Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/736 E. 2022/959 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/736 Esas – 2022/959
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/736 Esas
KARAR NO : 2022/959

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2018
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
K.YAZIM TARİHİ: 25/11/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalı tarafın, müvekkili aleyhine 17.04.2018 Tanzim, 02.05.2018 vade tarihli 10.000,00-TL miktarlı bono nedeniyle Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …-E sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, müvekkilinin söz konusu icra takibinden maaşına haciz müzekkereresi gönderilince haberdar olduğunu, müvekkilinin davalı alacaklı tarafla aralarında bir ticari ilişki olmasını bırakın davalıyı kesinlikle tanımadığını, müvekkilinin bu senetle ilgili olarak Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının …-soruşturma sayılı dosyasında 29.03.2018 tarihinde suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkili aleyhine icra takibine konu yapılmış olan bononun lehtarı-alacaklısı olarak görünen … isimli şahıs ile daha önce ticari ilişkide bulunmuş, alış-veriş yapmış, borç-alacak ilişkisini doğuracak herhangi bir eylemde bulunmuş, tanışmış, görüşmüş, konuşmuş veya söz konusu bonoyu imzalayarak …’ a teslim etmiş olmadığını, müvekkilinin söz konusu bonoda sözde alacaklı olarak görünen …’u kesinlikle tanımadığını, davalı ile müvekkili arasında hiçbir şekilde tanışıklık, akrabalık olmadığı gibi müvekkilinin, davalıya borçlanmasını ve bu borç karşılığında bono vermesini gerektirecek hiçbir hukuki işlem bulunmadığını, davalının kötü niyetli olarak bir şekilde eline geçirdiği bononun alacaklı kısmına kendi ismini yazarak sanki alacağı varmış gibi icraya konu ettiğini ve icra yolu ile haksız ve kötü niyetli bir şekilde alacak tahsil etmeye çalıştığını, müvekkili ile davalı-alacaklı arasında herhangi bir hukuki ilişki mevcut olmayıp, bırakın hukuki ilişkinin varlığını müvekkilem bir kez olsun davalı-alacaklı tarafı görmüş, ismini duymadığını beyan ederek, davanın kabulü ile müvekkilinin 17.04.2018 Tanzim, 02.05.2018 vade tarihli 10.000,00-TL miktarlı bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, davaya konu söz konusu bononun ve icra takibinin iptaline, davalının haksız, yersiz ve kötü niyetli olarak hareket etmesi dikkate alınarak dava konusu değerin %20’sinden az olmamak üzere tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Numaralı takibine konu senedin, TTK 776. maddede belirtilen tüm unsurları taşıması sebebiyle bono vasfına haiz olup bu sebeple taraflar arasındaki hukuki ilişkiden mücerret olduğunu, kambiyo senetlerinde borçlu olan tarafın, borcunun olmadığına dair açmış olduğu davalarda borçlu olmadığının ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacının, bu iddiasını yazılı delille ispat etmek zorunda olduğunu, kambiyo senetlerinin ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş belgeler ile ispat edilebileceğini, davacı-borçlunun itirazı ise iddia ve söylemlerden ibaret olduğunu, huzurdaki davada davacı tarafından Yargıtayın Yerleşik içtihatlarına uygun yazılı bir delil de sunulmadığını, kambiyo senetlerinin illetten mücerret kıymetli evraklar olduğunu, bundan dolayı davacı- borçlunun bahsettiği işlemleri kabul anlamına gelmemekle beraber doğru olsa bile kambiyo senedinin geçersizliğini doğurmayacağını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, kıymetli evrak nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı yan, 17/04/2018 tanzim, 02/05/2018 vade tarihli 10.000,00TL bedelli bono sebebiyle davalıya borçlu olmadığını, davalıyla davacı arasında herhangi bir alacak – borç ilişkisinin bulunmadığını, senedin davalı tarafça kötüniyetli olarak ele geçirilerek ve lehtar kısmına davalının kendi adını yazarak senedi doldurduğunu iddia etmektedir. Davalı ise kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu, kambiyo senedi vasfında olan bonoya karşı borçlu olunmadığının yazılı delille ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, 17/04/2018 tanzim, 02/05/2018 vade tarihli 10.000,00TL bedelli bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususundadır.
Davaya konu bononun kambiyo senedi niteliğine haiz olduğu belirlidir. Menfi tespit talebinin temel ilişkiden bağımsız soyut borç ikrarı içeren emre muharrer senede (bono) ilişkin bulunması karşısında, kural olarak ispat yükü davacıdadır. Davacının, kambiyo senedi niteliğinde ve sebepten mücerret bulunan bonoya karşı borçlu bulunmadığını yazılı delillerle ispatı gerekir. Davacı yan birtakım iddialar öne sürerek borçlu olmadığını iddia etmişse de, davalı yanın bu iddialara ilişkin senedi talil niteliğinde bir savunma getirmediği görülmekle davacı yanın iddialarını yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. İddialara yönelik olarak soruşturma dosyası delil olarak bildirilmiştir. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, müştekinin …, şüphelilerin … ve … olduğu, soruşturmaya konu suçun bedelsiz senedi kullanma olduğu, yapılan soruşturma neticesinde ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın itirazın reddi ile kesinleştiği tespit edilmiştir.
Yargılama usulü bakımından ikrar, açıklayan tarafından hasmının karara bağlanmasını istediği hakkın veya hukuki durumun meydana gelmesine esas olan ve hasmınca ileri sürülen maddi olayların tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunun bildirilmiş olması demektir (YHGK 09.11.1955 gün E:4-79 K:78; YHGK 25.06.1975 gün E:4/681 K:879).
İkrarın ispat kuvveti, yapıldığı yere göre belirlenir. Buna göre; ikrarın mahkeme içinde veya mahkeme dışında yapılmasına farklı hüküm ve sonuçlar bağlanmıştır.
Kural olarak mahkeme dışı ikrar, kesin bir delil olmayıp, takdiri delildir. Bununla ancak takdiri delillerle ispat edilebilen hususlar ispat edilebilir. Bu bakımdan kesin delille ispatı gereken bir hukuki işlemin varlığı mahkeme dışı ikrar ile ispat edilemez. Ne var ki mahkeme dışı ikrar bir belge ile ispat edilebilirse kesin delil hükmünde olur.
Bu açıklamalardan sonra davalının kolluktaki 23/01/2019 tarihli ifadesinin incelenmesinde, … isimli işyerinin sahibi olduğunu, yanında bir dönem çalışan … isimli şahsın … ile ev konusunda anlaştığını ve sözleşme uyarınca …’in 10.000,00TL’lik senedi imzaladığını, …’in daha sonra sözleşmeden caydığını, taraflarınca cayma bedeli olarak para talep ettiğini, ödenmeyince senedi icraya koyduklarını beyan ettiği görülmüştür. Bu beyanları davacı iddialarını destekler mahiyetteyse de, bu ikrar niteliğindeki beyanın kollukta verildiği ve kollukta verilen ifadenin mahkeme dışı ikrar niteliğinde olduğu(Yargıtay HGK 26/03/2014 tarih ve 2013/13-637 E. 2014/397 K.), mahkeme dışı ikrarın takdiri delil niteliğinde olduğu, ancak diğer delillerle desteklenerek kanıtlanması gerektiği(Yargıtay HGK 20/04/2016 tarih ve 2016/19-269 E. 2016/529 K.), somut uyuşmazlıkta davacı iddialarının yazılı delille ispat edilmesi gerektiği, takdiri delil niteliğindeki mahkeme dışı ikrar ile ispat edilemeyeceği, dosya kapsamında davacı iddiasını ispata yönelik olarak yazılı delil sunulmadığı, bu itibarla davacının davasını ispat edemediği, davacı yana son olarak dava dilekçesinde dayandığı yemin delilinin hatırlatıldığı, yemine başvurmaması sebebiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dosya kapsamında davacı yanın tedbir talebi kabul edilmişse de teminat yatırılmadığından tedbir kararı icra edilmemiş olduğundan koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78TL harçtan mahsubu ile bakiye 90,08TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.25/10/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı