Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/256 E. 2019/516 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/256 Esas – 2019/516

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/256 Esas
KARAR NO : 2019/516

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ : 12/09/2019
K.YAZIM TARİHİ : 17/09/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünde başlatılan … Esas sayılı icra takip dosyasına konu senetteki borcu ve imzayı kabul etmediklerini, müvekkilinin … isimli kişiye herhangi bir borcu olmadığını, bununla birlikte senette kefil olarak gösterilmesine rağmen … isimli kişiye de kefil olmadığını, sahte bir şekilde düzenlenen senet ile başlatılan icra takibinin müvekkiline tebliğ edildiğini, fakat müvekkilinin bilgisizliği nedeni ile itiraz süresini kaçırdığını, daha sonra yaptığı itirazın da İcra Hukuk Mahkemesi tarafından süre yönünden red edildiğini, müvekkilinin takibe konu senede kesinlikle imza atmadığını, senetteki imzanın müvekkili adına başka biri tartafından taklit edilmeye çalışıldığını, aslında çokda başarılı olunamadığını, zira senetteki imzanın müvekkilinin imzasına neredeyse hiç benzemediğini, yapılacak teknik inceleme sonucunda da senetteki imzaların müvekkilinin el ürünü olmadığının da ortaya çıkacağını, kötüniyetle takibe konulan senet ile ilgili müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını tespit etmek amacıyla bu davayı açtıklarını beyanla müvekkili aleyhine başlatılan Ankara Batı İcra Dairesinin … Esas sayılı takibe konu senetteki imzanın müvekkilinin el ürünü olmadığı ve bu nedenle söz konusu tüm alacak için müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, sahte bir şekilde müvekkili adına atılan imza ile düzenlenen senet ile açılan takipte alacaklının kötüniyetli olması ve müvekkilini manddi manevi zarara uğratmış olması sebebei ile takip konusu tüm alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacı tarafın, huzurdaki davayı yetkisiz olan mahkemede açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, davacı tarafın, icra takibine dayanak senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek Menfi Tespit davasını Sayın Mahkeme huzurunda ikame etmişse de bunun da kabulünün mümkün olmadığını, kambiyo vasfına haiz olan icra takibine konu senede ilişkin açılacak olan Menfi Tespit Davasında Görevli Mahkeme 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 3 ve 4/1-a maddeleri gereği Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu sebeple görevsizlik sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin alacaklı iyi niyetli 3. Şahıs konumunda olup dava konusu senedi alacağına karşılık diğer borçlu dava dışı …’dan ciro yoluyla aldığını, senetler vadesinde ödenmeyince de kanundan doğan hak gereği, taraflarınca hem davacıya hem de dava dışı diğer cirantalar aleyhine icra takibi başlatıldığını, TTK m.687 gereği davacının şahsi def’ilerinin ve itirazlarının iyi niyetli müvekkiline karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, senedin devrinde yetkili hamil, cirantanın esas borç ilişkisinden kaynaklanan haklarının değil, senette yazılı olan hakları devraldığını; bunun sonucu olarak, temel işlem sakat veya geçersiz olsa bile soyut kambiyo senedinin geçerliliğine zarar gelmeyeceğini, dava konusu takipte, müvekkilinin kendisine ciro edilen ciranta olarak, kanunun kendisine tanıdığı hakları kullandığını, hukuksuz hiçbir işlem başlatılmadığını beyan ederek, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu dikkate alınarak görev yönünden davanın reddi ile haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacı tarafın huzurdaki davayı açmakta açıkça kötü niyetli olduğu dikkate alınarak % 20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 11/09/2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği bildirilmiş olup; dilekçenin Uyap ortamından elektronik imzalı olarak gönderildiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür. Davalı vekili tarafından 12/09/2019 tarihli dilekçe ile yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı beyan edilmiştir. Usulüne göre yapılan feragat beyanının davayı sona erdiren usuli işlemlerden olması nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 297,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/09/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı