Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/759 E. 2021/328 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/759 Esas – 2021/328
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/759 Esas
KARAR NO : 2021/328

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2018
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
K.YAZIM TARİHİ : 18/06/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı borçlunun kooperatifin ortağı olduğunu, genel kurulca toplanmasına karar verilen 8,682,10 TL tutarında aidat ile 3.879,48 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 12.561,58 TL borcu bulunduğunu, şifahi uyarılara rağmen ödememekte ısrar ettiğini, davalının borcun tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe itiraz ederek takibin durmasını sağladığını beyan ederek, davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davacı kooperatifin ticaret sicil kaydı, davacı kooperatifin ticari defter ve kayıtları, davacı kooperatife ait tüm genel kurul toplantı tutanakları, yıl sonu bilançoları ve ilgili evraklar, 10/06/2019 tarihli bilirkişi raporu, 13/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporu, Ankara …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Mahkememizin … esas sayılı dava dosyası, 22/02/2020 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; kooperatif üyeliğinden kaynaklanan parasal yükümlülüklerin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı kooperatif üyeliği nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 13.02.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 14.02.2018 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı kooperatif, icra takibine de konu ettiği kooperatif üyeliğinden kaynaklanan toplam 12.561,58TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Toplanan deliller ile birlikte dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, yapılan inceleme sonucunda düzenlenen kök bilirkişi raporunda, davalının 07/02/2018 takip tarihi itibariyle borcunun, 50.682,10 TL aidat, 9.895.30 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 60.577,40 TL olarak hesaplandığı, davacı kooperatif, takip ile 8.682,10 TL aidat, 3.879,48 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 12.561,58 TL talep ettiğinden, hissenin borcunun (talebe sadık kalınarak); 07/02/2018 takip tarihi itibariyle, 8.682,10 TL aidat, 3.879,48 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 12.561,58 TL olarak bulunduğu, ancak davalı, takip sonrasında 30/06/2017 tarihinde kooperatife 1.500,00 TL ödediğinden, bu ödemesinin öncelikle faizden düşüldüğünde, 8.682,10 TL aidat, 2.379,48 TL işlemiş faizi olmak üzere, 11.061,58 TL borcu kaldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda, davalının 07/02/2018 takip tarihi itibariyle borcunun ve Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden kaynaklanan alacağının olup olmadığının anlaşılabilmesi için; takip talebi ile dosya akıbetinin ne olduğunun, davalının istifası ile kooperatife tebliğ edilip edilmediğinin, hisse devri sağlanmış ile buna ilişkin devir sözleşmesinin, davalıya tahsis edilen dairenin iade edilip edilmediğinin, edildi ise kime verildiğinin, boş olup olmadığının bilinmesi ile huzur hakkı alacağının dönemi paralelinde düzenlenmiş bordroların, ortaklar defteri ile karar defterinin dosyaya sunulması gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi ikinci ek raporunda, davalının borcunun (takip tarihi dikkate alındığında) olmak üzere toplam 11.254.67 TL olduğu, 8.682,10 TL aidat, 2.572,57 TL işlemiş faizi, ancak davalı, takip sonrasında 30/06/2017 tarihinde kooperatife 1.500,00 TL ödediğinden bu ödemesinin öncelikte faizden düşüldüğünde 8.682,10 TL aidat, 1.072,57 TL işlemiş faizi olmak üzere 9.754,67 TL borcu kaldığı, davalının 2014 yılı kapsamında 01/01/2014-16/03/2014 döneminde 2,5 ay huzur hakkı alacağı kaldığı (2.500,00 TL), ancak; İcra Müdürlüğü’nce dosya kapsamı tam olarak gönderilmediğinden, takibe herhangi bir itiraz olup olmadığı, takibin kesinleşip kesinleşmediği, dosyaya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı anlaşılamadığından, herhangi bir mahsup işlemi yapılmasına bu aşamada gerek olmadığı belirtilmiştir.
Davalı adına yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi verilmemiştir. Ancak davalı yan vekili aracılığıyla sunduğu 20/06/2019 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde birtakım savunmalarda bulunmuştur. Bu savunmalardan bir tanesi kooperatiften 25/12/2014 tarihinde istifa ettiğine ilişkindir. Davalı yanın davacı kooperatiften istifa ettiği ve istifasının 15/06/2016 tarihli 2016/06 sayılı karar ile kabul edildiği anlaşılmıştır. Ancak davalının istifa etmesine rağmen adına tahsis edilen ve tapusu verilen D blok … numaralı bağımsız bölümde oturmaya devam ettiği ve bağımsız bölümü davacı kooperatife iade etmediği dosya kapsamından sabittir. Bu durumda davalı yan kooperatifin konutları yararına yaptığı ya da konut maliyetine etki eden harcamalarına diğer ortaklarla birlikte eşit olarak katlanmak zorundadır. Davalının taşınmazda oturması ve kullanmaya devam etmesi sebebiyle yararlanacağı hizmet bedelini ödemesi gerekecektir. Bu sebeple davalı yanın bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir. Davalının bir diğer savunması ise takas mahsuba ilişkindir. Ankara …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla kesinleşen davacı kooperatiften olan alacağının işbu davada talep edilen alacaktan mahsup edilmesini talep etmiştir. Takas mahsup defi niteliğinde olup, ilk itirazlardan farklı olarak, defilerin esasa cevap süresi içinde bildirilmeleri zorunlu değildir. Dolayısıyla, takas-mahsup defi, esasa cevap süresi geçtikten sonra dahi bildirilebilir. Ne varki, bir definin esasa cevap süresi geçtikten sonra bildirilmesi savunmanın genişletilmesi anlamına geleceğinden, böylesi bir definin mahkemece dikkate alınabilmesi için, karşı tarafın buna muvafakat etmiş olması gerekir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141. maddesinde savunmanın genişletilmesi yasağının istısnalarından biri olarak gösterilen muvafakat, açık veya zımni olabilir. Bir davada, davalı tarafın savunmasını genişletmesi üzerine, davacı taraf buna hemen itiraz etmez; başka bir ifadeyle, savunmanın genişletilmesine muvafakati bulunmadığını hemen bildirmez, özellikle de, genişletilen savunmaya yönelik cevaplar verir ise, savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş sayılır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/16114 Esas 2017/4393 Karar) Yapılan açıklamalardan sonra davalı tarafça süresi içerisinde sunulmuş cevap dilekçesi doğal olarak da savunma bulunmadığından takas mahsup talebini içerir beyanları da savunmanın genişletilmesi olarak sayılamayacaktır. Zira olmayan şeyin genişletilmesi de mümkün olmayacaktır. Ancak bir an için cevap vermeyerek iddiaları inkar ettiği ve inkar kapsamında savunmasını genişlettiği kabul edilebilirse dahi davalının takas mahsup talebine karşı davacının 24/06/2019 tarihli dilekçesiyle savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğini beyan etmesi karşısında davalının bu savunmasına da itibar edilmemiştir.
Netice itibariyle davalının savunmalarının yerinde olmadığı ve davacının 8.682,10TL asıl alacak ve 1.072,57TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.754,67TL alacaklı olduğu tespit edildiğinden davanın kısmen kabul kısmen reddi yönünde aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davalı yan takip tarihinden sonra ödemede bulunduğundan ve reddedilen kısma davalı sebebiyet verdiğinden davacı aleyhine reddedilen tutar yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 8.682,10 TL asıl alacak ( aidat) ve 1.072,57 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 9.754,67 TL yönünden iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak miktarı likit olduğundan ve davalı taraf takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20 si olan 1.950,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 666,34 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 151,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 514,62 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 151,72TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı olmak üzere toplam 192,82TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 127,20 TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.127,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/05/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı