Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/866 E. 2019/120 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/866 Esas – 2019/120

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/866 Esas
KARAR NO : 2019/120

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2018
KARAR TARİHİ : 21/02/2019
K.YAZIM TARİHİ : 01/03/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı tarafa ödeme günü, tanzim tarihi ve adres kısmını boş bırakarak tutarı tarafına nakit olarak ödenmek üzere bir senet verdiğini, tutarın tarafına ödenmediği gibi o dönemde eczacılıkla uğraştığı için sürekli hacizle korkutularak baskı altında bırakıldığını, ödemek zorunda kaldığı senette vadenin sonradan doldurulduğunu, senet verdiği karşı tarafla arasında bir borç ilişkisi olmadığını, ancak o dönem sıkışık olduğunu ve güvendiği için senet verdiğini, senedi verdiği şahsın kendisine para getireceğini ancak getirmediğini, senedi verdiğinde vade kısmının boş olduğunu, borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu nedenle mağdur duruma düştüğünü ve bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL ticari ve 12.000 TL manevi tazminat ile icra dosyasının kapanması için ödediği 29.000 TL’nin işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak kendisine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
GEREKÇE :Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit ile fazla ödendiği ileri sürülen bedelin iadesi ile yapılan ödemelerden dolayı uğranılan zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 09/10/2018 tarih … E-K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dosya mahkememiz esasının yukarıdaki sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 15/02/2018 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce Ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye
Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nce görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Somut olayda; davalı/alacaklı tarafından, davacı/borçlu aleyhine ilk olarak … E sayılı dosya ile kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmış, bu takip, davacı borçlunun şikayeti sonucu Ankara Batı İcra Mahkemesi nin … E, … K sayılı ilamı ile iptal edilmiştir. Alacaklı tarafından bu kez … E sayılı dosyada aynı senede ilişkin olarak genel haciz yolu ile takip yapılmış olup; davalı borçlunun, ödeme emrine itirazı Ankara … AHM nin … E sayılı dosyasında iptal edilmiştir. Bu Ankara Batı İcra Hukuk Mahkemesi ile Ankara …. AHM nin kararları ile dava konusu senedin zamanaşımına uğradığı tespit edilmiştir.
Eldeki davada uyuşmazlık, kambiyo senedi vasfını yitirmiş olduğu mahkeme kararı ile sabit görülen yazılı belge uyarınca haksız ödeme yapılmış olması iddiasına dayalı tazminat ve menfi tespit istemine ilişkin olmakla, tarafların tacir olmadıkları da anlaşılmaktadır. Bu durumda ihtilafın TBK’da düzenlenen genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.
Tüm dosya kapsamı, yukarıda açıklanan yasal mevzuat ve yerleşik Yargıtay uygulamaları birlikte değerlendirilerek; taraflar arasındaki temel ihtilafın haksız fiilden kaynaklandığı, davanın taraflarının tacir olmadığı, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesini görevli kabul etmenin mümkün olmadığı, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunda davanın HMK 114/1-c , 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde merci tayini için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine,
3-Merci tayini sonrasında mahkememizin görevli olmadığı kesinleştiği takdirde , HMK ‘nun 20. Maddesi gereğince verilen karar kesinleştikten sonra ve talep halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli olduğu belirlenen Mahkemesine gönderilmesine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince süresi içinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerinin gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacının yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/02/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı