ile yeniden 5 kişilik yönetim kurulu üyelerinin seçimi” şeklinde değiştirildiğini, ikinci genel kurulda verilen önerge yönetim kurulu üyelerinin görev süresi 1 yıl olarak belirlendiğini, yasa ve mevzuat gereği, gündemde madde olmayan bir konunun, genel kurulda görüşülemeyeceğini ve karara bağlanamayacağını, Yönetim Kurulunun kar payı dağıtılmaması ile ilgili teklifinin hiçbir geçerli dayanağının bulunmadığını, kar payı dağıtılmaması ile ilgili kararın azınlık hak sahiplerini kar dağıtmamak suretiyle cezalandırma ve onları mağdur etme amacıyla alınmış olup, dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, Yönetim Kurulu üyelerine TTK. 395-396 maddeleri gereğince izin verilmesine dair 7 numaralı karar ile ilgili olarak, genel kurul toplantısında, şirketin hakim ortağı yönetim kurulu başkanı …’in kızı …’nın şirketin 11885 payının sahibi olan … A.Ş.’yi temsilen genel kurula katıldığını ve genel kurul oylamalarında oy kullandığını, kullanılan oyların TTK 436/1. madde hükmüne aykırı olduğu gibi, TTK 201, 389 madde hükümlerine de aykırı olduğunu belirterek, genel kurul toplantı başkanınca ertelenen ve bu nedenle 18 07…. tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine, olmadığı takdirde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Genel Kurul kararlarının iptalini talep edebilmek için TTK m. 446 gereğince, toplantıda hazır bulunup da alınan kararlara olumsuz, oy veren ve bununla ilgili muhalefetini tutanağa geçiren pay sahiplerinin iptal davası açabileceklerini, bu nedenle davacıların 18.07…. tarihli erteleme olağan genel kurulunda oy birliği ile alınan kararların da iptalini istemelerinin hukuken mümkün olmadığını, iddiaların aksine, ikinci genel kurul faaliyet raporunun çağrı usulü belgeleri içinde ortaklara gönderildiğini ve hazırlanan yönetim kurulu raporunun ayrıca elden davacılara verildiğini, Şirketin resmi kurumlardan aldığı işlerin sözleşmesel taahhütlerini yerine getirebilmesi, işletmenin sürekliliğinin sağlanabilmesi ve faaliyetini sürdürebilmesi için ortaklara olan kar payı ödemelerinin Şirketin finansman durumunun müsait olduğu zamana kadar bekletilmesinin uygun bulunduğunu, aksi halde, ortakların alacakları kar payının çok daha üzerinde bir zararla karşı karşıya gelebileceklerini, TTK 446. maddesi gereğince, davacıların da katıldığı oybirliği ile verilen bu karar için dava açma haklarının bulunmadığını, esasen dilekçede ismi geçen …’nın gerek müvekkili … A.Ş’nin ve gerekse temsilen oy kullandığı … A.Ş.’nin hissedarı olmadığını, bu şirketlerle ilgili pay sahipliğinin bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Dava konusu edilen 18.06…. tarihli olağan genel kurul toplantısı tutanağı, hazirun cetveli ve gündem, davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, 07.05.2020 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
e-imza e-imza e-imza e-imza

GEREKÇE :Dava, davalı şirketin 18/07/… tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti, olmadığı taktirde iptali istemine ilişkindir.
Dava dosyasına mübrez bilgi ve belgelerin tetkikinden, davalı … … A.Ş.’nin 15.01…. tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Toplantısında alınan kararlar ile davacı … ve davacı …’nin Yönetim Kurulu üyeliklerinin sona erdirildiği anlaşılmıştır. Davalı şirketin ortaklık yapısı incelendiğinde, davacı … ve diğer davacı …’nin davalı şirkette 1,000’er adet pay ile ayrı ayrı % 4 oranında şirkete ortak oldukları tespit edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ertelenen genel kurulun, ertelenen gündemi görüşmek üzere yeniden toplanacağı yerde, yeni gündem ile toplantıya çağrıldığını, bu hususun yasa hükümlerine aykın olduğunu, TTSO’nin 3 Haziran… tarihli nüshasında yayımlanan olağan genel kurul gündeminin 2. ve 4. maddelerinin, TTSG’nin 2 Temmuz … tarih … sayılı nüshasında yayımlanan gündemin 2. maddesinde tek bir gündem maddesi olarak yer aldığını, iki gündem maddesinin tek bir gündem maddesinde birleştirilmesinin yasa ve esas sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, kaldı ki, yasa ve esas sözleşme hükümlerine göre, 2018 yılı Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun okunması ve müzakeresi mümkün ise de 2018 yılı Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun oylanması ve tasdikinin gündem maddesinde yer alamayacağını ileri sürmüştür.
6102 sayılı TTK’nın Toplantının Ertelenmesi başlıklı 420. Maddesi; “(I) Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin ondu birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanımn kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, 414 üncü maddenin birinci fıkrasında yazdı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır. ”
Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılanmn Usul ve Esaslan ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in 10/4. maddesi; “(4) Azlığın istemi üzerine, Kanunun 420 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca genel kurul toplantısının, toplantı başkanımn kararıyla bir ay sonraya ertelenmesi halinde, erteleme karart, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir ve internet sitesi açmakla yükümlü olan şirketlerin internet sitelerinde karar tarihinden itibaren en geç beş gün içinde yayımlanır. Ertelenen genel kurul bir ay sonra yapılmak üzere, çağrı usulüne uyularak tekrar toplantıya çağrılır.” hükümlerine amirdir.
Davalı şirketin TTSG’nin 03.06….tarihli nüshasında yayımlanan ilana göre. 2018 yılı olağan genel kurul toplantısının 18.06…. tarihinde yapılacağı, finansal tabloların, konsolide finansal tabloların, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kar dağıtım önerisinin genel kurul toplantısından en az 15 gün önce şirket merkezinde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulacağı belirtilmiştir.
Davalı şirketin 18.06…. tarihli olağan genel kurul toplantısında, finansal tablolar okunup müzakere edilmesinin ardından, …, … ve …’dan oluşan toplam 3190 pay sahibinin azlık pay hakkını kullanarak finansal tablolardaki konuların müzakeresinin 1 ay ertelenmesi talebi üzerine, toplantı bir ay sonraya ertelenmiştir.
Ertelenen genel kunıl toplantısının ardından, ikinci genel kurul toplantısına ilişkin ilanın TTSG’nin 02.07…. tarihli nüshasında yayımlandığı ve toplantının 18.07…. tarihinde gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Her iki toplantıya ilişkin yapılan ilanlarda yer alan gündem maddeleri karşılaştırıldığında, 02.07…. tarihli ilanda, 02.06…. tarihli ilanda yer alan gündem maddelerinde 2 ve 4 nolu maddelerin tek bir madde haline getirildiği, aynca ilk ilanda yer alan yönetim kurulu üye seçimi ifadesinin “yönetim kurulu üye sayısının 5 olarak tespiti ile yeniden 5 kişilik yönetim kurulu üyelerinin seçimi” şeklinde değiştirildiği görülmüştür. Her ne kadar Yargıtay kararlarında ertelenen toplantının devamı sayılan toplantılara başka bir gündem maddesi eklenemeyeceği belirtilmiş olsa da, ertelenen genel kurul toplantısı ile ilk yapılan genel kurul toplantısının gündem maddelerinin içerik olarak aynı konuları kapsadığı, ikinci genel kurul toplantı ilanında, yönetim kurulu üye sayısının 5 olarak tespiti şeklinde bir ifade yer aldığı, bu hususun genel kurulun takdirinde olduğu, ilk ilanda yer alan yönetim kurulu üye seçimi ifadesi ile de yönetim kurulunun, genel kurul tarafından 5 kişi olarak oluşturulabileceği, husustan göz önünde bulundurulduğunda, davacı vekilinin bu yöndeki iddialarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, davacı vekili dava dilekçesinde 18.07…. tarihli ikinci toplantıda, daha önce seçilmiş başkan tarafından açılmadığını, sanki ilk toplantıda böyle bir karar alınmamış gibi yönetim kurulu başkan yardımcısı … tarafından açıldığını ve verilen önerge sonucu ikinci toplantıda toplantı başkanlığı seçiminin tekrar yapıldığını, müvekkillerinin bu konuda itiraz ettiğini ve itirazlarını tutanağa geçirtmişse de, bu itirazları dikkate alınmadan önergenin oya sunulduğunu, bu kararın kanuna aykırı olup iptalinin gerektiğini ileri sürmektedir.
Ertelenen toplantının yönetim kurulu başkan yardımcısı … tarafından açıldığı görülmekle birlikte, ertelenen toplantıda oybirliği ile toplantı başkanlığına …, yazmanlığa ise … seçilmişlerdir. Gerçekleştirilen ilk toplantıda da toplantı başkanlığına …, yazmanlığa ise … seçilmişlerdir. Her iki toplantıda da toplantı başkanı ve tutanak yazmanı aynı kişilerden teşekkül etmiştir. Ertelenen toplantıda tekrar seçim yapılmasının Kanuna ve yönetmeliğe aykırı olduğuna ilişkin açık bir maddeye rastlanmamıştır. Ayrıca, sağlık vb. nedenlerle ilk toplantıya seçilen başkanın ve yazmanın toplantıya katılamamaları gibi durumlar da söz konusu olabilecektir. Bu itibarla, ertelenen toplantıda yeniden toplantı başkanlığı seçimi yapılmasının iptal şartı olmadığı değerlendirilmektedir.
Diğer yandan, 18.07…. tarihinde gerçekleştirilen davalı … A.Ş.’nin genel kurul toplantı tutanağının 6. sayfasında, davacılar tarafından “2, 4, 5 ve 6 nolu maddeler ite ilgili karşı oy gerekçelerinin ve genel itiraz gerekçelerinin ilgili maddeler altında belirtildiği” ve davacılar tarafından söz konusu ibarenin imzalandığı görülmüştür. Yönetim Kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alman 3 nolu kararın, yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395-396. maddeleri gereğince izin verilmesine ilişkin 7 nolu kararın, Şirket bağımsız denetçiliğine …’nin seçilmesine ilişkin alınan 8 nolu kararın oybirliği ile alındığı görülmüştür.
Davacı vekili dava dilekçesinde; ikinci genel kurulda. 2018 yılı faaliyet raporunun ortaklara ulaştırılmadığını, incelemesine sunulmadığı gibi, 2018 yılı faaliyet raporunun genel kurulda okunmadığını, yönetim kumlu başkan yardımcısı … tarafından sadece kısa bilgi notunun okunduğunu. Yönetim Kurulu faaliyet raporunun Finansal analiz başlıklı maddesinde verilen 2017 yılına ilişkin oranlar ve değerlerin doğra olmadığını, aynı oranların 2017 yılı Yönetim Kurulu Faaliyet Raporlarında farklı olduğu gibi kurumlar vergisi beyannamesine esas bilanço rakamları ile hiç uyuşmadığını beyan etmektedir.
6102 sayılı TTK’nın “Yönetim kurulunun yıllık faaliyet rapora’ başlıklı 516. Maddesinde; “(1) Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, şirketin, o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile her yönüyle fınansal durumunu, doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtır. Bu raporda Jinansal durum, fınansal tablolara göre değerlendirilir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Raporda ayrıca, şirketin gelişmesine ve karşılaşması muhtemel risklere de açıkça işaret olunur. Bu konulara ilişkin yönetim kurulunun değerlendirmesi de raporda yer alır.
(2)Yönetim kurulunun faaliyet raporu ayrıca aşağıdaki hususları da içermelidir:
a)Faaliyet yılının sona ermesinden sonra şirkette meydana gelen ve özel önem taşıyan olaylar.
b)Şirketin araştırma ve geliştirme çalışmaları.
c)Yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilere ödenen ücret, prim, ikramiye gibi mali menfaatler, ödenekler, yolculuk, konaklama ve temsil giderleri ayni ve nakdî imkânlar, sigortalar ve benzeri teminatlar.
(3)Hem anonim şirketler hem de şirketler topluluğu bakımından, yönetim kurulunun yıllık faaliyet rajıorunun zorunlu asgari içeriği, ayrıntılı olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından bir yönetmelikle düzenlenir. “
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından 28.08.2012 tarihli, 28395 sayılı “Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik”in “Yıllık faaliyet raporunun bölümleri” başlıklı 7. Maddesinde; “(1) Yıllık faaliyet raporu aşağıda gösterilen bölümlerden oluşur:
a)Genel bilgiler,
b)Yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar.
c)Şirketin araştırma ve geliştirme çalışmaları.
ç) Şirket faaliyetleri ve faaliyetlere ilişkin önemli gelişmeler.
d)Finansal durum,
e)Riskler ve yönetim organının değerlendirmesi.
f)Diğer hususlar. ” şeklindedir.
Buna göre, yıllık faaliyet raporunda şirketin ilgili hesap dönemine ait iş ve işlemlerinin akışı, her yönüyle finansal durumu doğra, eksiksiz, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtılmak zorunda olup yukarıdaki bölümleri içermelidir.
Davalı şirketin 01.01.2018-31.12.2018 dönemi yıllık faaliyet raporu;
A- Genel Bilgiler
B- Yönetim Organı Üyeleri İle Üst Düzey Yöneticilere Sağlanan Mali Haklar
C- Şirketin Araştırma ve Geliştirme Çalışmaları
D- Şirket Faaliyetleri ve Faaliyetler İlişkin önemli Gelişmeler
E- Finansal Durum
F- Riskler ve Yönetim Organının Değerlendirilmesi
G- Diğer Hususlar bölümlerinden oluşmaktadır.
İmtiyazlı Paylar, Şirketin Organizasyon, Sermaye ve Ortaklık Yapısı, Şirketin Yönetim Organı, Üst Düzey Yönetici ve Personel Bilgilerine ilişkin açıklamalara raporun Genel Bilgiler bölümünde yer verildiği görülmüştür.
Faaliyet raporunun içeriği incelendiğinde ise davalı şirketin 2018 yılı faaliyet raporunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından 28.08.2012 tarihli, … sayılı “Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmeliksin “Yıllık faaliyet raporunun bölümleri” başlıklı 7. maddesinde geçen bölümlerin yer aldığı görülmektedir.
Davalı şirketin 2017 vc 2018 yılları Yönetim Kurulu Faaliyet Raporları bilirkişi tarafından incelenmiştir. 2018 yılı Faaliyet Raporunda yer alan 2017 yılına ilişkin finansal tablolarda yer alan verilerin, 2017 yılı Faaliyet Raporunda yer alan verilerle büyük ölçüde uyuştuğu, Varlıklar, Toplam Kısa Vadeli Yükümlülükler, Toplam Uzun Vadeli Yükümlülükler ve Toplam Öz kaynakların aynı olduğu, bununla birlikte Toplam Dönen…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…Varlıklara ilişkin verilerde iki rapor arasında farklılık bulunsa da Toplam Varlıkların eşit olduğu, görülmektedir. Söz konusu tabloların TFRS’ye (Türkiye Finansal Raporlama Standartlan) göre bağımsız denetim kuruluşunca hazırlandığı görülmektedir. IASB tarafından yayımlanan ve orijinal adlan International Accounting Standards (IAS) ile International Financial Reporting Standards (IFRS) olan standartlar, “Kamu Gözelimi ve Muhasebe Standartlan Kurumu” taralından Türkçe’ye çevrilmekte ve Türkiye Muhasebe Standartlan (TMS) ile Türkiye Finansal Raporlama Standartlan (TFRS) olarak isimlendirilerek yayınlanmaktadır. Söz konusu standartlarda, yıllar itibariyle değişiklikler olabilmektedir. 2017 ve 2018 yıllan Yönelim Kumlu Faaliyet Raporunda, Finansal Tablolarda yer alan verilerin davalı şirketin dış denetimini gerçekleştiren bağımsız denetim şirketinin raporlarından alındığı görülmüştür. Bağımsız denetim şirketinin davalı şirketin denetimi ile ilgili 2018 yılı raporunda TFRS 9 Finansal Araçlar ve IFRS 15’e ilişkin hükümlerde değişiklik olduğu belirtilmektedir. Aynca, söz konusu raporda TFRS’de yapılan değişiklikler nedeni ile de geçmiş yıllara ilişkin revizelerin yapıldığı belirtilmektedir.
Diğer yandan, Kurumlar Vergisi Beyannameleri. Vergi Usul Kanunu kapsamında hazırlanmaktadır. Davalı şirketin Vergi Usul Kanunu uyarınca hazırlanan 2017 ve 2018 yıllan finansal tablolannm birbiri ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Öte yandan, davacı taralından yönetim kurulu faaliyet raporunun tasdiki genel kurul gündemine konulamayacağı belirtilmişse de 18.07…. tarihli genel kurul toplantısında 2018 yılı finansal tabloları onaya sunulmuş, 2018 yılı faaliyet raporu ise onaya ve tasdike sunulmamış ve faaliyet raporu ile ilgili bir karar da alınmamıştır.
Yukarıda yer alan açıklamalar kapsamında, davalı şirketin 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 2 nolu kararın iptali şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, gündemin “Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimi” şeklindeki 6. maddesinin, 2 Temmuz … tarih 9860 sayılı nüshasında yayımlanan yeni gündemin 4. maddesi ile, “Yönetim Kurulu üye sayısının 5 olarak tespiti ile yeniden 5 kişilik yönetim kurulu üyelerinin seçimi” şeklinde değiştirildiğini, beyan etmektedir.
Her iki toplantıya ilişkin yapılan ilanlarda yer alan gündem maddeleri karşılaştırıldığında, ilk ilanda yer alan yönetim kurulu üye seçimi ifadesinin ikinci ilanda “yönetim kurulu üye sayısının 5 olarak tespiti ile yeniden 5 kişilik yönetim kurulu üyelerinin seçimi” şeklinde değiştirildiği görülmüştür. İkinci genel kurul toplanü ilanında, yönetim kurulu üye sayısının 5 olarak tespiti şeklinde bir ifade yer alsa da, bu hususun genel kurulun takdirinde olduğu, ilk ilanda yer alan yönetim kurulu üye seçimi ifadesi ile de yönetim kurulunun, genel kurul tarafından 5 kişi olarak oluşturulabileceği, hususları göz önünde bulundurulduğunda, davacı vekilinin bu yöndeki iddialarının sübut bulmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacılar tarafından karşı oy kullanılan 18.07…. tarihli genel kurul toplantısında alınan 5 nolu karar huzur hakkına ilişkindir.
Genel kurul toplantısının 5. maddesinde, verilen önerge ile yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmemesinin teklif edildiği ve bu konuda söz alan … ve …’ın huzur hakkı ile ilgili arabuluculuğa başvurulduğunu, son tutanağın tanziminden sonra Ankara Batı Ticaret Mahkemesi nezdinde iki ayrı tazminat davası ikame edildiği gibi Ankara Batı Ticaret Mahkemesinde genel kurul karannın iptali istemiyle ilgili dava ikame edildiğini, oylanacak kararın açılmış olan davaları etkilemek için gündeme getirildiğini, iyi niyet bulunmadığını, huzur hakkınm yasa ile tanımlanan bir emeğin karşılığı anayasa ile korunan hiç kimseyi angarya yapılamaz ilkesine de aykırı olduğu gerekçesiyle bu karara muhalefet ettiklerinin belirtildiği; söz alan … temsilcisi …’in, huzur hakkı talebine ilişkin davanın 2018 yılı faaliyetinin görüşüldüğü bu genel kurulla herhangi bir ilgisinin olmadığını, dava konusu 28.05.2018 tarihli genel kurulda esasen huzur hakkının…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…sadece 2018 yılı için takdir edildiği, … yılı için belirlenmiş herhangi bir hakkı huzur bedeli söz konusu olmadığı, şirketin yıllardır yapılan tüm olağan genel kurullarında hakkı huzur gündeme alınarak ait olduğu yıl için tespit edildiği, bu amaçla 2018 yılı faaliyetine ilişkin … yılında icra edilen olağan genel kurul gündemine hakkı huzur ile ilgili madde konulduğu, huzur hakkının tamamen genel kurulun bu konuda vereceği karara bağlı olup, genel kurul karan olmayan ahvalde huzur hakkı talebinden veya angaryadan bahscdilcmcycccği, ayrıca 15.01…. tarihi genel kurul karannın iptal davasının işbu gündem maddesi ile de alakası bulunmadığını, ifade ettiği, yapılan görüşmeler sonucunda oy çokluğu ile yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmemesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
Öte yandan, davalı şirketin geçmiş yıllar genel kurul toplantı tutanakları incelendiğinde, 2016, 2017 ve 2018 yıllannda belirtilen yıllarla sınırlı olmak üzere yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı dağıtılmasına karar verilmiştir. 28.05.2018 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında da 01.01.2018 – 31.12.2018 tarihleri ile sınırlı olmak üzere yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı dağıtılmasına karar verilmiştir. Ayrıca, huzur hakkı dağıtılması yönünde genel kurulda karar alınmadığı sürece yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı da dağıtılamayacaktır. Hal böyle olunca, alınan 5 nolu kararı gerekli nisab sağlanarak alındığı da göz önünde bulundurulduğunda 5 nolu karann iptali şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
18.07…. tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 nolu kararda, kardan ayrılması gerek yasal zorunlu karşılıklar sonrası kalan kısmın dağıtılmayarak olağanüstü yedek akçe olarak ayrılmasına karar verilmiştir. Davacılar söz konusu karara itiraz, etmişler ve karşı oy yazılarını tutanağa geçirtmişlerdir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, Yönetim Kurulu’nun kar payı dağıtılmaması ile ilgili teklifinin hiçbir geçerli dayanağının bulunmadığını, kar payı dağıtılmaması ile ilgili kararın, azınlık hak sahiplerini kar dağıtmamak suretiyle cezalandırma ve onları mağdur etme amacıyla alınmış olup, dürüstlük kuralına aykın olduğunu, ileri sürmektedir.
6102 sayılı TTK’nın “Kazanç paylan” başlıklı 519. Maddesi; “(1) Yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır.
(2) Birinci fıkradaki sınıra ulaşıldıktan sonra da;
a)Yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan primin, çıkarılma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış bulunan kısmı,
b)Iskat sebebiyle iptal edilen pay senetlerinin bedeli için ödenmiş olan tutardan, bunların yerine verilecek yeni senetlerin çıkarılma giderlerinin düşülmesinden sonra kalan kısmı.
c)Pay sahiplerine yüzde beş oranında kâr payı ödendikten sonra, kârdan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu, genel kanuni yedek akçeye eklenir. ” hükümlerine havidir.
Bu çerçevede; 6102 sayılı TTK’da pay sahiplerine her yıl zorunlu olarak belirli bir tutarda kar payı dağıtılması zorunluluğu getirilmemiştir. İhtiyaç duyulması durumunda hiç kar dağıtılmaması ve bunun yerine ilgili dönem kârının şirket bünyesinde tutulması, TTK sistemi içerisinde mümkün kılınmıştır.
Gerek önceki TTK’nın gerek 6102 sayılı TTK’nın kar dağıtımı ve yedek akçe ayrılması konusunda vaz ettiği hükümlerin bütünü dikkate alındığında, Türk hukukunda kar payı dağıtımı konusunda genel kurula oldukça güçlü bir inisiyatif tanındığı, bu çerçevede yıllık kardan kanuni ve esas sözleşmesel yedek akçeler ayrıldıktan sonra kalan kısmın dahi TTK 523/2’nin tanıdığı olağanüstü yedek akçe ayırma yetkisine istinaden pay sahiplerine dağıtılmaksızın bütünüyle bünyede tutulmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Ancak olağanüstü yedek akçe ayırma yetkisi kullanılırken mutlak olarak dikkat edilmesi gereken…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…husus, TTK 523/2’nin öngördüğü şartların/gerekçelerin var olmasıdır. Buna göre şirket ancak “aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse” veya “bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kar payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa” olağanüstü yedek akçe ayırma imkanını kullanabilecektir. Böylece şirketin menfaati ile pay sahiplerinin menfaati arasında söz konusu gerekçelere riayet edilmek suretiyle objektif bir dengenin sağlanmasına dikkat edilmelidir. Bu şartların gerçekleştiğinin, bir başka deyişle olağanüstü yedek akçe ayırımının gerçek ve somut bir ihtiyaca karşılık geldiğinin açık bir biçimde ortaya konmasından sonra ise, şirketin ilgili faaliyet dönemindeki karın icabında tamamını bünyede tutmasını engellemek için geçerli bir sebep kanunen mevcut değildir.
Yukarıda yer alan açıklamalardan anlaşılacağı üzere 6102 sayılı TTK’da pay sahiplerine her yıl zorunlu olarak belirli bir tutarda kar payı dağıtılması zorunluluğu getirilmemiş olmakla birlikte kar payı dağıtmamanın “aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse” veya “şirketin sürekli gelişimi” bakımından nedenleri olması gerekmektedir.
Bir işletmenin yaşamına devam etmesi için (işletmenin sürekliliğinin sağlanabilmesi için) işletmenin finansmanında kullanılan borçların vadesi gelen faiz ve anapara geri ödemelerini yapmaya yetecek nakit akışı düzeyine sahip olması gerekmektedir.
Davalı şirketin 31.12.2018 ve 31.12…. tarihli bilançosu bilirkişi tarafından analiz edilmiştir.
Davalı şirketin 31.12.2018 tarihi itibariyle 1 yıl içerisinde ödenecek borçlarının ödenmesinde kullanılabilecek kaynaklarının toplamı 96.667.872,62TL, 31.12…. tarihi itibariyle 1 yıl içerisinde ödenecek borçlarının ödenmesinde kullanılabilecek kaynaklarının toplamı 128.818.382,88TL olarak hesaplanmıştır.
Buna karşılık davalı şirketin 31.12.2018 tarihi itibariyle 1 yıl içerisinde ödenecek borçlarının toplamı 85.855.778,92 TL, 31.12…. tarihi itibariyle 1 yıl içerisinde ödenecek borçlarının toplamı 192.601.361,11 TL olarak hesaplanmıştır.
Yapılan bu hesaplardan anlaşılacağı üzere, davalı şirketin 31.12.2018 tarihi itibariyle 1 yıl içerisinde ödenecek 85.855.778,92 TL borcuna karşılık, bu borçlarının ödenmesinde kullanılabileceği kaynaklarının toplamı 96.667.872,62 TL olarak hesaplanmıştır. 2018 yılının sonu itibariyle, davalı şirketin borçlarını ödeyebileceği görülmektedir. Ancak, davalı şirketin yüksek miktarda uzun vadeli borcu bulunmaktadır. Nitekim, … yılına gelindiğinde, uzun vadeli borçların büyük bir tutarının kısa vadeli borçlara dönüştüğü ve … yılında şirketin nakit akışının önemli ölçüde bozulduğu görülmektedir. Davalı şirketin 31.12…. tarihi itibariyle 1 yıl içerisinde ödenecek 192.601.361,11 TL borcuna karşılık, bu borçlarının ödenmesinde kullanılabileceği kaynaklarının toplamı 128.818.382,88TL olarak hesaplanmıştır. Başka bir ifade ile, davalı şirketin 1 yıl içerisinde ödenecek borçlarını vadesinde ödeyebilmesi için (192.601.361,11TL – 128.818.382,88 TL)= 63.782.978,23 TL ek borçlanma ihtiyacı mevcuttur.
Öte yandan, Vergi Usul Kanunu uyarınca hazırlanan 2018 yılı bilançosuna göre şirketin likidite ve nakit oranlarının kısmen iyi olduğu görülse de, Türkiye Finansal Raporlama Standartları ve Uluslararası Finansal Raporlama Standartalan uyarınca hazırlanan 2018 yılı Konsolide Finansal Tablolarına göre şirketin likidite ve nakit oranlarının genel kabul görmüş (olması gereken) oranların altında olduğu, 31.12.2018 tarihi itibariyle şirketin toplam dönen varlıklarının 132.352.160 TL olmasına rağmen toplam kısa vadeli yükümlülüklerinin 179.211.089 TL olduğu, hal böyle olunca şirketin kısa vadeli borçlarını ödemede borçlanma gereğinin ortaya çıkacağı görülmektedir.
Yukarıda yer alan açıklamalar kapsamında, davalı şirketin ortaklarına, şirketin mevcut durumu karşısında kâr payı ödemesi durumunda şirketin 1 yıl içerisinde ödenecek borçlarını vadesinde ödeyebilmesi için ek borçlanmaya ihtiyaç duyacağı, başka bir deyişle, şirketin…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…halihazırda ortaklarına kar payı dağıtabilmesi için ek borçlanmaya ihtiyaç duyacağı tespit edilmiştir. Hal böyle olmakla, 18.07…. tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan, dönem karının dağıtılmayarak şirket özkaynaklannda bırakılması yönündeki kararın iptali şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 10,50TL karar ve ilam harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 3.400,00TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacıların gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacılara iadesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/07/2020

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza