Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/346 E. 2020/12 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/346 Esas – 2020/12

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/346 Esas
KARAR NO : 2020/12

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2019
KARAR TARİHİ : 14/01/2020
K.YAZIM TARİHİ : 23/01/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; taraflar arasında akdedilen 04/02/2017 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin, davalıya sözleşme ile üstlendiği edimi ifa etmesine rağmen davalının, kendi edimini eksik ifa ettiğinden müvekkilince Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yasal süresinde davalı tarafça itiraz edildiğinden icra takibinin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, sözleşme konusu işin bedelinin 60000 Euro+KDV olmasına rağmen davalının müvekkiline 04/08/2017 tarihinde 4977 Euro, 16/10/2017 tarihinde 982 Euro, 14/11/2017 tarihinde 4977 Euro, 15/11/2017 tarihinde 4977 Euro olmak üzere toplamda 15.913 Euroyu davacı şirketin hesabına ödediğini, müvekkilinin ise davalı hakkında başlatılan takip dosyası ile 40000 Euroyu ferisiyle talep ettiğini, çünkü bankadan yapılan ödemenin dışında kalan cüzi miktar olan 4087 Euroyu davalının takip tarihinden önce müvekkiline elden ödediğini, davalının müvekkiline 04/02/2017 tarihli sözleşme gereğince bakiye 40000 Euro+KDV borcu bulunduğu halde davalının takibe haksız surette itiraz ettiğini, ürünün çalışmadığını söyleyen davalının bu durumun hukuki açıdan tespiti işlemini yapmadığı gibi müvekkiline de bu yönde hiçbir ihbar ve ihtarda bulunmadığını, tamamen borcu ödemekten imtina için ileri sürülmüş haksız bir itiraz olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının 199.200,00 TL’nin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; öncelikle yetkili takip ve yargılama yerinin Bürüksel Mahkemeleri olduğunu, Ankara İcra Daireleri ile Mahkemelerinin yetkili olmadığını, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket ile davacı alacaklı … Limited Şirketi ile ambalaj makinası yapımı ve çalıştırılarak teslimi için 04/02/2017 tarihinde anlaştıklarını, bu anlaşma gereğince makine sözleme sipariş tarihinden itibaren 45 gün içinde teslim etmeleri gerektiğini, ancak alacaklı imalatçı, firma, makineyi 8 ay sonra Brussel’e getirildiğini, hatta faturasının da kesildiğini, ancak bütün uğraş ve çabalarına rağmen makineyi çalıştıramadığını, makinenin halen çalışmadığını, makinenin halen imalatçı firma yetkililerinin çalıştırmasını beklediğini, davacı şirketin sözleşmenin gereklerini yerine getirmediğini, davacının müvekkilinden bir alacağı bulunmadığını, davacı alacaklının diğer ortağı ile anlaşamadığı için müvekkilini icraya verdiğini, davacı şirkete müvekkilinin temsil ettiği şirketinin borcu olmadığını, davacının müvekkilini ve şirketini zarara uğrattığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davacı şirketin ticaret sicil kaydı, davacıya ait 2017 yılına ilişkin BS formları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; eser sözleşmesi kapsamında ödenmeyen iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 07/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 11.02.2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Davalı tarafça süresi içerisinde mahkememizin yetkisine itirazda bulunulmuş, yetkili mahkemenin davalı şirketin adresinin bulunduğu Brussel Mahkemesi olduğu ifade edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.
Somut uyuşmazlığa konu olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri, niteliği itibariyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerir. Dosya kapsamına göre, Türk Vatandaşı olan davalının yerleşim yeri ile sözleşmenin ifa edildiği yerin Belçika/ Brussel olduğu, Yargıtay ve İstinaf Mahkemeleri içtihatları ile eser sözleşmeleri kapsamında uygulama yeri olmadığı kabul edilen TBK 89. Madde kapsamında alacağın faturaya dayalı para alacağı olması nedeniyle davacının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu düşünülse dahi davacının muamele merkezinin de Ankara/Merkez de bulunduğu anlaşılmıştır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 41. Maddesinde “Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davaları, yabancı ülke mahkemelerinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde Türkiye’de yer itibariyle yetkili mahkemede, bulunmaması hâlinde ilgilinin sâkin olduğu yer, Türkiye’de sâkin değilse Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür.” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme ile kişi hallerine ilişkin davalarda yetkili mahkemenin belirlenmesi açıklanmış olup, somut alacak istemli uyuşmazlıkta bu maddenin uygulama yerinin olmadığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalara göre; davalı tarafça cevap dilekçesi ile süresinde ve usulüne uygun olarak yetki ilk itirazında bulunulduğu, eldeki davada 6100 sayılı HMK’nun 6 ve 10. maddeleri gereğince yetkili mahkemede dava açılmadığı, davalının yetki itirazında Belçika/ Brussel yargı mercilerinin yetkili olduğundan bahisle itirazda bulunulduğu anlaşıldığından, yetki itirazının kabulü ile dava yetkili mahkemede açılmadığından, davalı yanın süresinde yaptığı yetki itirazı kabul edilerek davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı yanın yetki ilk itirazının kabulü ile, davanın usulden reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.338,66TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.284,26TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca, 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.14/01/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı