Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/170 E. 2019/305 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/170 Esas – 2019/305

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/170 Esas
KARAR NO : 2019/305

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2019
KARAR TARİHİ : 26/04/2019
K.YAZIM TARİHİ : 03/05/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin Eğitim Bilimleri ile davalı şirket arasında 01/09/2017 tarihinde aylık 15.000,00+KDV bedeli kira sözleşmesi tanzim edildiğini, iş bu kira sözleşmesinin hususi şartlar kısmının 8. Maddesinde “Kiracı 2017-2018 kira bedellerinin peşin olarak ödemiş olup… 01/04/2019 ile 01/09/2019 tarihleri için 5 aylık senet verilmiştir.” ibaresinin bulunduğunu, buna istinaden vadesi gelmemiş kira alacaklarını teminat altına almak adına beş aylık senet verildiğini, senet lehtarı kira sözleşmesinde belirtildiği üzere, … San. Tic. Ltd. Şti. olup, senet borçlusu müvekkili şirket, senet kefili ise … olduğunu, iş bu kira sözleşmesinin taraflarının başlangıçta … San. Tic. Ltd. Şti. ve müvekkili olduğunu, ancak davalı şirketin sözleşmeyi … adına vekaleten yaptığını ve bir süre vekaleten sözleşmeye taraf olduğunu, sözleşmeye konu taşınmazın asıl sahibinin … olduğunu, mülk sahibinin yazılı talebi üzerine taraflar arasındaki sözleşmenin yenilendiğini, bu durumda davalı şirketin taraf sıfatı kalmadığını, yeni sözleşmenin kira başlangıç tarihinin ise 01/06/2019 olduğunu, zira müvekkili şirketin o tarihe kadar olan kira bedellerini sözleşmenin eski tarafı olan davalı şirkete ödeyerek senetlerini teslim aldığını, Haziran itibariyle ise kira bedellerini yenilenmiş sözleşmeye istinaden …’a ödeyeceğini, bu durumda her ne kadar … San. Tic. Ltd. Şti.’ye verilen ve sözleşmede belirtilen teminat senetleri verilmiş olsa da Haziran 2019 itibariyle kira bedelleri …’a ödeneceğinden senetlerin bu yönüyle hükümsüz-bedelsiz kalmış olacağını ve iptali gerektiğini, vadesi gelmemiş kira alacaklarını teminat altına almak adına tanzim edilen senetlerden ikisinin müvekkili senet bedelini banka aracılığıyla ödemesi üzerine iptal edilerek müvekkiline iade edildiğini, ancak kalan üç adet senetlerin Sincan ….. Noterliğinin 11/03/2019 tarihli … yevmiyeli ihtarnamesine rağmen iade edilmediğini beyan ederek, 05/06/2019, 05/07/2019 ve 05/08/2019 vade tarihli alacaklısı … San. Tic. Ltd. Şti., borçlusu müvekkili şirket olan, 14, 15 ve 16 numaralı ve her biri 19.470,00 TL bedelli senetlerin iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, bahse konu iptali talep edilen senetlerin vadesi gelmediğinden, İİK uyarınca teminatsız olarak durdurulması ile senetlerle ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen kambiyo senetlerinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mevcut dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 17/04/2019 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Eldeki davada tartışılacak husus, kira sözleşmesi kapsamında davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığıdır.
6100 Sayılı HMK.nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; uyuşmazlığın temeli kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davanın açıldığı 17/04/2019 tarihinde yürürlükte olan HMK.nun 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
Bu açıklamalara göre, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.26/04/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı