Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/960 E. 2019/1 K. 02.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/960 Esas – 2019/1

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/960 Esas
KARAR NO : 2019/1

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2018
KARAR TARİHİ: 02/01/2019
K.YAZIM TARİHİ : 10/01/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı Yapı Kooperatifinin, 25.01.2015 tarihli genel kurul kararı ile kooperatif yönetim kurulu üyeliklerine …, … ve … seçildiğini, seçilen yönetim kuruluna Ankara İli Sincan İlçesinde imarın …ada … nolu parselini teşkil eden taşınmazın ortaklara mesken temini amacıyla kat karşılığı olarak müteahhide verilmesine karar verildiğini, davalı kooperatif genel kurulunca, yönetim kuruluna Sincan ilçesi …ada … nolu parsel taşınmaza ilişkin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasına ilişkin yetki verilmesi üzerine davalı kooperatif ile müvekkil şirket arasında 16.02.2015 tarihli “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi İçerikli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” akdedildiğini,bu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin edimlerini yerine getirmeye başladığını ve bu kapsamda üçüncü kişiler ile sözleşmeler imzalayarak harcama ve masraflar yaptığını ancak sözleşmenin davalı kooperatif tarafından haksız ve kötüniyetli olarak feshedilmesi nedeniyle müvekkili şirketin zarara uğradığını beyan ederek, taraflar arasında akdedilen 16/02/2015 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi içerikli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı tarafça haksız ve kötüniyetli olarak feshedilmesi nedeni ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili şirketin yapmış olduğu masraflara ilişkin 5.000,00 TL ‘nin davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesi ile müvekkili şirketin uğramış olduğu 5.000,00 TL kar kaybının davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :Dava ; taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin haksız olarak tek yanlı feshedildiği iddiasıyla davacının uğradığı zararların tazmini istemine ilişkindir.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 30/12/2018 tarihinde açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması, ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia, fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 124/1 maddesinde “Kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “Şahıs şirketleri” ve “Sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yapı kooperatiflerinin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, bu düzenlemelere benzer hükümler, 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nda da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulamasında, yapı kooperatifleri tacir olarak kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere; davalı yapı kooperatifi tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/01/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı