Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/401 E. 2021/675 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2019/401 Esas – 2021/675
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/401
KARAR NO : 2021/675

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/07/2019
KARAR TARİHİ:22/09/2021
K.YAZIM TARİHİ:24/09/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket olan … A.Ş.’ye değişik tarihlerde irsaliyeli fatura ile kanıtlanmış malzemeler sattığını, ancak bu satışların bedellerini davalı şirketten tahsil edemediğini, müvekkilinin 475.342,76TL tutarlı cari hesap alacağının tahsili için Ankara Batı İcra Dairesinin… esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlattığını, bu takibe binaen süresi içinde davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, müvekkilinin farklı tarihlerde davalı şirketin isteği üzerine davalıya istediği malzemeleri sattığını, satılan malzemeler sürekli olarak fatura adresi “…“ adresine teslim edildiğini, teslim edilen malzemelerle ilgili davacı müvekkil tarafından irsaliye fatura düzenlendiğini, bu irsaliyeli faturalarda davalı şirketin kaşesi ve imzasının mevcut olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete 28.02.2019 tarihinde 375.226,81TL tutarında mutabakat mektubu gönderdiğini, davalı şirketinde mutabakat mektubunu 14.03.2019 tarihinde “Mutabıkız” şeklinde imzaladığını ve davalı şirkete bildirdiğini, faturalara ek olarak mutabık olunduğuna dair imzalı belgeye rağmen davalı şirketin borca itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketin takibe yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazların iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, yapılan icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

CEVAP :Davalı usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :Tarafların ticarit sicil özet bilgileri, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyası, tarafların vergi dairesi kayıtları, 17/02/2021 tarihli bilirkişi raporu, 18/09/2020 tarihli bilirkişi raporu, 04/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamı, davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 475.342,76 TL cari hesap alacağı ile alacağın tahsili tarihine kadar işleyecek faizin tahsili amacıyla 15.04.2019 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, dosyası kapsamında borçlu tarafından 25.04.2019 tarihinde borca itiraz dilekçesi ile borçlu olmadığı iddiasıyla borca ve ferilerine itiraz edildiği ve icra takibinin durdurulması talep edildiği, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün 25.04.2019 tarihli kararı ile borçlu tarafından yapılan takibe itiraz talebinin kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı hususları tartışmasızdır.
Dava konusu olayda temel uyuşmazlık; davacı tarafından davalıya değişik tarihlerde irsaliyeli fatura satılan çeşitli malzemelerin satışından bakiye alacağının olup olmadığının tespiti noktasında toplanmıştır.
Bilirkişi tarafından yapılan incelemede; dava dosyasına mübrez bilgi ve belgelerin tetkikinden, 2018-2019 yıllarında çeşitli tarihlerde davacı tarafından davalı adına irsaliyeli fatura düzenlendiği tespit edilmiştir. Ayrıca davacı ve davalı arasında meydana gelen ticari ilişki neticesinde oluşan alacağın cari hesap ekstresine ait detayları incelendiğinde; 2018-2019 yıllarına ait çeşitli tarihlerde 645.952,58TL tutarında çeşitli mal ve hizmetlerin satışının yapıldığı, sözkonusu satışların 170.000TL tutarının tahsil edildiği tespit edilmiştir. Dava konusu olayda, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından, aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerektiği, TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümlerinin uygulanmaması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre; 120.15 ve 120.01.F002 Alıcılar hesabına göre; taraflar arasında çeşitli malzemelerin alım-satımına ilişkin olarak 2018-2019 yıllarında ticari bir ilişkinin bulunduğu, davacı tarafından davalı adına 2018 yılında çeşitli tarihlerde 47 adet; 2019 yılında ise 43 adet satış faturası tanzim edildiği, farklı tarihlerde tahsilatlar yapıldığı, bu işlemler neticesinde davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre 15.04.2019 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan bakiye 475.618,40TL alacaklı bulunduğu tespit edilmiştir.
Öte yandan, mahkememizin 04.12.2019 tarihli ara kararında, davalı şirketin bildirilen yeni adresine ve davalı vekiline müzekkere yazılarak ticari defterleri ibraz etmek ve bulunduğu adresi bildirmek üzere 2 hafta kesin üre verilmesine karar verilmiştir. Ara karardan sonra davalı vekilince ticari defterlere ilişkin herhangi bir beyanı içeren dilekçesi yer almamakla birlikte, duruşmada mahkememize sunduğu 18.10.2019 tarihli dilekçesinde müvekkili şirketin …/KOCAELİ adresinden …/İSTANBUL adresine taşındığı beyan edilmiştir. Hal böyle olmakla, davalı şirkete ait ticari defterlerin …/İSTANBUL’da olduğu bildirilmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat neticesinde bilirkişi … tarafından sunulan bilirkişi raporuna göre; davalı şirket vekili tarafından “müvekkili şirket … Savunma, ticari defterlerini hazır edemeyecek” bilgisi verildiğinden, davalı … defterleri üzerinde mahallinde inceleme yapılamamış bu sebeple ticari defterleri ve dayanağı belgeler ile…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…yardımcı defterlerinin birbirini tamamladığı, teyid ettiği ve usulüne uygun tutulmuş olup olmadığı tespit edilememiştir. Yargıtay kararları dikkate alındığında, ticari defterlerini sunmayan davalının karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı, davacı …defterlerinin incelenmesi neticesinde de borç alacak ilişkisinin ve tutarının tespit edilebilceği sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.). Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Eğer faturalar tebliğ edilmiş ise taraflar arasında kurulduğu kanıtlanan eser sözleşmesinde bedelde anlaşma yok ise yüklenici tarafından yapılan işler ile ilgili fatura düzenlenip iş sahibine tebliğ edilip iş sahibinin 6102 sayılı TTK 21/2 maddesi gereğince 8 gün içinde itiraz edilmemesi halinde içeriği ve fatura içeriğine dahil bedel kesinleşeceğinden ayrıca mahalli piyasa rayiçleri ile iş bedeli tespitine gerek bulunmayacaktır. (Yargıtay 15 HD. 04.05.2017 2017-140 Esas 2017/1900 Karar Sayılı İlamı).Davalı tarafa ticari defter kayıtların dosyaya sunumu veya bulundukları yerin bildirilmesi için HMK 222 maddesi gereğince ihtarlı olarak kesin süre verilmiş, adres sunulmuş ancak davalı şirketin ticari defterlerini hazır edemeyeceği bildirildiğinden defterler incelenememiştir. Bu nedenle usulüne uygun olarak tutulan davacı ticari defterleri hükme esas alınmıştır.
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişi …’nun 17/02/2020 tarihli raporuna göre; 15.04.2019 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 475.342,76TL alacağını talep etmekte haklı olduğu, davacının söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede yıllık %19,5 avans faiz oranı üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, davalının takibe yaptığı itirazının yerinde bulunmadığı, bu çerçevede takibin 475.342,76TL üzerinden devamının gerektiği belirtildiğinden, davacının davasının kabulü ile Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun itirazının iptaline, davalı borçlu hakkındaki icra takibinin devamına, dava konusu alacak likit alacak (borçlusu tarafından bilinebilir) niteliğinde olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında 95.068,55 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazın iptali davasının KABULÜNE,
Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun itirazının İPTALİ ile davalı borçlu hakkındaki icra takibinin DEVAMINA,
Dava konusu alacak likit alacak (borçlusu tarafından bilinebilir) niteliğinde olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında 95.068,55 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan tahsili ile davacıya ödenmesine,
e-imza e-imza e-imza e-imza

2-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 32.470,66TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.740,96TL harcın mahsubu ile bakiye 26.729,70TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
b)Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
c)Davacı tarafından yatırılan 5.740,96TL peşin harç, 44,40TL başvurma harcı ve 6,40TL vekalet harcı olmak üzere toplam 5.791,76TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olanan 40.817,14TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.950,00TL bilirkişi ücreti ile 149,50TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.099,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karardan sonraki yargılama giderinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2021
Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza