Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/183 E. 2019/356 K. 20.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/183 Esas – 2019/356

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/183 Esas
KARAR NO : 2019/356

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 20/05/2019
K.YAZIM TARİHİ : 24/05/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından davalıya … Bankası A.Ş. … Şubesinde bulunan hesaba ait çek yaprağıyla 40.880,00 TL bedelli çekin, davalının 3000 m² lik 30×30 ebatlı silinmiş karo inşaat malzemesini en geç 01/01/2019 tarihinde göndermeyi taahhüt etmesi karşılığında keşide edildiğini, davalının müvekkilinden alınan senedi bankaya 28/01/2019 tarihinde tahsile vermiş olmasına karşın taahhüdüne rağmen 3000 m²lik 30×30 ebatlı silinmiş karo inşaat malzemesini teslim etmediğini, bu hususun her türlü defter kaydı ile de ispat olunabileceğini, müvekkili şirkete karşı taahhüdünü yerine getirmeyen davalının, müvekkilin zarara uğramasına ve çekin karşılıksız kalmasına sebebiyet verdiğini, zira müvekkilinin üçüncü kişilerle ticaretini yaptığı bu malzemeleri temin edememesi ve müvekkilinin faaliyet gösterdiği ardiyede birçok malzemesinin hırsızlanması sebebiyle çekin karşılıksız kalmış ve müvekkilinin Çek Kanunu uyarınca ceza tehdidiyle de karşı karşıya kaldığını, müvekkili şirketin işbu çekten doğan uyuşmazlık konusuna ilişkin menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu beyan ederek, davalıya keşide edilmiş bulunan 25/01/2019 tarih ve 40.880,00 TL bedelli … seri nolu çekin bedelsiz kaldığının ve işbu çekten dolayı müvekkili şirketin davalıya borcu bulunmadığının tespitine, bahse konu çekin müekkiline iadesine ve icraya konu edilmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkilinin inşaat sektöründe yıllardır iş yapan güvenilir bir şahıs olduğunu, davacı şirketin yetkilisi ile müvekkilinin ticari işler yaptığını, davacı şirket yetkilisinin müvekkiline davaya konu çeki düzenleyerek teslim ettiğini, 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarına ilişkin takibin başlatılması usulü hakkında kanununun 22. Maddesiyle eklenen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. Maddesine 5/A fıkra hükmü eklendiğini, bu kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, bahse konu yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere ticari uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı haline getirildiğini, kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olduğunu, kural olarak kambiyo senetlerinden olan çekin ayrı bir vade gününün olmadığını ve keşide edildiği gün ödeneceğini, müvekkilinin 25/01/2019 tarihinde keşide edilen bu çeki kanuni ibraz süresi içerisinde bankaya ibraz ettiğini fakat çekin karşılıksız olduğunun muhatap banka tarafından çekin arkasına şerh düşüldüğünü, bu tarihten aylar sonra davacı tarafın senedin geçersizliğini ileri sürmesinin iyiniyetli olmadığını, menfi tespit davası açabilmek için davacının hukuki yararının olmasının da dava şartı olduğunu, piyasada önemli firmaları önce güven vererek ve ardından dolandırarak suç duyurusunda bulunmaya zorlayan şirketin cezai sorumluluğu doğacağını bilmekte ve bu sorumluluktan kurtulmaya çalışmakta olduğunu beyan ederek, öncelikle davacı tarafça yasadan kaynaklanan ticari davalarda zorunlu alabuluculuk yoluna gidilmeden dava açıldığından davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatle davanın esasına girilmesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, kambiyo senetleri kapsamında davacının borçlu olmadığının tespiti ve senetlerin iptali istemine ilişkindir.
Yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinde; ” 1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. ” denilmek suretiyle, 01/01/2019 tarihi itibariyle ticari davalarda arabuluculuğa başvuru, dava şartı haline getirilmiştir.
Menfi tespit talepli iş bu dava 22/04/2019 tarihinde açılmıştır.
Yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında, konusu bir para alacağı ve tazminat olan davalar zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. Her ne kadar iş bu davada davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talep edilmişse de; davacının nispi harç yatırarak talepte bulunduğu dava konusu miktar, davalı yönünden para alacağı niteliğinde olup, yargılama sonucunda verilecek hükümle birlikte taraflar arasındaki alacak/borç ilişkisi tartışılacaktır. Yasanın düzenleniş gayesi gözetildiğinde, bu tür davaların zorunlu arabulucuya tabi olduğu kanaatiyle; davacı vekiline 02/05/2019 tarihli tensip tutanağının 1. Maddesi ile TTK 5/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurup başvurmadığına ilişkin delillerini sunması için iki haftalık kesin süre verilmiştir. Verilen sürede arabulucuya gidildiğine dair belge aslı sunulmadığından, dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 114/2, 115/2 ve TTK 5/A maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden Reddine,
2-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcının peşin alınan 698,13TL harçtan mahsubu ile bakiye 653,73 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı yana tebligat yapılarak dilekçeler aşaması başlatılmadığından davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/05/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı