Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/28 E. 2019/168 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/28 Esas – 2019/168
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/28 Esas
KARAR NO : 2019/168

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2019
KARAR TARİHİ : 12/03/2019
K. YAZIM TARİHİ: 05/04/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … abone numarası ve … müşteri numaralı sözleşme ile … isimli işyeri binasına elektrik hizmeti aldığını, davalı tarafından satılan enerji nedeni ile tanzim edilen faturaların büyük bir bölümünün tüketim bedeli değil, dağıtım sistem bedeli olarak geçtiğini, anılan sistem kullanım bedelinin bir bölümü kayıp kaçak bedeli olarak gösterilmekte ise de tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin net olarak anlaşılamadığını, kayıp kaçak bedelinin hukuki nitelik itibariyle dağıtım sistem kullanım bedeli gibi bir sistem maliyeti olmadığını, anılan bedellerin müvekkilinden tahsil edilmesinin kanuna aykırı olduğunu, davalı yanın üretilen elektrikte teknik kayıp olmaması için gerekli teknolojik önlemleri alması ve kaçak kullanım yapanlara karşı gerekli yasal süreci yöneterek kaçak kullanımı engellemesi gerektiğini, müvekkilinin kayıp kaçak bedelinden sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, hizmet bedellerinin ne olduğunun Kanunun 17. maddesinde öngörüldüğünü, bunlar arasında kayıp kaçak bedeli diye bir tarifenin yer almadığını, yasa ile belirlenmemiş bir mali yükümlülükten müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, faturalara yansıtılan kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesi şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından olduğunu, müvekkilinin abonelik tarihinden itibaren davalı yana ödemek zorunda kalmış olduğu kayıp kaçak bedelinin perakende satış hizmeti bedellerinin iletim bedeli ve sayaç okuma bedelinin tespiti ile haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 500,00 TL kayıp kaçak, perakende satış hizmeti bedeli iletim bedeli ve sayaç okuma bedelinin ödenme tarihlerinden itibaren hesaplanacak ve davalı yanca uygulanmakta olan gecikme cezası oranındaki faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak kayıp kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmet ve iletim bedellerinin iadesi için dava açıldığını, işbu davanın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin, davacı şirketin … nolu aboneliği ile ilgili 01/01/2015 tarihinden itibaren elektrik tedariği sağladığını, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete elektrik kullanımı karşılığında tahakkuk ettirilen ilk faturanın 13/01/2015 tarihli olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin ancak elektrik tedariğinin sağlandığı tarihten sonra tahukkuk ettirilen ve ekte sunulu faturalara ilişkin sorumlu tutulabileceğini, müvekkili şirketin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa göre faaliyet göstemekte olduğunu, abonelere yansıtılan bedellerin yasal mevzuat gereği EPDK’nun kurul kararı ile belirlendiğini ve yine bu kararlar neticesinde dağıtım şirketlerine ödendiğini, tedarikçi firma konumunda olan müvekkili şirketin EPDK kurul kararı ile belirlediği tarifelere yasal olarak uymak zorunda olduğunu, kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve iletim dağıtım bedellerinden müvekkili şirketin sorumlu olmasının hukuki olarak mümkün olmadığını ve bu tarifelerde yer alan bedellerin abonelerden alınıp alınmamasında müvekkili şirketin herhangi bir tasarruf yetkisi bulunmadığını, aboneye kesintisiz elektrik tedariğini sağlamak bu sebeple bakım onarım ve arızalara müdahale etmek ay sonunda abonenin sayacını okumak ve tüketim miktarını elektrik tedarikçisine bildirmenin elektrik dağıtım şirketinin görevi olduğunu, dağıtım şirketlerinin aboneye yaptığı hizmetler karşılığı EPDK’nun yayınladığı tarifeler üzerinden elektrik tadarikçisine sistem kullanım bedeli ve kayıp kaçak bedeli adı altında fatura kestiğini müvekkili şirket tarafından ise bu faturalar karşılığının dağıtım şirketlerine ödendiğini, müvekkili şirketin tahsil etmediği bir bedeli ödemesinin hukuka aykırı bir durum ortaya çıkartacağını ve müvekkili şirketin hak kaybına uğrayacağını, müvekkili şirket ile … Dağıtım A.Ş. arasında Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması akdedildiğini, bu sözleşme mucibince abonelerden kesilen kayıp kaçak bedeli, dağıtım, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmet bedeli ve iletim dağıtım bedellerinin aboneye geri ödenmesi hususunda hukuki yükümlülüğü bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte iş bu davanın … A.Ş’ne karşı açılması gerektiğini, talep konusu bedellerin iadesinden ancak dava dışı … Dağıtım A.Ş’nin sorumlu tutulabileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, mahkememizin 30/06/2016 tarih 2016/292 – 461 E-K. sayılı ilamı ile davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 04/12/2018 tarih ve 2018/5883-12346 E-K. sayılı ilamı ile “… dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni yasa nedeni ile konusuz kalan dava hakkında, karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olmasının ve dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmemiş olmasının doğru görülmediği…” belirtilerek Mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı sonrasında, mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilen dosyada, yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava; elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedellerin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Dava tarihi olan 13/04/2016 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre davacının dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği, dava açıldıktan sonra 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni kanun nedeniyle davanın konusuz kaldığı, öte yandan, dava açıldıktan sonra meydana gelen kanun değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı kanaatine varıldığından, konusuz kalan davanın esasıyla ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihinde davasında haklı bulunan davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin dava açılmasına sebebiyet veren davalı üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 62,70 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 198,75 TL tebligat ve posta giderinden oluşan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir edilen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/03/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza