Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/748 E. 2019/14 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/748 Esas – 2019/14

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/748 Esas
KARAR NO : 2019/14

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2015
KARAR TARİHİ: 10/01/2019
K.YAZIM TARİHİ : 17/01/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin inşaat sektöründü faaliyet gösterdiğini, taahhüdünde bulunan Kırıkkale Üniversitesi Yurt Yapım İşinde kullanılmak üzere davalı ile arasında sözleşme gereği 2000 m2 iskele kiraladığını, bunun bedeli olarak aylık 4.000,00.TL+KDV olarak belirlendiğini, bu kapsamda 22/11/2014 tarihi itibari ile davalı tarafın iskeleyi teslim ettiğini, buna karşılık yaptığı sözleşme doğrultusunda işin başlangıcında boş teminat senedi verdiğini, davacının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirdiğini, aylık iskele bedelini fazlasıyla ödemesine rağmen davalı tarafın işin sonunda teminat maksatlı verilen boş senedin kaybolduğu gerekçesiyle iade edilmediğini, müvekkilinin davalının iyiniyetine güvendiğini, ancak davalının boş senedi tamamlayarak Ankara Batı …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına takibe koyduğunu, kötü niyetini gösterdiğini tahsil ettiği bedeli ikinci kez tahsil etmek istediğini, iskelenen 20/11/2014-01/01/2015 tarihleri arasında kullanıldığını, kötü hava şartları dolayısıyla efektif bir çalışma yapılamadığını, hava şartları sebebiyle davacının işçileri tarafından sökülen iskelenin davalı tarafça mart sonu itibariyle teslim alındığını, söküm bedeli için teminat olarak alınan 3.600,00.TL.nin iade edilmediğini, dava konusu haksız durum sebebiyle müvekkilinin maddi-manevi zarara uğrayacağının açık olduğunu beyan ederek, davalı ile yapılan bila tarihli sözleşme dolayısıyla, müvekkilinin davalı lehine keşide ettiği senet karşılığında davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, icra takibine konu edilen dava konusu senedin iptaline, davalı tarafça kötüniyetle yapılan takip için alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacı tarafından sunulan sözleşmenin tarihsiz bir sözleşme olduğunu, bu sözleşmede takibe konu senedin teminat olarak verildiğine dair herhangi bir ibare olmadığını, davacının iskele kiraladığını, ancak zamanında teslim etmediğini, defalarca telefon görüşmesi yaptığını, buna rağmen iskelelerin teslim edilmemesi nedeniyle işçi ve nakliye tutarak işçi ve nakliye ücretlerini ödeyip aylar sonra teslim aldığını, davacı tarafın iskelelerin teslim edildiği tarihe kadar olan kira bedelini ödemediğini, iskelelerin teslim edildiğine dair bir belge sunulmadığını, davacı hakkında senetten dolayı icra takibi yapıldığını, davacının 8 ay sonra bu davayı açtığını, davacının senedi ödediğini yazılı belge ile ispatlayabileceğini, davacının kendilerinden sürekli iskele kiraladıklarını, davacı tarafın ödemelerine bakıldığında 22/11/2014 keşide tarihli 08/03/2015 vade tarihli 17.778,00 TL bedelli senede ilişkin olduğuna dair bir ibarede bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasında düzenlenen iskele kiralama sözleşmesi uyarınca düzenlenen senet kapsamında davacının borçlu olmadığına yönelik menfi tespit talebine ilişkindir.
Ankara Batı … Sulh Hukuk Mahkemesinin … K. sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Mevcut dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 31/12/2015 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
6100 Sayılı HMK.nun 4/1-a maddesinde ise, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; uyuşmazlığın temeli kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davanın açıldığı 31/12/2015 tarihinde yürürlükte olan HMK.nun 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
Eldeki davada, davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği aylık 4.000 TL.bedel karşılığında 2.000 m² iskele kiraladığı, bedelin tamamının ödenmesine rağmen düzenlenen boş senedin davalı tarafından kötüniyetle icra takibine konulduğu beyan edilerek borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptaline karar verilmesi talep edilmiş olmakla, burada tartışılacak husus, kiracılık ilişkisi nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığıdır. Zira davalı tarafından 07/08/2017 tarihli beyan dilekçesi ile senedin kira sözleşmesi uyarınca verildiği kabul edilmiştir.
Bu açıklamalara göre, dava tarihinde yürürlükte olan HMK.nun 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan ve davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğundan davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
Karar kesinleştiğinde dosyanın Merci Tayini için ilgili istinaf dairesine gönderilmesine,
2-HMK ‘nun 20. Maddesi gereğince verilen karar kesinleştikten sonra ve talep halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli olduğu belirlenen Ankara Batı … Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince süresi içinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerinin gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/01/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı