Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/165 E. 2020/508 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2019/165 Esas – 2020/508

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/165
KARAR NO : 2020/508

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR :1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali/Şirkete Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 12/04/2019
KARAR TARİHİ: 14/10/2020
K.YAZIM TARİHİ : 13/11/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :Davacılar vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin hissedarı olan davacıların, davalı şirketin 28.05.2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında 3 yıl süre ile görev yapmak üzere yönetim kurulu üyesi olarak seçildiklerini, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı …’in talebi üzerine mahkememizin 05.12.2018 tarih, … esas, … sayılı kararı ile … A.Ş.’nin “şirket organizasyon, icra ve yönetimin yeniden yapılandırılması ile gerekli görülmesi halinde yönetim kurulu seçimi” gündemi ile genel kurulun toplantıya çağrılması için kayyıma yetki verilmesine, belirlenen gündem ile düzenlenmek ve kanun hükümlerince çağrı yapmak üzere …’in kayyım atanmasına karar verildiğini, davalı şirketin 15.01.2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında, toplantı gündeminde “yönetim kurulu üyeliklerinden azil ve yerine yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimi” ile ilinti bir madde olmadığı halde, davacı müvekkillerinin yönetim kurulu üyeliklerine azil kararı ile son verildiğini, yerlerine iki yeni yönetim kurulu üyesi seçildiğini, davalı şirketin 15.01.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan azil kararı ile bu azil kararı sonrasında yapılan yeni yönetim kurulu üye seçimlerinin, yasaya, şirket esas sözleşmesine, TTK’nın 419/2 maddesi uyarınca hazırlanan, tescil ve ilan edilerek yürürlüğe konulan … A.Ş.’nin Genel Kurulu’nun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında İç Yönergesine ve özellikle…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…dürüstlük kuralına da açıkça aykırı olduğunu, mahkememizin 05.12.2018 tarih, … esas, … sayılı kararı ile sınırları özellikle mahkemece belirlenen gündemde, yönetim kurulu üyeliklerinden azil ve yerine yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimi ile ilgili madde bulunmadığını, nitekim, kayyım …’in ilan ettirip ortakların bir kısmına tebliğ ettirdiği gündemde de “yönetim kurulu üyeliklerinden azil ve yerine yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimi” ile ilgili bir gündem maddesi bulunmadığını,TTK’nın 413. maddesinin 2. fıkrası; “Gündemde bulunmayan konular genel kurulda müzakere edilemez ve karara bağlanamaz ” hükmünü taşıdığını, davalı şirkete ait, Genel Kurulun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında İç Yönergesi’nin 10. maddesinin 3. fıkrasında; “Aşağıda belirtilen istisnalar dışında toplantı gündeminde yer almayan konular görüşülemez ve karara bağlanamaz.” hükmünü içerdiğini, olağanüstü genel kurul gündeminde, yıl sonu finansal tabloların ya da olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığı tarihe kadar olan finansal tabloların müzakeresine ilişkin bir maddeye de yer verilmediğini, 15.01.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, azledilen müvekkillerinin ibrasına ya da ibra edilmemesine ilişkin bir kararın da bulunmadığını, TTK 413/3’de düzenlenme ve bu tablolar müzakere edilip genel kurulca kabul edilmediği müddetçe yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ve yeniden seçime gidilmesinin mümkün olmadığını, müvekkillerinin azline ilişkin kararda, iç yönergede teker teker sayılan haklı sebeplerin varlığından da söz edilmediğini, müvekkillerinin azli ve azledilen müvekkillerinin yerine yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair gündem maddesinin genel kurulun oyuna sunulmadığını, dolayısıyla bu konunun gündeme alınmadığını, gündeme alınmayan bir konunun Genel Kurulun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında İç Yönerge hükümlerine açıkça aykırı olduğunu belirterek, TTK 445. madde hükümleri gereğince. 15.01.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline, TTK 449. madde gereğince dava konusu genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına, TMH Md. 403, 426/3, 427/4 hükümleri gereğince Mahkeme tarafından davalı şirketin yönetimine kayyım tayin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda Olağanüstü Genel Kurul toplantı gündeminin mahkeme tarafından belirlendiğini ve seçimin gündeme yazıldığını, davacıların görevden alınmalarının şirketin yıl sonu finansal tablolarının müzakeresi ile ilgili olmadığını, mahkemece belirlenen toplanan Olağan Üstü Genel Kurul Gündemi ile ilgili olduğunu, bir an için (kabul anlamına gelmemek şanı ile) olağanüstü genel kurul gündeminde yönetim kurulu üyesinin görevden alınmasının olmadığı düşünülse dahi yönetim kurulu üyesinin görevden alınması ve yerine yeni yönetim kurulu üyesi seçiminin mümkün olduğunu, TTK’nın “Görevden Alma” başlıklı 364/1. maddesinde: “Yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı hâlinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler. Yönetim kurulu üyesi olan tüzel kişi kendi adına tescil edilmiş bulunan kişiyi her an değiştirebilir.” hükmünde yönetim kurulu üyelerinin her zaman görevden alınabileceklerinin prensip olarak kabul edildiğini, “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik m 25/ç maddesinde ise; “Gündemde madde bulunmasa bile, yolsuzluk, yetersizlik, bağlılık yükümünün ihlali, birçok şirkette üyelik sebebiyle görevin ifasında güçlük, geçimsizlik, nüfuzun kötüye kullanılması gibi haklı sebeplerin varlığı halinde, yönelim kurulu üyelerinin görevden alınması ve yerine yenilerinin seçilmesi hususları genel kurulda hâzır bulunanların oy çokluğuyla gündeme alınır.” denilmek suretiyle gündemde olmasa dahi haklı nedenlerin varlığı halinde yönetim kurulu üyelerinin görevden alınabileceğinin açıkça belirtildiğini, yönetmeliğin bu hükmüne müvekkili şirketin İç Yönergesinin 10/ç maddesinde de aynen yer verildiğini, tüm bu vasal düzenlemeler dikkate altndağında. davacıların hiçbir haklı sebep yokken, kendi yarattıkları sebepleri bahane ederek Şirketin hakim ortağı ve yönetim kurulu başkanının odasını…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…basmaları, hakaret etmeleri, üzerine saldırarak darp teşebbüsünde bulunmaları, bu sırada çok yüksek sesle bağırma ve hakaret ve tehditleri duyan ve olay mahalline gelen Şirketin hakim ortağı ve Yönetim Kurulu başkanının şirkette görevli ve yönetim kurulu üyesi kızı ile gene şirkette görevli diğer iki kızına karşı davacıların ağır hakaret ve sözlerle saldırdıkları olaylarının geçimsizliğin en uç örnekleri olduğunu belirterek, davacıların davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Dava konusu edilen 15.01.2019 tarihli genel kurul toplantısı tutanağı, hazirun cetveli ve gündem, davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, Mahkememizin … esas sayılı dosyası, tanık beyanları, 07.05.2020 tarihli bilirkişi raporu, 29.09.2020 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davalı şirketin 15.01.2019 tarihinde yapılan genel kurul kararlarının iptali ile şirkete kayyım tayini istemine ilişkindir.
Dava dosyasına mübrez bilgi ve belgelerin tetkikinden, davalı … Endüstri inşaat ve Ticaret A.Ş.’nin 15.01.2019 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan kararlar ile davacı … ve davacı…’nin Yönetim Kurulu üyeliklerinin sona erdirildiği anlaşılmıştır. İş bu davanın konusu ise, davalı … Endüstri İnşaat ve Ticaret A.Ş.’nin 15.01.2019 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptali ile şirkete kayyım tayini istemine ilişkindir.
Davalı şirketin ortaklık yapısı incelendiğinde, davacı … ve diğer davacı…’nin davalı şirkette 1.000’er adet pay ile ayrı ayrı % 4 oranında şirkete ortak oldukları, tespit edilmiştir.
Mahkememizin 05.12.2018 tarihli, … esas, … sayılı kararı ile “şirketin organizasyon, icra ve yönetimin yeniden yapılandırılması ile gerekli görülmesi halinde yönetim kurulu seçimi, gündem, ile genel kurulunun toplantıya çağrılması için kayyıma yetki verilmesine” karar verilmiştir. Söz konusu kararda, gerekli görülmesi halinde yönetim kurulu seçimi gündemi ile genel kurulun toplantıya çağrılması için kayyıma yetki verilmiştir.
Söz konusu karar üzerine, 15.01.2019 tarihinde davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmıştır. Bahse konu toplantıda, şirket paylarının 50.000.000,00TL toplam itibarı değerinin, toplam itibari değeri 23.350.000,00TL olan 11.675 payın asaleten toplantıda temsil edildiği, bu itibarla toplantı nisabının kanun ve ana sözleşmeye uygun olarak sağlandığı anlaşılmıştır.
Toplantının gündemi ise, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi nın 19.12.2018 tarihli, … sayılı nüshasında yayımlanmıştır. Buna göre; gündemin 3. maddesinde “gerekli görülmesi halinde yönetim kurulu üyesi seçimi” hususu yer almaktadır.
Toplantıda alınan 4 nolu kararda ise; şirketin yönetim kurulunun daha verimli ve uyum içinde çalışabilmesi için yönetim kurulu üyelerinden…”nin ve …’ın yönetim kurulu üyeliklerinden azillerine 9.675 pay sahibinin kabul 2.000 pay sahibinin red oyları ile ve oy çokluğu ile karar verilmiştir. Davacı… ve …’ın karşı oy açıklamalarının toplantı tutanağına ek yapıldığı görülmüştür.
Davacı vekili söz konusu toplantı gündeminde, “yönetim kurulu üyeliklerinden azil ve yerine yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimi” ile ilgili bir madde olmadığını iddia etmiştir.
TTK’nun m. 364 ile genel kurulun yönetim kurulu üyelerini görevden alma yetkisi düzenlenmiştir. Başlığı “Görevden Alma” olan düzenleme şu şekildedir: “Yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler. Yönetim kurulu üyesi olan tüzel kişi, kendi adına tescil edilmiş bulunan kişiyi her an değiştirebilir.”
Anonim şirket genel kurul toplantılarında gündeme bağlılık ilkesi geçerlidir. (TTK m. 413/II). Görüşülecek konuların önceden tespit edilip gündeme yazılması ve ilan edilmesi gerekir. Bu nedenle genel kurulun toplantıya davetine ilişkin ilanlarda ve mektuplarda…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…(TTK m. 414) gündemin de gösterilmesi ve ilanı gerekir. Bu ilkenin amacı, pay sahiplerinin genel kurul toplantısında görüşülecek hususları önceden öğrenebilmelerini ve vazgeçilmez nitelikte olan genel kurula katılma hakkını güvence altına alma ve oy hakkından faydalanma olanağını yaratmaktır. Böylelikle ortaklar kendileri için önemsiz gördükleri konularda genel kurul toplantısına katılmayabilir. Gündem ortaklara genel bir fikir verecek şekilde açıklık ilkesine uygun olarak düzenlenmelidir. Açıklığın dereccsi konusunda İsviçre hukukunda gerek doktrinde gerek yargı kararlarında, ortakların müzakere konusu hususlar hakkında ana sözleşmeyi inceleyerek genel bir fikre sahip olmasının yeterli olduğu belirtilmektedir.
TTK m. 364/I, c. 1’e göre, yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili maddenin bulunması veya gündemde herhangi bir madde bulunmasa da haklı bir sebebin varlığı halinde genel kurul kararı ile her zaman görevden alınabilir.
TTK m. 364/I, c. 1’deki düzenlemeye göre, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ilke olarak gündemde bu konu ile ilgili bir düzenlemenin yer alması koşuluna bağlanmış; ancak haklı sebeplerin bulunması halinde gündemde bir maddenin yer alması koşulunun aranmayacağı da açıkça kabul edilmiştir.
İlk olarak genel kurul gündeminde yönetim kurulunun görevden alınmasının görüşülmesine ilişkin madde açık bir şekilde yer alabilir. Bir diğer durum, genel kurulun gündeminde yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmasına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamasına rağmen gündemdeki bir maddeyle yönetim kurulu üyesinin görevden alınması arasında doğrudan bir bağlantının bulunmasıdır. Son olarak, genel kurulun gündeminde açık veya ilgili bir madde bulunmasa dahi haklı sebepler varsa yönetim kurulunun görevden alınabilmesi imkân dahilindedir.
Gündeme bağlılık ilkesi bir yandan pay sahiplerinin önceden gündeme bakmak suretiyle toplantıya katılıp katılmama yönünde karar vermelerini ve bu doğrultuda gerekirse hazırlık yapmalarını sağlar. Bir diğer açıdan bakıldığında, gündeme sıkı biçimde bağlılık işler, uzatacak en ufak bir hususta genel kurulun yeniden toplanması gerekecektir. Bu durum ise hem zaman hem masraf israfına yol açacaktır. Dolayısıyla, gündem ile doğrudan ilişkinin bulunduğu konularda da karar alınabilmesinin mümkün olması gerekir.
TTK 364/1 hükmünde, kanun koyucu gündemde açıkça azil maddesinin bulunmasını şart koşmamış, maddenin azil ile ilgili olmasını yeterli saymıştır. Bu halde yönetim kurulu üyelerinin azli yönünde açık bir hüküm gündemde yer alabileceği gibi azille ilgili sayılabilecek bir maddenin bulunması da yeterlidir.
Yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü, gündemde yalnızca yönetim kurulu üyesinin görevden alınması ile ilgili madde bulunması halinde, bu hususun geniş yorumlanması ve bu doğrultuda görevden almanın aynı zamanda seçimi de içerdiğinin kabul edilmesi uygun olacaktır. Belirtilen bu nedenlerden ötürü gündemde yalnızca yönetim kurulu üyesinin görevden alınması ile ilgili madde bulunması halinde, bu hususun geniş yorumlanması ve bu doğrultuda görevden almanın aynı zamanda seçimi de içerdiğinin kabul edilmesi uygun olacaktır. Dolayısıyla yönetim kurulu üyesinin seçimi hususunun gündeme alınmış olduğunun benimsenmesi yerinde olacaktır. Benzer şekilde, bir diğer görüş ise mevcut üyelerin “yeniden seçilmesine” ilişkin bir gündem maddesinden farklı olarak yalnız “yönetim kurulu üyelerinin seçimi” şeklinde geniş bir maddenin azli de kapsayabileceğini ifade etmektedir. Yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşülmesi şeklinde bir gündem maddesi de azli gerektiren sebepleri ortaya çıkarabileceğinden azille alakalı olarak değerlendirilebilir, özel denetim raporunun görüşülmesine yönelik bir gündem maddesi de geniş yorumlanır ise üyelerin azliyle alakalı sayılabilir.
Dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde ise, olağanüstü genel kurul toplantısı gündeminin 3. maddesinde “gerekli görülmesi halinde yönetim kurulu üyesi seçimi” hususu yer almaktadır. Söz konusu gündem maddesinde yönetim kurulu üyesi seçimi ile ilgili maddenin yer aldığı tespit edilmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Diğer yandan, davalı vekili cevap dilekçesinde, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, gündemde madde bulunmasa bile haklı sebeplerin varlığı halinde yönetim kurulu üyelerinin görevden alınabileceğini ileri sürmüştür.
Davacı vekili ise dava dilekçesinde, müvekkillerinin azli ve azledilen müvekkillerinin yerine yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair gündem maddesinin genel kurulun oyuna sunulmadığını, dolayısıyla bu konunun gündeme alınmadığını, gündeme alınmayan bir konunun Genel Kurulun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında İç Yönerge hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, beyan etmektedir.
Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik (“BTY” ) md. 25/1 ç’de; gündemde madde bulunmasa bile, yolsuzluk, yetersizlik, bağlılık yükümünün ihlali birçok şirkette üvelik sebebiyle görevin ifasında güçlük, geçimsizlik, nüfuzun kötüye kullanılması gibi hakli sebeplerin varlığı halinde, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ve yerine yenilerinin seçilmesi hususları genel kurulda hazır bulunanların oy çokluğuyla gündeme alınabileceği şeklinde kanun sistematiğine aykırı bir düzenlemeye gidilmiştir. TTK 364. maddede gündemde madde bulunmasa dahi haklı sebebin bulunması halinde yönetim kurulu üyesi genel kurul tarafından herhangi bir ilave gündem maddesine ihtiyaç duyulmaksızın derhal görevden alınabilecekken, bu durumda oy çokluğu ile gündeme madde eklenmesi imkanı adı altında ilave bir şart getiren yönetmelik hükmünün uygulanabilme kabiliyeti yoktur. Zira kanunun tanıdığı bir hak yönetmelikle kısıtlanamaz. Hal böyle olunca, davacı vekilince, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair gündem maddesinin genel kurulun oyuna sunulmadığı, dolayısıyla bu konunun gündeme alınmadığı ileri sürülmüşse de TTK 364. maddesi kapsamında haklı sebeplerin bulunması halinde gündeme ayrıca bir madde eklenmesi gerekliliğinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Diğer yandan TTK m. 364 ile genel kurulun yönetim kurulu üyelerini görevden alma yetkisi düzenlenmiştir. Başlığı “Görevden Alma” olan düzenleme şu şekildedir: “yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı sebebin varlığı halinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler. Yönelim kurulu üyesi olan tüzel kişi, kendi adına tescil edilmiş bulunan kişiyi her an değiştirebilir. 334 madde hükmü ve görevden alınan iiyenin tazminat hakkı saklıdır.”
Genel kurulun gündeminde açık veya ilgili bir madde bulunmasa dahi haklı sebepler varsa yönetim kurulunun görevden alınabilmesi imkan dahilindedir. TTK m. 413/II gündemde bulunmayan konuların genel kurulda müzakere edilemeyeceği ve karara bağlanamayacağını belirterek kanuni istisnaların saklı olduğunu düzenlemektedir. Dolayısıyla TTK m. 364 hükmünde sözü edilen haklı sebebin bulunması halinde gündeme bağlılık ilkesinin uygulanmayacağı söylenebilecektir. Bir diğer ifadeyle, haklı sebebin varlığı bu konudaki gündeme bağlılık ilkesinin kanuni bir istisnası olarak kabul edilecektir.
Haklı sebepler bulunuyorsa, genel kurul gündemde madde bulunmasa dahi üyeyi görevden alabilecektir. Düzenleme haklı sebebin niteliği konusunda herhangi bir sınırlama getirmemiştir. Haklı sebeplerin neler olabileceği hususunda kanunda herhangi bir düzenleme bulunmamakla birlikte kanun gerekçesinde örnek kabilinden sebeplerin yer aldığını görmek mümkündür. Bu sebepler arasında, yolsuzluk, yetersizlik, bağlılık yükümünün ihlali, birçok şirkette üyelik nedeniyle görevin ifasında güçlük, geçimsizlik, nüfuzun kötüye kullanılması sayılmaktadır. Haklı sebeplerin neler olabileceği ile ilgili olarak aynı doğrultuda bir düzenleme Genel Kurul Toplantı Yönetmeliği m. 25/I, ç hükmünde getirilmektedir. Bu düzenlemeye göre, haklı sebepler kanun gerekçesinde olduğu gibi örnek kabilinden sayılmıştır.
Haklı sebeplerin varlığı açısından üyenin kusuru aranmamaktadır. Kanunda ağır görev ihlali, yetersizlik ve yönetici kurul üyesi hakkında genel kurul tarafından güvensizlik kararı verilmesi haklı sebepler arasında sayılmaktadır. Ağır görev ihlali halinde üyenin kanunen../…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…yerine getirmesi gereken görevlerde ağır kusuru bulunmaktadır. Bu duruma örnek olarak üyenin bilançoda değişiklik yapması, zimmet, evrakta sahtekarlık yapmak, cezayı gerektiren bir fiile iştirak etmek, rüşvet, vergi kaçırmaya teşebbüs etmek gözetim kuruluna karşı olan rapor düzenleme yükümlülüğünü yerine getirmemek gösterilmekledir.
Haklı sebebin takdirinde somut olayın özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Şirketin yönetici kurul ile var olan ilişkisini devam ettirmesi, kendisinden beklenemeyecek düzeyde ise haklı sebebin varlığından söz etmek mümkündür. Bu durumun tespiti için hangi haklı menfaatlerin göz önünde tutulması gerektiği konusunda gerek doktrin gerek yargı kararlarında farklı düşünceler ileri sürülmektedir. Yargı kararlarına göre, şirket ile ilgili üye arasındaki çatışan menfaatlerin ölçülmesi gerekir.
Dava dosyasına mübrez bilgi ve belgelerin tetkikinden, azledilen yönetim kurulu üyeleri ile ilgili yolsuzluk, zimmet, evrakta sahtekarlık, yetersizlik, nüfuzun kötüye kullanılması, bağlılık yükümünün ihlali gibi durumlar tespit edilememiştir. Ayrıca yönetim kurulu üyeleri bu gibi nedenlere bağlı olarak görevlerinden azledilmemişlerdir.
İptali talep edilen 15.01.2019 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantı Tutanağı incelendiğinde, azledilen davacı yönetim kurulu üyelerinin temel olarak geçimsizlik nedeniyle azledildikleri anlaşılmaktadır. Dava dosyasına mübrez davalı şirket çalışanları tarafından imzalanan tutanaklarda, davacılar ve davalı şirketin Yönetim Kurulu … arasında 15 Ekim 2018 tarihinde hakaret içeren yüksek sesli tartışmaların yaşandığının belirtildiği görülmüştür. Bununla birlikte, konuyla ilgi tutanaklar ve belgeler incelendiğinde, davacı …’ın kendisinden habersiz, odasına girildiği ve daha sonra odasının kapısının kilitlendiği ve e-posta adresinin de şirfelerinin değiştirildiği, davacı şirket ortağı…’nin de buna tepki verdiği, bu çerçevede bir anlaşmazlığın tartışmanın yaşandığı anlaşılmıştır. Tanıklar duruşmada vermiş oldukları beyanlarda, …’nin “içine sıçacağım en çok bizden korkacaksınız” dediğini, …’ın “şerefsizler” diyerek bağırdığı duymadıklarını beyan ettikleri, bu itibarla geçimsizlik iddiasının da ispat edilemediği anlaşıldığından, davacının davasının kısmen kabulüne, davalı … Endüstri İnşaat ve Ticaret A.Ş.nin 15/01/2019 tarihli genel kurulda alınan kararların iptaline karar vermek gerekmiştir.
Gerek 6102 Sayılı TTK ve gerekse özel yasalarda anonim şirkete temsil kayyımı, atanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte 6102 Sayılı TTK’nın 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğuna ilişkin hükmü karşısında konu ile ilgili 4721 Sayılı TMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunun 426 maddesinde düzenlenen temsil kayyımlığı müessesesi, gerçek kişiler esas alınarak getirilmiş bir kurum olmakla birlikte tüzel kişiler içinde temsil kayyımı atanabileceği gerek öğretide (Türk Medeni Hukukunda Kayyımlık-Mustafa Alper Gümüş-Sh. 103) ve gerekse yargı kararlarında (Yargıtay 11.H.D. 1988 tarih 65-3848 sayı vb.) kabul görmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 403/(2). maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeleri yer almaktadır. Bu itibarla, davalı şirkette yönetim boşluğu bulunmadığından kayyım atanması talebinin reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının KISMEN KABULÜNE,
Davalı … Endüstri İnşaat ve Ticaret A.Ş.nin 15/01/2019 tarihli genel kurulda alınan kararların İPTALİNE,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
e-imza e-imza e-imza e-imza

2-Alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 10,50TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
Davacılar tarafından yatırılan 44,40TL peşin harç, 44,40TL başvurma harcı ve 6,40TL vekalet harcı olmak üzere toplam 95,20TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Davacıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen 3.400,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 3.400,00TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 390,85TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.390,85TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 695,42TL’nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacıların gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacılara iadesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı şirket vekilinin yüzlerine karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2020

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza