Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/200 E. 2019/722 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/200 Esas – 2019/722

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/200 Esas
KARAR NO : 2019/722

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
İHBAR OLUNAN:
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/04/2019
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
K.YAZIM TARİHİ : 06/12/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı sigorta şirketi nezdinde … poliçe numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı davalı … yöntemindeki malik … …ne ait araç içerisinde 28/08/2017 tarihinde taşıma sözleşmesine tabi yolcu olarak Atatürk Cad/Sincan istikametinde seyir halinde olan müvekkilinin, inmek için ayağa kalktığı sırada, sürücünün ani fren yapması üzerine dengesini kaybederek yere düşerek yaralandığını ve %68 oranda malül kaldığını, KTK gereği sigortaya yapılan başvuru neticesinde … sayılı hasar dosyasına istinaden 19.491,55 TL tutarında işgücünden yoksun kalma tazminatının müvekkiline ödendiğini, ancak hesaplanan ve ödenen miktarın fahiş oranda eksik olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik tedavi giderleri olarak 50,00 TL, bakıcı gideri olarak 50,00 TL, işgücünden yoksun kalma tazminatı 300,00 TL ve ferdi kaza sigortası tazminatı olarak 100,00 TL olmak üzere toplam 500,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 250.000,00 TL manevi tazminatın ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili; söz konusu kazadan dolayı otobüsü kullanan şoförün ve … …nün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kusur oranlarının tespiti için rapor alınması gerektiğini, davacının meydana gelen zararlardan müvekkili şirketi sorumlu tutmasını kabul etmediklerini, davacının üstüne düşen dikkat ve özen yükümlülüğünü göstermediğini, davacının inmek için ayağa kalktığını, araç duruncaya kadar yerinden kalkmaması gereken ya da ayakta dursa bile güvenliği için sağlanmış ekipmandan yararlanarak yolculuk sırasında olabilecek muhtemel fren, sarsıntı gibi hallere karşı kişisel koruma önlemlerini yerine getirmeyen davacının olayda kusurlu olduğunu, trafiğin durumuna göre kazayı önlemek amacıyla diğer davalı şoförün fren yapması her zaman muhtemel olduğunu, davacının söz konusu olayda tam kusurlu olduğunu, davacının %68 oranda malul kalmasını kabul etmediklerini, istenilen tazminatların fahiş olduğunu, yasal olarak bu tür tazminat alacaklarının bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili; dava konusu 28/08/2017 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, söz konusu poliçe nedeniyle sorumluluklarının kişi başına 360.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirket nezdinde kaza tarihini kapsayan ve dava dilekçesinde belirtilen zorunlu koltuk ferdi kaza poliçesi ile kasko poliçesi bulunmadığını, bu nedenle bu poliçelere dayanarak talep edilen tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa, işletene düşen bir sorumluluk da olmayacağını, davacıya müvekkili şirket tarafından tazminat ödendiğini, dolayısıyla eksik ödemeye ilişkin olarak davacının açtığı iş bu davanın kötüniyetli olduğunu, bakıcı gideri ve tedavi gideri tazminatı taleplerinin poliçe kapsamında olmadığını, manevi tazminat taleplerinin teminat dışında olduğunu, bu nedenle müvekkili sigorta şirketinin teminat dışı kalan manevi tazminat talebi ile sorumluluğu bulunmadığını, müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, faizin hatalı talep edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini, dolayısıyla faizin dava açılış tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini ve uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, SGK kayıtları, tarafların ekonomik ve sosyal durum tespiti ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 30/04/2019 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava; davalı sigorta şirketi ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişkisi yoktur. Dolayısıyla anılan davalı yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, araç sürücüsü ve taşıyan olan davalılara karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Öte yandan bu davalar, aynı Kanun’un 23/2. maddesi hükmüne göre harçtan muaftır. O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden davaya bakma görevi tüketici mahkemelerine aittir (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi’nin 2018/608 E, 2018/1328
K sayılı ilamı).
Görev dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Tüketici mahkemeleri olduğundan HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde, dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/11/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı