Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/954 E. 2019/678 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/954 Esas – 2019/678

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/954 Esas
KARAR NO : 2019/678

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 07/11/2019
K.YAZIM TARİHİ : 06/12/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin davalı borçludan olan 12.09.2018 tarihli vc … nolu, 28.09.2018 tarihli ve … noiu, 13.10.2018 tarihli ve … nolu, 11.10.2018 tarihli ve … nolu faturalardan doğan alacağının tahsili için 12.11.2018 tarihinde Ankara Batı icra Dairesinde … sayılı dosya ile takibe başlandığını, ödeme emrinin davalıya 22.11.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlunun banka havalesi ile müvekkilinin hesabına 30.11.2018 tarihinde iki havaleyle 9.600.78 TL gönderdiğini, icra müdürlüğüne yapmış olduğu itiraz ile ödeme emrini 22.11.2018 tarihinde tebliğ aldıklarını, borçlarının bulunmadığını iddia ederek itiraz ettiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti ödememek için kötüniyetli bu yola başvurduğunu, borçlunun itirazının iptal edilmesi gerektiğini, zira borçlunun ödeme emrini aldıktan sonra icra dosyasına ödeme yapması gerekirken müvekkili şirket hesabına, sadece icra takibine komi fatura bedeli olan 9.600,78 TL’yi göndermiş olduğunu ve icra dosyasındaki borca itiraz ettiğini, davaya konu faturaların muacceliyet tarihlerinin 28.09.2018, 11.10.2018. 13.10.2018 ve 12.09.2018 olduğunu, davalı borçlunun tebligatı aldıktan sonra sadece fatura miktarım ödemesi ve faiz, vekalet ücreti, harç ve masrafları ödememesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca takipten 1 gün sonra ödeme yapılması halinde bile icra masrafları ve vekalet ücreti yönünden takibin devam edebileceğini, takipteki asıl alacak miktarının dava açılış tarihi itibariyle 12.741,79 TL olduğunu, davalı borçlunun yatırmış olduğu meblağın düşülerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle şimdilik 2.000,00 TL ve işleyecek faiz yönünden takibin devam etmesi gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kumlunun 2011/13-29 E., 2011/56K. sayılı ilamı uyarınca itirazın iptali davasının ödenmeyen miktar için kısmi dava şeklinde açılabileceğini beyan ederek, davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile icranın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL ve işleyecek faiz olarak devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkili firma adresinin Çankaya/Ankara’da bulunması nedeniyle görevli mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili firma tarafından takibe konu alacak tutarının ödendiğini, müvekkili firmanın takip öncesinde temerrüde düşürülmemiş olduğunu, faturaya konu alacak talebine istinaden faiz talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, mevzuat hükümleri gereğince genel ilkenin faturanın mal teslimi ya da hizmet sunumundan sonra düzenlenmesi gerektiği yolunda olduğunu, gerek faturanın malı satan ya da hizmeti sunan tarafından düzenleniyor olması gerekse genel ilkeye rağmen faturanın mal satımı veya hizmet sunumundan önce düzenlenebilmesinin faturanın delil olma değerini düşürdüğünü, fatura tarihinden itibaren borçlunun temerrüde düştüğünün kabul edilmesi ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi istenmesinin mümkün görülmediğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, Yargıtay 15. H D 2015/1S15E., 2015/5645K. sayılı ilamında fatura ibrazını mütemerrit konuma gelmek için yeterli görmediğini, davaya konu talebin likit bir alacağa ilişkin olmayıp icra inkar tazminatı talebinin de reddi gerektiğini, icra inkar tazminatına hükmcdilebilmesi için davalının takibi sürüncemede bırakmak amacıyla ve haksız olarak itirazının söz konusu olması gerektiğini, müvekkilinin ise asıl alacağı ödemiş olması sebebiyle icra inkar tazminatı talep koşullarının oluşmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil kayıtları, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 16/07/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; ticari satım sözleşmesi nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı tarafından asıl alacağın ödendiği, ancak ferilerin ödenmemesi nedeniyle davanın açıldığı anlaşıldı.
Davacı alacaklı, 9.600,78 TL asıl alacak, 922,86 TL faiz olmak üzere toplam 10.523,64 TL nin tahsiline yönelik olarak faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 22.11.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 23.11.2018 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
İcra dosyası kapsamında ödemelerin mahsubu ile kapak hesabı yapılması için alınan bilirkişi raporunda; davalı adına düzenlenen takip konusu muhtelif faturaların sekiz günlük yasal süresi içerisinde itiraza uğramadığı ve takipten önce ödenmediği, taraflar arasında fatura içeriklerine ilişkin bir husumet bulunmadığı, kaldı ki fatura bedellerinin takipten sonra 19/11/2018 tarihinde 270,17 TL ve 26/11/2018 tarihinde 9.330,61 TL açıklamalarıyla toplam 9.600,78 TL olacak şekilde ödendiği tespit edilmekle, her ne kadar aralarındaki ticari ilişki sebebiyle borçlu adına muhtelif tarihlerde faturalar düzenlenmiş olsa da temerrüt bakımından ödenmesi gereken bedel kaydını da içeren alacaklı tarafından borçluya gönderilmiş ihtarat bulunmadığı için temerrüdün takip tarihi itibariyle gerçekleştiği ve faizin takip tarihinden itibaren hesaplanması ve takibin 9.600,78 TL için dikkate alınması gerekeceği, 12.11.2018 olan takip tarihinden sonra, (19 ve 26 Kasım 2018 tarihlerinde) yapılan dosya harici ödemeler asıl alacağa bağlı fer’ileri, takip giderleri ve vekalet ücretini kapsamadığı için borcun sona ermeyeceğinden ödeme tarihi itibariyle hesaplanan dosya borcu olan 11.534,81 TL’den yapılan 9,600,78 TL harici ödemenin mahsubuyla bakiye 1.934,03 TL alacak bulunduğu belirtmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında ticari satım ilişkisi bulunduğu ve davacının davalıya sattığı malların bedeline yönelik olarak fatura düzenlediği, faturaların ödenmemesi üzerine takip başlatıldığı, davalı yanın takip tarihinden sonra davacıya ödeme yaptığı da gözetilerek taraflar arasında asıl hukuki ilişkiye dair ihtilaf bulunmadığı görülmüştür. Uyuşmazlığın, alacağın ferilerine ve ödemelerin mahsup yöntemine ilişkin olduğu, davacının ödemelerinin TBK nın 100.maddesi gereği alacağın ferilerinden mahsup edilmesi gerektiği, davacının davalıyı takip tarihinden evvel temerrüde düşürmemesi nedeniyle birikmiş faiz isteminin yerinde olmadığı anlaşıldığından, buna göre yapılan hesap sonucu davacının 1.934,03 TL bakiye alacağı bulunduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE, Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … numaralı takip dosyasına vaki itirazının 1.934,03 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-1.934,03 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 132,11 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 96,21 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç, tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla icra dosyasına yatırılan 52,62 TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı olmak üzere toplam 129,62 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 47,75 TL tebligat ve posta gideri ile 450,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 497,75 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 481,33 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 1.934,03 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 65,97 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.07/11/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı