Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/15 E. 2021/874 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/15 Esas – 2021/874
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/15
KARAR NO : 2021/874
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : TTK’nun 208. Maddesi Uyarınca Şirket Hissesinin Hakim Ortak Tarafından Edinilmesi
DAVA TARİHİ : 15/01/2019
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 12/11/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. Tic. Ltd. Şti.’nin %97′ lik hissesinin müvekkili şirketin bünyesinde olduğu … ait davacı …. Tic. Ltd. Şti. tarafından davalıdan devralındığını, ancak %3’lük hissenin davalı …’da kaldığını, azınlık hakkına sahip olan davalı asilin, şirketin idamesi ve büyümeyi engellediğini, kanunda da açıklandığı üzere bir şirketin usulüne uygun genel kurul kararını Ticaret Sicili Müdürlüğüne tescil ettirme ve ilan zorunluluğunun bulunduğunu, nitekim …. Tic. Ltd. Şti. tarafından sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararı ve ilgili evrakları tescil ve ilanı için Ticaret Sicili Müdürlüğüne pek çok defa başvuruda bulunulduğunu, ancak iki ortaklı pay sahibi bulunan …. Tic. Ltd. Şti.’nin diğer ortağı olan %3 paya sahip davalı asilin bu zamana kadar genel kurul toplantılarına katılmadığı için, yaklaşık 3 yıldır sermaye artırımı kararı her toplantıda gündeme getirilse bile, Ticaret Sicilinde tescil ve ilan ettirilemediğini belirterek, …. Tic. Ltd. Şti.’nde %97 oranında hisse sahibi olan hakim şirket davacı … Tic. Ltd. Şti. tarafından, davalı asilin %3’lük hissesinin, davalı yanca şirketin çalışmasının engellenmesi, dürüstlük kuralına aykırı davranılması, fark edilir sıkıntı yaratılıyor olması karşısında, hakim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202. maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alınmasına, müvekkili şirket davacı …Tic.Ltd.Şti.’ne tam hakim şirket olarak, şirketi yönetim ve idare yetkisinin verilmesine ilişkin karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hiçbir zaman dava dışı 3. Şahıs …. Şirketinin idamesi ve büyümesini engellemediğini, davaya konu … Şirketinin şirket hisselerinin …. tarafından alınmasından bugüne karlılığı, kar payı dağıtımı incelendiğinde görüleceği üzere, şirketin sermayesi ne olursa olsun …. büyümesine bizzat davacının engel olduğunu, davacının, davadışı … Şirketinin de bünyesinde bulunduğunu, grup şirketlerinde bankalara karşı müştereken sormlu oldukları adı altında bir takım beyanlarda bulunmuş olup işbu haksız ve hukuka aykırı iddialarını yasal olarak gerekçelendiremediğini, davacının şirket yetkililerinin değiştirilmesi konusunda azlık hak sahibinin toplantılara katılmadan yapılamayacağı yönündeki beyanlarına da katılmalarının mümkün olmadığını, davacının kötüniyetli iddialarından bir tanesinin de müvekkilinin 05.03.2018 tarihli Genel Kurul Toplantısına katılmadığını, müvekkilinin yetkilendirdiği kişilerin işbu toplantıya katılmak için toplantının yapılacağı gün ve saatinde bildirilen yere gittiklerinde toplantı yerine girmelerinin engellendiğini ve açıkça müvekkilinin toplantıya katılmasının önüne geçilerek sanki müvekkilinin bilinçli bir şekilde toplantıya katılmamış gibi gösterilmek istendiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen bir diğer iddianın müvekkilinin davacı şirker aleyhine yönelttiği davaları haksız olarak ve şirketin itibarını zedelemek, zarara uğratmak kastıyla yaptığı iddiası olduğunu, davacı tarafça dosya numaraları bildirilen işbu davaların huzurdaki davayla hiçbir ilgisi, etkisi ve bağlantısının bulunmadığını, TTK 208. Madde hükümleri değerlendirildiğinde, azlığın paylarının satın alınarak hissedarlığın sonlandırılabilmesi için; azlığın şirketin çalışmasını engellemesi, dürüstlük kuralına aykırı davranması, fark edilir sıkıntı yaratması, veya pervasızca hareket etmesi şartlarının gerçekleşmesinin gerektiğini, ancak davacının dilekçesinde bu hükümlere ilişkin herhangi bir somut delil sunmadığını ve iddilarının dayanağını gösteremediğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Dava konusu edilen …. Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret sicil dosyası, Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası, Mahkememizin …. esas sayılı dosyası, Beyoğlu …. Noterliğinin 09/05/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, Sincan …. Noterliğinin 20/02/2018 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi, Sanayi Odası ve Ticaret Odası kayıtları, tanık beyanları, 20/03/2020 tarihli bilirkişi raporu, 05/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporu, 25/06/2020 tarihli bilirkişi raporu, 19/04/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 22/10/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, TTK’nun 208. maddesi uyarınca şirket hissesinin hakim ortak tarafından edinilmesi istemine ilişkindir.
Dava dışı …. Tic. Ltd. Şti.’nin %97’lik hissesinin davacı … ait davacı …. Tic. Ltd. Şti.’ne ait olduğu, %3’lük hissenin de davalı … ait olduğu hususları tartışmasızdır.
Sermaye şirketlerinde herhangi bir ortağın ortaklık payının hesabı karar tarihine en yakın tarihteki güncel şirket ticari kayıtlarının esas alınmasını gerektirmektedir. Nitekim Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … E. …. K. Sayılı ve 05.12.2006 Tarihli İlamına göre; “Dava, TTK’nın 551/2 maddesi hükmü uyarınca limited şirket ortağının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine ve ortaklık payının tahsiline ilişkindir. Ortağın limited şirketten çıkmasına izin verilmesine ilişkin mahkeme kararı inşai nitelikte olduğundan karar tarihinde hüküm ifade eder. Bu durumda, çıkarılan ortağın sermaye payı hesaplanırken şirketin hüküm tarihine en yakın bir tarihteki sermayesinin rayiç değerinin belirlenmesi ve dolayısıyla davacının tasfiye payının da bu tarihe göre hesaplanması gerekecektir ” denilmektedir.
Yine Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …. FE. …. K. sayılı kararında “Şirketten çıkma kararı inşai nitelikte bir karar olmakla, mahkemece, davacının karar tarihine en yakın tarih itibariyle rayiç değerlere göre hesap edilen çıkma payı ile kararın…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…kesinleştiği tarihten itibaren temerrüt faizine hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu şekilde dava tarihi itibariyle ortaklık payını hesaplayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece, davalı şirketin defter ve kayıtları üzerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla inceleme yaptırılarak, şirketin karar tarihine en yakın tarih itibariyle net malvarlığının ve buna göre davacının hissesinin haiz olduğu değerin saptanması ve buna göre davacının hissesinin belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken…” şeklindeki kararıyla, çıkma payının, karar tarihine en yakın tarihteki şirket malvarlığı gözetilerek hesaplanması gerektiğine hükmetmiştir.
Buna göre, davadışı …. Tic. Ltd. Şti.’nin tüm mal varlıklarının rayiç değerleri esas alınmak suretiyle, 31.03.2021 tarihi itibariyle Mevcutlar ve Alacaklar (Varlıklar) Toplamı: 22.538.328,08 TL, (- ) Borçlar Toplamı: 19.304.970,01TL, Şirketin Reel Özvarlık Toplamı: (+) 3.233.358,07TL olduğu, bu itibarla davadışı … Tic. Ltd. Şti.’nin reel özvarlık toplamının 3.233.358,07TL olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu olayda, davacı şirketin 05.03.2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısına ait tutanağın tetkikinden, anılan genel kurula davalının katılmadığı, davalının yokluğunda sermaye artırımına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde, anılan genel kurul kararının Ticaret Sicili Müdürlüğünce tescil edilmediğini, Ticaret Sicili Müdürlüğünün %3’lük azlık paya sahip davalının da toplantıya katılması gerektiği ancak o şekliyle genel kurul kararının tescil ve ilan edileceği yönündeki görüşünün hukuki dayanağının bulunmadığını ifade etmektedir.
TTK m. 621/f. 1/d’de esas sermayenin artırılması önemli karar olarak sayılmıştır. Dolayısıyla artırım kararının TTK m. 590 vd.’daki prosedüre uygun olarak TTK m. 621’deki nisaplarla alınması gerekir. TTK’nın 621/1 maddesine göre; esas sermayenin artırılması ile ilgili genel kurul kararlarında temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde esas sermaye artırılabilir.
Dava konusu olayda ortaklıktan çıkarılması talep edilen …’nın davadışı şirkette %3,51’lik paya sahiptir. Hal böyle olunca, davalı red oyu kullanması halinde de ortaklık payı gereği sermaye artırımı kararı alınabilecektir.
Öte yandan, davacı dava dilekçesinde, davalının Ankara …. İş Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile işçilik alacağı davası açtığı, Ankara …. İş Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile de hizmet tespit davası açtığı belirtilmiş ise de; bu davalarda davalının …. Ticaret Limited Şirketi olduğu, dava konusu hissenin ise dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ne ait olduğu, bu itibarla; davalının, davacı şirket hakkında açmış olduğu davaların haklı sebep sayılamayacağı dikkate alınarak davacının davasının reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-imza e-imza e-imza e-imza

4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza