Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/232 E. 2020/54 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/232 Esas – 2020/54

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/232 Esas
KARAR NO : 2020/54

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN:

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ : 30/01/2020
K.YAZIM TARİHİ : 24/02/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin Sağlık Bakanlığında memur olarak çalıştığını, kendisinin 14/06/2012 tarihinde dava dışı olan S.S. … Konut Yapı Kooperatifine üye olduğunu, bir yıl kadar kısa süre üye olduğu bu kooperatife yine kısa bir süre içerisinde de başkan yardımcılığı yaptığını, bu dönemde müvekkilinin annesinin felçli olması ve rahatsızlığı sebebiyle, kooperatife çok az gidebildiğini, hatta tek bir toplantıya katıldığını, akabinde de gördüğü lüzum üzerine 30/07/2013 tarihinde kooperatif başkan yardımcılığından istifa ederek üyelikten de ayrıldığını, bu tarihten itibaren de kooperatif ile herhangi bir bağı kalmadığını, davalı …’nun ise haricen öğrendiklerine göre 2002 tarihinde kooperatife girdiğini, tarafların herhangi bir tanışıklıkları olmamakla birlikte davalının kooperatif ile olan 11 yıllık süreci boyunca müvekkilinin bunun salt bir yıllık süresinde yer aldığını, bu durumun dahi tek başına davalının dava açma hakkını kötüye kullanarak müvekilinden sebepsiz zenginleşmeyi amaçladığını gösterdiğini, davalının kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin bir yıl kadar üye olduğu ve bu sürenin içerisinde de kısa bir zaman başkan yardımcılığını yaptığı kooperatif tarafından 08/10/2012 tarihinde düzenlenen ve 25/02/2013 ödeme günü olan 11.500,00 TL bedelli bononun davalı adına keşide edildiğini, söz konusu bonoya keşideci olan kooperatifin borçlu olduğunu ve işbu bononun kooperatif kaşesi üzerinde dava dışı kooperatif başkanı …’in ve kooperatif başkan yardımcısı müvekkili tarafından imzalandığını, kooperatif adına verilmiş bir senedin, kişisel sorumluluğu olamayacağını beyan ederek, davalıca ikame edilen Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ve bu dosya dayanağı talepten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine, davalı tarafın müvekkilinin maaşına koyduğu ve tahsil ettiği ödemiş ve ödenecek miktar yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.750,00 TL’nin davacı müvekkiline geri ödenmesi ve/veya istirdat davası olarak devam edilmesine, haksız takip nedeniyle davalı aleyhine talep edilen alacağın %207sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP :Davalı vekili; davanın süresinde açılmadığını, bono üzerinde davacının dört adet imzası bulunduğunu, bu imzalarından iki tanesi kaşe dışında olduğunu, davacının kendi el yazısıyla bu bono üzerinde ad ve soyadı da yazılı olduğunu, bu hususların, davacının müvekkiline borçlu olduğunu açıkça ortaya koymakta olduğunu, dava konusu bononun geçerli bir bono olduğunu, davacı tarafın yazılı belge sunamadığını, davacının yazılı olmayan delillerine ve tanık deliline ve iddialarına itiraz ettiklerini ve kabul etmediklerini, kambiyo senedinin kayıtsız şartsız bir borç ikrarı olduğunu, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğunu, davacının 08/10/2018 tarihinde açmış olduğu imza itirazının da Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında verilen karar ile reddedildiğini beyan ederek, davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, dava dışı kooperatifin ticari defter ve kayıtları, dava konusu edilen senet aslı, Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının … esas sayılı soruşturma dosyası, Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kambiyo senedi nedeniyle başlatılan icra takibi kapsamında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Keşidecisi dava dışı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi olan, davalı adına keşide edilen 25.02.2013 ödeme tarihli 11.500,00 TL bedelli senette kooperatifi temsilen atılmış iki imza dışında davacının ismi ile dava dışı … ismi yazılarak iki imza daha kullanılmıştır.
Davalı tarafından, senetteki borcun tahsiline yönelik olarak Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası açılmıştır. Davacı, kooperatifle fiilen ilgisi olmadığı halde senedi zor anında imzaladığını beyan ederek bu dosya kapsamında borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinde imzaya itirazda bulunulmadığı halde, daha sonra sunulan 03/07/2019 tarihli beyan dilekçesi ve ön inceleme duruşmasındaki beyan ile imza incelemesi yapılması talep edilmiş, dava dilekçesindeki iddia genişletilmek istenmiştir. Davalı tarafından iddianın genişletilmesine muvafakat edilmemiştir. Dava, TTK 4/2 maddesi kapsamında miktar itibariyle basit yargılamaya tabi olduğundan, HMK nın 319.maddesi uyarınca süresinde iddianın genişletilmemesi nedeniyle 19/11/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar ile davacının imza incelemesi yapılması yönündeki talebi reddedilmiştir.
Davalı tarafından davanın süresi içinde açılmadığı savunulmuş ise de, davacı tarafından icra dosyasına 2019 yılında ödeme yapıldığı görüldüğünden, bu tarihe göre menfi tespit/istirdada yönelik olarak açılan iş bu davanın süresi içinde açılması nedeniyle 03/10/2019 tarihli duruşmada itiraz reddedilmiştir.
TTK’nun 702/1. maddesi hükmüne göre; aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmiş ise aynen onun gibi sorumlu olur. Aval, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 700. maddesine göre poliçede yazılı bulunan borcun kısmen veya tamamen teminat altına alınmasını sağlayan bir nevi kefalettir. Bu kefaleti veren şahsa, aval veren denir (Bozer A. / Göle C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2017, s. 161). Avalin ne şekilde verileceği TTK’nın 701/1 maddesinde açıklanmıştır. Buna göre aval şerhi, ancak poliçe veya alonj üzerine yazılmasıyla mümkün olur. Aval “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır (TTK. m. 701/2). Kambiyo senedinden doğan sorumluluğun temini amacıyla, doğal olarak bu teminatın esas alacakla birlikte devredilmesini gerektirir; kambiyo senedini ciro yoluyla devralacak kimsenin de bunu görebilmesi lazımdır (Sengir, T.: Aval Hukuku, Ankara 1967, s.10). Kambiyo senedi dışında verilmiş bir teminatın, aval olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. TTK’nın 700/2. maddesine göre aval, üçüncü bir kişi veya poliçede imzası bulunan başka bir kişi tarafından da verilebilir. Bu şekilde poliçe borçlularından biri lehine aval verilmek suretiyle poliçenin ödenmesi güvence altına alınacağından o poliçenin tedavülü kolaylaştırılmış olur ( Bozer A. / Göle C., s. 161 ). TTK’nın 701/4 maddesine göre, avalin kimin için verildiği belirtilmemişse, keşideci için verildiğinin kabulü gerekir.
Poliçenin yüzüne, muhatabın veya keşidecinin imzaları hariç olmak üzere atılan her imza da aval hükmündedir (TTK m. 701/3).Poliçe borçlusunun tüzel kişi olması hâlinde, yetki belgesinde şirketi temsile yetkili şahısların poliçeyi imzalamış olmasına ve usulünce kaşe basılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu durumda, poliçeden doğan sorumluluk doğrudan doğruya temsil edilen tüzel kişiye aittir. Hemen vurgulanmalıdır ki, şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, burada keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, bu imza aval olarak kabul edilir ve bu imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu nun 2017/19-812 E, 2018/756 K sayılı ilamı).
Bu açıklamalar kapsamı dikkate alındığında somut olayda da, senedin davacı tarafından dava dışı kooperatifi temsilen kaşe üzerine imzalandığı ve ayrıca isim belirterek tekrar imzalandığı anlaşılmakla, davacının senetteki borçtan şahsen de sorumlu olduğu, davacıya yönelik takip başlatılmasında bir hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacının diğer iddialarının borçtan kurtulmaya yetecek nitelikte olmadığı gözetilerek davanın reddi ile tensiben verilen tedbir kararı icra dosyasında uygulanmadığından davalı yanın tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalı yanın tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 196,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 142,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.30/01/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı