Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/456 E. 2020/714 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2019/456 Esas – 2020/714
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/456
KARAR NO : 2020/714

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ: 25/12/2020
K.YAZIM TARİHİ : 29/12/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İtalya’da yerleşik olduğunu, tohum işi ile iştigal ettiği ve bu hususta lider konumda olduğunu, davalı borçlu firma ile ilişkisinin tohum alım satımı ile başladığı ve devam ettiğini, davacı tarafından ticari ilişkiden kaynaklanan fatura ve cari hesaplarda da gözüken alacak nedeni ile davalı aleyhine Ankara Batı Adliyesi İcra Dairesi … esas sayılı takip dosya ile ilamsız icra takibinde bulunduğunu, davalının borca ve ferilere itiraz ederek durmasına neden olduğu, itirazın haksız mesnetsiz ve kötü niyetli olup itirazın iptalinin gerektiğini belirterek, Ankara Batı İcra Dairesi … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, icra takibinin kaldığı yerden ve icra dosyasında talep edilen şartlar ve ticari avans faizi ile devamını, davalının icra takibinin durmasına neden olması, alacağın likit olması ve kötü niyetli olması nedeniyle %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde iddia edilen hususların hukuki esas ve mesnetten yoksun olduğu gibi varit olmadığını, davacının İtalyan şirket olduğunu ve MÖHUK. 48/1 ve HMK hükümlerince, re’sen gözetilen dava şartı olarak mahkemece belirlenecek teminatı yatırmak zorunda olduğunu, aksi halde davanın dava şartı eksikliğinden reddi gerekeceğini, davacının kendi tanzim ettiği belgelere ve faturalara dayalı olarak hak iddia ettiği, alacağın varlığının ve teslim olgusunun ispatı taraf iddia ve belgeleri ile değil ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile mümkün olduğunu belirterek, davanın reddine, karşı tarafın %20’den az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

DELİLLER :Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü cevapları, TSUAB birliği müzekkere cevabı, 23/11/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davacı şirketin davalı şirketten ticari ilişkiden kaynaklanan fatura ve cari hesap alacağı olup olmadığı, var ise miktarı, davalı tarafın takas ve mahsup talebinin yerinde olup olmadığı, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline % 20 icra inkar tazminatına karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
Davacı … tarafından davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye gönderilen Beşiktaş … Noterliğinin 14.12.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 20 adet fatura karşılığı 61.380,00 USD ve 877.885,76 Euro bedelindeki borcun vade tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte ihtarnamenin muhataba tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesi ihtaren bildirildiği, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine, alacaklı … tarafmdan borçlu … Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine 20 adet fatura bedelinden bakiye 61.380,00 USD + 877.885,76 EURO tutarındaki asıl alacağın tahsili amacıyla 13.02.2019 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 26/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 04/03/2019 tarihinde borca itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu hususları tartışmasızdır.
Bilirkişiler tarafından her iki tarafa ait ticari defter kayıtları karşılaştırıldığında, icra konusu 20 adet faturanın hem davacı ve hem de şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalının icra takibini 61.380,00 USD ve 877.885,76 Euro üzerinden başlattığı, davalının ticari defter kayıtlarına göre ise 13.02.2019 icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 6.257.701,35 TL (1.035.666,04 Euro) borcunun bulunduğu, bir başka deyişle davalı şirket ticari defterlerine göre davacının talep ettiği icra takibi tutarı kadar davalının davacıya borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Davalı ticari defterlerinde borç tutarı 1.035.666,04 Euro olarak görünmesine rağmen davacının talebi 61.380,00 USD ve 877.885,76 Euro’dur. Ancak, davalının ticari defterlerinde görünen toplam borç tutarı 1.035.666,04 Euro olup, anılan tutar davacının talebi olan 61.380,00 USD ve 877.885,76 Euro’dan daha yüksek bir tutardır. Hal böyle olunca, taraflara ait ticari kayıtlann incelenmesi neticesinde; davacının davalıdan 13.02.2019 takip tarihi itibariyle takipteki asıl alacak tutarı olan 61.380,00 USD ve 877.885,76 Euro tutarında alacaklı olduğu değerlendirilmiştir.
Öte yandan, borçlunun temerrüt tarihi ile ilgili olarak ise; davacı … tarafından davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye gönderilen ihtarnamenin davalıya 18.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davalıya ödeme için 3 günlük süre verildiği, bu kapsamda borçlunun temerrüt tarihinin 21.12.2018 tarihinden itibaren başlaması gerektiği değerlendirilmiştir.
Davacı vekili icra takibinde işlemiş faiz olarak 726,39 USD + 6.373,71 EURO talep etmiştir. Yabancı para üzerinden takibe dayalı alacağa ilişkin işlemiş faiz tutarının belirlenmesi amacıyla devlet bankalarından o yabancı para için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödedikleri en yüksek faiz oranlarının tespit edilmesi gerekmektedir. Bilirkişiler tarafından, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının internet sitesinde yayınlamış olduğu “Kamu Bankalarınca Mevduatlara Fiilen Uygulanan Azami Faiz Oranları” üzerinden hesaplama yapılmış olup, davacının davalıdan, 21.12,2018 temerrüt tarihinden icra takibine kadar geçen sürede 557,04 USD + 6.373,71 EURO işlemiş faiz talep edebileceği değerlendirilmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Bu çerçevede, davacının davalıdan 13.02.2019 takip tarihi itibariyle takipteki asıl alacak tutarı olan 61.380,00 USD ve 877.885,76 Euro tutarında alacaklı olduğu, davacının davalıdan 21.12.2018 temerrüt tarihinden icra takip takibine kadar geçen sürede 557,04 USD + 6.373,71 EURO işlemiş faiz talep edebileceği anlaşılmıştır.
Öte yandan, davalı vekili savunmasında; davacı tarafın … çeşidinin ıslahçısı olduğu, bu çeşidin 5 yıl süre ile Türkiye’de dağıtım satım yetkisini müvekkil şirkete verdiği, Bilahare bu 5 yıllık tanınmış süre dolmadan, … Ziraat San. ve Tic. Ltd. Şti. ürün çeşidinin devri işlemini yaptığı, bu suretle davalının münhasır satış hakkını ihlal ettiği ve ticari açıdan büyük kayba uğramasına sebep olduğu, müvekkilinin bu kar kabı ve zararlarını ticari defter kayıtlar ve bilirkişi incelemesi ile hesaplanarak davacı alacağı ile takas mahsup edilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava dosyasına mübrez, davacı …. tarafından düzenlenen 14.12.2017 tarihli Yetki Belgesinde; İtalya’da … Çeşidi’nin ıslahçısı olarak … İnş. Taah. San. ve Tic. AŞ’ye … … çeşidini … Ziraat’ten kendi üzerine almasına 5 yıl süresince yetki verildiği, … İnş. Taah. San. ve Tic. AŞ’nin … … çeşidi için uygulama, tescil ve pazarlama ve ithalat konularında yetkilendirildiği belirtilmektedir.
Davacı şirket … tarafından Tarım ve Orman Bakanlığı Tohum Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü’ne hitaben yazılan 10.01.2019 tarihli yazıda; Aralık 2017’de … İnş. Taah. San. ve Tic. AŞ’ye … … çeşidinin tüm tescil ve çeşit temsil haklarının yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşu olan … Zir. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne devredilmesi ve tarla bitkileri milli çeşit listesi ve diğer ilgili kayıtlarda güncellemelerin yapılması talep edilmiştir.
Yukarıda yer alan yazılardan anlaşıldığı üzere, 14.12.2017 tarihinde davacı şirket …. tarafından davalı … İnş. Taah. San. ve Tic. AŞ’nin … … çeşidi için uygulama, tescil ve pazarlama ve ithalat konularında 5 yıl için yetkilendirildiği, ancak, davacı …. tarafından 10.01.2019 tarihinde davalı şirkete verilmiş olan yetki kaldırılarak söz konusu yetki … Zir. San. ve Tic. Ltd. Şli.’ne devredilmiştir.
Öte yandan, davalı … İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş. firmasının, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 2016- 2017, 2018 ve 2019 yıllarında “Yetkilendirilmiş Tohumculuk Kuruluşu” olarak tanımlandığı ve tohum ithalatı yapma konusunda yetkilendirildiği, ancak 25.10.2019 tarihi itibariyle … İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş.’nin “Yetkilendirilmiş Tohumculuk Kuruluşu” belgesinin Bakanlıkça iptal edildiği, dolayısıyla, … İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş.’nin 25.10.2019 tarihinden itibaren tohumluk ithalat yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda, davacı şirket …. ile … İnş. Taah. San. Ve Tic. A.Ş. arasında Tek Satıcılık Sözleşmesi olup / olmadığı açısından yapılan incelemede tek satıcılık sözleşmesi; üretici ile tek satıcı arasındaki ilişkileri düzenleyen, üreticinin mallarını belirli bir bölgede tekel şeklinde satmak üzere tek satıcıya göndermeyi üstlendiği, tek satıcının da kendisine gönderilen malların sürümünü artırmak için kendi adına ve hesabına faaliyette bulunduğu, taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran isimsiz bir sözleşmedir.(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 28.09.2016 tarihli 2016/5707 E.. 2016/12723 K.)
Tek satıcılık sözleşmelerinde tek satıcının asgari alım, sürümü arttırmak için faaliyette bulunma, bilgi verme, müşteri hizmetlerini yerine getirme,yapımcının menfaatlerini koruma, sır saklama, rekabet yasağı gibi yükümlülükleri bulunmaktadır (Tandoğan Haluk, Borçlar Hukukıı,özel Borç İlişkileri. c:l, Ankara, 1985. s:27-28, 42vd., İşgüzar Haşan, Tek Şatçılık Sözleşmesi, Ankara, 1989, s: 14, 61-69 vd.).
e-imza e-imza e-imza e-imza

Tek Satıcılık Sözleşmesinin kurulması için yazılı bir sözleşme yapılması şart olmamakla beraber, davalının dayanmış olduğu yetki belgesinde “Tek Satıcılık” ilişkisinden söz edilmediği gibi, bu anlama gelebilecek herhangi bir ifadeye de yer verilmemiştir. Aksine yetki belgesinde tek satıcılık gibi sürekli bir sözleşme ilişkisinden değil, “… … çeşidi için uygulama, tescil ve pazarlama ve ithalat konularında” yetkilendirildiğinden söz edilmektedir. İthalat ilişkisinin iki firma arasında birkaç yıldır sürdürülmüş olması, davalının yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşu olması, ithalatçının malı kendi nam ve hesabına ithal edip, kendi nam ve hesabına satmasının ithalatçı ile ihracatçı firma arsında tek satıcılık sözleşmesinin varlığının kabulü için yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan tek satıcılık ilişkisini, sürekli alım satım ilişkisinden ayıran en önemli özelliğin, tek satıcının belli bir yerde veya bölge satış hakkı tekeline sahip bulunması olduğu bu satış tekeli hakkının, fiili değil, iradi olabileceği izahtan varestedir. Fiili tek satıcılık hakkı tarafların her zaman bozabilecekleri ve hukuken birbirlerine karşı bir hak olarak ileri süremeyecekleri bir durumdur. Tek satıcılık sözleşmesinin var sayılabilmesi için gerekli unsur iradi tek satıcılık tekeli hakkıdır. Dosya kapsamında davacının, davalıya Türkiye’de iradi olarak satış tekeli tanıdıklarına ilişkin hiçbir belgeye rastlanılamamıştır. Bu nedenle taraflar arasında “Tek Satıcılık” ilişkisinin olmadığı kanaatine varılmıştır.
TTK 122. madde uyarınca tazminat talep edebilmek için, öncelikle karşı tarafla tek satıcılık vb. bir ilişki içinde olunduğunun ispatı gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ve davacı taraf arasındaki hukuki ilişkinin tek satıcılık ilişkisi olmayıp, münferit bir alım – satım (ithalat/ihracat) ilişkisinden ibaret olması sebebiyle, ilişkinin sona erdirilmesi halinde de tek satıcılık iddiasıyla zarar ziyan ve portföy hakkı talebinde bulunulamayacağı düşünüImektedir.( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 21.12.1999 tarih, E.99/5096, K.99/7810).
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişiler … ve …’nın 20/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının, davalıdan 13 02.2019 takip tarihi itibariyle takipteki asıl alacak tutarı olan 61.380,00 USD ve 877.885,76 Euro tutarında alacaklı olduğu, davacının davalıdan 21.12.2018 temerrüt tarihinden icra takip takibine kadar geçen sürede 557,04 USD + 6.373,71 EURO işlemiş faiz talep edebileceği anlaşıldığından, davacının itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, dava konusu alacak likit alacak (borçlusu tarafından bilinebilir) niteliğinde olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında 12.276,00 USD ve 175.577,15 EURO ( fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı ) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı taraf takipte kötü niyetli olmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜNE,
Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun itirazının KISMEN İPTALİ ile davalı borçlu hakkındaki icra takibinin 61.380,00 USD asıl alacak, 557,04 USD işlemiş faiz, 877.885,76 EURO asıl alacak ve 6.373,71 EURO işlemiş faiz üzerinden DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin USD faiz talebin REDDİNE,
Dava konusu alacak likit alacak (borçlusu tarafından bilinebilir) niteliğinde olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında 12.276,00 USD ve 175.577,15 EURO ( fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı ) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı taraf takipte kötü niyetli olmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı verilmesine yer olmadığına,
e-imza e-imza e-imza e-imza

2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 380.968,38TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40TL ve tamamlama yolu ile alınan 1.054,00TL harcın mahsubu ile bakiye 379.869,98TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 44,40TL peşin harç, 1.054,00TL tamamlama harcı, 44,40TL başvuru harcı ve 6,40TL vekalet harcı olmak üzere toplam: 1.149,20TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre hesap ve takdir edilen 144.395,51TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre hesap ve takdir edilen 887,40TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından sarf edilen 3.000,00TL bilirkişi ücreti, 119,35TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 3.119,75TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 3.119,25TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karardan sonraki yargılama giderinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/12/2020

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza