Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/776 E. 2020/330 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/776 Esas – 2020/330
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/776
KARAR NO : 2020/330

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 11/10/2017
KARAR TARİHİ: 17/07/2020
K.YAZIM TARİHİ : 17/07/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı OSB Yönetimi arasında 05.03.2014 tarihinde imzalanan Düzenleme Şeklinde Ana Tahsis Sözleşmesi ile OSB sınırları içinde yer alan … Ada 9 Parsel numaralı taşınmazın davacıya tahsis edildiğini; 06.03.2014 tarihinde müvekkili tarafından taahhütnamede işlem konusu parsel üzerinde yapılacak inşaatın fen ve sanat kurallarına uygun yapılacağı da taahhüt edilerek ruhsat işlemlerine başlanarak 07.03.2014 tarihinde Ankara Ticaret Odası taralından Ön Kapasite Değerlendirme Raporu düzenlenerek ve bir sureti davalı OSB kayıtlarına da eklenerek 07.03 2014 itibariyle Yapı Ruhsatını da alarak ivedilikle sözleşmesel edimlerini yerine getirmeye başladığını, müvekkili tarafından tahsis sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin tümünün yerine getirildiğini bedel ödemelerini aksamadan gerçekleştiğini; yatırımın niteliği ve maliyeti ile ilgili katma değer sağlayacak yurtdışı fon sağlanması yönünden Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürlüğü vasıtasıyla yönetilen Avrupa Birliği fonlarından müvekkiline tahsisi talep edilen fon tutarında müvekkilinin insiyatifinde olmayan gecikme söz konusu olduğundan durum hakkında…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…11.08.2017 tarih … sayılı ihtarname ile davalıya bilgi verilerek ek 2 yıl süre talebinde bulunulduğunu; ihtarnameye yanıt olarak işbu davaya konu olan; davalı OSB Yönetim Kumlunun müvekkile yönelik tahsisi 14.08.2017 gün ve 22 sayılı toplantısında aldığı kararla iptal ettiğini bildiren, Sincan …. Noterhginin 07.09.2017 tarih ve … yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesi gelmiş ise de, anılan kararın müvekkiline gönderilmediğini, tahsisin iptalini bildiren ihtarnameden 2 gün önce düzenlendiği anlaşılan, OSB Mali İşler Müdürlüğünün 05.09.2017 tarih ve … sayılı yazısında anlaşıldığı üzere, OSB Yönetim Kurulu’nun kararına ek olarak; içeriğine yine vakıf olamadıktan bir Müteşebbis Kurulu kararı da mevcut bulunduğunu; tahsis sözleşmesinin 4. maddesi ile tahsis için öngörülen bedel 705.561,08 TL + KDV olup, bu bedel aynı zamanda iştira bedeli olarak da kabul edildiğini; iştira hakkının kullanılabilmesi için ise sözleşmenin 6. maddesinde belirtilen sürelere uyulmaması ve davacı tarafından üstlenilen yükümlülüklerin ifa edilmemesi şartların birlikte arandığını; davacının yükümlülüklerini ifa etmemesi durumu söz konusu olmadığı davalı tarafça da malum olduğunu; halen mevcut olan yurtdışı kaynaklı fonun aktarılmaması durumunun çözülmesi için ihtiyaç duyulan sürenin verilmemesine gerekçe olarak OSB cevabi ihtarnamesinde bu durumun mücbir sebep oluşturmadığı belirtilmiş ise de, bu değerlendirmenin öznel olduğunu ve haklı bir gerekçe niteliği taşımadığını, tahsis işlemine konu arsanın 3. bir kişiye satılması istendiğini; tahsise konu arsa halihazırdaki piyasa rayiç değeri itibariyle içinde yer aldığı Organize Sanayi Bölgesi’nin en değerli arsalarından biri olup, bölge yönetiminin bu taşınmazı çok ciddi rakamlara 3. kişilere pazarlama çalışmasında bulunduğu komşu işyerlerinin dahi malumu haline geldiğini belirterek; davalı OSB Yönetim Kurulu’nun 14.08.2017 tarihli … sayılı toplantısında alınan, müvekkile tahsis edilen taşınmazla ilgili tahsisin iptali konulu işleminin; keza bu karara bağlı olarak alınan Müteşebbis Heyet tahsis iptali kararının ve OSB Mali işler Müdürlüğü iştira karar ve işlemlerinin iptaline ve işlemlerin tedbiren durdurulmasına, müvekkilinin mücbir sebep halinin kabulü ile OSB Uygulama yönetmeliği 108. Maddesi ile öngörülen 2 yıllık süre uzatımı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu sanayi parselin davacı firmaya tahsis işleminin Bölge Yönetim Kurulu’nun 14.08.2017 günlü ve … nolu karan ile iptal edildiğini; boş kalan taşınnıazm yine Bölge Yönetim Kunılu’nun 24.08.2017 gün ve … nolu kararı ile iptal edildiğini, boş kalan taşınmazın yine bölge yönetim kurulunun 24.08.2017 gün ve … nolu kararı ile dava dışı …. Ltd. Şti.’ne tahsis ediIdiğini, dava dışı …. Ltd Şti. ile müvekkil Bölge arasında 07.09.2017 tarihinde Düzenleme Şeklinde Arsa Tahsis Sözleşmesi de imzalandığını ve Firma tarafindan yatırıma da başlandığını; söze konu tahsis işleminin dosyada alınan ihtiyati tedbir kararından yaklaşık iki ay önce gerçekleştirildiğinden geri alınması da hukuken mümkün olmadığını, davacı firmaya verilen yapı ruhsatının 07.03.2014 tarihli ve bu yapı ruhsatının süresinin OSB Uygulama Yönetmeliği’nin 88. maddesi uyarınca iki yıl olduğunu, firmaya verilen yapı ruhsatının 07.03.2016 tarihi itibariyle hükümsüz hale geldiğini, davacı Firmanın bu süre içerisinde Müvekkili idareye yapı ruhsatı süresinin uzatılması için hiçbir şekilde başvuruda bulunmadığını, davacının süresinde olmayacak şekilde 11.08.2017 tarihinde yapı ruhsatının hükümsüz hale geldiği tarihten bir buçuk yıl sonra yatırım için ek süre talep ettiğini, davacı tarafından yapılan ek süre talebinde hiçbir mücbir sebep belirtilmediğini, mücbir sebeplerin varlığı halinde dahi 108. maddede belirtilen sürelerin kendiliğinden uzamasının söz konusu olmayıp, bu hususta müvekkili Bölge Yönetim Kurulu’na takdir yetkisi verildiğini, davacının süresinde yatırımını gerçekleştirmemesi dolayısıyla tahsisi iptal edilen sanayi parseli de iptal işleminin akabinde başka bir firmaya tahsis edilmiş olup, Firma tarafindan yatırım çalışmalarına da başlandığını belirterek, usul ve yasaya aykırı olarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

DELİLLER :Sincan …. Noterliğinin 07.09.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, Ankara Sanayi Odası 2. ve 3. Organize Sanayi Bölgesi arsa tahsis sözleşmesi ve taahhütname suretleri, tapu kayıtları, Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü ile yapılan yazışmalar, 13.02.2020 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Davanın açıldığı Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.07.2018 tarihli ve … esas, … sayılı kararı ile mahkememizin görevli olduğunu belirterek, dosyayı mahkememize göndermiştir.
GEREKÇE :Dava, davalı OSB tarafından yapılan arsa tahsis işlemine ilişkin 14/08/2017 tarih ve … sayılı kararın iptali ve bu karara bağlı olarak alınan müteşebbis heyeti tahsis iptali kararı ile OSB mali işler müdürlüğü iştira karar ve işlemlerinin iptali ile davacı adına yapılan tahsisin 2 yıl uzatılması istemine ilişkindir.
Davaya konu ihtilaf, OSB Yönetimi tarafından davacıya yapılan tahsisin iptali işleminin iptali ile üçüncü kişiye arsa tahsisine ilişkin kararın iptalini gerektirecek şartların bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere ülkemizde 1960’lı yıllardan beri planlı kalkınma hedefi doğrultusunda kurulan OSB’ler, her hangi bir yasal mevzuatı olmadan 1980’li yıllara kadar devam etmiş, mevzuat boşluğunu gidermek amacı ile 31.01.1982 tarihli … sayılı Resmi Gazetede “Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Fonlar Yönetmeliği” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu arada … Sayılı, (mülga) Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile de Organize Sanayi Bölgelerinde koordineyi sağlama görevi anılan Bakanlığa verilmiştir. 2000’li yıllara kadar, tüzel kişiliği olmayan bu kuruluşların iş ve işlemleri, valiliklerin, belediyelerin, ticaret ve sanayi odalarının öncülüğünde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının onayı ile oluşturulan müteşebbis heyetler/yönetimler tarafından yürütülmüştür.
Uzun süreçte yaşanan pek çok sorunun gündeme gelmesini takiben, 15.04.2000 tarihli, … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4562 sayılı “Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu” ile OSB’ler yasal statüye ve özel hukuk tüzel kişiliğine kavuşturulmuştur. Organize Sanayi Bölgeleri, öncelikle, 4562 sayılı yasa ve anılan yasanın 27 nci maddesine dayanılarak hazırlanan ve ilk olarak 01.04.2002 tarihli 24713 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği” hükümlerine tabidir. Anılan yönetmelikte daha sonra köklü değişiklikler yapılmış ve 22.08.2009 tarihli, 27327 sayılı Resmi gazetede yeniden “Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği” yayımlanmıştır. Gerek Kanunda ve gerekse Yönetmelikte zaman zaman değişiklikler yapılmış ve Resmi Gazetede yayımlanarak değişiklikler de yürürlüğe girmiş olup, Yönetmelik’te yapılan son değişiklikler bu davanın açılmasından sonra yapılmış ve 02.02.2019 tarihli Resmi gazetede yayımlanmıştır. Bu itibarla, OSB’lerde arsa tahsisi, iptal veya iadesi, katılımcıların ödemelerinin geri verilmesi gibi ihtilaf konularında, şartların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinin, değinilen yasa ve (işlem tarihinde yürürlükte olan) yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla; OSB Uygulama Yönetmeliğinin; “Ruhsat müddeti” başlıklı 88 nci maddesinde; “Ruhsat verildiği tarihten itibaren 2 yıl geçerlidir. Aksi takdirde verilen ruhsat hükümsüz sayılır.
Makul sebeplerle bu süre yönetim kurulu tarafından 2 yılı seçmemek üzere uzatılabilir hükmü; “İnşaata başlama ve bitirme’ başlıklı 108 inci maddesinde ise; “1-Tahsis edilen arsa ile ilgili olarak;
a)Tahsis tarihinden itibaren l yıl içerisinde gerçekleştirileceği yapıya ait projeleri OSB’ve tasdik ettirerek yapı ruhsatını almayan,
b)Yapı ruhsatı tarihinden itibaren 2 yıl içinde üretime geçmeyen,
e-imza e-imza e-imza e-imza

c)Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre; “Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi değildir.”, “Çevresel Etki Değerlendirmesi gerekli değildir” veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi olumlu ” kararı almayan, katılımcılara yapılan tahsis, yönetim kurulu tarafından iptal edilir.” hükmü yer almaktadır.
09.02.2011 tarihli, 27841 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle Yönetmeliğin 108 nci maddesine, aşağıdaki ikinci ve üçüncü fıkralar ilave edilmiştir.
2-OSB’ler mücbir sebeplerin varlığı halinde bu süreleri 2 yıl geçmemek şartıyla uzatabilir.
3-Bakanlık kredisi kullanmayan OSB’lerde, hu maddede geçen tüm bu sürelerin hesabında l-1000 ölçekli parselasyon planının onay tarihi esas alınır.
Davalı ile davacı arasında ihtilaf yaşanan/tahsisin iptal edildiği dönemde yönetmelik hükümleri yürürlüktedir.
Dikkat edilecek olursa davacıya bahse konu arsa 05.03.2014 tarihli sözleşme ile tahsis edilmiş, 07.03 2014 tarihinde yapı ruhsatı onaylanmış ve ruhsatın geçerlilik tarihinin 07.03.2016 olduğu belirtilmiştir. Belirlenen sürede inşaatın yapılmamış ve üretime geçilmemiş, davacı firma Kadıköy …. Noterliği vasıtası ile gönderilen 11.08.2017 tarihli, … nolu ihtarname ile 2 yıl süre talep etmiş, fakat Ankara Sanayi Odası 2. ve 3. OSB Yönetim Kurulunun 14.08.2017 tarihli, … sayılı kararı ile, yönetmelikte ön görülen süreler içerisinde yatırımın gerçekleştirilmediği ve tesis inşaatı yapılmayarak parsellerin atıl durumda bırakıldığı gerekçesi ile, aralarında davacı parselinin de bulunduğu bazı parsel tahsislerinin iptali ve yeni yatırımcılara tahsisi kararlaştırılmış, yine aynı Yönetim Kurulunun 24.08.2017 tarihli, … sayılı kararı ile … ada, 9 nolu parselin … Ltd. Şti’ne tahsisine karar verilmiştir.
İptalin ve yeni tahsisin kararlaştırılmasından sonra davalı idare vekili, firmaya, süre uzatım taleplerinin red ve tahsislerinin iptal edildiğini Noter ihtarnamesi ile bildirmiştir. Bu arada Bölge Müdürü … imzası ile yine firmaya, iptal işlemlerinden dolayı ödenecek arsa iade bedelinin belirlendiği, 1.385.830,07TL’nin ödeme işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için iade faturasının düzenlenmesi bildirilmiş, bu bildirimi takiben 10.10.2017 tarihinde iş bu dava açılmıştır.
Yönetmelik hükümleri gereğince, 2 yıl ek süre verilmesi “mücbir sebepler”in varlığı şartına bağlanmıştır. “Mücbir sebep, Hukukla sık kullanılan bir terimdir ve herhangi bir görevin, sorumluluğun veya taahhüdün zamanında yerine getirilmesine engel teşkil edecek vefat, iflas, tutukluluk, hastalık, doğat afet, savaş gibi durumları ve durumlardan kaynaklı önüne geçilmesi mümkün olmayan sonuçları ifade etmektedir.” Bu tanımdan da hareketle; ağır kaza, ağır hastalık, tutukluluk, yangın, deprem, sel vs gibi doğal afetler, irade dışı ortaya çıkan kayıplar mücbir sebep halleri olarak sayılmaktadır. Oysa davacının belirtilen hiçbir halle ilgili ortaya koyduğu mücbir sebebi yoktur. Sadece, yatırımın niteliği ve maliyeti ile ilgili katma değer sağlayacak yurt dışı fon sağlanmasında firmanın inisiyatifinde olmayan gecikme söz konusu olduğu ileri sürülmektedir. Oysa, TTK’nın 18 nci maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket emesi gerekir” hükmü gereğince şirket yöneticilerinin/davacının, basiretli bir tacir/iş adamı gibi hareket etmesi gerekmektedir. Basiretli iş adamı, “geleceği gören, sezgisi yüksek, dikkatli ve yapacaklarının nereye varacağını bilen ya da bilmesi gereken, uçarı iş, işlem ve eylemlerinin hukuki, mali ve ticari sonuçlarını öngörmesi gereken kişidir.”
18.11.2015 tarih ve … Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 29 ncu maddesi ile OSB Yönetmeliğinin … uncu maddesi değiştirilmiş ve katılımcıya, istediği zaman parsel tahsis işleminden vazgeçebilirle hakkı tanındığı gibi; katılımcı, inşaatını süresinde ya da verilen ek süre içinde bitirmediği takdirde; temel atmış veya temel inşaatını bitirmiş olsa bile OSB yönetimi tahsisi iptale yetkili kılınmıştır.
e-imza e-imza e-imza e-imza

İade bedeline gelince, OSB’ler tarafından, tüm iptallerde aynı formül uygulanmakta, yani iptal tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak hesaplama yapılmaktadır. Tahsis yapılmış bile olsa, taşınmaz üzerinde inşaat bitirilip tapu devredilinceye kadar gayrimenkul OSB tüzel kişiliğine aittir. Organize Sanayi Bölgeleri özel hukuk tüzel kişiliği olarak, özel yasa (4562) ve yönetmelik (OSB Uygulama Yönetmeliği) hükümlerine tabidir. Bu yasa ve yönetmeliğin başka hiçbir yerde uygulanma imkanı da yoktur. Ancak bu yasa ve yönetmelikte açıklık olmaması halinde diğer yasalardaki hükümlere müracaat edilebilir.
Bu itibarla, tahsis, iptal ve iadelerde rayiç değer değil, OSB Yönetiminin maliyetleri dikkate alarak yönetmelik hükümlerine göre hesapladığı tahsis veya iade bedellerine itibar edilir. Davalının iptal ve iade bedel miktarı da bu düzenlemelere uygun olarak yapılmış, bu nedenle, rayiç değer belirlenmesine gerek görülmemiştir OSB’lerde tahsis yapılan katılımcıların taşınmazı ikinci el arsa olarak başkalarına devri yasaklanmış ve arsa spekülatörlüğünün önüne geçilmiştir. Bu itibarla yukarda da değinildiği üzere, iptal iadelerinde rayiç değere değil yasa ve yönetmelik hükümlerine göre hesaplanan miktara itibar edilmelidir. Davacıya iade edileceği bildirilen 1.385.830,07TL’de bu kurallara göre belirlenmiştir.
Davaya konu ihtilafın, davacıya yapılan … ada, 9 nolu parsel tahsisinin iptali kararının ve aynı parselin … . Ltd. Şti.’ne tahsis işlemine ilişkin kararın iptali istemini içerdiği, özel hukuk tüzel kişiliği olarak OSB’lerin 4562 sayılı Kanuna ve OSB Uygulama Yönetmeliği hükümlerine tabi oldukları, bu nedenle, tahsis, iptal ve iadelerde anılan yasal düzenleme hükümlerinin dikkate alınması gerektiği, davacıya yapılan tahsisin iptali ve diğer bir firmaya tahsisinde yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/07/2020

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza