Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/160 E. 2019/833 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2019/160 Esas – 2019/833

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/160
KARAR NO : 2019/833

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/04/2019
KARAR TARİHİ : 31/12/2019
K.YAZIM TARİHİ : 31/12/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıya 29.05.2018-25.02.2019 tarihleri arasında düzenlenmiş 29 adet faturaya dayalı olarak muhtelif elektrik motoru sattığım ve teslim ettiğini, bahse konu satıştan ötürü davalının müvekkiline toplam 1.106.873,00TL ana para borcu olduğunu, davalının, 1.106.873,00TL ana para borcun bir kısmına karşılık müvekkiline iki adet 100.000,00TL bedelli toplam 400.000,00TL tutarında çek verdiğini, bu çeklerin bedelinin tahsil edilmediğini, çeklerin karşılıksız çıktığını, karşılıksız çıkan çeklere dayalı olarak davalı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını ve çekleri keşide edenler aleyhine karşılıksız çek keşide etmelerinden ötürü ceza davası açıldığını, davalının verdiği toplam 400.000,00TL çek tutamın toplam alacaktan düşüldüğünde kalan 706.873,70TL’nin davacı müvekkilinin kambiyo senedine bağlanmamış faturaya dayalı alacağı olduğunu, bu tutar üzerinden (377,64 TL işlemiş faiziyle) davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının, aslı ve ferileri dahil borcun tamamına itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu her iki tarafın ticari defterleri Vergi idaresi nezdindeki BA-BS kayıtlan incelendiğinde bu durumun açığa kavuşacağını belirterek, davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyadaki itirazının iptalini, takibin devamım, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar icra takibinde cari hesaba dayanılmış olsa da taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi ve/veya hesap mutabakatının mevcut olmadığını, davacı tarafın bahse konu icra takibinde borcun sebebi olarak cari hesap ekstresine dayandığını, buna rağmen; taraflar arasında imzalanmış olan yazılı bir cari hesap sözleşmesinin ne icra dosyasına ne de mahkemeye sunulduğunu, yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmaksızın davacının dayanak noktası olan cari hesap ekstresinin hukuken bir geçerliliğinin bulunmadığını, cari hesap bakiyelerinin çeşitli dönemlerde müvekkiline tebliğ edildiğine veya cari hesap tutarları üzerinde mutabık kılındığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin de davacı tarafından icra takibi aşamasında sunulmadığını, davacının yazılı bir cari hesap sözleşmesi ve mutabakat metni olmaksızın başlatmış olduğu icra takibinin hukuki bir dayanağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine, ikame edilen işbu haksız dava nedeniyle davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalı şirkete ait ticaret sicil kaydı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, tarafların BA-BS formları, 12.12.2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ilamsız icra takibine yönelik vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı, davalı borçlu aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında fatura bedelinin tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 24.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 20.03.2019 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu, davacı alacaklının 11.04.2019 tarihinde süresinde itirazın iptali davası açtığı hususları tartışmasızdır.
Davacı, davalıya (borçlu) 29.05.2018-25.02.2019 tarihleri arasında düzenlenmiş 29 adet faturaya dayalı olarak muhtelif elektrik motoru sattığını ve teslim ettiğini, bahse konu satıştan ötürü davalının müvekkiline toplam 1.106.873,00TL ana para borcu olduğunu, davalının verdiği toplam 400.000,00TL çek tutarının toplam alacaktan düşüldüğünde kalan 706.873,70TL’nin davacı müvekkilinin kambiyo senedine bağlanmamış faturaya dayalı alacağı olduğunu iddia etmiş, davalı ise faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmamış olmasının, sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesini doğurduğunu: yoksa faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin yapılmış olduğunun kabulü anlamını taşımadığını, malın teslim edilmiş olduğunun kanıtlanması gerektiğini, taraflar arasında temel ilişkide davacının edimini yerine getirip getirmediği hususunda ispat yükünün davacıya ait olduğunu, ispat yükü davacıda olmasına rağmen malın teslim edildiğine ve hizmetin verildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişi …’nun 12.12.2019 havale tarihli raporuna göre; dava dosyasına mübrez bilgi ve belgelerin tetkikinden, davacı … A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında elektrik motoru alım-satımmdan kaynaklanan ticari bir ilişkinin bulunduğu, bu ticari ilişki çerçevesinde davacının davalıya muhtelif tarihlerde fatura karşılığında elektrik motoru satışı yaptığı, karşılıklı ticari ilişki neticesinde 29 adet faturaya dayalı 706.873,70 TL tutarındaki cari hesap alacağı ve 377,64 TL tutamda işlemiş faizin davalı tarafından ödenmediği iddiası ile davacının başlatmış olduğu ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yanın ticari defterlerinin incelenmesinden; davacının, davalı ile olan işlemlerinin “M.N.001 90 gün” ve “M.N.001 120 gün” nolu hesaplarda takip ettiği, davacının ticari defter kayıtlarında yer alan “120 M.N.001 90 gün” ve “120 M.N.001 120 gün” nolu…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…Alıcılar hesabına göre; taraflar arasındaki ticari ilişkinin geçmişten beri devam ettiği, davacı tarafından davalı adına çeşitli faturalar tanzim edildiği ve davalı tarafından davacıya çeşitli tarihlerde ödemelerin yapıldığı, davacının icra takibine dayanak kıldığı 29 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu işlemler neticesinde;
“120 M.N.001 90 gün” nolu muavin defter kayıtlarına göre 01.03.2019 tarihi İtibariyle davacının davalıdan 294.461,95 TL tutarında alacaklı olduğu,
“120 M.N.001 120 gün” nolu muavin defter kayıtlarına göre 01.03.2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan 812.411,75 TL tutarında alacaklı olduğu,
Davacının 01.03.2019 tarihinde yukarıda yer alan hesaplardan olan alacak tutarım 128.00.N01 nolu Şüpheli Alacaklar hesabına aktardığı, bu çerçevede, 05.03.2019 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 1.106.873,70 TL alacaklı olduğu, bununla birlikte, 04.09.2019 tarihinde yapılan iki adet çek alım kaydı ile davacının davalıdan olan alacağından 400.000,00 TL düşüldüğü ve 04.09.2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan 706.873,70 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Öte yandan, davalı şirket tarafından, dava dosyasına, ticari defterler sunulmadığı gibi ticari defterlerin bulunduğu adres ile ilgili bir bilgi de sunulmadığından, ayrıca davalı vekilince müvekkiline ait adres olarak bildirilen … Mah. … Sk. … Apt. No: 24/6 …-ANKARA adresinde kimsenin bulunmaması nedeniyle davalı şirkete ait ticari defter kayıtlarından hareketle taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisine ile ilgili bir tespitte bulunulamamıştır.
Bununla birlikte, Etimesgut Vergi Dairesi’nin 25.04.2019 tarihli yazısı ekinde davacı … A.Ş.’ye ait BA-BS formlarının sunulduğu belirtilmiştir. Söz konusu yazı ekinde bulunan belgelerin tetkikinden, davacı şirkete ait BA formlarının sunulmasına rağmen BS formlarının yazı ekinde yer almadığı tespit edilmiştir. Diğer yandan, Sincan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 24,04.2019 tarihli yazısı ekinde ise, davalı şirkete ait 2018 ve 2019 yılı BA-BS formları gönderilmiştir. Söz konusu formların tetkikinden, davalı … A.Ş.’nin davacı … A.Ş.’den 2018 döneminde 54 adet faturaya istinaden KDV hariç 1.298.909,00 TL, 2019 döneminde 3 adet faturaya istinaden KDV hariç 90.472,00 TL tutarında alış yapıldığının beyan edildiği anlaşılmıştır. Söz konusu tutarlara %18 oranında KDV dahil edildiğinde, davalının davacıdan 2018 yılında 54 adet faturaya istinaden KDV dahil 1.532.712,62 TL tutarında, 2019 yılında ise 3 adet faturaya istinaden KDV dahil 106.756,96 TL tutarında mal alımı yapıldığı beyan edilmiştir.
Davacı yanın icra takibine dayanak kıldığı faturaların tetkikinden ise, davacı şirket 201S yılında (bir fatura tutan kısmi olmak üzere) 26 adet faturaya istinaden 600.115,89 TL (KDV Dahil) ve 2019 yılında 3 adet faturaya istinaden 106.757,81 TL (KDV Dahil) talep etmektedir.
Davalı … A.Ş.’nin BA formlan ile davacının icra takibine dayanak kıldığı faturaların karşılaştınlması neticesinde, davalı şirkete ait BA formlanna göre; 2018 yılında davalının davacıdan icra takibine dayanak kılman fatura tutarlarından daha yüksek tutarda mal aldığı, 2019 yılında ise BA formlarında yer alan tutarlarla icra takibine dayanak kılınan fatura tutarlarının birbiri ile örtüştüğü tespit edilmiştir.
Bu çerçevede, 05.03.2019 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan talepteki tutar olan 706.873,70 TL tutannda alacaklı olduğu, davacının söz konusu tutan 05.03.2019 takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede talepteki yıllık % 19,50 avans faiz oranı üzerinden işleyecek faiz tutan ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, anlaşılmıştır.
Dosyaya mübrez Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyanın tetkikinden, davacının takip tarihinde, davalıdan 706.873,70 TL asıl alacağa ilave olarak…/….
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…377,64 TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunun 101. maddesi ve Yargıtay Kararlarına göre; faturaya konu bir alacağa faiz işletilebilmesi için fatura konusu alacağın ayrı bir ihtarla talep edilmesi gerekir. Fatura konusu alacağa ancak böyle bir ihtarın tebliğinden itibaren faiz işletilebilir. Faturanın karşı tarafa tebliği alacağı muaccel hale getirebilir, ancak borçluyu temerrüde düşürmüş olmak için yetmez. Faiz ancak borçlunun temerrüdü ile başlar. Yani faturaya dayanak alacaklarda borçlunun temerrüdü faturaya dayanak olan alacağın ayn bir ihtarla talep edilmesi ile söz konusu olur.
Ayrıca, Yargıtay HD … Esas: 1995/5731 Karar: 1995/6229 Tarih: 22.06.1995 sayılı kararına göre; “Faturanın bildirimi alacağın miktarını açıklayan bir bildirim niteliğinde olup sadece alacağın muaccel olduğunu belirtir. Borçlunun temerrüdü için ayrıca alacaklının ihtarda bulunması gerekir. Temerrüt yönünden davacının bir ihtarının varlığı ortaya konmamıştır. O nedenle davalı borçlu ancak icra takip tarihinden itibaren temerrüde düşmüş sayılır ve bu tarihten itibaren alacağa faiz yürütülmesi gerekir. ”
Aynı şekilde, Yargıtay HD … Esas: 2001/8989 Karar: 2003/296 Tarih: 17.01.2003 sayılı kararma göre; “Faturanın tebliği alacağı muaccel hale getirirse de temerrüt için BK.nun 101. maddesi gereğince ihtarname tebliği gereklidir.”
Yargıtay HD … Esas: 2001/4977 Karar: 2002/1337 Tarih: 04.03.2002 sayılı kararına göre; “BK.’nun 101/l.maddesi hükmüne göre muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrid olur. Mücerret faturaya itiraz edilmemiş olması borçluyu mütemerrid kılmayacağından ve takipten önce de borçluya ihtar keşide edilmemiş olduğundan takip tarihine kadar birikmiş faiz talebine yapılan itirazın haklılığı gözetilerek davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetli olmadığı gibi, kabul şekli itibariyle de. takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağına icra takibinden sonra faiz uygulanmasına olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulmuş olması da B. K. nun 104/son maddesine aykırıdır.”
Öte yandan, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun … E. … K. ve 27.06.2003 tarihli kararma göre; ‘Faturanın sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olduğu için TTK’nun 23/2. maddesine göre süresinde itiraz olunmamak suretiyle kabul edildiği varsayılan fatura içeriği ancak sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak faturada yer alması olağan sayılan satılan malın cinsi, veya yapılan işin adedi, türü bedeli gibi hususlara ilişkin olabilir. Faturadaki gecikme halinde vade farkı alınacağına ilişkin kayda itiraz edilmemesi, faturada yer almakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmemiş bir hususa ilişkin kaydın da kabul edildiği anlamına gelmez. Vade farkı kaydının faturanın zorunlu içeriğinde olmayıp, yasal sürede itiraz edilmedi diye kabul edilmesinin ağır bir sonuç doğuracağı; faturadaki vade farkı uygulanır ibaresinin yazılması halinde TTK.mn 23/1. maddesindeki karinenin uygulama alanı bulmayacağı, zira fatura sözleşme olmadığı gibi, faturaya itiraz edilmemesinin de ona sözleşme niteliği vermeyeceği kabul edilmiştir “
Dava konusu somut olayda, davacı taraf icra takibinde işlemiş faiz talep etmiştir. Davacı taraf alacağım tahsil etmek için davalı tarafa herhangi bir ihtarda bulunmadığından, davalı ancak 05.03.2019 takip tarihi itibariyle mütemerrid kabul edilebilir. Hal böyle olunca, icra takibinde davacı tarafından talep edilen 377,64 TL tutarındaki işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, davacının icra takip tarihi olan 05.03.2019 itibariyle davalıdan faiz talebinde bulunabileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenlerle davacının itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, işlemiş faiz talebinin reddine, dava konusu fatura alacağı, İİK’nın 67/2. maddesi kapsamında likit alacak (borçlusu tarafından bilinebilir) niteliğinde olduğundan alacağın %20 si oranında 141.374,74 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, şartları oluşmadığından davalı yararına kötüniyet tazminatı verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmekle aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
e-imza e-imza e-imza e-imza

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜNE,
Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun itirazının KISMEN İPTALİ ile davalı borçlu hakkındaki icra takibinin 706.873,70 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
İşlemiş faize ilişkin talebin REDDİNE,
Dava konusu fatura alacağı, İİK’nın 67/2. maddesi kapsamında likit alacak (borçlusu tarafından bilinebilir) niteliğinde olduğundan alacağın %20 si oranında 141.374,74 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, şartları oluşmadığından davalı yararına kötüniyet tazminatı verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 48.286,54TL karar ve ilam harcından peşin alınan 12.070,11TL harcın mahsubu ile bakiye 36.216,43TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
AÜT’ne göre belirlenen 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 12.070,11TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı, 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 12.120,91TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 42.225,15TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 377,64TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 40,75TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.040,75TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.040,19TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karardan sonraki yargılama giderinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31.12.2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza