Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/2 E. 2022/1128 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/2 Esas – 2022/1128
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/2 Esas
KARAR NO : 2022/1128

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
K.YAZIM TARİHİ: 26/12/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalı şirketin talebi üzerine, davalı ile müvekkili şirket arasında, … Sistemi paket yazılımı ve bunun eğitimlerine ilişkin kesin sipariş mektubunun imzalandığı, kesin sipariş mektubunda taahhüde uygun olarak bahse konu yazılımın davalı şirkette kurulup çalışır hale getirildiği, halen davalının kullanımında olan … paket yazılımı ile entegrasyonlarının tamamlandığı, test data aktarımlarının yapılarak yazılı onay alındığı,müvvekkili tarafından, davalı şirkette bulunan teknik altyapı sorunlarının birçok kez detaylı olarak şirket yetkililerine raporlanarak bildirildiği, buna rağmen davalının bu sorunları çözemediği, sözleşmeye uygun olarak uygulama eğitimlerinin verildiği, ayıpsız olarak ürünün teslim edilmesine rağmen, ödeme taahhüdüne uyulmadığı, son olarak projenin devreye alınması ile ödeme yapılacağının bildirildiği, davalıya gönderilen 3 adet fatura, ihtarname ile davacı tarafından iade edildiği, davalının Ank. Batı Asl. Tic. Mahkemesi … D. İş dosyası ile müvekkil şirket aleyhine tespit istediği, bahse konu tespit raporuna itiraz edildiği, müvekkil şirket kayıtlarında yazılı tespit isteyene sorunsuz olarak teslim edildiğine dair yazılı belge bulunduğu, müvekkil şirketin, bu işi alması ve belirli sayıda çalışanı bu işe tahsis etmiş olması nedeni ile başka iş alamayarak maddi zarar gördüğü, bu nedenle yoksun kalınan kazanç nedeni ile müvekkilinin maddi zararının doğduğu, bu zararın da hesaplanmasını talep ettiklerini beyan ederek, 18.05.2016 tarihli Kesin Sipariş Mektubunda belirlenen ödemelerin şimdilik olmak kaydıyla 1.000,00TL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, yoksun kalınan kazancın da belirlenerek şimdilik 1.000,00TL maddi tazminata dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 17/10/2022 tarihli miktar artırım dilekçesi ile alacak talebini 60.069,47TL’ye artırmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili; Taraflar arasında, barkodlama, depolama ve sevkiyat süreçlerinin etkinliğine yönelik geliştirilen … yazılım programının kullanım hakkının satın alınması ve lisans, eğitim koşullarına yönelik 18.05.2016 tarihli Kesin Sipariş Mektubunun imzalandığı, programın bugüne kadar hiçbir zaman aktif olarak kullanılabilir seviyede teslimi gerçekleştirilmediği ve işin bitirilmediği, bu nedenle baştan sona çalışır şekilde kullanımı mümkün olmadığı sürekli hata verdiği, davacıdan kaynak teknik sorunlar nedeniyle müvekkilinin cidi ek maiyetler yüklenmesinin istenildiği, bu nedenle programın çalışır hale getirilmesi ve faturaların iadesi iin noter ihtarı gönderilmiş ve yine program çalışır hale getirilmemiştir. Bunun üzerine programın eksikliği ve eksikliğinin giderilmesi için yapılması gereken masrafın tespiti için, Ank. Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi … D. İş sayılı dosyası üzerinden tespit talep edilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda; programın %70 ‘lik kısmının bitirildiği, %30 luk kısmı olan siparişlerin irsaliyelendirilmesi, … programı ile tam ve eksiksiz haberleşme, hataların ayıklanması, hızlandırma çalışmaları bitirilmeden söz konusu ürün ve yapılan çalışmaların tespit isteyen tarafa hiçbir faydasının olmayacağı ve ürünün katkısının bulunmayacağının açıkça tespit edildiğini beyan ederek, davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların ticaret sicil kayıtları, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, talimat mahkemesi aracılığıyla alınan 08/10/2019 tarihli bilirkişi raporu, talimat mahkemesi aracılığıyla alınan 31/03/2020 tarihli ek bilirkişi raporu, mahkememizce alınan 23/06/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporu, 04/11/2021 tarihli bilirkişi raporu, tarafların 2016-2017 yılına ait BA-BS formları, 23/06/2022 tarihli mali müşavir bilirkişiden alınan ek bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Talimat mahkemesiyle alınan bilirkişi raporunda, davacının bilirkişi incelemesine sunmuş olduğu 2016-2017-2018 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler içerisinde vaptırılmış olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarında davacının davalıya 60.069,47.-TL alacaklı olarak gözüktüğü, davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı ile davalı arasında yapılmış sipariş mektubunun bulunduğu, davacı ile davalı arasında yapılmış bulunan mutabakat mektubunda 31.12.2016 tarihi itibari ile davacının davalıdan 60.069,47.-TL alacaklı olduğunun davalı tarafından kabul edildiği, davacı tarafından bilirkişi incelemesine sunulan hizmet formları içerisinde … isim ve imzasının bulunduğu ancak dosya kapsamında …’in davalı şirket yetkilisi yada çalışanı olduğu anlaşılamadığı, davalı tarafından geçerli bir ödeme belgesinin sunulamaması durumunda davacı ife davalı arasında yapılmış bulunan mutabakat mektubu, hizmet formları ve sipariş sözleşmesi de dikkate alındığında davacının davalıdan 60,069,47.-TL alacaklı olabileceğini belirtmiştir.
Talimat mahkemesiyle alınan bilirkişi ek raporunda, davacının bilirkişi incelemesine surnmuş olduğu 2016-2017-2018 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler içerisinde yaptırılmış olduğu, davacının ticari defter ve kavıtiarında davacının davalıya 60.069,47.-TL alacaklı olarak gözüktüğü, davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı ile davalı arasında yapılmış sipariş mektubunun bulunduğu, davacı ile davalı arasırda yapılmış bulunan mutabakat mektubunda 31.12.2016 tarihi itibari İle davacının davalıdan 60.069,47.-TL alacaklı olduğunun davalı tarafından kabul edildiği, davacı tarafından bilirkişi incelemesine sunulan hizmet formları içerisinde … isim ve imzasının bulunduğu ancak dosya kapsamında …’in davalı şirket yetkilisi yada çalışanı olduğu anlaşılamadığını, davalı tarafından geçerli bir ödeme belgesinin sunulamaması durumunda davacı ile davalı arasında yapılmış bulunan mutabakat mektubu, hizmet formları ve sipariş sözleşmesi de dikkate alındığında davacının davalıdan 60.069,47.-TL alacaklı olabileceğini belirtmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyeti raporunda, davacı kayıtlarında, davacının alacaklı olduğuna dair kaydın bulunduğu, davacı kayıtlarında, davalı tarafından, davalıya keşide edilen 3 adet açık olmak üzere 66.782,93.-TL’lık iade faturasınlın kayıtlarda yer almadığı, davalı ticari defterlerinin zayi olduğuna dair Mahkeme kararının rapor ekinde sunulduğu, bu nedenle davalı yan ticori defter kayıtlarının incelenemediği, davaya konu yazılım ve eğitim paketlerinin kesin sipariş mektubu içeriklerine uygun olarak davacıya sunulup sunulmadığına yönelik, bilişim uzmanı bilirkişi … yapılacak tespitlerin, bilirkişiye ulaşılamaması nedeniyle şu aşamada herhangi bir tespit yapılamadığı, dava konusu dosyanın, bilirkişi uzmanı …’ta bulunması nedeniyle iş bu rapor ekinde sunulamadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, dosya içeriğinde kullanıcı kabul testlerine ve müşterinin programı kabul ettiğini gösteren test durum dokümanına dair herhangi bir belge bulunmadığı, kabul komisyonu teşkil edilmediği, herhangi bir yazılım kabulünün yapıldığına iliskin belge bulunmadığı, yazılımı yazan firmanın yazılımı eksiksiz teslim ettiğini ve kabulünün yapılmasını istediği bir yazışma yada belgenin de bulunmadığı, davacı tarafından yazılımın teslim edildiği ve yazılım kullanıcı eğitimi verildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı, yazılımın kurulup kabulü yapılıp, kullanılmaya başlandığına ilişkin bir ibare bulunmadığı, yazılım kullanılmaya başlansa bazı eksikliklerin olacağı yada yazılımın üstüne yeni geliştirmelerin yapılmasının isteneceği ancak bu yönde de bir bilgi, belge dosya içeriğinde olmadığı, tüm bu bilgilerin ışığında yazılımın tesliminin yapıldığı yazılımın tüm yada kısmi fonksiyonları ile hayata geçirildiğine ilişkin bilgi belgeye ulaşılamadığı. Taraf bilgisayarlarında bulunan yazılım her türlü art niyetli değişiklik ve manipülasyona açık olduğundan yerinde inceleme ile de sağlıklı bir tespit yapılamayacağı ve bir sonuca ulaşılamayacağı belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan mali müşavir bilirkişisi ek raporunda, tarafların kayıtlı oldukları vergi dairelerine yaptıkları Ba-Bs ( Mal ve Hizmet Alım-Satım Beyanları) formlarına yönelik yapıları inceleme sonucunda özetle; davacı yan, davaya konu olan sözleşme kapsamında, davalıya keşide ettiği 3 adet açık olmak üzere toplam KDV Dahil 66.782,93 TL’lık faturalarını, Mal ve Hizmet Satışı olarak Bs formu ile beyan ettiği ve defter kayıtlarına aldığı, davalının iade faturası olarak davacıya keşide ettiği 3 adet olmak üzere toplam KDV Dahil 66.782,93.-TL’lık iade faturalarını, Mal ve Hizmet Alışı (isdesi) olarak Ba formunda beyan etmediği ve defter kayıtlarına almadığı, davalı yan ise, davaya konu olan ve davacı tarafından, kendisine keşide edilen 3 adet açık olmak üzere toplam KDV Dahil 66.782,93 TL’lık faturaları, Mal ve Hizmet Alışı olarak Ba formu ile beyan ettiği, davacıya iade faturası olarak keşide ettiği 3 adet olmak üzere toplam KDV Dahil 66.782,93.-TL’lık iade faturalarını ise Mal ve Hizmet Satışı (iadesi) olarak Bs formunda beyan ettiği görülmekte olup, Davalı ticari defterleri incelenemediği için Ba-Bs formlarındaki beyan ve bildirimlerin defter kayıtlarına işlenip iştenmediği hususunda bir tespitin yapılamadığı belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi kapsamında ödenmeyen hizmet bedelinin tahsili ile yoksun kalınan kazancın tahsili talebine ilişkindir.
Davacı tarafça hazırlanan 18/05/2016 tarihli kesin sipariş mektubuna göre, davacının davalıya … Yazılımı satışını, hizmet ve eğitim vermeyi taahhüt ettiği, davalının da hizmet bedeli olarak KDV dahil 19.470,00USD’yi ödemeyi taahhüt ettiği, kesin sipariş mektubunun davalıya ait kaşeyle imza altına alındığı görülmüştür.
Davacı yan verdiği yazılım hizmeti sebebiyle alacaklı olduğunu iddia etmekte, davalı yan ise verilen hizmetin eksik/ayıplı olduğunu savunmaktadır.
Uyuşmazlık konusu, davacı tarafça verilen yazılım hizmetinin ayıpsız teslim edilip edilmediği ve yazılım bedelinin tahsilinin gerekip gerekmediği ile davacının yoksun kaldığı kazancının bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Davacı tarafça, davalı adına 03/10/2016 tarihli 10.620,00TL bedelli, 03/10/2016 tarihli 47.902,93TL bedelli ve 30/09/2016 tarihli 8.260,00TL bedelli üç adet fatura tanzim edilmiştir.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2016 – 2017 yıllarına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. 2016 yılına ait bildirimlerin incelenmesinde; davacı tarafça davalı adına 3 adet belge karşılığında KDV hariç 50.110,00TL ve 1 adet belge karşılığında KDV hariç 7.000,00TL mal satış bildiriminde bulunulduğu, aynı şekilde davalı tarafça, davacı adına 4 adet belge karşılığında KDV hariç 57.110,00TL mal alış bildiriminde bulunulduğu, bu itibarla bildirimlerin örtüştüğü tespit edilmiştir. Davacı tarafça davalı adına tanzim edilen uyuşmazlık konusu üç adet faturanı her iki tarafça vergi dairesine bildirildiği görülmüştür. Ayrıca vergi dairesine uyuşmazlık konusu olmayan KDV hariç 515,25TL’lik bir adet faturanın da bildirildiği görülmüştür. 2017 yılına ait bildirimlerin incelenmesinde, davalı tarafça davacı adına 3 adet belge karşılığında KDV hariç 56.595,00TL mal satış bildiriminde bulunulduğu, tutarları gözetildiğinde davacı tarafça 2016 tarihli düzenlenen 3 adet faturanın iade bildirimine ilişkin olduğunun anlaşıldığı, ancak davacı tarafın 2017 yılına ait bildirimlerinde bu iade faturalarına rastlanılmadığı tespit edilmiştir.
Tarafların incelenen defter ve kayıtlarından, davacı tarafça davalı adına düzenlenen uyuşmazlık konusu üç adet faturanın davacı defterlerine işlenmiş olduğu, iade faturalarının ise davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı yanın kendi defterlerine göre davalıdan 60.069,47TL alacaklı olduğu, davalı tarafça ise defterlerin zayi olduğu beyan edildiğinden incelenememiş ve bu hususta bir tespit yapılamamıştır. Zayi belgesi verilmesi talepli davanın Mahkememizin … Esas … Karar sayılı dosyasında görüldüğü ve davanın reddine dair verilen kararın kesinleştiği uyap sistemi üzerinden yapılan incelemeyle tespit edilmiştir.
Davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı tarafça BA formuyla bildirildiği, ancak daha sonra davacı adına tanzim edilen Ankara … Noterliği’nin 07/03/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sipariş formuna konu yazılım programının aktif şekilde kullanıma hazır edilmesinin ihtar edildiği, ayrıca davacı tarafça düzenlenen üç adet faturanın da ihtarname ekinde davacıya iade edildiği görülmüştür. Davacı tarafça düzenlenen faturaların tarihi gözetildiğinde davalı yanın fatura tarihlerinden çok sonra iade faturası düzenlediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında sunulan mutabakat suretinde 31/12/2016 tarihi itibariyle davacının 60.069,47TL alacaklı olduğu konusunda tarafların mutabık olduğu görülmüştür.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklanan alacağının bulunduğunu iddia etmiş, incelenen davacı yan defter ve kayıtları ile tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formları ile davacı tarafça düzenlenen üç adet faturanın vergi dairesine bildirildiği görülmüştür. Davalı yanın Ba formuyla davacı adına uyuşmazlık dönemine ilişkin mal alım bildiriminde bulunduğu, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu hizmete ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Bu itibarla taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve hizmet teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır. Her ne kadar davalı yan iade faturası düzenlemişse de gerek bu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmaması ve vergi dairesine bildirilmemesi, gerekse fatura tanzim tarihlerinden çok sonra iade edilmeleri sebebiyle ve de davalı defterleri sunulmadığından incelenememesi sebebiyle davalı savunmalarının ispata muhtaç olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden, zayi belgesi verilmesine dair dava da ret ile sonuçlandığından davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Her ne kadar hizmetin ayıplı/eksik ifa edildiği savunulmuşsa da davalı tarafça bu yönde açılmış bir karşı dava/ birleşen dava bulunmadığı gibi dosya kapsamında teslim alınıp vergi dairesine bildirilen üç adet faturaya 8 gün içerisinde itiraz edildiğine dair bir bilgi belge de bulunmamaktadır. Davalı tarafça 2016 yılında alınan hizmete ilişkin düzenlenen faturaların 2017 yılında iade edilmesi davalının ve 2017 yılında tespit yaptırılması basiretli bir tacir gibi davranmadığını göstermektedir. Basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre ayıplı teslim edilen hizmet sebebiyle faturalara itiraz etmesi, faturalara konu hizmete ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuş ve faturaya itiraz ettiğine ilişkin bir savunma getirmemiştir. Bu itibarla taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve hizmet teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır. Alınan bilirkişi raporuyla da davacı defterlerinde davalıdan 60.069,47TL alacaklı olduğu tespit edildiğinden davacının verilen yazılım hizmeti sebebiyle davalıdan 60.069,47TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacı yan bu alacak talebinin yanı sıra bir de yoksun kalınan kazancı talep etmişse de dosya kapsamında davacının yoksun kaldığı kazanca yönelik iddiasını ispatlar nitelikte delil bulunmadığından ispatlanamayan bu talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-60.069,47TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacı yanın yoksun kalınan kazanç talebinin reddine,
3-Alınması gereken 4.103,34TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90TL harç ile 1.008,00TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.059,44TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 35,90TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı ile 1.008,00TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.085,00TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 238,70TL tebligat ve posta gideri ile 2.600,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.838,70TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 2.792,21TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.611,12TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 1.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/11/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı