Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/962 E. 2020/75 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/962 Esas – 2020/75

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/962 Esas
KARAR NO : 2020/75

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :30/12/2018
KARAR TARİHİ:04/02/2020
K.YAZIM TARİHİ:04/03/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davacı …’nin, davalı … A.Ş. Çarşı … Şubesinin … no’lu müşterisi olup, yaklaşık olarak toplam 160.000.00TL kredi kullandığını, kredileri 25.10.2018 ve 26.10.2018 tarihlerinde ödeyerek kapattığını, ancak, davalı banka tarafından, davacıdan erken kapama komisyonu, cezası vs. isimler altında fahiş miktarda komisyon, cezalar ve diğer ödemeler tahsil edildiğini, davacıdan alınan bu tutarların haksız olup iadesi gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının da bu doğrultuda olduğunu, davacı aleyhine sözleşmeye konulan muhtelif ve fahiş masraf, kesinti ve tahsilat yapılmasına yönelik hükümlerin yazılmamış sayılması gerektiğini, kanuni genel işlem şartına açıkça aykırı olduğunu, bu nedenle bahse konu tutarların davacıya faizi ile birlikte iade edilmesi gerektiğini beyan ederek, davalı bankanın haksız, yersiz ve fahiş olarak davacıdan almış olduğu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL’nin kesinti-tahsilat tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 21/01/2020 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve talebini 10.345,23 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalı vekili; tüketici sıfatına haiz olmayan davacının, ticari nitelikli birden fazla kredi kullanırken ve birden fazla kredi ile ilgili işlemleri yaparken basiretli iş adamı gibi hareket ederek yapılan işlemin sonuçlarını öngördüğünün kabulü, sözleşmelerin içeriklerini ve sözleşmelerde yapılan değişikliklerin sonuçlarını önceden öğrenip değerlendirmesi gerektiğini, öte yandan tacir olan davalı Bankanın, müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetleri sebebiyle hizmet bedeli, komisyon, masraf gibi adlar altında münasip bir ücret tahsil etmesine yasal bir engel olmadığını, öncelikle tüketici sıfatına haiz olmayan davacının serbest piyasa ve rekabet şartlarında ve yine serbest iradesi ile davalı bankayı tercih ederek serbest iradesi ile birden çok sayıda kredi sözleşmesi yaptığı ve kredi kullandığını, davacı ile akdedilen bir dizi “Genel Kredi Sözleşmesi/Taahhütnamesi” hükümlerine ve Bankacılık İşlemleri Sözleşmesine göre davacının masraf, komisyon ve ücret ödemeyi kabul ettiğini, Genel Kredi Sözleşmesinin 1.4 maddesinde kullanılan kredinin erken ödenmesi halinde %10 oranında erken ödeme komisyonunun, 12.3 maddesinde de banka tarafından çeşitli masraf ve komisyonların tahsil edilebileceğinin ifade edildiğini, davacının huzurdaki davaya konu ettiği kredilerin erken kapanması yönünde vermiş olduğu 26.10.2018 ve 25.10.2018 tarihli talimatlarda açıkça erken ödeme ücretinin hesabından tahsil edilmesini beyan ettiğini bankalarca verilen hizmetlerin karşılığı olarak talep edilen masraf ve ücretlerin hukuki dayanağının 19.10.2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 144.maddesi ve Rekabet Kurumunun 01.08.2002 tarih ve 02-46/563-229 sayılı toplantısında alınan kararlardan kaynaklandığını, bu kararlar ile bankaların müşterilerinden tahsil edebilecekleri masrafların nitelik ve azami sınırlarının bankalarca serbestçe belirlenebileceği hükmü getirildiğini, davacıdan Merkez Bankasına bildirilip ilan edilen listeye uygun olarak masraf ve komisyon tahsil edilmiş olup Bankanın tahsil ettiği masraf diğer bankaların tahsil ettiği ücretlerle muadil oran ve miktarlarda olup verilen hizmete ve diğer bankaların uygulamaları ile birlikte değerlendirildiğinde hakkaniyete uygun olduğunu, dekont ve hesap ekstreleri, dekont ve ekstrelerde yer alan faiz, ücret, komisyon, masraf vb. yönünden fatura niteliğinde lduğu, Tacir olan davacının ise bu yönü ile de hesaplarını takip etmesi gerektiği gibi bu ücretin kendisinden alındığından haberdar olduğu hususunda huzurdaki davada da bir ihtilaf olmadığını, Türk Ticaret Kanununun, “Fatura ve Teyid Mektubu” başlıklı 21/2. maddesinde; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” açık ve âmir hükmü yer aldığını, davacının bankaca alınan bu ücrete 8 gün içinde itiraz etmeyerek faturanın içeriğini de kabul etmiş sayıldığını, bankanın TTK 22.(yeni 20.)madde gereğince komisyon, ücret ve masraf isteyebileceğini, davacının hesap bakiyesine süresinde bir itirazı olmadığını, cari hesap bakiyesine sonradan dava yoluyla itirazının hukuki dayanağı bulunmadığını beyan ederek, haklı maddi ve hukuki gerekçeye dayanmayan davanın usul ve esastan reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER :Davacının ticaret sicil kaydı ile vergi dairesi kayıtları, davalı banka kayıtları, davacıya kullandırılan krediye ilişkin olarak erken kapama komisyonu, cezalar ve diğer ödemeler adı altında alınmış olan kredinin niteliği ve buna ilişkin kredi sözleşmesi, borç tablosu ve tüm ödeme belgeleri, 16/08/2019 tarihli bilirkişi raporu, 21/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasındaki kredi sözleşmesi nedeniyle haksız olarak kesinti yapıldığı iddia edilen kredi masraflarına ilişkin alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 29/05/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi düzenlenmiş olup, davacı tarafından çekilen kredilerin erken kapatılması nedeniyle davalı bankaca yapılan kesintilerin haksız olduğu ve iadesinin gerektiği iddia edilmiştir. Davalı banka tarafından ise yetki ve zamanaşımı yönünden itirazda bulunularak, bankaca yapılan işlemlerin sözleşmeye, mevzuata ve uygulamaya uygun olduğu savunulmuştur.
Davalı bankaya müzekkere yazılarak ilgili kredi sözleşmesi ve ekleri istenmiş, yapılan kesintiler sorulmuştur.
Taraflar arasındaki kredi sözleşmesi kapsamında yapılan kesintilerin hesaplanması ve sözleşme ile genel uygulama kapsamında kesintilerin uygun olup olmadığının tartışılması için alınan 16/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kredi erken kapama komisyonu ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede, kar amacıyla kurulmuş olan bankaların hedeflerini ve ileriye dönük planlarını belirlemede, topladıkları mevduat ile tahsis ettikleri kredilerin belli dengeler içinde tutulmasını zorunlu kıldığı, kredilerin vadesinden önce kapatılmasının bankaya bir maliyetinin olacağı, bu maliyetin bir bölümüne de karşı tarafın katlanmasının hakkaniyet gereği olmasının yanısıra, erken kapama komisyonun caydırıcı etkisinin de bulunduğu, ayrıca genel olarak tüm bankaların vadeli kredilerin erken kapatılması halinde farklı oranlarda da olsa genel olarak müşterilerinden komisyon tahsil ettikleri göz önünde bulundurularak; davacının vadesinden önce ödediği … referanslı 55.801.71TL’lık kredi ile … referanslı 100.000.00TL’lık (toplam 155.801.17TL anapara) tutarın % 10 oranına tekabül eden 5.580.17 + 10.000.00 = 15.580.17TL komisyonun kısmen veya tamamen iade edilip edilmemesine ve iadeye karar verilir ise, bu miktara dava tarihinden itibaren uygulanacak faiz nevi ve oranına ilişkin takdirin Mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
İtiraz üzerine alınan 21/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin 1.4 maddesinde erken ödeme bakiyesinin %5 oranında komisyon tahsil edileceğinin düzenlendiği, %10 oranda erken ödeme komisyonu tahsil edileceğine ilişkin hükmün ise 01/10/2018 tarihli sözleşme maddesinde olduğu, kök raporda yapılan değerlendirmelerin Merkez Bankasının yazısı gereği yapıldığı, 10/04/2019 tarihli yazıda davalı … AŞ nin erken kapama ücreti olarak %5 oranında tahsil edileceğinin Merkez Bankasına bildirildiğinin anlaşıldığı, %5 oranının kabulü halinde, toplamda 7.790,09 TL bankanın talep hakkının olduğu, Merkez Bankasına 25 banka tarafından bildirilen oranların ortalaması olan %3,36 oranı dikkate alındığında ise bankanın talep edebileceği miktarın 5.234,94 TL olabileceği, BSMV tutarının davalı bankanın tahsil ettiği toplam 15.580,17 TL’nin içinde olduğu, zaten hesaplamaya katılmış olduğu, hangi orana göre tahsilat yapılması gerektiğinin mahkemece değerlendirilebileceği kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu, taraflar arasındaki kredi sözleşmesi ve diğer bankalarca uygulanan masraf kesinti oranları ile toplanan tüm deliller gözetilerek; taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi kapsamında davacının erken ödeme yapması nedeniyle davalı bankaca masraf kesintisi yapıldığı sabit olup, taraflar arasındaki sözleşme ve 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesi kapsamında davalı bankanın kesinti yapmak konusunda hakkının bulunduğu, bankaca yapılan kesinti oranının %10 olduğu ve buna göre toplam kesintinin 15.580,17 TL olduğu, Merkez Bankasına 25 bankanın bildirmiş olduğu komisyon oranı ortalaması %3,36 oduğuna göre, davalı bankanın uyguladığı oranın genel işlem koşullarına ilişkin Borçlar Kanunu 20. madde ve devamı düzenlenmelere aykırı olduğu, %3,36 oranına göre yapılması gereken kesintinin 5.234,94 TL olduğu hesaplanmakla bu miktarın mahsubundan sonra kalan 10.345,23 TL’nin davacıya iadesi gerektiği kanaatiyle, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 10.345,23 TL nin 1.000,00 TL sine dava tarihinden, kalan 9.345,23 TL sine ıslah tarihi olan 21/01/2020 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 706,68 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harç ile ıslah ile alınan 159,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 511,19 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı ile 159,59 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 236,59 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 100,60TL tebligat ve posta gideri ile 500,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 600,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.04/02/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı