Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/162 E. 2019/346 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2019/162 Esas – 2019/346
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/162
KARAR NO : 2019/346

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : ÖZ SERMAYE TESPİTİ
DAVA TARİHİ : 11/04/2019
KARAR TARİHİ : 15/05/2019
K.YAZIM TARİHİ : 24/05/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti müvekkiline ait olan Ankara İli, … İlçesi, … Mahallesinde kain … ada, 9 parsel nolu taşınmazın yeni kurulacak bir şirkete ayni sermaye olarak konulmasının amaçlandığını, TTK.’nun 343.maddesi uyarınca taşınmazın ve üzerindeki yapıların değerinin tespitinin yapılmasını talep ettiklerini bildirmiştir.
Dava hasımsız açılmıştır.
Talep, TTK’nun 343. maddesi uyarınca yeni kurulacak şirkete sermaye olarak konulması düşünülen aynın, mahkeme aracılığı ile değerinin tespiti istemi ile ilgilidir.
TTK.’nun 343.maddesinde “Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir.” denmektedir. Öte yandan HMK.’nun 114/1-h maddesinde de, “davacının, dava açmakta hakuki yararının bulunması” dava şartı olarak gösterilmektedir. Bu iki yasal düzenleme birlikte değerlendirildiğinde; ayınların ancak şirketlere sermaye olarak konulacak olması halinde (mahkeme aracılığıyla) değerlerinin tespiti yoluna gidilebileceği anlaşılmaktadır. Davacı bu amaçla başvuruda bulunduğunu delillerle ortaya koymalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, yeni kurulacak bir şirkete sermaye olarak konulması düşünülen bir ayının değerinin tespiti istenmiş, kurulacak şirket hakkında hiç bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Bu haliyle de sermaye konulacak şirketin somutlaştırılmadığı, kurulup kurulmayacağının belirlenebilir, denetlenebilir olmadığı görülmüştür. Başka bir deyişlede, talebe dayanak yapılan şirketle ilgili bir açıklık olmadığından, sadece beyana dayanarak TTK.’nun 343.maddesindeki koşulun gerçekleştiğinden bahsedilemeyecektir. Bu nedenle de, yasanın aradığı “hukuki yarar” koşulunun gerçekleşmediğini kabul etmek gerekmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/05/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı