Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/436 E. 2019/577 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/436 Esas – 2019/577
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/436 Esas
KARAR NO : 2019/577

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 20/08/2019
KARAR TARİHİ : 08/10/2019
K. YAZIM TARİHİ: 18/10/2019

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının incelenmesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; … plakalı ticari taksisi ile maddi hasarlı trafik kazası yaptığını, aracını tamir ettirmek için ustaya götürdüğünü, tamir için gerekli parçaları da davalı şirketten aldığını ve 2.400,00 TL’lik parça bedelinin bir kısmını nakit bir kısmını da kartla ödediğini, tamir sonrası aracının 07/08/2019 tarihinde kendisine teslim edildiğini ancak teslim sırasında parçaların hatalı olduğunu farketmesi üzerine davalı şirketi aradığını ve parçaların ayıplı olduğunu, yenisi ile değiştirilmesi gerektiğini söylemesi üzerine parçaların yenisi ile değiştirildiğini ancak gelen yeni ürünlerin de hatalı olması üzerine tekrar şirketle görüştüğünü, davalı şirket tarafından sorunun giderileceğinin, anlaşmaya uygun özellikleri taşıyan ürünlerin gönderileceğinin taahhüt edilmesine rağmen mağduriyetinin giderilmediğini, taksici olduğu için bu durumun müşteri kaybına neden olduğunu beyan ederek, ayıplı mallar için ödediği 2.400,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, tazminat talebine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesiyle eklenen ve yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 5/A maddesine göre, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
20/08/2019 tarihine açılan eldeki dava, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat talebini içeren ticari davadır. Dolayısıyla dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır.
23/08/2019 tarihli tensip tutanağının 1. maddesi ile davacıya, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içerir devatiye çıkartıldığı, çıkartılan davetiyenin 11/09/2019 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğine rağmen, kesin süre içerisinde davacı tarafça herhangi bir bildirimde bulunulmadığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası birlikte değerlendirildiğinde; davacıya arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içerir meşruhatlı davetiye gönderilmiş, gönderilen meşruhatlı davetiye 11/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, kesin süre içerisinde davacı tarafından son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği dosyaya sunulmamıştır. Hal böyle olunca, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması nedeniyle herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/10/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza