Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/858 E. 2019/310 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/858 Esas – 2019/310
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/858 Esas
KARAR NO : 2019/310

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/05/2019
K. YAZIM TARİHİ: 17/05/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkilisi olduğu şahıs şirketi ile davalı şahıs şirketinin müştereken tekstil ürünleri üretip sattıklarını, ürünlerin tasarım ve baskı işlerinin davalıya ait olduğunu, hammadde temini ve dikim işlerini ise müvekkilinin yaptığını, davalı yanın ürünleri satmasının ardından, kendi müşterilerinden alacaklarını tahsil ettikçe, müvekkilinin düzenlediği açık faturadaki bedelleri müvekkiline ödediğini, ancak davalı yanın müşterilerinden alacaklarını geç tahsil etmeye başladıkça, müvekkiline olan borçlarını da geç ödemeye başladığını, müvekkilinin yaptığı tüm satışlardan elde ettiği geliri, davalı işletmenin ürünleri için gereken ham maddeyi sağlamak için harcamaya başladığını, kira, işçi maaşı, elektrik, su gibi ödemelerini yapamaz hale geldiğini, davalının zamanla kendi makinalarını aldığını, fason dikişçiler bulduğunu ve müvekkili ile yaptıkları ticareti sonlandırdığını, davalının 2018 Temmuz ayının sonunda, müvekkiline wahtsapp üzerinden mesaj göndererek 2018 Ocak ayından itibaren biriken tüm borcunun 14.319,00 TL olduğunu beyan ettiğini, müvekkilinin bu rakam üzerinden açık fatura hazırlayıp davalıya teslim ettiğini, tüm görüşme ve uyarılara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını ancak davalı yanca yapılan haksız itiraz üzerine takibin durdurulduğunu beyan ederek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’in uzun yıllar çeşitli kurumlarda grafik tasarım, başkı ve üretim alanlarında çalışarak kazandığı tecrübe ve birikim ile bu alanda hizmet vermek amacıyla şahıs işletmesi kurduğunu ve davacıya ait işletmenin hemen yanında bir dükkan kiralayarak ticari hayatına başladığını, davacıya ait işletmenin ise tekstil ve kumaş ürünleri üreten bir işletme olduğunu, müvekkili ile davacı firma arasında bir çözüm ortaklığı kurulduğunu, müvekkilinin davacıya ait işletmeden kumaş satın aldığını, aynı zamanda da dijital baskı yazısı makinesi ile almış olduğu sumlimasyon dijital baskıları davacının işletmesine sattığını, iki işletmenin yanyana olması sebebiyle ve karşılıklı iş ortaklıkları çerçevesinde zaman zaman sözlü anlaşmalar da gerçekleştirildiğini, davacı tarafından satılan kumaşlar için kesilen fatura miktarları üzerinden, müvekkilinin satmış olduğu sublimasyon baskı kağıtlarının ücretleri düşülerek davacıya ödeme yapıldığını, müvekkilinin davacıdan düzenli olarak kumaş satın aldığını ve bu kumaşların ücretlerini derhal EFT yoluyla …’a ödediğini, davacının, davalıya yapmış olduğu işlerin faturasını, yapılan işlerin ücretinin ödenmesinden sonra kestiğini taraflar arasındaki çözüm ortaklığı sebebiyle yapılan işlerin sık olmasından dolayı her iş için ayrı fatura kesmek yerine 2-3 aylık işlerin toplamı için fatura kesildiğini, müvekkilinin, faturaların ödeme yaptıktan sonra ve toplu olarak düzenlenmesine iyi niyet kuralları gereği itiraz etmediğini, davacı yanın müvekkilinin almış olduğu baskı ücretlerini zaman zaman kendi alacağından düştüğünü, tarafların bu şekilde anlaştıklarını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın müvekkilinin uzun yıllardır çalıştığı … firması ile davacı işletmenin doğrudan iletişime geçerek kendilerine çekmeye çalışması nedeniyle gerçekleştiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmayarak müvekkilinin müşterisini kazanmaya çalıştığını, bu uyuşmazlık nedeniyle müvekkilinin işletmesini taşımak zorunda kaldığını, davacı yanın bu duruma kinlenerek aralarındaki ticari ilişkinin tamamen bitmesinden yaklaşık 3 ay geçtikten sonra 03 Temmuz 2018 tarihinde müvekkiline kabulü mümkün olmayan 14.320,80 TL’lik hukuksuz ve keyfi bir fatura düzendiğini ancak bu faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, her iki tarafın da aynı muhasebeciden hizmet almaları nedeniyle davacı işletmenin faturayı doğrudan muhasebeciye verdiğini ve muhasebecinin de deftere kaydettiğini, ticari deftere kayıtlı bir fatura bulunması ve bu faturaya itiraz edilmemiş olmasının tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya değer bir delil olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Etimesgut ve Sincan Vergi Dairesi Müdürlüklerine yazılan müzekkere cevaplarında, hem davacı hem de davalının işletme hesabı usulüne göre defter tuttukları belirtilmiştir.
Ankara Ticaret Sicili Müdürülüğünün 21/02/2019 tarihli yazısıyla davacı ve davalının ticaret sicilinde kaydına rastlanılmadığı bildirilmiştir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki davada; davacı ve davalının, Etimesgut ve Sincan Vergi Dairesi Müdürlüklerine yazılan yazı cevaplarında da belirtildiği üzere işletme esasına tabi vergi mükellefi olan esnaf oldukları, bir başka deyişle tacir olmadıkları anlaşılmaktadır. Taraflar tacir olmadığı gibi, dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı (Nöbetçi) Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/05/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza