Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/263 E. 2020/511 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/263 Esas – 2020/511
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/263 Esas
KARAR NO : 2020/511

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
K. YAZIM TARİHİ: 13/11/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında sipariş usulü ile yürütmekte oldukları ticari ilişki bulunduğunu, davacı şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin aralarında bulunan cari hesap ilişkisine aykırı davranarak, bakiye borcunu ödememesi üzerine, davacı şirket tarafından davalıya Ankara … Noterliğinin 20 Haziran 2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, bakiye borcunu ödemesi gerektiğinin bildirildiğini, söz konusu ihtarnamede, davalının 2017 yılından kalan 39.999,98 TL borcunun ödenmesi hususunda defalarca gerek sözlü gerek yazılı olarak uyarılmalarına rağmen ödemelerini yapmadıklarını, ihtarnamede borcun doğduğu tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tebliğden itibaren 3 gün içinde ödenmesi gerektiği, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, ihtarname sonrası da herhangi bir ödemenin gerçekleşmediğini ve geri dönüşün olmadığını, davaya konu alacağın tarafların ticari defter kayıtlarında, faturalar ve muavin defter kayıtları ile de sabit olduğunu, söz konusu alacak için davalıya karşı Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi dosyasının 12/10/2018 tarihinde açıldığını, söz konusu takip dosyasının davalı tarafça borca ve yetkiye itiraz edilmesi sebebi ile durdurulduğunu, davaya konu alacak nedeni ile arabuluculuk sürecinin başlatıldığını, sürecin anlaşmama nedeni ile sonuçlandığını, açıklanan ve resen göz önünde bulundurulacak nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, 39.999,98 TL alacağın, borcun doğduğu 04/12/2017 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faiziyle ve yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalı şirket aleyhine Ankara …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibinin davalı şirkete 18/10/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, 19/10/2018 tarihinde 44.434,22 TL tutarındaki asıl alacağa ve ferilerine davalı tarafından itiraz edildiğini, ödeme emrine dayanak olan 27/11/2018 tarihli ve … seri numaralı, 27/11/2018 tarihli ve … seri numaralı faturalara konu hizmetlerin davacı tarafından davalı şirkete tam ve eksiksiz olarak tahsis edilmediğini, bu sebeple davaya konu ödeme emrine itiraz etme zaruriyetinin hasıl olduğunu, davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibi ve bilahare ikame edilen huzurdaki itirazın iptali davasının yetkisiz icra müdürlüğü ve mahkeme nezdinde ikame edildiğini, davalı şirketin ikamet ettiği adres bakımından Bakırköy İcra Müdürlükleri olduğunu, bu sebeple, haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle yetkisiz mahkemede açılmış olması sebebiyle usulden reddini talep ettiklerini, davaya konu mal satımına ilişkin bedelin tamamen ödendiğini, davalının başkaca bir borcu bulunmadığını, davacının kendisinin düzenlemiş olduğu faturanın ispat aracı olmadığını, davaya konu mal alımı kapsamında, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle davalıya tedarik edilen mal karşılığında davacıya ödeme yapıldığını, buna karşılık davacının tedarik edilen mallara ilişkin belirlenen bedelden fazlasını talep ettiğini, talep edilen fazla ödemeye ilişkin kısma davalı tarafça itiraz edildiğini, davacının tahsis etmediği mallara ilişkin de ödeme talep ettiğini, talep edilen miktara karşılık hangi malın satıldığı ve bu malın bedelini ispatla davacının yükümlü olduğunu, davacı şirketin varlığı ispatlanamayan ve/veya muaccel olmayan bir borca ilişkin mahsup beyanının da hukuken geçerli olmadığını, faturaya itiraz edilmemiş olmasının, davaya konu mal veya malların tedarik edildiğini tek başına ispatlamadığını, faturaya itiraz edilmemiş olunsa dahi, sözleşmeye konu malların veya hizmetin verildiğine ilişkin ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacının uyuşmazlığa konu 16.11.2017 tarihli … ve 16.11.2017 tarihli … nolu faturalara konu malın veya malların verildiğini/tedarik edildiğini ispatlamakla yükümlü olduğunu, davalı şirket tarafından kısmi ödeme yapılmış olmasının da geri kalan miktara ilişkin borcun varlığını ispatlamadığını, söz konusu fatura uyarınca kısmi ödeme yapılmış olması da geri kalan miktara ilişkin davalı şirketin borcu bulunduğunu ispatlamadığını, yapılan ödemeler dışında davalı şirketin, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının vermediği mal ve yapmadığı işler için ücret talep etmesinin haksız olduğunu, öncelikle yetki yönünden itirazlarının kabulü ile davanın yetki yönünden reddine, haksız ve ispatlanamayan davanın esastan reddine, davalı şirketin Ankara …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı takibine yapmış olduğu itirazının kabulüne, davacının icra inkâr tazminatı hükmedilmesi talebinin reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, davacı şirket defterleri üzerinde talimat mahkemesince (Bakırköy … ATM’nin 2020/21 Tal.) yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 21/04/2020 tarihli bilirkişi raporu, Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 11/09/2020 tarihli bilirkişi raporu,
GEREKÇE :Dava, taraflar arasında sipariş usulü ile yürütülmekte olan ticari ilişkiden kaynaklanan ve 2017 yılından kalan 39.999,98 TL tutarındaki cari hesap alacağının davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Davalı tarafça süresinde yetki itirazında bulunulmuş ve yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olduğu ileri sürülmüş ise de, davacının talebinin para alacağı olması, 6098 sayılı TBK’nun 89. maddesi gereğince para borcunun alacaklıya götürülecek borçlardan olması, borcun ifa edileceği yer itibariyle yetkili mahkemenin Ankara Batı Mahkemeleri olması karşısında, davalı vekilinin mahkememizin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişki neticesinde davacının davalıdan 39.999,98 TL tutarındaki bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyap üzerinden bir sureti getirtilen Ankara … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı …. Tic. Ltd. Şti. tarafından borçlu …. Tic. A.Ş. aleyhine 2017 yılından kalan 39.999,98 TL tutarındaki cari hesap alacağı ile alacağın tahsili tarihine kadar işleyecek faizin tahsili amacıyla 12/10/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine 26/10/2018 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Dava tarihi itibarıyla varsa davacı alacağının tespit ve hesaplanması bakımından hem davacının hem de davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Davalıya ait ticari defter ve kayıtlarda inceleme yapmak üzere dosya kendisini tevdi edilen mali müşavir … tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 21/04/2020 tarihli raporda özetle; davalının ticari defterlerinde davacı …. Tic. Ltd. Şti.’ye ait işlemlerini 179.521-001 (179 Taşeronlara Verilen Avanslar Hesabı), 159.01.13.002 (159 Verilen Sipariş Avansları Hesabı), 320.01.30.02.16 (320 Satıcılar Hesabı) ve 326.521.01.12 (326 Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabı) hesaplarında izlediği, sözkonusu hesaplara göre, taraflar arasında geçmişten beri ticari ilişkinin mevcut olduğu; muavin defterde kayıtlı bulunan 179.521,001 (79 Taşeronlara Verilen Avanslar Hesabı), 159.01.13.002 (159 Verilen Sipariş Avansları Hesabı), 320.01.30.02.16 (320 Satıcılar Hesabı) hesaplarına göre; 31/05/2019 dava tarihi itibariyle davalının davacıya borcu olmadığı, bununla birlikte 326.521.01.12 Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabına göre 12/10/2018 takip tarihi itibariyle davalının davacıya 40.000,00 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait ticari defter ve kayıtlarda inceleme yapmak üzere dosya kendisini tevdi edilen mali müşavir … tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 11/09/2020 tarihli raporda özetle; 120 C05 Alıcılar hesabına göre; taraflar arasında çeşitli malzemelerin alım-satımına ilişkin olarak 2015-2018 yıllarında ticari bir ilişkinin bulunduğu, davacı tarafından davalı adına 2015 yılında 12/02/2015 tarihinde 1 adet; 2016 yılında çeşitli tarihlerde 11 adet; 2017 yılında ise 4 adet satış faturası tanzim edildiği, 2015-2018 yıllarında farklı tarihlerde tahsilatlar yapıldığı, bu işlemler neticesinde davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre 31/05/2019 dava tarihi itibariyle davacının davalıdan bakiye 39.999,98 TL alacaklı bulunduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Taraflara ait ticari defter kayıtları karşılaştırıldığında; davacı tarafından tanzim edilen ve ödenmediği gerekçesiyle işbu davaya konu edilen ve toplam bedeli 39.999,98 TL tutarındaki cari hesap alacağının davacı ve davalıya ait ticari defterlerde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu alacağın davacıya ait ticari defter kayıtlarında 120 C05 Alıcılar hesabında, davalıya ait ticari defterlerinde ise 179.521.001, 159.01.13.002, 326.521.01.12 ve 326.521.01.12 hesaplarında izlendiği görülmüştür. Davacı, aralarındaki ticari ilişki kapsamında düzenlediği faturalardan dolayı davalıdan 39.999,98 TL alacaklı olduğunu iddia ederken, davalı ise muaccel bir borç bulunmadığını, sözleşmenin ilgili hükümleri kapsamında taraflar arasında davacı tarafından yapılan işte herhangi bir problem çıkması durumunda kullanılacak bir garanti kesinti tutarı belirlendiğini, bu garantinin sözleşmenin asli unsuru olduğunu ve garanti süresinin 24 ay geçmeden muaccel hale gelmeyeceğini ileri sürmektedir.
Davalı tarafça cevap dilekçesinde, yapılan ödemeler dışında davacıya herhangi bir borcun bulunmadığı belirtildiği halde, 21/04/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunumu sonrası, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre muaccel bir borç bulunmadığı savunması getirilmiş, savunmanın genişletilmesi kapsamında olduğu ileri sürülerek davacı tarafça bu savunmaya muvafakat edilmemiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporlarıyla tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu edilen 39.999,98 TL tutarındaki cari hesap alacağının hem davalının hem de davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan bakiye 39.999,98 TL alacağının bulunduğu, ilk bilirkişi raporu sonrası davalı tarafça getirilen davaya konu alacağın muaccel olmadığı yönündeki savunmanın, savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu ve davacı tarafça rıza gösterilmemiş olması nedeniyle bu savunmaya itibar edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Hükmedilen alacakla ilgili olarak davalının 25/06/2018 tarihinde (İhtar tebliğ tarihi olan 21/06/2018 tarihine üç gün ilave edilmek suretiyle ulaşılmıştır) temerrüde düştüğü değerlendirmesi yapılarak bu tarihten itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; 39.999,98 TL alacağın 25/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.732,39 TL harçtan peşin alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,29 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 683,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 733,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 134,40 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.234,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/10/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza