Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/102 E. 2019/395 K. 11.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/102 Esas – 2019/395
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/102 Esas
KARAR NO : 2019/395

HAKİM :
KATİP :
DAVACI-(ÖNCEKİ DAVALI) :
VEKİLİ :
DAVALI -(ÖNCEKİ DAVACI):
VEKİLİ :
DAVA : Yargılanmanın İadesi
DAVA TARİHİ : 07/03/2019
KARAR TARİHİ: 11/06/2019
K. YAZIM TARİHİ: 05/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan yargılanmanın iadesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mahkememizde görülen 2015/713 esas sayılı dosyada davacı tarafın, davalı müvekkili kooperatifin üyesi olduğundan bahisle kendisine tahsis edilecek bir daire bulunması halinde tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde kooperatife ödediği paraların alım gücündeki değişikliklere göre güncellenerek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiğini, cevap dilekçesi ile taraflarınca, davacının kooperatif dairelerinin mutfak dolaplarını yaptığını buna karşılık kooperatife üye kaydı yapılmış olsa da üyeliğini 2010 yılında haricen …a, dönemin kooperatif başkanı müteveffa …ile yönetim kurulu üyeleri … ve …’ın bilgileri dahilinde devrettiğini, bu devir karşılığı devralan…un adi yazılı sözleşmeyi dönemin yönetim kuruluna ibraz ettiğini, hatta davacının eski kooperatif başkanı …ile girdiği ticari ilişki sonrası kooperatifte denetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, davacının 3.kişi …a üyelik devri yaptığına ilişkin yönetim kurulu kabul kararı bulunduğunu, bu kararın aynı tarihte denetim kurulu üyesi olan davalı tarafından da denetlenip onaylandığını, davacının devir işleminden sonra, kooperatifin C17 numaralı daireyi …a tahsis ettiğine ilişkin “dernek üye kayıt defteri” kararı olduğunu, bu kararda dahi davacının imzasının olduğunu, kooperatif kayıtlarında davacının üye olarak görünen ödemelerinin gerçek bir ödeme olmayıp dairelere yaptığı mutfak dolabı takma işinden doğan hakedişi olduğunu, davacının kooperitif eski yönetiminde meydana gelen usulsüzlüklerden haberdar olduğunu hatta eski kooperatif başkanının intihar ettiğini, davacının üyeliğini dava dışı 3.kişi …a devri sonrası kendisinin de kooperatifin bulunduğu yere komşu bir daire satın aldığını, davacının kooperatif üyeliğini dava dışı…adlı kişiye sattığına dair devir iradesini gösterir yazılı belgenin kooperatifin taraf olduğu Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında olduğunu ve incelenmesini talep ettiklerini, mahkemece safahatta 18/05/2016 tarihli bilirkişi raporu aldırıldığını, raporun sonuç kısmında “davacının devir iradesini gösterir bir belge (devir dilekçesi, satış protokolü, noter devir senedi v.b) bulunmadığına atıf yapılarak davacı kooperatif kayıtlarında görülen ödemelerin güncel karşılığını tazminat olarak isteyebileceğinin” belirtildiğini, yargılama sonucunda da davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacıya tazminat ödenmesine hükmedildiğini, bu kararın taraflarınca istinaf edilmesi sonrası Ankara BAM 23. Hukuk Dairesinince “ilk derece mahkemesince bilirkişice hesaplanan tazminata hükmedilmesi usül ve esas yönünden hukuka uygun bulunmakla” denilerek istinaf başvurularının reddine karar verildiğini, davacının devir iradesini gösterir belgenin dava aşamasında elde olmayan nedenlerle ele geçirilememesi nedeniyle bu şekilde kararlar verildiğini, ancak davadan sonra Şubat 2019 tarihi itibariyle davacının devir iradesini gösterir “devir sözleşmesinin” ele geçirildiğini beyan ederek HMK’ nın 375/ç maddesi uyarınca yargılamanın iadesine, mahkememizin 2015/713 esas 2016/682 karar sayılı kararının kaldırılarak, önceki davalı/şimdiki davalının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı eski davalı tarafın yargılamanın yenilenmesi talebinin yerinde olmadığını, müvekkilinin hiçbir zaman kooperatif üyeliğinin devrine yönelik bir irade ortaya koymadığını, kooperatif üyeliğinden kaynaklı tüm borçlarını yerine getirdiğini fakat karşılığını alamadığını, hiçbir şekilde üyelikten istifa etmediğini ve üyeliğini de kimseye devretmediğini, müvekkilinin kooperatif üyeliğinin tespit edilmesi amacıyla 28/11/2015 tarihinde Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/713-E. Sayılı dosyası ile yapılan yargılamada şimdiki davacı eski davalı tarafın, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını ve devir sözleşmesi yapıldığını ve devir sözleşmesinin başka bir uyuşmazlık için Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin …-E. sayılı dosyasında olduğunu beyan ettiğini, mahkemece bir yılı aşan sürede gerekli incelemelerin yapıldığını, bilirkişi raporu alındığını ve bu değerlendirmeler ışığında müvekkilinin kooperatif üyesi olduğuna, davacının üyeliği karşılığında kooperatif tarafından tahsis edilebilecek konut bulunmadığından, 160.000,00 TL’nin dava tarihi itibariyle işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hüküm kurulduğunu, karşı tarafın bu kararı istinafa götürdüğünü ve Ankara BAM 23. Hukuk Dairesinin 2017/868-E.,2017/1000-K. sayılı kararında ilk derece mahkemesinin kararının delillerle beraber tekrar değerlendirdiğini ve yapılan istinaf başvurusunun 19/10/2017 tarihinde esastan reddine karar verildiğini, müvekkilinin hükmedilen alacağını tahsil etmek için Ankara … İcra Müdürlüğü …-E. sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını ancak tahsil edemediğini, bunun üzerine Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi …-E. sayılı dosyası ile iflas talepli dava açtığını, iflas talepli dava açıldıktan sonra davacı kooperatifin müvekkiline teslim etmesi gereken konutu teslim etmediği gibi hüküm altına alınan 160.000,00 TL’yi de ödemediğini, kötüniyetli olarak devir sözleşmesini bulduğunu iddia ederek yargılamanın yenilenmesini talep ettiğini, yargılamanın yenilenmesi yoluna hangi sebeplerle gidilebileceğinin HMK 375. maddede düzenlendiğini, davacı yanın yargılamanın yenilenmesi talebine dayanak yaptığı “ç” fıkrasının “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” şeklinde olduğunu, davacı tarafın bu fıkra gereğince böyle bir belgeye dayanarak yargılamanın iadesini talep edebilmesi için aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilememiş belge olması, belgenin karar verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması gerektiğini, davacının ileri sürdüğü belgenin bu iki vasfa da sahip olmadığını, davacının ileri sürdüğü belgenin, kendilerinin de beyanına göre dava aşamasında bir başka mahkemede bulunduğunu ve bu evrağı hem kendi kooperatif yöneticileri vasıtasıyla hem de avukatları aracılığıyla elde edebilecekleri, dolayısıyla HMK 375. maddesine konu edilen belgenin, aleyhine hüküm kurulan tarafın elinde olmayan sebeplerle elde edemeyecek bir belge olmadığını, söz konusu belge mahkemenin ilk aşamasından itibaren ileri sürüldüğünden belgenin varlığından habersiz olmadıkları gibi karar verilmesinden sonra ele geçirilmiş olma olasılığı da olmadığını, ilk derece yargılamasında söz konusu belgenin nerede olduğunu bildikleri halde kendi kusurlarıyla mahkemeden almayan davacı tarafın istinaf aşamasında da söz konusu evrağı yine ihmali davranışla Bölge Adliye Mahkemesi 23. Daire’sine sunmadıklarını, ayrıca davacının bu belgeyi, bulunduğunu iddia ettiği mahkemeden alıp iş bu huzurda ki davayı açmış olmasının zaten mücbir sebepten dolayı elde edilememe olanağını ortadan kaldırdığını, yargılamanın iadesi talebinin kabul edilebilmesi için bu talebin belirli bir süre içerisinde yapılması gerektiğini, yargılamanın iadesi süresinin HMK 377 md başlığı altında düzenlendiğini, buna göre yeni belgenin elde edilmesi veya hilenin farkına varılması halinde yargılamanın iadesi talep süresinin üç ay olduğunu, bu süre sonrasında yapılan taleplerin hepsinin kanunen reddedildiğini, davacının iddia ettiği devir sözleşmesini ne zaman elde ettiğinin belirsiz olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde söz konusu evrakın Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinde olduğunu ancak UYAP taraması yapılmadığından dolayı ele geçirilemediğini beyan ettiğini, yani evrakın mahkemede olduğunun kabul edildiğini, daha sonra kendilerinin aldığı da kabul edildiğine göre ortada herhangi bir mücbir sebebin olmadığını beyan ederek, yargılanmanın yenilenmesi talebinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 6100 sayılı HMK’nun 374 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın iadesi talebine ilişkindir.
Mahkememizin 2015/713 E., 2016/682 K. sayılı hükmü yönünden yargılamanın iadesi talebinde bulunulmuştur.
Bahse konu dosya incelendiğinde; davacının …, davalının ise Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu… olduğu, davacı tarafından kooperatif üyeliğinin tespiti, tapu iptali tescil, olmadığı takdirde tazminat talebinde bulunulduğu, yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne, davacının davalı kooperatife dava tarihi itibariyle üyeliğinin devam ettiğinin tespitine, davacının üyeliğinin karşılığında kooperatif tarafından tahsis edilebilecek konut bulunmadığı anlaşıldığından 160.000,00 TL’nin dava tarihi itibariyle işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine dair karar verildiği, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara BAM 23. HD’nce verilen 19/10/2017 tarih ve 2017/868-1000 E.K. sayılı “istinaf başvurusunun esastan reddi” kararı üzerine Mahkememizce verilen hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır.
Hangi sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesinin talep edilebileceği 6100 sayılı HMK’nun 375. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Burada belirtilenler dışında bir sebebe dayanılarak yargılamanın iadesi talebinde bulunulamaz. Eldeki davada davacı, 6100 sayılı HMK’nun 375-ç maddesine dayanarak talepte bulunmuştur.
6100 sayılı HMK’nun 375/ç maddesinde “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.” yargılamanın iadesi sebebi olarak düzenlenmiştir. Bu hükmün uygulanabilmesi için, aleyhine hüküm verilen tarafın önceki yargılama sırasında elde edemediği bir belgeyi hükmün kesinleşmesinden sonra temin etmiş olması ve bu belgenin tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilememesi gerekmektedir. Elde olmayan nedenden anlaşılması gereken ise tarafın elinden gelen bütün gayreti gösterdiği halde belgeyi elde edememiş olmasıdır.
Davacı yan (yargılamanın iadesini talep eden), Mahkememizin 2015/713 esas sayılı dosyasının davacısı …ın C Blok 17 numaralı daireye (bağımsız bölüm) bağlı üyeliğini haricen dava dışı…’a devrettiğini, devir iradesini gösterir belgenin Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin… E. sayılı dosyası içerisinde bulunduğunu yargılama aşamasında ileri sürmelerine rağmen, devir iradesini gösterir bu belgenin yargılama aşamasında elde edilip değerlendirilemediğini, verilen kararın kesinleşmesi sonrası Şubat 2019 itibarıyla …ın kooperatif üyeliğini …a devrettiğine ilişkin “Kooperatif Üyeliği Devir Sözleşmesi” başlıklı belgenin ele geçirildiğini iddia etmekte ve bu belgeye istinaden yargılamanın iadesi taleplerinin kabulü ile Mahkememizin 2015/713 E., 2016/682 K. sayılı kararı kaldırılarak …ın davasının reddine karar verilmesine istemektedir.
Yargılamanın iadesini talep eden tarafın (Mahkememizin 2015/713 esas sayılı dosyasının davalısı), katılan sıfatıyla yer aldığı Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası içerisinde bulunduğunu ileri sürdüğü(bildiği), …ın kooperatif üyeliğini …a devrettiğine ilişkin “Kooperatif Üyeliği Devir Sözleşmesi” başlıklı belgeyi, anılan ceza mahkemesi dosyası içerisinden kolaylıkla temin edip 2015/713 esas sayılı Mahkememiz dosyasına kazandırma imkanı bulunmasına rağmen bunu yapmayıp, verilen hükmün kesinleşmesi sonrası söz konusu belgeyi elde ettiklerini belirterek yargılamanın iadesi talebinde bulunmasının, 6100 sayılı HMK’nun 375/ç maddesi bağlamında yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması şeklinde değerlendirilmesi ve yargılamanın yenilenmesi sebebi kabul edilmesi mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı HMK nun 379.maddesi gereğince yargılamanın iadesi talebinin REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/06/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza