Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/14 E. 2023/225 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/14 Esas – 2023/225
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/14
KARAR NO : 2023/225

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Genel Kurul ve Yönetim Kurulu Kararlarının İptali
DAVA TARİHİ : 15/01/2019
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin mali yapısının bozulması sebebiyle 23.09.2011 tarihinde faaliyetinin durdurulduğunu ve daha sonru Yatırımcıları Koruma Fonu’na devredildiğini, şirket borçlarını ödedikten sonra da tedrici tasfiye işlemlerinin 04.07.2018 tarihinde sonlardırıldığını ve faaliyetinin durdurulduğu tarihteki eski yönetim kuruluna iade edildiğini, Sermaye Piyasası Kurulu’nun, … A.Ş.’nin Yatırımcıları Koruma Fonu’na devrinde, yönetim kurulu üyeleri …, … ve …’ı sorumlu tuttuğu ve mülga 2499 sayılı kanunun 46/K maddesine göre sorumlular hakkında Ankara Asliye Ticuret Mahkemesi’nde iflas davası açtığını, davanın yapılan yargılaması sonunda Ankara .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … sayılı kararıyla …, … ve …’ın 01.07.2015 günü saat 11:44’ten itibari ile itlaslarına karar verilerek anılanı karar tarihi itibari ile adı geçenler hakkında iflasın açıldığını, belirtilen iflas kararının, müflislerin TTK uyarınca yönetim kurulu üyeliği görevlerini ve temsil yetkilerini de kendiliğinden sona erdirip, üyelerin artık bu görevi ifa etmelerine engel olduğundan davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri …, .. ve …ın şirketteki yönetim kurulu üyeliklerinin 01.07.2015 tarihi itibariyle sona erdiğini, durum böyle iken, davalı şirketin 3 kişiden oluşan eski yönetim kurulu üyelerinden
e-imza e-imza e-imza e-imza

müflis … ve müflis …’ın bir araya geldiğini. iki müflisin iştirakiyle yönetim kurulu oluşturulduğunu ve bu yönetim kurulunun 13.08.2018 tarihli kararıyla 06.09.2018 tarihinde genel kurul yapılmasına karar alındığını ve bu toplantıya müflis …’ın katılmadığını, TTK’nın 359, 363. 410/2 hükümlerine rağmen sadece iflas eden üyelerin iştirakiyle oluşan yönetim kurulunun aldığı “genel kurulun toplanmasına ilişkin kararın” yok hükmünde olduğunu belirterek, şirketin 04/07/2018 tarihinden itibaren yapmış olduğu genel kurul çağrısının, genel kurul kararlarının ve yönetim kurulu kararların yok hükmünde olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; şirketin 04.07.2018 tarihinden itibaren yapmış olduğu genel kurul çağrısının ve genel kurul ile yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitinin istenilmesinin kötü niyetli olduğundan TTK’nın 451. Maddesi gereğince şirketin uğrayacağı zararlardan davacının sorumlu olduğunu, müvekkili olduğu şirketin tedrici tasfiyeye girmesinde o dönemdeki yönetim kurulu üyelerinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı ve hiçbir yatırımcının mağdur edilmediği halde sırf bulundukları konum nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin şahsi iflaslarının istenildiğini. şirketin tedrici tasfiyeden çıkıp eski faaliyetlerine dönebilmesi için tedrici tasfiye masraflarının … ile … tarafından kendi şahsi imkanları ile karşılandığı, yine şirketin tüm vergi, SGK ve personel gibi yüklü masraflarının karşılanabilmesi amacıyla YK üyelerinden … ve …’ın basiretli bir iş adamı gibi hareket ettikleri bilinmesine rağmen genel kurul toplantısı öncesinde, toplantı esnasında ya da sonrasında hazır bulunmaktan bile kaçınıp alınan kararların iptalinin aylar sonrasında istenilmesinin davacının kötü niyetli olduğunu açıkça gösterdiğini, TTK’nın 451. Maddesi gereğince de bu dava nedeniyle şirketin uğrayacağı muhtemel zararlardan dolayı davacı …’ın şahsen sorumlu olduğunu, yapılan tüm işlemlerin, SPK kararı, Ticaret Bakanlığı görüşü ve yasal mevzuat hükümlerine göre gerçekleştirildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davalı şirketin ticaret sicil özeti, Ankara … ATM … esas sayılı dosyası kararı, Ankara … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası kararı, mahkememizin 2019/40 esas sayılı ilamı, 30/04/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davalı … A.Ş.’nin şirketin 06/09/2018 tarihinden itibaren yapmış olduğu genel kurul çağrısının, genel kurul kararlarının ve yönetim kurulu kararların yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Davacı …, davalı … A.Ş.’de 724,50 paya sahip olup şirketin toplam paylarının %0,01’ine sahiptir.
Dava dosyasına mübrez bilgi ve belgelerin tetkikinden, davalı … A.Ş.’nin mali yapısının bozulması sebebiyle 23.09.2011 tarihinde faaliyetinin durdurulduğu ve daha sonra Yatırımcıları Koruma Fonu’na devredildiği, şirket borçlarını ödedikten sonra da tedrici tasfiye işlemlerinin 04.07.2018 tarihinde sonlandırıldığı, … A.Ş.’nin 04.07.2018 tarihli yazısında; Aracı Kurumun tedrici tasfiye kararı tarihinden önceki yasal organlarının görev ve yetkilerini başkaca bir merasime gerek kalmadan yeniden üstlendiklerinin” belirtildiği, İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün Ticaret Sicili Müdürlüğü’nü muhatap 08.08.2018 tarihli yazısında ise; 21.05.2009 tarihli genel kurulda seçilen yönetim kurulunun üç yıllık görev süresi tedrici tasfiyenin kaldırıldığı tarihte halihazırda sona erdiğinden, yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar mevcut üyelerin zorunlu görev ve yetkileri kullanabileceği ve şirket yönetimi bakımından gerekli tedbirleri alabileceği, diğer taraftan Kanun’un 410, maddesinin birinci fikrası uyarınca şirketin yönetim organının belirlenmesi amacıyla genel kurulun toplanlıya çağrılması gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
e-imza e-imza e-imza e-imza

6102 sayılı Kanun’un 410. maddesinin birinci fikrasında; Genel kurulun, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabileceği hüküm altına alınmıştır. Nitekim, İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 08.08.2018 tarihli yazısında; yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar mevcut üyelerin zorunlu görev ve yetkileri kullanabileceği ve şirket yönetimi bakımından gerekli tedbirleri alabileceği, diğer taraftan Kanun’un 410. maddesinin birinci fıkrası uyarınca şirketin yönetim organının belirlenmesi amacıyla genel kurulun toplantıya çağrılması gerekliğinin belirtildiği, görülmüştür. Bu kapsamda, önceki yönetim kurulunun yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar genel kurulu toplantıya çağırabileceği değerlendirilmektedir.
Diğer yandan, davalı şirketin 06.09.2018 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurulunda alınan 4 nolu karar ile müflis …, müflis … ve …nın yönetim kurulu üyeliğine seçildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 363/2. maddesinde; “Yönetim kurulu üyelerinden birinin iflasına karar verilir veya ehliyeti kısıllanır ya da bir üye üyelik için gerekli kanuni şartları yahut esas sözleşmede öngörülen nitelikleri kaybederse, bu kişinin üyeliği, herhangi bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer.”
359/4. maddesinde ise “Üyeliği sona erdiren sebepler seçilmeye de engeldir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık ile ilgili alınan denetime elverişli ve hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda; Davalı şirketin 06.09.2018 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul toplantısına, hisselerin toplamı %53,0645 olan müflis … ve …’ın katıldıkları, söz konusu toplantıda davalı şirket hisselerinin %54,8 ‘inin temsil edildiği göz önünde bulundurulduğunda, adı geçen … ve …’ın müflis olmaları ve müflise ait oy hakkının iflas dairesinde bulunması nedeniyle iflas dairesinin yokluğu nedeniyle asgari %25 olan toplantı nisabının sağlanamadığı, davalı şirketin 06.09.2018 tarihinde yapılan Olağanüstü Genet Kurulunda alınan 4 nolu karar ile müflis …, müflis … ve …’nın yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, 6102 sayılı TTK’nın 363/2 ve 359/4. maddeleri gereğince iflaslarına karar verilen … ve …’ın yönetim kurulu üyesi seçilmelerine ilişkin alınan genel kurul kararının hükümsüz olduğu, davacının, TTK 446/1-b uyarınca bunu iptal davasına konu edebileceği, 06.09.2018 tarihinden sonra davalı şirketin yönetim kurulunun almış olduğu kararların da yok hükmünde olduğu, zira ortada bir yönetim kurulu olmadığı, yönetim kurulu üyesi olmayan kimselerin katıldığı ve hukuken var olmayan bir yönetim kurulu toplantısında alınan kararların da yok hükmünde sayılacağı kanaatine varılmıştır.
Dava dilekçesi incelendiğinde; davalı müflis şirketin yönetim kurulunu oluşturan …, … ve …’ın 01/07/2015 tarihinde Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı ilamı ile iflas etmesi ve bu nedenle artık hukuki ehliyetlerinin olmadığından bahisle yönetim kurulu kararlarının iptalinin istendiği görülmektedir.
Gerçekten de, bahsedilen kişiler hakkında iflas kararının verildiği ve iflas masasının oluşturulduğu anlaşılmaktadır. TTK’nun 363/2. maddesinde emredici bir şekilde belirtildiği gibi; iflas kararının verilmesi yönetim kurulu üyeliğinin sonlanması için yeterlidir. İflas kararı verilen bu kişilerin oluşturduğu yönetim kurulu tarafından 04/07/2018 tarihinde alınan genel kurul yapılması kararı ehliyetsiz kişilerin oluşturduğu yönetim kurulu tarafından alınması nedeniyle mutlak butlanla batıl olacaktır. Bu yönetim kurulundan alınan karar doğrultusunda 06/09/2018 tarihinde yapılan genel kurulda aynı gerekçeyle geçersiz olacaktır. Dolayısıyla davalı müflis şirketin yönetim kurulu tarafından 04/07/2018 tarihinden sonra aldığı yönetim kurulu kararlarının butlan nedeniyle geçersiz olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
e-imza e-imza e-imza e-imza

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, müflis şirketin 04/07/2018 tarihinden sonra aldığı yönetim kurulu kararlarının butlan nedeniyle geçersiz olduğunun tespitine,
2-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 135,30TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 44,40TL peşin harç ve 44,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 88,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 2.000,00TL bilirkişi ücreti, 106,75TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.106,75TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Karardan sonraki yargılama giderinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve İflas Memuru …’un yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/02/2023

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza