Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/431 E. 2021/67 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/431 Esas – 2021/67
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/431 Esas
KARAR NO : 2021/67

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
K.YAZIM TARİHİ : 05/03/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkete GSM telefon hizmetleri veren baz istasyonlarının malzeme ve montaj işlemlerini yapmış olduğunu, müvekkilinin davalı şirket adına düzenlemiş olduğu 28/09/2018 tarihli, A 20487 nolu, 45.872,80 TL tutarlı, 26/10/2018 tarihli, A 20488 nolu, 17.364,04 TL tutarlı, 18/12/2018 tarihli, A 20489 nolu, 23.042,00 TL tutarlı fatura bedellerinden bakiye kalan 82.278,84 TL alacağını tahsil edemediği için alacağının tahsili amacıyla …İcra Müdürlüğünün …/…. E. sayılı dosyası ile faturaya dayalı genel haciz yoluyla icra takibi başlattığını, ancak davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu beyan ederek, davalı tarafın …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalının ticaret sicil kaydı, davacının ticari defter ve kayıtları, 12/03/2020 tarihli bilirkişi raporu, 17/12/2020 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı ticari satım ve hizmet sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturalara dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 06/05/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 13/05/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, GSM telefon hizmetleri veren baz istasyonlarının malzeme ve montaj işlemleri sebebiyle davalı yandan 28/09/2018 tarihli 45.872,80TL bedelli, 26/10/2018 tarihli 17.364,04TL bedelli, 18/12/2018 tarihli 23.042,00TL bedelli üç adet fatura sebebiyle alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise usulüne uygun yapılan tebliğlere rağmen cevap vermemiş ve davayı takip etmemiştir.
Davacı yan delillerini bildirmiş, ticari defter ve kayıtlarını sunmuş, davalıya yapılan tebliğe rağmen davalı yan süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını sunmamış ve bulundukları yerin adresini bildirmemiştir.
İddia ve savunmaların değerlendirilerek takip tarihi itibariyle varsa davacı alacağının tespiti ve hesaplanması bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kök raporunda, davacının davalı şirket aleyhinde … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 02.05.2019 tarihi itibariyle davacının kendi ticari defter kayıtlarına göre davalı şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilinin rapora karşı itirazlarının değerlendirilerek hatalı yevmiye kaydının düzeltilmesine ilişkin belgeler gözetilerek ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye yeniden tevdi edilmiş, bilirkişi ek raporunda, davacının davalı şirket aleyhinde … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 02.05.2019 tarihi itibariyle davalı şirketten 82.278,84 TL alacaklı olduğu, bununla birlikte davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşürtmediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu belirtilmiştir.
Takibe konu alacak; verilen malzeme ve hizmet karşılığında düzenlenen üç adet faturaya dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır. Davacı da alacağın varlığının ispatı amacıyla ticari defter ve kayıtlarına dayanmıştır. Davacı yanın ticari defter ve kayıtları bilirkişi marifetiyle incelenmiş ve kendi kayıtlarına göre alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Ancak HMK m.222/3 “Davacının ticari defter ve kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” şeklindeki yasal düzenleme uyarınca davalı yanın defter ve kayıtları incelenemediğinden davacı yanın kayıtları davacı lehine delil olarak kabul edilemeyecektir. Zira davalı yana çıkartılan tebligatın ihtar kısmında “Ticari defterler sunulmadığı takdirde HMK’nun 222. maddesi kapsamında karşı tarafın defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olması halinde ilgili taraf lehine değerlendirileceği hususunun ihtarına” şeklinde ihtar eklenmemiştir. Bu nedenle davacı yanın davasını ispat edemediği düşünülmüş ancak icra dosyasının incelenmesinde; davalı yanın icra takibine itiraz ederken “Alacaklı tarafından takibe dayanak gösterilmiş olan asıl alacak uyarınca müvekkil şirketin herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Müvekkil şirketin alacaklı olduğunu iddia eden şirkete herhangi bir borcu bulunmamaktadır, zira tüm borçlarını süresi içinde ve eksiksiz surette ifa etmiştir.” şeklinde bir savunma getirmiş olduğu görülmüştür. Bu savunma incelendiğinde; davalı yan, davacı alacaklıya borcu bulunmadığının dayanağı olarak borçların süresinde ve eksiksiz ifa edilmiş olmasını göstermiştir. Bu ifade mahkememizce borcun ödendiği yönünde bir savunma olarak değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda ispat yükü yer değiştirerek ödeme savunmasında bulunan davalı borçluya geçmiştir. Davalı borçlu tarafından davaya cevap verilmediği gibi delil de bildirilmediğinden ödeme yönündeki iddia ispatlanamamıştır. Bu nedenle davacının takipteki asıl alacak miktarı kadar davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davalının takipten önce temerrüte düşürüldüğünün ispat edilememesi karşısında takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın asıl alacak miktarı olan 82.278,84 TL yönünden iptali ile asıl alacak miktarı olan 82.278,84 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacak miktarı likit olduğundan, asıl alacak miktarının %20 olan 16.455,76 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.620,46 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.039,65TL harcın mahsubu ile bakiye 4.580,81TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27 TL’nin, davalı tarafından arabuluculuk görüşmesine iştirak edilmemesi nedeniyle, tamamının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.039,65TL peşin harç, tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla icra dosyasına yatırılan 430,40 TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı, 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.520,85 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 215,25TL tebligat ve posta gideri ile 600,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 815,25TL yargılama giderinden davanın kabul – ret oranına göre hesap edilen 779,24TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/1 gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 11.496,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.09/02/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı

Hakim
e-imzalı