Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/184 E. 2019/416 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/184 Esas – 2019/416
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/184 Esas
KARAR NO : 2019/416

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : MENFİ TESPİT (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
K. YAZIM TARİHİ: 04/07/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, davalı şirkete 2.250 adet 2’lik mebran izolasyon malzemesi ve 2.250 adet 3’lük mebran izolasyon malzemesi olmak üzere toplam 4500 adet mebran izolasyon malzemesinin en geç 01/01/2019 tarihinde teslim edilmesi koşuluyla Türkiye Garanti Bankası A.Ş. …Şubesine ait (101.500,00 TL, 28/02/2019 tarihli; 68.325,00 TL, 15/02/2019 tarihli; 100.000,00 TL, 30/01/2019 tarihli) 3 adet çek verildiğini, ancak davalının taahhüdünü yerine getirmediğini ve malzemeleri teslim etmediğini, taahhüdünü yerine getirmeyen davalının çeklerin karşılıksız kalmasına ve müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini beyan ederek, Garanti Bankası… Şubesine ait …seri numaralı 28/02/2019 tarihli 101.500,00 TL bedelli; Garanti Bankası Ankara OSB Şubesine ait … seri numaralı 15/02/2019 tarihli 68.325,00 TL bedelli; Garanti Bankası Ankara OSB Şubesine ait … seri numaralı 30/01/2019 tarihli 100.000,00 TL bedelli çeklerin karşılıksız kaldığının ve iş bu çeklerden dolayı müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verimesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin inşaat sektöründe yıllardır iş yapan güvenilir bir şirket olduğunu, davacı şirketle de bu bağlamda ticari ilişki içerisinde olduğunu, dava konusu çeklerin bu ilişki kapsamında verilen çekler olduğunu ve müvekkili tarafından bu çekler karşılığında yapılması gereken mal teslimlerinin yapıldığını, öncelikle 6102 sayılı TTK nun 5/A maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi halde haksız davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesiyle eklenen ve 01/01/2019 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5/A maddesine göre, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Eldeki dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit talebine ilişkin olup 22/04/2019 tarihinde açılmıştır. Her ne kadar iş bu davada davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ise de; davacının nispi harç yatırarak talepte bulunduğu dava konusu miktar, davalı yönünden para alacağı niteliğinde olup, yargılama sonucunda verilecek hükümle birlikte taraflar arasındaki alacak/borç ilişkisi tartışılacaktır. Yasanın düzenleniş gayesi gözetildiğinde, bu tür davaların zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu ve dolayısıyla dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır.
Davacı vekili tarafından 22/05/2019 havale tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunulan arabuluculuk son tutanak aslı incelendiğinde; arabuluculuk sürecinin dava açıldıktan sonra 14/05/2019 tarihinde başladığı ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ise 17/05/2019 tarihinde düzenlendiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması nedeniyle herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 4.599,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.555,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2 maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/06/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza