Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/90 E. 2020/107 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/90 Esas – 2020/107

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/90 Esas
KARAR NO : 2020/107

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
K.YAZIM TARİHİ : 12/03/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı şirketin müvekkilinden 10.11.2016 tarihli faturada belirtilen cins ve miktarı belirtilen malzemeyi satın aldığını, bedeli ödenmediği için karşılığında açık fatura düzenlendiğini, Ankara Batı İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine 30.290,54 TL tutarında icra takibi başlattıklarını, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini, iddia edilen hususların haksız ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davalının zaman kazanmak için haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ve icra takibini durdurduğunu beyan ederek, borçlunun haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; taraflar arasında herhangi bir alım satım akdinin yapılmadığını, hukuki bir ilişkinin bulunmadığını, müvekkili şirketin herhangi bir borcu olmadığı gibi muhteviyatı itibariyle kabul etmedikleri fatura dolayısıyla herhangi bir ikazın yapılmadığını, herhangi bir ihtarnamenin de gönderilmemiş olduğunu, takip ve dava konusu faturanın müvekkili şirketin hesaplarına intikal ettirilmişse de taraflar arasında herhangi bir ticari alışveriş olmadığı gibi mal tesliminin de yapılmadığından dava konusu fatura ile birlikte toplam 3 adet faturanın şirket hesaplarından çıkarılarak düzeltme beyannamesi verildiğini ve bundan doğan vergisel yükümlülüklerin yerine getirildiğini, ayrıca müvekkili şirketin bağlı olduğu Kahramankazan Vergi Dairesi’ne müracaat edilerek ilgililer hakkında inceleme ve işlem yapılmasının talep edildiğini, sadece dava konusu fatura değil diğer 2 faturada da malın teslim alındığına dair kaşe ya da imzanın bulunmadığını, 3 faturanın da açık olarak düzenlenmesine rağmen sadece bir tanesinin dava konusu yapılmasının da dikkat çekici olduğunu, faturanın açık düzenlenmesinden dolayı alacaklı olduğunu iddia eden tarafın her üç faturayı da dava konusu yapması gerektiğini, fatura içeriği mallara ilişkin kantar fişi veya nakliye faturasından da bahsedilmediğini, sahte faturaya dayanılarak alacak iddiasında bul unutamayacağını, uygulamada VUK bakımından suç olmakla birlikte mükellefler tarafından stok miktarını düşürmek, başka yerlerden uygun fiyatlı olduğu için faturasız alınan malları faturalandırmak, yüksek KDV’den kaçınmak gibi sebeplerle belirli bir yüzde karşılığı fatura temin edilmekte olduğunu, davacının faize ilişkin talebinin de yasal dayanağının bulunmadığını beyan ederek, hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve yersiz davanın reddine, takip suiniyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere müvekkili şirket lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, tarafların 2016 yılına ait BA-BS formları, davacı şirkete ait vergi dairesi kayıtları, 27/03/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; ticari satım nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 29/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 04/01/2018 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı tarafından, davalıya mal satışı gerçekleştirildiği ve teslimin yapıldığı iddia edilmiş, davalı tarafından ise mal tesliminin yapılmadığı, faturaların gerçeği yansıtmadığı ve bu yönde inceleme yapılması için ilgili kuruma şikayette bulundukları belirtilmiştir.
Vergi incelemesine yönelik olarak gerekli yazışmalar yapılmış, davacı hakkında yapılan inceleme evrakı dosyaya kazandırılmıştır. Vergi incelemesinde dava konusu faturaların bulunmadığı ve davacı hakkında bir işlem yapılmamış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi için alınan bilirkişi raporunda; hem davacının hem de davalının 2016 yılında dava konusu faturada dahil taraf kayıtlarında yer alan 3 adet faturayı, ilgili vergi dairelerine BA ve BS formlan ile beyan ettiği, davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan tespitler doğrultusunda icra takip tarihi olan 19.12.2017 tarihi itibariyle kayıtlar bağlamında davacının davalıdan bakiye 84.724,23 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan tespitler doğrultusunda, 2017 yılı ticari defter ve belgeleri dosya kapsamına sunulmadığından icra takip tarihi olan 19.12.2017 tarihi itibariyle tam bir tespitin yapılamadığı, ancak 20.11.2016 tarihi itibariyle davalının davacıya 84.724,23 TL borçlu olduğu belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki kapsamında davacının fatura konusu malları davalıya teslim etmiş olduğunu ispatı gerekli olup (Yargıtay … Hukuk Dairesi nin 2019/65 E 2019/4829 K sayılı ilamı); davacı tarafça teslime dair yazılı delil sunulmamış, tanık ve yemin deliline de dayanılmamıştır.
Tüm bu açıklamalara göre; davacı, davalı ile aralarındaki satım ilişkisi nedeniyle düzenlenen faturalara konu malların bedelini tahsiline yönelik talepte bulunmuşsa da, takip konusu faturalar her iki yanın defterlerinde kayıtlı bulunsa dahi malların tesliminin ispata muhtaç olduğu, davalı yanın teslim yapılmadığı yönünde savunmasının da bulunduğu, davacı tarafından bu hususun aksinin ispat edilemediği görüldüğünden davanın reddine, davacının kötüniyetli olarak takip başlattığı ispat edilemediğinden davalı yanın tazminat isteminin reddini yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı ve davalı yanın tazminat istemlerinin reddine,
3-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 517,29 TL harçtan mahsubu ile bakiye 462,89 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.543,58 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/02/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı