Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/301 E. 2020/153 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/301 Esas – 2020/153

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/301 Esas
KARAR NO : 2020/153

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2019
KARAR TARİHİ: 03/03/2020
K.YAZIM TARİHİ: 19/03/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; 24.08.2017 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı araca ters yöne girmek suretiyle çarpması sebebiyle müvekkilinin yaralandığını, Kaza Tespit Tutanağında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47/1C maddesini ihlalle karşı sürücü …’nun ters yöne girmek suretiyle kazaya sebep olduğunun tutanak altına alındığını, kazadan dolayı müvekkilinin omurilik kemiğinin kırıldığını ve tedavisi sırasında 6 ay çalışamadığını, bakıma muhtaç duruma geldiğini, halen ağrılar çektiğini ve uzun süre ayakta duramadığını, kaza sonrası %13 oranında malul olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesine göre bedensel zararları; 1. tedavi giderleri, 2. kazanç kaybı, 3. çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 4. ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” olarak açıklayarak, müvekkilinin kaza sonrası %13 oranında kalıcı olarak da çalışma gücünü yitirdiğini, devlet memuru olan müvekkilinin aynı zamanda bilirkişilik yaptığını, ancak; bu dönemde çalışamadığını ve devam eden yıllarda da bu oranda meslekte kazanma gücünü kaybedeceğinin sabit olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmışsa da anlaşma sağlanamadığını, arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığından iş bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu beyan ederek, fazlaya yönelik dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL çalışma gücünün kaybı/yitirilmesi sebebiyle maluliyete dayalı maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 24.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalı … Sigorta A.Ş.’den (Poliçe teminat sınırları içerisinde kalmak kaydıyla) tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 11/02/2020 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş ve talebini 232.500,75 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalı vekili; davacı tarafça müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, usulüne uygun olmayan ve eksik evrak ile yapılan başvuruların, kanuna uygun bir başvuru sayılamayacağını ve dava şartının gerçekleştiğinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek, bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete KTK Zorunlu Mali Sorumluluk ( Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, ölüm/sakatlık halinde azami 310.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, kaza sonucu üçüncü kişinin yaralanması veya malul kalması söz konusu olduğu takdirde, zararlarının uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap ettirildikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, davacının trafik kazasını 24/08/2017 tarihinde geçirdiğini, müvekkili şirkete dava öncesi yapılan başvuruda, ne de huzurda görülmekte olan davada kaza tarihine ilişkin tedavi evrakının yer almadığını, müvekkili şirkete ibraz edilen sağlık kurulu raporunun 21/02/2019 tarihli olduğunu, ilgili raporun kazanın üzerinden 16 ay geçtikten sonra alındığını, kaza ile davacının yakınmaları arasında illiyet bağının varlığından söz etmenin mümkün olmayacağını, sigortalı …’na atfedilecek herhangi bir kusur olmadığından davanın reddi gerektiğini, aksi halde kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumuna sevkine karar verilmesini talep ettiklerini, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararının müvekkili şirketin sorumluluğunda olmadığını, davacının kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz talep etmesinin haksız olduğunu, davacının ancak dava tarihinden yasal faiz talep edebileceğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermesinin söz konusu olmadığını beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, SGK kayıtları, davacının ekonomik ve sosyal durum tespiti, davacının gelir durumunun tespiti, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 09/08/2019 tarihli davacı hakkında düzenlenen maluliyet raporu, 07/01/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, trafik kazası nedeniyle davacının kalıcı iş göremezliği nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
24.08.2017 tarihinde, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın çarpışması sonucu dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
Davacı tarafından, bu kapsamda, … plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden talepte bulunulmuştur.
Kusur oranlarının ve dolayısıyla sorumluluğun tespitine ve tazminat hesabına dair alınan bilirkişi raporunda, … plaka sayılı araç sürücüsü …’nun 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun, 46/a,c, 47/ c,d, 52/a-b ve aynı kanunun 84/7 maddesi gereğince araç sürücüleri trafik kazalarında “Şeride tecavüz etme” halinde asli kusurlu sayılırlar” hükmü gereğince, %100 asli kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’in kazanın oluşumunda kusur ve ihmali bulunmadığı, sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsadığı ve sakatlanma halinde şahıs başına azami teminat limitinin 330.000,00-TL olduğu, davalı sigorta şirketinin 09.04.2019 tarihinde temerrüdünün oluştuğu, davacı …’ın, trafik kazası sonucu uğradığı, ZMMS Genel Şartlan ve Eki Düzenlemelere Göre Değerlendirme ve Hesaplamada; Memur Maaşına Göre Yapılan Değerlendirmede; davacının memur olarak çalıştığı ve memur çalışanların hastalık sonucu istirahati nedeniyle raporlu oldukları sürede maaşlarından herhangi bir kesinti yapılmadığı ve çalışıyormuş gibi tam maaş ödemesi yapıldığı dikkate alınarak davacının geçici iş göremezlik süresinde maddi kayba uğramadığı, Sürekli İş Göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının 157.680,71TL; Memur Maaşı + Bilirkişi Gelirine Göre Yapılan Değerlendirmede; Geçici İş Göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının, 15,148,41TL, Sürekli İş Göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının 232.500,75TL ( memur maaşına göre sürekli İş göremezlik 157.680,71TL + bilirkişilik gelirine göre sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 74.820,04TL) olduğu belirtilmiştir.
Davalı tarafından rapora yönelik itirazda bulunulmuş ise de; rapordaki kusur tespitleri somut olayın gerçekleşme şekline ve mevzuata uygun bulunduğundan; hesaplama yönünden ise davacının bilirkişilikten elde ettiği gelir vergilendirilmiş ve devamlı surette olduğundan itirazlar yerinde görülmemiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre, sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olup yeni Genel Şartların C.10. maddesi ile, 12/8/2003 tarihli ve … sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartların C.11. maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır(Yargıtay …. HD nin 2017/4323 E 2018/4743 K sayılı ilamı). Somut olayda ise, davalı tarafından düzenlenen poliçe, genel şartların değişmesinden sonra düzenlendiği için yeni genel şartlara göre maluliyet tespiti ile tazminat hesabı yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve yukarıdaki açıklamalara göre; davacının, davalı yana sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile yaralanması nedeniyle doğan zarardan davalı yanın sorumlu olduğu gözetilerek, davacının belgelendirilmiş gelirine göre yapılan hesaplama sonucu bulunan tazminatın, davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 8 iş gününün geçmesine göre belirlenin tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline yönelik olarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 232.500,75 TL tazminatın 09/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 15.882,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL harç ile 3.800,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 11.911,34 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre belirlenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı, 6,40TL vekalet harcı ile 3.800,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.021,58 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 84,70 TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.084,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 24.725,05 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.03/03/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı