Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/939 E. 2019/407 K. 18.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/939 Esas – 2019/407

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/939 Esas
KARAR NO : 2019/407

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ: 18/06/2019
K.YAZIM TARİHİ : 09/07/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkil … davalı şirket ile 08/09/2016 tarihinde Hidromek marka HMK. … tipi kazıcı bekoloader olarak adlandırılan, yedek filtresi yanında + 1000 saat bakım +1 takım ön tırnak ekleri ile birlikte kazıcı yükleyici olarak kullanılan iş makinesi alımı konusunda anlaşmaya vardığını, sipariş kabul fişinde de görüleceği üzere 13.636,32 Euro luk son 12 taksitin davalı firma tarafından karşılanacağını,davacının sadece 48 taksitten sorumlu olacağını ve sonraki taksitler sözleşmede görüleceği üzere; Hidromek firması tarafından karşılanacağı, finansman işlemlerinin …firması (De lge London Finansal Kiralama) ile yapıldığını, müvekkil tarafından davalı firma satış sorumlusu olan … isimli satış temsilcisi ile bu işlemlerin yürütüldüğü sırada sadece 48. Takside kadar olan taksitlerden sorumlu olan davacının, 49. Taksitten 60. Takside kadar olan taksitlerden sorumlu olmayacağından dolayı ayrıca bir sözleşme yapılmasını istemiş firma satış yetkilisi de kendilerinin sorumlu olacağı son 12 taksitin ödemesinin kendileri yani davalı firma tarafından 2 ya da 3 ay da bir ara ödemeler şeklinde yapacaklarını, davacıya ifade ettiklerini, sözleşmeyi imzalayan … isimli satış sorumlusu tarafından ve kendi el yazısıyla yazılı sözleşme niteliğinde bulunun sipariş kabul fişinin fiyat ve ödeme şekli kısmında müvekkilin 49. Taksitten 60. Takside kadar olan kısımdan kendilerinin bizzat sorumlu olacağını yine kendi el yazısı ile açıkça hem rakamla hem de yazı ile belirttiklerini, taksitlerin 48. Aydan sonra da devam edecek olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan davacının taraflar arası karşılıklı edimlerin yüklendiği sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini bu güne değin yerine getirmediğini beyan ederek, davalı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 48. Aydan sonra ki taksitlerden dolayı müvekkilin davalı olan firmaya 13.740,00 Euro borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacının dava dilekçesinde zikredilen HMK…tipi kazıcı-yükleyici iş makinasına ilişkin, davacı taraf ile müvekkil şirket arasında herhangi bir alım-satım sözleşmesinin mevcut olmadığını, davacı ile dava dışı… A.Ş. Arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkil şirket ise Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin tarafı olmadığını, müvekkil şirketin üçüncü pozisyonda olduğunu, müvekkil şirketin, dava dilekçesinde bahsi geçen iş makinasını… A.Ş.’ye sattığını,müvekkil şirket tarafından davacı yana karşı, dilekçe konusu makinaya ilişkin 13.740,00 Euroluk herhangi bir borç tehdidinde bulunulmadığını, davacı tarafın müvekkil şirkete satış sonrası hizmet ve yedek parçadan kaynaklı olarak 1.870,64TL borcu bulunduğunu, ancak bu tutarın da bu dava ile ilgisinin bulunmadığını, sipariş kabul fişinin hiçbir şekilde sözleşme niteliğine haiz olmadığını, davacı tarafın iddiasının üçüncü kişiye olan bir borcun bir kısmının müvekkil şirket tarafından üstlenildiği yönünde olup, bu tip bir taahhüdün şirketin o dönemki çalışanlarından olan … tarafından verilmesinin mümkün olmadığını, kendisinin böyle bir taahhüt vermeye yetkisinin bulunmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için …’ün bu şekilde bir taahhütte bulunma yetksinin mevcut bulunmadığı kabul edilse de, böyle bir halde dahi davacının müvekkili şirkete ödemekle yükümlü olduğu bir borç olmayacağından davanın yine aynı şekilde hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, böyle bir borcun bulunmadığını, davacı tarafça müvekkili şirket tarafından yönlendirilen bir alacak talebinin olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil kayıtları, Vergi dairesi kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, dava dışı… AŞ kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, satım ve finansal kiralama sözleşmesi nedeniyle satıma konu malın kira bedelinin ödenecek taksitlerinden davalının sorumlu olması nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalıdan başka bir firma aracılığıyla finansal kiralama yoluyla makine satın alındığı ve davalının belli taksitlerden sorumlu olduğu iddia edilerek davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istenmiştir. Davalı ise asıl sözleşmenin davacı ile dava dışı finansal kiralama şirketi arasında yapıldığı, davalının hasım olmadığı ve davalı tarafça davacıdan alacak talep edilmediği, davacının menfi tespit talebinde hukuki yararı bulunmadığı savunulmuştur.
Davacı tarafından sunulan ve davalı tarafından düzenlenen … sayılı sipariş kabul fişinde; makine ve tesisat bedelinin 13.636,32 Euro olarak finansal kiralama yoluyla davacıya verilmesi kararlaştırılmış olup, belirlenen 13.636,32 Euro nun davalı tarafından ödeneceği açıklanmıştır.
Yine davacı ile dava dışı … kiralama şirketi arasında yapılan sözleşme ile taksit miktarları belirlenmiştir. Sözleşmede davalı firmanın imzasının bulunmadığı görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 114/1.h bendinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olarak sayılmıştır. Bilindiği üzere dava şartları yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkeme tarafından da re’sen dikkate alınmalıdır.
Sunulan deliller kapsamında; davacının dayandığı “sipariş kabul isimli” sözleşmede davalı firmanın sözleşmede belirlenen meblağı karşılamayı yüklendiği, davalının davacıdan bir alacak talebinde bulunduğuna ve alacaklı durumda olduğuna dair dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, davacının sunduğu deliller ile çelişkili olarak davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği görülmekle; davalının davacıyı borç tehdidi altına aldığı ispat edilemediğinden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın HMK 114/1-h maddesi gereği reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.414,77TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.370,37 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.377,52 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.18/06/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı