Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/816 E. 2023/1073 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/816 Esas – 2023/1073
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/816 Esas
KARAR NO : 2023/1073

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2016
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
K. YAZIM TARİHİ: 01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı kooperatif ortaklığından 18.02.2008 tarihinde ayrılmış olup, o dönemde hak ettiği çıkma payı alacaklarının kendisine ödenmediğini, bunun üzerine Ankara Asliye Ticaret mahkemesine dava açtığını ve şimdilik 10.000.TL’nin davalı kooperatiften tahsilini talep ettiğini, anılan yargılamada alınan tüm bilirkişi raporlarında müvekkilinin davalı kooperatife toplamda 93.200.TL ödeme yaptığı ve herhangi bir kesinti yapılmasına gerek olmadan bu çıkma payı alacağının tahsili gerektiğinin tespit edildiğini, ne varki yerel mahkemece müvekkilinin talebinin reddedildiğini, anılan kararın temyize konu edildiğini, ancak Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin eski içtihatları gereği onandığını, kısmi dava devam ederken kısmi davada talep konusu yapılmayan ve Ankara Ticaret Mahkemesinin dosyasında belirlenen bakiye 83.200.TL çıkma payı alacağının, bu defa 06/05/2009 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte tahsili için 02/05/2014 tarihinde icra takibine konu edildiğini, ancak davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekilinin davalı kooperatiften ayrıldığını, önceki yargılamada da aidat alacağının tespit edildiğini, müvekkilinin ayrıldığı yılın bilançosunun onaylanmış ve 1 aylık sürenin de geçtiğini, öte yandan Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’nin isabetsiz şekilde itibar ettiği usulsüz erteleme kararının süresinin bile dolduğunu, dolayısıyla müvekkilinin alacağının muaccel hale geldiğini, müvekkilinin çıkma payı alacağının hukuka uygun olduğunu, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararına ittihaz edilmesini, haklı ve hukuka uygun davanın kabul edilerek Ankara Batı …icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yaptığı vaki itirazın iptali ile takibin devamını, 06.05.2009 tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, Davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili kooperatiften talep edebileceği herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, davacının üyeliğini istafa ederek sonlandırdığını, bu anlamda davacının haksız ve mesnetsiz alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, reddedilen bir davada alınan bilirkişi raporuna dayanılarak alacağın varlığına dayalı kesin olan hiçbir belge bilgi olmaksızın iş bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, alacağın varlığına yönelik savunmalarının mutlak suretle dikkate alınması ve işin esasına girilerek bu yönde inceleme yapılması gerektiğini, davacının müvekkili kooperatife üyeliği ve sözde aidat ödemelerinin muvazaalı olduğu gibi müvekkilden hiçbir hak ve alacağı da bulunmadığını, davacının müvekkili kooperatie gerçekte hiç ödemediği aidatların iadesini istediğini, kooperatifin eski yönetiminin menfaat sağlamak amacıyla yüklenici firma ile danışıklı işlemlerine taban oluşturması bakımından bir grup fiktif üye kaydı yaptığını, böylelikle sürekli olarak yönetimde kalmayı sağlayıp haksız menfaat edimini sürdürdüğünü, aralarında davacının da bulunduğu fiktif üyelerin kooperatife nakit ödeme yapmadıklarını, adiat ödemelerini senet olarak kooperatife teslim etmiş gibi gösterdiklerini, senetlerin akibetinin belli olmadığını, senet karşılıklarının müvekkiline hiçbir şekilde ödenmediğini, davacı tarafında içerisinde yer aldığı fiktif üyelerin son derece organize bir şekilde hareket ederek 48 kişinin aynı anda istifa yolunu seçtiklerini, davacının Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davasının reddedildiğini, iş bu dava konusu ile birebir aynı konuda müvekkil kooperatif aleyhine açılan davada Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin kararının büyük önem arzettiğini belirterek haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli olarak açılan davada; öncelikle usule ilişkin itirazlarının (zamanaşımı ve hukuki yarar) kabulü ile davanın usulden reddini, aksi takdirde itirazlarının kabulü ile gerek alacağın ve de gerekse talep edilen faiz konusunda davanın esastan reddini, takibinde haksız ve kötüniyetli olan davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sincan (Ankara Batı) … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, kooperatif kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, kooperatif ortaklığından çıkma payı alacağının tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2016/457 esasına kaydan açılan davada yapılan yargılama sonucunda, mahkememizin 08/06/2017 tarih 2016/457 esas 2017/414 Karar sayılı ilamı ile “11.01.2010 tarihinde açılan ve tarafları, dava konusu eldeki dosya ile aynı olan Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında, aynı çıkma payı alacağının şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının tahsilinin istenildiği, mahkemece davanın erteleme süresi dolmadan açıldığından muaccel olmadığı gerekçesi ile reddedildiği, yargılamanın temyiz aşamasında olduğu, sonuç olarak talep edilen alacağa ilişkin olarak dava tarihi itibariyle görülmekte olan bir davanın mevcut olduğu…” gerekçesiyle derdestlik dava şartı nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Ankara BAM 23.Hukuk Dairesinin 01/11/2018 tarih 2017/1139 Esas 2018/1507 Karar sayılı ilamı ile “…Bilindiği üzere; HMK’nin 114/ı bendi uyarınca aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması, yani derdestlik durumu dava şartıdır. Bu konuda karar verebilmek için aynı davanın ikinci kez açılmış olması, birinci davanın görülmekte (derdest) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı dava olması koşullarının bir arada gerçekleşmesi zorunludur.
Somut olayda, eldeki davanın açıldığı 14.06.2016 tarihinde, Ankara … ATM’nin … E. sayılı dava dosyası derdest olup o davanın tarihi 11.01.2010’dur. Ne var ki ilk davada, aynı taraflar arasında aynı kooperatif ortaklığından çıkma payının tahsiline ilişkin olarak 10.000,00-TL’nin tahsilinin istenildiği, sonra açılan istinaf istemine konu davada ise bakiye 83.200,00-TL ve işlemiş faizinin icra takibine konu edildiği, takibe itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığı sabittir.
Davacı dava dilekçesinde, eldeki davayı bakiye çıkma alacağı için yaptığı takip üzerine açtığını belirtmiş, istinaf dilekçesinde de ilk davada istenen kısmın dışında kalan kısım için bu davayı açtığını, ilk davanın usul kanunları gereği ıslah edilmesi mümkün olmayan bir aşamada olması ve zaman aşımı süresi de gözetilerek icra takibi yaptığını, takibe itiraz edilmesi üzerine işbu davayı açtığını belirtmiştir. Dolayısıyla istinafa konu eldeki davanın, davacının talebi, bozmadan sonra ıslahın mümkün olmaması ve zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak ilk davada her ne kadar fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuş bile olsa, ilk davada istenen 10.000,00-TL’ye ek olarak açıldığı, istinafa konu davada ise bakiye 83.200,00-TL’nin icra takibi ile tahsilinin istenildiği açıktır. Şu halde, derdestlik dava şartının “ikinci davanın aynı dava olması” koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesince işin esasına girilerek, taraf delilleri toplanıp bir karar verilmesi gerekirken, davanın derdestlik dava şartından davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır…” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, dava dosyası mahkememiz esasının 2018/816 sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı alacaklı, kooperatif ortaklığından ayrılma nedeniyle davalı kooperatiften alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 06/05/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 08/05/2014 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Durdurma kararı alacaklıya 06/08/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. İşbu davanın ise 14/06/2016 tarihinde açıldığı(harcın yattığı tarih) anlaşılmıştır. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasının yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine karar verildiği, verilen kararın temyizi üzerine kararın bozulduğu ve karar düzeltme isteminin reddedildiği, bunun üzerine bozma sonrası yeni esasın Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esasına kaydedildiği, yapılan yargılama sonucunda 23/09/2021 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, taleple bağlı kalınarak 10.000,00TL’nin faiziyle davalı kooperatiften tahsiline karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/6372 Esas 2022/3267 Karar sayılı kararı ile hükmün onandığı ve karar düzeltme isteminin reddi ile de kararın 27/12/2022 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E-K.sayılı dosyası kapsamında aldırılan 11/07/2021 tarihli raporunda özetle; Davacının istifasının gerçekleştiği 2008 yılında 4, 2009 yılında 33 kişi olmak üzere bu iki yılda toplam 37 kişi boşalan üyeliklere ortak olarak alındığını, ancak davacının istifa tarihinde konut kuralarının çekilmemiş olması nedeniyle davacı adına özgülenmiş bir ortaklık hissesi olmadığından bizatihi davacı yerine alınan yeni bir ortaktan bahsetmenin mümkün bulunmadığını, davalı kooperatifin ticari defter kayıtlarına göre, 18.02.2008 tarihinde ortaklıktan istifa eden davacının ayrıldığı yıl genel giderler payı düşüldükten sonra 91.190,53 TL tutarında çıkma payı alacağı bulunduğunu, davacının ortaklıktan ayrıldığı yıl bilançosu 05.04.2009 tarihli genel kurulda kabul edildiği için alacağın bu tarihi takip eden bir aylık sürenin sonu olan 06.05.2009 tarihinde alacağın muaccel olduğunu
ve bu tarihten itibaren alacağa yasal faiz işletilmesi gerektiğini, davalı kooperatifin 11.05.2008 tarihli genel kurulunda davacı alacağının ödenmesinin üç yıl ertelenmesine karar verilmişse de davacıya yapılacak ödemelerin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşürmeyeceği ve kooperatifin ekonomik ve mali yapısının ertelemeyi haklı kılacak mahiyette olmadığını, bu nedenle davacı alacağının 06.05.2009 tarihinden itibaren talep edilebilir alacak olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E-K. sayılı kararında davacının davalı kooperatiften ayrılması sebebiyle talep edebileceği çıkma payı alacağının yapmış olduğu ödemeler gözetilerek 91.190,53TL olduğu, davacının talebiyle bağlı kalınarak 10.000,00TL’nin muacceliyet tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği, işbu davanın Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E-K. Sayılı davasına konu alacağın 10.000,00TL’lik kısmı dışında kalan kısmının tahsiline yönelik açılmış ek dava mahiyetinde olduğu(Benzer mahiyette Mahkememizin 2022/284 Esas sayılı dosyası) anlaşılmıştır.
Davalı yan cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuşsa da, takip tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin tüm alacak için kesildiği ve takip tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalının bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E-K. sayılı dosyasının kesinleşmiş olması ve işbu davanın ek dava mahiyetinde olması sebebiyle dosya kapsamında tespit edilen hususlar ve alınan bilirkişi raporuyla mahkememiz bağlı olacaktır. Bu nedenle davacının 91.190,53TL çıkma payı alacağından hüküm altına alınan 10.000,00TL’nin mahsubu ile davacının bakiye 81.190,53TL çıkma payı alacağı bulunduğu tüm dosya kapsamına göre sabittir. İşbu dava alacak davası olarak değil itirazın iptali davası olarak açılmıştır. Takip talebinde 83.200,00TL asıl alacak ve 37.296,39TL işlemiş faiz talep edildiğinden mahkememizce tespit edilen 81.190,53TL’nin alacağın muaccel olduğu 06/05/2009 tarihi ile takip tarihi olan 28/04/2014 tarih aralığındaki %9 yasal faizi mahkememizce hesaplanmış, buna göre davacının 81.190,53TL yanında 36.395,60TL işlemiş faiz alacağının da bulunduğu tespit edilmiş olmakla 81.190,53TL asıl alacak, 36.395,60TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.586,13TL yönünden davalı itirazının haksız olduğu ve iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, itirazın 81.190,53TL asıl alacak, 36.395,60TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.586,13TL yönünden iptaline, takibin 117.586,13TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Asıl alacak likit(belirlenebilir) olduğundan ve davalı haksız olarak takibe itiraz ettiğinden asıl alacak tutarının %20’si olan 16.238,10TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE ; Sincan (Ankara Batı) … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 81.190,53 TL asıl alacak, 36.395,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.586,13 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-81.190,53 TL asıl ve likit alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar kesinleştiğinde, dosya arasında bulunan icra dosyası aslının iadesine,
4-Alınması gereken 8.032,30TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.455,38TL harcın mahsubu ile bakiye 6.576,92TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.455,38TL peşin harç, 29,20TL başvuru harcı, 4,30TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.488,88TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 199,45TL tebligat ve posta gideri ile 1.200,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.399,45TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 1.365,65TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 18.813,78TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.910,26TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/10/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza