Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/112 E. 2021/184 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2019/112 Esas – 2021/184

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/112
KARAR NO : 2021/184

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
: 2-
MİRASÇILARI : 1-
2-
3-

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 29/01/2014
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
K.YAZIM TARİHİ : 30/03/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalılar … ve …’in şirket müdürü olduklarını, diğer davalıların ise davaya konu tapu alım satımını gerçekleştiren kişiler olduğunu, davalı şirkete ait Etimesgut ilçesi, … mahallesi, … ada ,,,, parselde kain, A blok 2 nolu, B blok 12 ve 13 nolu taşınmazların şirket ortaklık payının küçültülmesi amacıyla satışının yapıldığını, buna ilişkin mahkememizin 2010/205E-2013/223K sayılı dosyasında görülen davada şirket taşınmazlarının satışının iptaline karar verildiğini, ancak taşınmazların yeniden satışının yapılmasının kötü niyet taşıdığını, şirketin ticari faaliyetinin olmamasına rağmen taşınmazların satılmasının şüpheli olduğunu, müvekkili ortağın dava konusu işlemler ve şirket bilançoları hakkında bilgilendirilmediğini, yapılan işlemlerde onayının alınmadığını, hiçbir tebligat yapılmadığını, davalının tüm eylemlerinin müvekkilinin şirketteki payını azaltmaya yönelik olduğunu…/… e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…beyan ederek davalı şirkete ait Etimesgut ilçesi, … mahallesi, … ada 5 parselde kain, A blok 2 nolu, B blok 12 ve 13 nolu taşınmazların 17/09/2013 gün ve … nolu satış işlemiyle davalılar …, … ve …adına oluşan kayıtlarının muvazaa nedeniyle iptaliyle tekrar şirket adına tesciline ve davacının şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile; davalılardan …’in vefatı nedeniyle sadece kendisine yönelik davadan feragat ettiklerini belirtmiştir.
CEVAP :Davalı … dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle mahkememizde görülen 2013/371E., sayılı dosyadan dolayı derdestilik itirazında bulunduğunu, bu olmadığında ise pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönündende davacının iddialarını kabul etmediğini, tapu devrilerinin şirkete kazanç sağladığını, davacının kendisine daha önceden gönderilen ihtarnameler ile harcamalara katılmasının talep edildiğini ancak davacının bu ihtarlara cevap vermediğini, taraflar arasındaki ihtilafın esasen davacının uyumsuz ve düşmanca tavırlarından kaynaklandığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; mahkememizin 04/11/2014 tarihli ve 2014/83 esas, 2014/379 sayılı kararı ile; “Davalılar …. Ltd. Şti., …, … ve …aleyhinde açılan davaların feragat nedeniyle reddine, davalılar … ve … aleyhine açılan davaların ise usulden reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 08/04/2015 tarihli ve 2015/407 esas, 2015/4933 karar sayılı bozma ilamında; “Dava, davalı şirket taşınmazlarının muvazaalı satışının iptali ve yeniden şirket adına tescili ile ortaklıktan çıkma istemine ilişkin açılmış, yargılama devam ederken davacı bir kısım davalılar yönünden davadan feragat etmiş, tapu iptal ve tescil isteminden de feragat etmiş, sonrasında 12.06.2014 tarihli dilekçesi ile davayı kamilen ıslah etmiştir. Islah, HMK’nın 176. maddesi çerçevesinde taraflardan her birinin yapmış olduğu usuli işlemleri değiştirmesine olanak sağlayan nitelikte olup, kısmen yada tamamen davanın ıslahı mümkündür. HMK.’nın 180. maddesi kapsamında davanın tamamen ıslahı ve biçimi düzenlenmiş olup, bu kapsamda bir kısım davalılar yönünden davacının dava açarken dayanmış olduğu bir kısım dava sebebini ve özellikle talep sonucunu ıslah ederek davayı tazminat davasına dönüştürmesi mümkündür. Islah suretiyle talep sonucunun değiştirilemeyeceğine dair bir yasa kuralı mevcut değildir. Talep sonucu kısmen veya tamamen değiştirilebilir. Yargıtay kararları ile ıslah suretiyle mümkün olmadığı ifade edilen husus, asıl dava muhafaza edilerek ıslah suretiyle dava dilekçesinde yer almayan ikinci bir talebin eklenmesi olgusudur. Davacı vekilince sunulan 12.06.2014 havale tarihli dilekçesiyle davayı kamilen ıslah ettiği, davayı aynı vakıalara dayanarak sorumluluk (tazminat) davasına dönüştürdüğü açıkça ifade edilmiş olmasına rağmen mahkemece aksinin kabulü suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davanın şirketi zarara uğratan eylemleri nedeniyle şirket müdürleri aleyhine açılmış tazminat davasına dönüştüğü kabul edilerek tarafların delilleri toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilerek mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde; mahkememizin 22/02/2017 tarihli ve 2015/686 esas, 2017/109 sayılı kararı ile; “davanın reddine ” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 10/12/2018 tarihli ve 2017/2343 esas, 2018/7778 karar sayılı bozma ilamında; ” Davacı vekili ıslah dilekçesinde, davalı şirkete ait dairelerin muvazaalı…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…olarak davalıların yakınlarına devredildiğini ve bu nedenle şirketin borçlarının şirket alacaklılarının açtıkları davalar sonunda ödenemediğini, akabinde borçların tasfiyesi amacıyla dava dışı alacaklı şirketlerle girişilen tasfiye aşamasında, tasfiye tarihinde dairelerin rayiç değerleri dikkate alınmaksızın toplamda iki daire verilmek suretiyle borçların tasfiyesi mümkünken fazladan bir daire verilerek tasfiyesine gidildiğini ileri sürmüştür. Davacının iddiasına konu davalı … Ltd. Şti.’ye ait muvazaa yoluyla devredilen bir kısım dairelerin Sincan Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşen 2010/205 E. – 2013/223 K. sayılı ilamıyla şirkete döndüğü anlaşıldığına göre, davalı müdürlerin muvazaalı olarak daireleri devretmiş olmaları ve böylelikle şirket aktifinin azalmasına yol açmak suretiyle Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/115 E.- 2011/112 K. ve 2010/67 E.- 2011/132 K. sayılı kararlarıyla kesinleşen 325.045,47 TL borcun artmasında kusurlu olup olmadıkları ve şirket zararına yol açıp açmadıkları hususunun tartışılmamış olması bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca, alacaklılarla sonuç mahsuplaşma sırasında, borçların tasfiyesi amacıyla alacaklılara devredilen üç dairenin bedelinin ödenmesi gereken borçtan yüksek olduğu da iddia edildiğinden bu hususlar tartışılıp değerlendirilmeksizin yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı karar verilmesi de doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.” denilerek mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, şirketi zarara uğratan eylemleri nedeniyle şirket müdürleri olan davalıların bu zararı tazmini istemlerine ilişkindir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 05/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile; davalılardan …’in vefatı nedeniyle sadece kendisine yönelik davadan feragat ettiklerini belirtmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamede feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin davalı … yönünden netice-i taleplerinden feragat ettiği görüldüğünden ve feragat beyanı davayı sona erdiren usulü işlemlerden olduğundan davalı … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Feragatin davanın uzamasına engel olmak amacına yönelik olduğu, beyanın daha ziyade davalı … hakkındaki davanın takibinden vazgeçme niteliğinde olduğu, bu feragatin diğer davalı …’a sirayet etmeyeceği dikkate alınarak davaya davalı … yönünden devam edilmiştir.
Dava, davalı şirket taşınmazlarının muvazaalı satışının iptali ve yeniden şirket adına tescili ile ortaklıktan çıkma istemine ilişkin açılmış, yargılama devam ederken davacı bir kısım davalılar yönünden davadan feragat etmiş, tapu iptal ve tescil isteminden de feragat etmiş, sonrasında 12.06.2014 tarihli dilekçesi ile davayı kamilen ıslah etmiştir. Islah, HMK’nın 176. maddesi çerçevesinde taraflardan her birinin yapmış olduğu usuli işlemleri değiştirmesine olanak sağlayan nitelikte olup, kısmen yada tamamen davanın ıslahı mümkündür. HMK.’nın 180. maddesi kapsamında davanın tamamen ıslahı ve biçimi düzenlenmiş olup, bu kapsamda bir kısım davalılar yönünden davacının dava açarken dayanmış olduğu bir kısım dava sebebini ve özellikle talep sonucunu ıslah ederek davayı tazminat davasına dönüştürmesi mümkündür. Islah suretiyle talep sonucunun değiştirilemeyeceğine dair bir yasa kuralı mevcut değildir. Talep sonucu kısmen veya tamamen değiştirilebilir. Yargıtay kararları ile ıslah suretiyle mümkün olmadığı ifade edilen husus, asıl dava muhafaza edilerek ıslah suretiyle dava dilekçesinde yer almayan ikinci bir talebin eklenmesi olgusudur. Davacı vekilince sunulan 12.06.2014 havale tarihli dilekçesiyle davayı kamilen ıslah ettiği, davayı aynı vakıalara dayanarak sorumluluk (tazminat) davasına dönüştürdüğü açıkça ifade edilmiş olması dikkate alınarak davaya şirket müdürleri aleyhine açılmış tazminat davası olarak devam olunmuştur.
Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/07/2013 tarihli ve 2010/205 esas, 2013/223 karar nolu kararında; B Blok 3. Kat, 12 nolu dairenin … adına, B Blok, 3. Kal, 13 nolu dairenin… adına, B Blok, 5. kat. 20 nolu dairenin……/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…adına olan tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların tapusunun … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Anılan karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/16036 E., 2014/380 K. sayılı kararı ile onanmıştır.
Diğer yandan bir tarafında … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına yetkilileri olan davalılar … ve …, diğer taraftan … ve … İnşaat yetkilileri arasında imzalanan 06.09.2013 tarihli protokolde, 3 dairenin … ve … İnşaatın protokolün 2. ve 3. maddesinde açıklanan alacaklarına karşılık olarak, protokolde belirtilen şahıslara devrini öngörmektedir.
Dava konusu 3 taşınmazın … ve… adına olan tapu kayıtlarının iptali ve taşınmazların tapusunun … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tapuya kayıt ve tescilinin ardından dava konusu 3 adet taşınmazın devri yukarında belirtilen 06.09.2013 tarihli Protokol kapsamında gerçekleştirilmiştir.
Hal böyle olmakla, ıslah dilekçesine konu … …. San. ve Tic. Lt. Şti. ile … İnş Dek. San. Taah. Tic. Ltd. Şti.’ye olan borçlar ile bu borçların protokol kapsamında ödenmesi neticesinde tarafların ortağı bulunduğu … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin bir zararının söz konusu olup olmadığının tespitinin yapılması gerekmektedir.
Davacı vekili her ne kadar 2010 yılında dava dışı … Ltd. Şti.’nin borçlarını ödeme kabiliyetinin olduğunu ileri sürse de, dava dışı … Ltd. Şti. ile … İnşaat Dekorasyon Taahhüt San. Ve Tic. Ltd. Şti. Ve … İnşaat Dekorasyon İnş. San. Taah. Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak tutarında taraflar arasında anlaşmazlık bulunduğu, gerek dava dışı firmalarca yapılan işlerin sözleşmeye uygun yapılmadığı, eksik ve ayıplı imalatların bulunduğunun … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından iddia edilmesi nedeniyle uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesi ve ancak yapılan yargılama sonucunda … İnşaat Dekorasyon Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … İnş. Dekorasyon San. Taahhüt Tic. Ltd. Şti.’nin alacak tutarlarının kesinlik kazandığı anlaşıldığından … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin dava dışı firmalara ödemesi gerekip de ödememesi/ödeyememesi nedeniyle 06.09.2013 tarihli protokol kapsamında daha yüksek bir tutar ile ödendiği iddia edilen tutara esas tarih olarak 08.09.2011 ve 16.11.2011 tarihleri dikkate alınmıştır.
… …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin alacağı ile ilgili olarak Sincan Asliye Ticaret Mahkemenin 2010/67 Esas sayılı dosyası üzerinden mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 08.09.2011 tarihinde, davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 80.870,00TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, hüküm altına alınan miktarın 65.000,00TL’lik kısmına dava tarihi olan 26.02.2008 tarihinden itibaren, bakiyesi olan15.870,00TL kısmına ise ıslah tarihi olan 08.08.2011 tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Söz konusu kararda, alınması gereken harç toplamı 4.803,68 TL, yargılama gideri toplamı 3.736,40 TL, vekalet ücreti toplamı 8.339,60TL olarak ifade edilmiştir. Karar tarihi olan 08.09.2011 itibariyle faiz tutarı ise 65.000,00TL için 46.422,64TL, 15.870,00TL için ise 205,00TL olarak hesaplanmıştır. Bu durumda, tarafların ortak olduğu … İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 08/09/2021 tarihi itibariyle alacaklı … İnşaat Dekorasyon Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ödemesi gereken toplam borcu ferileri ile birlikte 144.377,32TL olarak hesaplanmıştır.
… İnş. Dek. San. Taah. Tic. Ltd. Şit’nin alacağı ile ilgili olarak Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/115 esas sayılı dosyası üzerinden Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 16.11.2011 tarihinde, davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 72.080,00TL’nin dava tarihi olan 07.04.2008 tarihinden itibaren uygulanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davacıya verilmesine karar verilmiştir. Birleşen 2008/196 esas sayılı davada ise davarının kısmen kabulü ile Ankara ….. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı icra dosyasında yapılan takibin 22.941,25TL asıl alacak kısmına davalının itirazının iptaline,…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…takibin 22.941,25TL üzerinden devamına karar verilmiştir. Söz konusu kararda, asıl dava yönünden; alınması gereken harç toplamı 4.281,55TL, yargılama gideri toplamı 1.601,50TL, vekalet ücreti toplamı 7.636,40TL olarak ifade edilmiştir. Birleşen dava yönünden; alınması gereken harç toplamı 1.362.71TL, yargılama gideri toplamı 55,14 TL vekalet ücreti toplamı 2.743,50 TL olarak ifade edilmiştir. Asıl dava açısından karar tarihi olan 16.11.2011 itibariyle faiz tutarı ise 51.334,97TL, birleşen dava açısından ise 16.631,13TL olarak hesaplanmıştır. Bu durumda, tarafların ortak olduftu … İnş. San. ve Tic. Ltd. Std.’nin 16.11.2011 tarihi itibariyle faiz tutarı ise 51.334,97TL, birleşen dava açısından ise 16.631,13TL olarak hesaplanmıştır. Bu durumda, tarafların ortak olduğu … İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 16/11/2011 tarihi itibariyle alacaklı … İnş. Dek. San. Taah. Tic. Ltd. Şti.’ye ödenmesi gereken toplam borcu ferileri ile birlikte 180.668.15 TL olarak hesaplanmıştır.
Dava konusu taşırmazlar ile ilgili olarak; … Ltd. Şti. adına kayıtlı iken 09.07.2010 tarihinde söz konusu dairelerin B Blok 3 Kat. 12 nolu dairenin … adına, B Blok, 3. Kat, 13 nolu dairenin… adına, B Blok, 5. kat, 20 nolu dairenin… adına devri gerçekleştirilmiştir.
Öte yandan, yukarıda belirtildiği üzere, … Ltd. Şti.’nin alacaklı … …. San. ve Tic. Lt Şti.’ye olan 144.37732 TL tutarındaki borcu 08.09.2011 tarihinde mahkeme kararı ile kesinleşmiştir.
Ayrıca, … Ltd. Şti’nin alacaklı … İnş. Dek. San. Taah. Tic. Ltd. Şti.’ye olan 180.668,15TL tutarındaki borcu 16.11.2011 tarihinde mahkeme kararı ile kesinleşmiştir.
Bu itibarla, dava konusu taşınmazların muvazaalı olarak devri gerçekleşmemiş olsa idi yukarıda yer alan borç tutarları … …. San. ve Tic. Ltd. Şti.‘ne ancak 08.09.2011 tarihinde, … İnş. Dek. San. Taah. Tic. Ltd. Şti.’ne de ancak 16.11.2011 tarihinde ödenebilecektir.
Bu çerçevede, işbu davanın taraflarının ortağı bulunduğu … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2011 yılı sonu itibariyle davadışı firmalara ödemesi gereken toplam 325.045,47TL tutarındaki borcun zamanında ödenmeyerek 06.09.2013 tarihinde ticari defter kayıtlarına göre 77.607,13 TL fazlasıyla 402.652,60 TL karşılığı 3 daire olarak ödenmiştir.
08.09.2011 tarihinde 144.377,32TL olan borç tutarının TÜFE oranına göre 06.09.2013 tarihindeki değeri 170.064,32TL olarak hesaplanmıştır. 16.11.2011 tarihinde 180.668,15 TL olan borç tutarının ise TÜFE oranına göre 06.09.2013 tarihindeki değeri 202.570,88 TL olarak hesaplanmıştır.
Her iki borç tutarı toplandığında 06.09.2013 tarihi itibariyle değeri (170.064,32 + 202.570,88)= 372.635,20 TL’dir.
Bilirkişi raporunun gayrimenkul kıymet takdiri ile ilgili 1. bölümünde belirtildiği üzere, 12 nolu bağımsız bölümün konumu, emsalleri, net kulanım alanı, merkeze uzak olan bölgede yer alması, çevre koşulları, yaklaşık kira getirisi, taşınmazın genel olarak bakımlı olması, cephesi vc site içerinde yer alması, 3.katta yer alması vb. etkenler araştırılmış ve değerlendirilmiş olup; taşınmazın objektif değerinin 320.000,00TL alınması uygun görülmüştür. Dava konusu taşınmazın 06.09.2013 tarihindeki değeri 142.723,63 TL olarak hesaplanmıştır.
13 nolu bağımsız bölümün emsalleri, net kulamm alanı, merkeze uzak olan bölgede yer alması, çevre koşulları, yaklaşık kira getirisi, taşınmazın genel olarak bakımlı olması, cephesi ve site içerinde yer alması, 3.katta yer alması vb. etkenler araştınhmş ve değerlendirilmiş olup; taşınmazın objektif değerinin 330.000.00 TL alınması uygun görülmüştür. Dava konusu taşınmazın 06.09.2013 tarihindeki değeri 147.183,74 TL olarak hesaplanmıştır.
e-imza e-imza e-imza e-imza

14 nolu bağımsız bölümün konumu, emsalleri net kulamm alanı, merkeze uzak olan bölgede yer alması, çevre koşulları, yaklaşık kira getirisi, taşınmazın genel olarak bakımlı olması, cephcsi ve site içerinde yer alması. 5.katta yer alması vb. etkenler araştırılmış ve değerlendirilmiş olup; taşınmazın objektif değerinin 350.000,00 TL alınması uygun görülmüştür. Dava konusu taşınmazın 06.09.2013 tarihindeki değeri 156.103,97 TL olarak hesaplanmıştır.
Bu itibarla, 12 nolu, 13 nolu ve 20 nolu bağımsız bölümlerin 06.09.2013 tarihindeki değerleri toplamı 142.723,63 + 147.183,74 + 156.103,97= 446.011,34 TL yapmaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere, 08.09.2011 tarihinde 144.377.32TL olan borç tutarının TÜFE oranına göre 06.09.2013 tarihindeki değeri 170.06432TL olarak hesaplanmıştır. 16.11.2011 tarihinde 180.668.15 TL olan borç tutarının ise TÜFE oranına göre 06.09.2013 tarihindeki değeri 202.570,88 TL olarak hesaplanmıştır. Her iki borç tutarı toplandığında 06.09.2013 tarihi itibariyle değeri (170.06432 + 202.570,88)- 372.635,20 TL’dir.
Dava konusu dairelerin 06.09.2013 tarihindeki değerleri toplamı 446.011,34 TL olup, aynı tarih itibariyle toplam borç tutarı ise 372.635.20 TL’dir. Hal böyle olunca, dava konusu dairelerin muvazaalı olarak devrinin yapılması nedeni ile … Ltd. Şti.’nin 06.09.2013 tarihi itibariyle (446.011,34 – 372.635,20 )= 73.376,14 TL zarara uğratıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından ıslah dilekçesinin 11.06.2014 tarihinde verildiği göz önünde bulundurulduğunda 73.376,14 TL’nin 11.06.2014 ıslah tarihi itibariyle değeri 79.327,24 TL olarak hesaplanmıştır.
Öte yandan, dava dosyasına mübrez Ankara ….. Noterliği’nin 24.06.2004 tarihli, … yevmiye numaralı … Ltd. Şti.’ye ait İmza Sirkülerinde, şirketin müdürlerin temsil edeceği. Şirketi 20 yıl süre ile (davalı) …, (davalı) … ve (davacı) …’dan herhangi ikisinin temsil ve ilzam etmelerinin kararlaştırıldığı tespit edilmiştir. Dava konusu dairelerin muvazaalı olarak satışlarında davacı …’nun dahlinin ve bilgisinin olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, davalıların muvazaalı satışlar yapıldığı tarihte şirketi temsil ve ilzama yetkili oldukları göz önünde bulundurulduğunda ortaya çıkan şirket zararından kusurlu olarak sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişiler …, … ve …’ün 18/09/2020 tarihli bilirkişi raporlarına göre; dava konusu dairelerin 06.09.2013 tarihindeki değerleri toplamı 446.013,34 TL olup, aynı tarih itibariyle toplam borç tutarı ise 372.635,20TL olduğu, dava konusu dairelerin muvazaalı olarak devrinin yapılması nedeni ile … Ltd. Şti.’nin 06.09.2013 dava tarihi itibariyle (446.011,34 – 372.635,20 ) = 73.376.14TL zarara uğratıldığı, davacı tarafından ıslah dilekçesinin 11/06/2014 tarihinde verildiği göz önünde bulundurulduğunda, 73.376,14TL’sının 11/06/2014 ıslah tarihi itibariyle değeri 79.327,24TL olarak hesaplandığı, bu zarardan davalı …’un sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 11/06/2014 tarihli ıslah dilekçesinde; davalıların haksız ve yersiz tasarruflarıyla sebebiyet verdiği şimdilik 10.000,00TL şirket zararının tazmin ve tahsili ile şirkete ödetilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını talep ettiği, bu itibarla 6100 sayılı HMK’nun 109. maddesinde belirtilen kısmi dava açtığı hususu tartışmasızdır.
Davacı vekili 02/10/2020 tarihli dilekçesi ile; talep artırım dilekçesinin kabulü ile 10.000,00TL olan dava değerinin 79.327,24TL’ye çıkartılmasını talep etmiş ise de; davacı vekili tamamen ıslah dilekçesinde belirsiz alacak davası açmayıp, kısmi dava açtığından 02/10/2020 tarihli dilekçesi ikinci ıslah dilekçesi olarak kabul edilmiştir.
Islah, tüketilen bir haktır. 6100 sayılı HMK’nun 176/2 maddesi uyarınca davacı veya davalı, aynı davada bir kez ıslah yoluna gidebilirler. Tarafın yaptığı ıslahın, tamamen veya kısmen olması durumu değiştirmez. Hangi ıslah türüne gidilmiş olduğuna bakılmaksızın, ıslah hakkını kullanan tarafın ikinci kez ıslah yoluna gidebilmesi mümkün değildir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Bu nedenlerle davacı tarafın ikinci ıslah niteliğindeki 05/10/2020 tarihli dilekçesi 6100 sayılı Kanunun 176/2. maddesine aykırı olduğundan anılan dilekçesi ile talep edilen miktarın usulden reddine, davacının davalı … hakkında 12/06/2014 tarihli tamamen ıslah dilekçesi ile açtığı tazminat davasının kabulüne, 10.000,00 TL tazminatın 12.06.2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı … hakkında açtığı davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacının … hakkında 12/06/2014 tarihli tamamen ıslah dilekçesi ile açtığı tazminat davasının KABULÜNE,
10.000,00 TL tazminatın 12.06.2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ödenmesine,
Fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına,
3-Davacı tarafın ikinci ıslah niteliğindeki 05/10/2020 tarihli dilekçesi 6100 sayılı Kanunun 176/2. maddesine aykırı olduğundan anılan dilekçesi ile talep edilen miktarın USULDEN REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 683,10TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,80TL ve tamamlama yolu ile alınan 1.183,93TL harçtan mahsubu ile bakiye 671,63TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 683,10TL karar ve ilam harcı, 25,20TL başvuru harcı ve 3,80TL vekalet harcı olmak üzere toplam 712,10TL’nin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul oranına göre hesap ve takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı …’un kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince usulden red kararı dikkate alınarak 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 3.500,00TL bilirkişi ücreti, 896,20TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 4.396,20TL’den davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 634,12TL’nin davalı …’tan tahsili ile davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza