Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/186 E. 2019/616 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/186 Esas – 2019/616
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/186 Esas
KARAR NO : 2019/616

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2019
K.YAZIM TARİHİ : 15/11/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalının yetkiye, takibe konu borcun 5.000,00 TL’lik kısmına, bu kısma ilişkin faize ve ferilerine itiraz ettiğini, borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığını, müvekkilinin borçluya irsaliyeli faturalarda belirtilen malları sattığını ancak alacağını alamadığını, davalının itiraz ettiği meblağı ödediğine dair sunduğu belgelerin zaten takibe konu alacak tutarına dahil olmadığını, işbu ödemeler mahsup edildikten sonra bakiye alacağın takibe konu edildiğini beyan ederek, davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; pasif husumet yokluğu ile davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin icra takibine konu hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkilinin 2016-2017-2018 yılına ait ticari defterleri ile davacı tarafa yapılan ödeme faturalarının incelenmesi ile müvekkilinin işbu davaya konu olan borcunun bulunmadığının ortaya çıkacağını, dava miktar yönünden yargılamayı gerektirdiğinden dava konusu alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, öte yandan davaya konu takibin haksız olduğundan davacının %40 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek, pasif husumet yokluğu, görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davacı şirketin ticaret sicil kaydı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, davalının 2018 yılı BA formları, 29/08/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; ticari satım nedeniyle faturalara dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı 11.043,52 TL asıl alacak, 149,00 TL işlemiş faiz olmak üzere 11.193,00 TL nin tahsiline dair icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 21.09.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 27.09.2018 tarihinde ödeme emrine kısmen itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptali için açılan iş bu dava, hak düşürücü süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davalı borçlu tarafından icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz edilmiştir.
Davalı tarafından husumet itirazında bulunulmuşsa da; davalı AVM yönetiminin tacir olan işyeri maliklerini temsil ettiği, ticari ilişkinin yönetim ile davacı arasında gerçekleştiği, davalının vergi kaydının faal bulunduğu ve yönetimin taraf olmaya ehil olduğu kanaatiyle yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce, İİK.nın 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi hususunda inceleme yapılmıştır. İcra takibinin yapılacağı yerin belirlenmesinde HMK nın hükümleri gereği tespit yapılacaktır. 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesine göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Aynı Kanunun 10. maddesine göre; “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” TBK nın 89.maddesinde de “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre davacı tarafından para alacağının tahsili istenerek kendi ikametgahı yargı çevresindeki icra dairesinde takip başlatıldığından, icra dairesinin yetkisine itiraz haklı bulunmamıştır.
Yine davacı, yukarıda anılan yetki kuralları kapsamında ve ayrıca icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi olan mahkememizde dava açtığından mahkememizin yetkisine itirazı da yerinde bulunmamıştır.
Davalı yana, ticari defter ve kayıtlarını sunması için verilen kesin sürede kayıtların sunulmadığı ve adres bildiriminde bulunulmadığı anlaşılmıştır. Davalı yanın BA formları mahkememizce celp edilmiştir.
Davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için alınan 29/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı yan defterlerinin ispat gücünü haiz olduğu, davacının kayıtlarındaki faturalara göre cari bakiye alacağın 11.043,52 TL olduğu, davacının yaptığı ödemelerin kayıt altına alınmış olduğu, bakiye alacaktan düşüldüğü, alacak konusu faturaların davalı tarafından mal alımı olarak vergi dairesine beyan edilmediği, her bir fatura bedeli 5.000 TL altında olduğundan beyan zorunluluğunun da bulunmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından sunulan irsaliyeli faturalarda teslim alan kısmının imzalandığı, davalının bu hususta itirazının bulunmadığı, malların teslim alınmış olduğunun anlaşıldığı zira davalının teslime ve ayıba dair bir savunma da yapılmadığı görüldüğünden satım bedellerinin tahsili ile takip kapsamında işlemiş faiz talebinde bulunulmuşsa da, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair bir delil sunulmadığından alacağa sadece takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE, davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki kısmi itirazının 5.000,00TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, asıl alacak olan bu miktara yönelik işlemiş faiz isteminin reddine,
2-5.000,00TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
3-Alınması gereken 341,55 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39TL harcın mahsubu ile bakiye 256,16 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 85,39TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı olmak üzere toplam 126,49 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 179,05 TL tebligat ve posta gideri ile 700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 879,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/10/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı