Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/895 E. 2019/656 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/895 Esas – 2019/656

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/895 Esas
KARAR NO : 2019/656

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 31/10/2019
K.YAZIM TARİHİ : 26/11/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalıya ait olan ve idaresindeki … plakalı aracı ile müvekkilin … plakalı aracına 02.09.2018 günü otopark içinde çarptığını, kaza nedeniyle müvekkiline ait araçta maddi hasar oluştuğunu, davalının tam kusurlu olduğunu, olay yeri otoparkın güvenlik kamera kayıtlarının delilleri arasında yer aldığını, kaza anında orada bulunan tanıklarının dinlenmesi ile de ortaya konulacağını, davalının sorumluluktan kurtulma gayreti içine girdiğini, yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile bu hususun şüpheden uzak görüleceğini, müvekkilinin, trafik kazası dolayısıyla aracına bir kısım masraflar yaptığını ve bu masrafların davalı tarafından tazmin edilmeyeceğini, bu kaza nedeniyle yapılan masrafların yanı sıra müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının taraflarınca hesaplanması mümkün olmadığı ve bir uzman görüşü gerektiğinden fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu beyan ederek, davanın kabulüne, … plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.280,00 TL maddi tazminatın davalılardan … Sigorta şirketinden (yasal sorumluluklarını aşmamak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketi açısından dava tarihinden, diğer davalı yönünden haksız fiil tarihi olan 02.09.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … ; davacıya ait … plakalı araca yönetimindeki … plakalı araçla çarparak kaza yaptığını, kusurlu olmamasına rağmen kendisine kusur yüklemek için yanlış beyanda bulunduğunun iddia edildiğini, aracını park yerinde sol tarafında kalan boş park yerine park etmek için manevra yaparken kontrolsüz bir şekilde geri geri çıkan … plakalı araç sahibinin sürücüsünün kazaya neden olduğunu, polis çağırmak istediklerini ancak davacının kendisinin ve eşinin polis olduğunu, kaza tutanağı tutmayı ve mevzuatı bildiklerini ve aciliyeti olduğunu söylediklerinden tutanak tutmaya ikna olduğunu, kaza tutanağını davacının eşinin yazdığını, gözlüğü yanında olmadığı ve polis olduklarından güvendiği için tutanağı imzaladığını, tutanakta sanki kendilerinin hiç suçu yokmuş gibi kazanın gösterildiğini, kendisi kaza mahallindeyken, daha önce kaza ihbarında bulunduklarından trafik ekiplerinin geldiğini, elindeki tutanak ile kaza fotoğraflarını gösterdiğini, polislerin tutanağa göre kendisini kusurlu gösterdiklerini ifade ettiğini, davacı yanı arayarak olay yerine gelmesini istediğini, telefonda davacı ile polis ekibinin konuştuğunu ve olay yerine tekrar gelmediğini, polislere hakkını nasıl arayacağını sorduğunu, onlarında edebileceğini söylediğini bunun üzerine tramer’e itiraz ettiğini ve olay resimlerini gönderdiğini, bu inceleme sonucu davacı …’in % 100 kusurlu olduğuna karar verdiklerini, …’in Tramer’e sunduğu ek beyanında çizdiği krokide yine park yerinde hareket etmemiş duran … plakalı araca … plakalı araçla kendisinin çarparak kaza yaptığını çizerek komisyonu yanıltmaya çalıştığını beyan ederek, davacı yanın kazada % 100 kusurlu olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; davacı yanca davaya konu talepler için, dava tarihinden önce müvekkili şirkete yazılı başvuruda bulunulmadığından, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin, davanın husumet nedeniyle reddini talep ettiklerini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanma alanının, kanunun ‘kapsam’ başlıklı 2. maddesinde belirtildiğini, açık kanun hükmü karşısında otoparkın, karayolu ve karayolu sayılan yerlerden olmadığı konusunda şüphe bulunmadığını, otoparkta meydana gelen kazanın, 2918 sayılı KTK kapsamı dışında olduğunu, Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi ile işletenin Karayolları Trafik Kanunundan doğan sorumluluğu teminat kapsamına alındığını, KTK kapsamında olmayan dava konusu olay nedeniyle müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, kusur durumunun tespiti için keşif/bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, dava konusu kazada, … plakalı araç sürücüsünün kusur ve ihmalinin bulunmadığını, hiç kimsenin kendi kusuru ile bir menfaat temin edemeyeceğinin açık olduğunu, kazaya ilişkin, ifade tutanakları, hasar dosyalan, kaza raporu, fotoğraflar ve eklerinin celbi ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, dosya kapsamında mevcut hasar fotoğrafları incelendiğinde, davacının talep ettiği hasar tutarının fahiş olduğunun açıkça görüldüğünü, davacı yana ait araçta değer kaybına sebebiyet verecek bir hasarın söz konusu olmadığını, bu hususun, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlan gereğince, Genel Şartlar Ek l’de yer alan esaslara göre yapılacak hesaplama sonucu ortaya çıkacağını, bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini beyan ederek, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, davacıya ait aracın tramer kayıtları ve ilgili hasar dosyaları, 30/05/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Davacı tanığı … ; “olay günü kız kardeşim ile birlikte kuaförden çıktık eşim park ettiği yerde bizi bekliyordu, siteye ait park yerindeydi yan yana araçlar park halindeydi ön tarafa benbindim arkaya kız kardeşim oturdu, davalının kullandığı araç arkamızdan çok hızlı bir şekilde geçti, bu sırada eşimin aracı çalışır vaziyette değildi, sonra eşim arabayı çalıştırdı, ilk hareketinde davalının kullandığı araç bizim aracımıza sol arka tampondan hızlı bir şekilde vurdu, davalı aracı geri geri kullanıyordu, gittiği yerden geri gelirken bize çarptı önce özür diledi, daha sonra biri ile telefonla konuştuktan sonra sert bir tavır takındı, bize park yeri aradığını söyledi, biz emekli polis olduğumuz için tutanak tutmakta yardımcı olacağımızı söyledik, ancak daha sonra sorun çıktığından polisi aradık” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … ; “davacı … benim eniştem, ablamın eşi olur, ben kaza anında ordaydım, ben ablam, eniştemle kuaföre gitmiştik, kuaför çıkışında otoparktan çıkarken, biz park yerinde duruyorduk, davalının sahip olduğu araç hızlı bir şekilde arkamızdan geçti, biz geri geri çıkacaktık, onun geçmesini bekledik, eniştem araç kullanıyordu, vitesi geriye taktı, daha manevra yapmadan arkamızdan geçen davalının aracı hızlı bir şeklide geri geri gelerek bizim araca çarptı, ben arkada oturuyordum, çarpmadan dolayı baya sarsıldım, davalı araçtan indi bizden özür diledi park sensörüm de vardı, neden çalmadı anlamadım dedi, biz polisleri çağırdık ancak gelmediler biz de kendi aramızda tutanak tuttuk, olay yerinden ayrıldık, bize çarpan araç … marka bir araçtı,tanıklık ücreti talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … ; ” olay günü eşimin yanında ön koltukta oturuyordum, pazara gitmek için yola çıkmıştık, otoparka geldiğimizde eşim geri manevra yaparken davacının aracına çarptı, davacının aracının hareket halinde olup olmadığını hatırlamıyorum, ancak bulunduğu yerden çıkmış vaziyetteydi, bizim arabanın neresi ile davacının aracının neresine çarptığımızı da hatırlayamıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle davacının aracında oluştuğu iddia edilen hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava ve 08/07/2019 tarihli açıklama dilekçelerinden istenen tazminat kalemlerinin ne olduğu tam olarak anlaşılamadığından davacı vekilinden 26/09/2019 tarihli duruşmada beyanı sorulmuş, davacı vekilinin açık beyanından talebin sadece hasar bedeline yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dava açılmadan önce KTK 97 maddesi gereği davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmuştur.
02.09.2018 tarihinde, davalı …’e ait olan ve kullanımındaki … plakalı araç ile ile davacının … plakalı aracının otopark içinde çarpışması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Sorumluluğun, kusurun tespitine ve zararın hesaplanmasına yönelik olarak alınan 30/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana geldiği yerin sokağa bağlantısının olması, kamuya açık olması nedeniyle karayolu niteliğinde olduğu, kazada … plakalı araç sürücüsü davalı …’in park yaparken manevra ve kurallara aykırı davranışı nedeniyle % 100 Asli Kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü davacı …’in kazanın oluşumunda kusur ve ihmali bulunmadığı, … plakalı araçta meydana gelen hasarın onarımı için gerekli parça ve işçilik bedelinin 1.280,00TL (KDV dahil) olduğu belirtmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
Tüm bu açıklamalara, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmayan davacının aracında oluşan hasar bedelini davalılardan talebinde haklı olduğu, meydana gelen zararlardan davalıların yukarıda açılanan yasal düzenleme gereği müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarından davanın kabulüne,

hükmedilen tazminata davacının talebi ile bağlı kalınarak davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden faiz işletilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 1.280,00 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen ( davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde) tahsili ile davacıya verilmesine, hükmedilen tazminata davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihi olan 02/09/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Alınması gereken 87,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 51,53 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı olmak üzere toplam 77,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 171,15 TL tebligat ve posta gideri ile 550,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 721,15 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 1.280,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı …’in yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.31/10/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı