Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/250 E. 2019/750 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2019/250 Esas – 2019/750

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/250
KARAR NO : 2019/750

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 27/11/2019
K.YAZIM TARİHİ : 29/11/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkette 03/04/2012 ile 03/10/2013 tarihleri arasında 100 hisse ve 5.000,00TL sermaye payı ile yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, bu dönemde 100.000,00TL’ye ihtiyacı olduğunu ve … A.Ş nin hesaplarından kendisine para ödenmesini talep etmesi üzerine 20/12/2012 tarihinde şirketin hesabının bulunduğu … Bankası A.Ş. aracılığı ile davalı …’a 100.000,00TL ödeme yapıldığı, yürütmekte olduğu yönetim kurulu üyeliğinden 30/09/2013 tarihinde istifa eden davalıya ödenen paranın borç olarak verildiği ve bu hususun müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında ve yevmiye defterlerinde de belli olduğunu, her ne kadar 06/11/2015 tarihli itiraz dilekçesinde müvekkil tarafından borç olarak ödenen meblağın müvekkili şirkette çalıştığı döneme ilişkin olarak kurallara uygun şekilde ödendiğini iddia etse de, davalının bu iddiasında haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca davalı yanın itiraz dilekçesinde müvekkili tarafından yapılan ödemenin hangi amaçla yapıldığını beyan etmediğini, davalıya müvekkili şirketin banka hesabından yapılan ödemenin şirket ve banka kayıtları incelendiğinde borç olarak verildiğinin ve geri ödemenin de olmadığının…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…görüleceğini, borcun tahsili için Ankara ççç. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı olduğu davacı şirketin bazı borçlarını ödeme güçlüğüne düşünce müvekkilinden almış olduğu borcu önce 20.12.2012 tarihinde banka kanalı ile kendisine iade ettiğini ve müvekkilinin şirket hisselerini devrederek şirketle ibralaşmasının ardından 3 yıl kadar sonra haksız olarak ilamsız icra takibi başlattığını, davacı firmaya ait cari hesap hareketlerinin, ödeme banka aracılığı ile yapıldığı için ve taraflar arasında bu ödemeye ilişkin dekont dışında herhangi bir yazılı sözleşme de bulunmadığı nedeniyle HUMK’da sayılan ve delil olarak nitelendirilebilecek bir önemi bulunmadığını, davaya konu 20.12.2012 tarihli 100.000,00TL’lik ödemenin banka havalesiyle yapıldığı ve havale makbuzunun üzerinde paranın ne için gönderildiğine dair bir kayıt bulunmadığını, havalenin bir ödeme aracı olup mevcut bir borcun ödendiğini gösterdiğini, somut olaydaki banka dekontunda da paranın davacı firma tarafından müvekkiline borç olarak gönderildiğini gösterir bir ibare bulunmadığını, maddi bakımdan hiçbir sıkıntı bulunmayan müvekkilinin davacıdan borç para almadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.04.2018 tarihli, … esas … karar sayılı yetkisizlik kararı, davacı şirketin ticaret sicil kayıtları, banka kayıtları, 28.11.2017 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Davanın açıldığı Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi 18.04.2018 tarihli, … esas … sayılı kararı ile; “HMK’nun 114/ç maddesi hükmüne göre yetkizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, mahkememizin yetkili olduğuna” karar vermiştir.
GEREKÇE :Dava, davacı şirketin öncesinde ortağı olan davalıya, ortağı olduğu dönemde verilen borcun tahsili amacıyla başlatılan takibe haksız itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı, … A.Ş. tarafından davalı borçlu … aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında 20.12.2012 tarihinde ödenen bedelin iadesi talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu …’a 03.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu …’ın 06.11.2015 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu, davacı alacaklının 18.05.2016 tarihinde süresinde itirazın iptali davası açtığı hususları tartışmasızdır.
Davacı alacaklı … A.Ş.’nin Ankara … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında davalıdan faizi ile birlikte talep ettiği 100.000,00TL’nin davalıya talebi üzerine borç olarak verildiğini iddia ettiği, davalı ise icra dosyasına sunduğu 06.11.2015 havale tarihli dilekçesi ile; alacaklı firmanın eski çalışanı ve ortağı olduğunu, tarafına yapılan bütün ödemelerin alacaklı şirkette çalışmış ve ortak olduğu döneme ilişkin olarak kurallara uygun yapıldığını beyan ettiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davalı müvekkilinin ortağı olduğu davacı şirketin bazı borçlarını ödeme güçlüğüne düşünce davalı müvekkilinden almış olduğu borcu 20.12.2012 tarihinde banka kanalı ile kendisine iade ettiği ve davalı müvekkilinin şirketin hisselerini devir ederek, şirketle ibralaştığını savunduğu, bu itibarla uyuşmazlığın dava konusu 100.000,00TL’nin davacı tarafından davalıya mı yoksa davalı tarafından davacı şirkete mi borç olarak verildiği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişi …’un 28.11.2017 havale tarihli raporuna göre; davalının gerek şirkete borç verdiği gerekse şirketten alacaklı olduğu gerekçesiyle 100.000,00TL tutarı aldığı şeklindeki iddialarını ispat edemediği gibi şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemeyle de bu iddialarını doğrulayacak bir bilgi…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…yada belgeye rastlanmadığı, savunmanın aksine yasal mevzuatında belirtildiği üzere açılış ve kapanış kayıtları yaptırılmış ve usulüne uygun olarak tutulmuş şirket kayıtlarında bu paranın davalıya borç olarak verildiğine ilişkin müsbit evrakı da sunulmuş kayıt bulunduğu, diğer yandan şirketin mali ve finansman yapısı da genel olarak incelendiğinde, 2012 yılında 5.400.000,00TL ödenmiş sermayesi, 6.471.058,48TL öz kaynakları ve 3.630.356,30TL kredibilitesi olan şirketin 100.000,00TL borç almasını gerektirecek bir durumun bilanço analizi kurallarının içinde bir yerinin bulunmadığı, şirketin usulüne uygun olarak tutulmuş kayıtlarının, finansman ve mali yapısının 100.000,00TL ye ihtiyaç göstermeyecek kadar sağlıklı olduğu hususları gözetilecek olur ise şirket tarafından banka havalesi ile 20.12.2012 tarihinde davalıya gönderilen 100.000,00TL’nin davalıya borç olarak verildiği ve davalı tarafından borcun ödenmediği anlaşıldığından davacının itirazın iptali davasının kabulüne, takip ve dava konusu alacak likit olmadığından yargılamayı gerektirdiğinden davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazın iptali davasının KABULÜNE,
Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun itirazının İPTALİ ile davalı borçlu hakkındaki icra takibinin DEVAMINA,
Takip ve dava konusu alacak likit olmadığından yargılamayı gerektirdiğinden davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 6.831,00TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.207,75TL harcın mahsubu ile bakiye 5.623,25TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.207,75TL peşin harç, 29,20TL başvurma harcı ve 4,30TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.241,25TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 10.750,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 195,60TL tebligat ve posta gideri, 500,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 695,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karardan sonraki yargılama giderinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/11/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza